Türkiye 7 kedi türüne ev sahipliği yapıyor

AA
AA
TT

Türkiye 7 kedi türüne ev sahipliği yapıyor

AA
AA

KTÜ Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şağdan Başkaya, "Türkiye'deki kedi türleri büyüklüğüne göre pars, vaşak, karakulak, saz kedisi, yaban kedisi, Asya yaban kedisi ile ev kedisi olarak sıralanmaktadır" dedi.
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Orman Fakültesi Yaban Hayatı Ekolojisi ve Yönetimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şağdan Başkaya, Türkiye'deki kedi türlerinin büyüklüğüne göre pars, vaşak, karakulak, saz kedisi, yaban kedisi, Asya yaban kedisi ile ev kedisi olarak sıralandığını bildirdi.
Başkaya, AA muhabirine, dünyada son yapılan çalışmalarda 41 kedi türü tespit edildiğini, bunlardan 7'sinin Türkiye'de yaşadığını belirtti.
Türkiye'deki kedi türlerinin büyüklüğüne göre pars, vaşak, karakulak, saz kedisi, yaban kedisi, Asya yaban kedisi ile ev kedisi olarak sıralandığını ifade eden Başkaya, yayılış alanları olarak bakıldığında vaşak ve yaban kedisinin ön plana çıktığını, ülkenin hemen her coğrafyasında 7 türün hepsine rastlayabildiklerini aktardı.
Başkaya, kedigillerin aynı zamanda iyi bir avcı olduğuna dikkati çekerek, bu canlıların besin yelpazesinin bir hayli geniş olduğunu dile getirdi.
Parsın genellikle geyik, yaban keçisi, dağ keçisi, yaban domuzu ve yaban tavşanı avladığını, bazen kuşlar ve sürüngenlerle de beslendiğini anlatan Başkaya, şöyle devam etti:
"Kedilerin, kendilerinden büyük canlıları avladıkları da bir gerçek. Bir yaban kedisi bile büyük memelilerin yavrularını ve gençlerini yakalayabiliyor. Kedilerin geniş bir beslenme yelpazeleri var ve o yüzden hayatta kalma kabiliyetleri ve ortama uyum yetenekleri yüksek. Nereye giderlerse gitsinler bir şekilde hayata tutunuyorlar. Kurbağadan balığa, fareden sürüngenlere, yılanlara, küçük memelilerden büyük memelilere kadar kuşları bile yakalayıp yiyebilen ve bu yönden besin tedarikinde çok sıkıntı çekmeyen türlerdir. Ülkemizde de oldukça uyum sağlamış durumdalar."
Başkaya, bu türlerin genellikle gece ve sabah erken saatlerde avlandıklarının, insanların kendilerini rahatsız etmeyeceği zaman dilimini seçtiklerinin altını çizdi.
Kedi türlerinin avlanırken tırnaklarını silah gibi kullandıklarını kaydeden Başkaya, "Kedilerin tırnaklarını içeri çekme kabiliyetleri olduğunu biliyoruz. Yani kınında saklıyorlar, ihtiyaç duyduklarında dışarı çıkartıyorlar. Yürüyüş esnasında tırnaklarının ucu yere değmez. O yüzden ayak izine baktığınızda bir kedinin tırnak izlerini genelde görmezsiniz. Saldırı anında açarak, resmen bir bıçak gibi tırnaklar ortaya çıkar. Kullanılmayıp saklandıkları için hem uçları çok sivri kenarları da jilet gibi keskindir. Hem taktıkları yere saplanıp hem de çekip yırtabilme yeteneği olan çok keskin birer silahtır kedilerin tırnakları" diye konuştu.

Kedi türlerini tehdit eden etkenler
Başkaya, kedi türlerinin yaşamını tehdit eden unsurların başında habitatların yok edilmesinin geldiğini belirterek, şunları söyledi:
"Kediler için en büyük tehlike türlere göre değişiyor. Her biri için aynı tehdit var ama genel olarak baktığımızda habitatların parçalanması, kaybolması, değiştirilmesi ve dönüştürülmesi gibi habitatlarla ilgili kayıplar gözümüze ilk çarpan etkenler. Diğer bir konu da bilinçsiz insanlar. İnsanlar 'bilinçsiz avcılar' diyor ama bilinçsiz olan avcılar değil, bilinçsiz insanlar diyelim. Çünkü onlar avcı değiller. Adam alıyor tüfeğini, tavuklarını korumak için tilkiyle, vaşakla mücadele ediyor kendisine göre. Tuzakla kapanla hatta zehir kullananları biliyoruz maalesef. Olmaması gereken, yapılmaması gerekenler. Çünkü diğer canlılara da zarar veriyor."
Bu konuda bilinçlendirme yapılmasının önemli olduğunu vurgulayan Başkaya, ayrıca yabani hayvanların yol açtığı zararlar için ABD ve Avrupa'da olduğu gibi vatandaşın zararının tanzim edilmesi yoluna gidilmesinin de hayvanların korunmasında önemli etken olabileceğini aktardı.

"Her tür evcilleştirmeye müsait değildir"
Başkaya, Türkiye'deki kedi türlerinin hepsinin hayvanat bahçelerinde bulundurulduğunu, özellikle pars, karakulak ve vaşak gibi türlerin dikkat çekici olduğunu belirtti.
Kaplan ya da aslanı evcilleştirdiği görülen insanlar olduğunu ancak bunun çok büyük tehlikeye yol açabileceğini dile getiren Başkaya, "Bu hem doğru bir şey değil hem de onlar evcilleştirilmiş hayvan olmuyor. Aslanı ve kaplanı 'Evcilleştirdim' diyemezsiniz. Besleyen kişi, onu bıraktığı anda bir daha tutamaz, alıkoyamaz. Acıktıysa sahibini bile yer. Bir parsı alıp 'Bunu evcilleştireyim' diyemezsiniz. Her tür evcilleştirmeye müsait değildir. Köpeği, atı, kediyi bir yere kadar evcilleştirirsiniz ama bu bahsettiğimiz kedigilleri alıp evcilleştirmeniz çok zor" dedi.

"Bütün dünyada evcil hayvan besleme noktasında patlama yaşanıyor"
Başkaya, Türkiye'de yaşayan türlerin en alt katmanında ev kedilerinin yer aldığını, bu türün de kendi arasında alt türlere ayrıldığını ifade etti.
Türkiye'ye has Van kedisi, Ankara kedisi gibi cinslerin en çok bilinenleri olduğuna dikkati çeken Başkaya, Malezya, Endonezya, İskoçya gibi ülkelerden, dünyanın çeşitli yerlerinden gelen kedilerin evde beslendiği gibi sokakta da görüldüğünü anlattı.
Prof. Dr. Şağdan Başkaya, şu değerlendirmede bulundu:
"Kedi sevgisi son yıllarda bütün dünyada arttı. Sadece Türk halkı değil, bütün dünyada evcil hayvan besleme noktasında patlama yaşanıyor. Bunun da kontrollü olması, bilinçli yapılması gerekiyor. Kediyi bir heves üzerine alıyorlar, 'Çocuğu sevdi' diye alıyorlar sonra bakamayınca sokağa atıyorlar. Ötekine özenmek, 'Bende de olsun.' demek ama herkesin bakabileceği bir şeyden bahsetmiyoruz. Kediye bakması çok zordur, kafes kuşuna, balığa bakması zordur, kolay değildir. Hakikatten bakabileceksiniz, ölene kadar sizinle kalabilecekse almaya yeltenmek lazım. Yoksa aldınız, bir yıl sonra sizin ne yapacağınız belli değil, çocuğunuzun ne olacağı belli değil, kimin ona bakacağı belli değil ama 'Alalım, aşağıya koyalım' olmaz."

"Çocuk istiyor diye, hava atalım diye alınacak bir şeyden bahsetmiyoruz"
Kedi ve köpek sahipleneceklere çağrıda bulunan Başkaya, "Kediniz, köpeğiniz hastalandı ve sizin için artık hiçbir işe yaramıyor, size mali bir külfet ve sizin zamanınızı alıyorsa bile bunları göze alabilecekseniz sahiplenin. Aksi takdirde bu taşın altına elinizi sokmamanız gerekiyor. Çocuk istiyor diye, hava atalım diye alınacak bir şeyden bahsetmiyoruz. Bu sonuçta bir can. Sonra sokaklarda kedi patlaması yaşanıyor" diye konuştu.
Sokaklara terk edilmiş çok fazla kedi ve köpek bulunmasının iyi bir şey olmadığına dikkati çeken Başkaya, "Bunun sonu çok iyi değil. Bütün dünya biliyor ki kuşlara en çok zarar veren yırtıcı, kedilerdir. Her yerde kedi besliyoruz hummalı bir şekilde, bakamadıklarımızı sokağa salıyoruz. Kısırlaştırarak da ardını alabileceğimiz bir pozisyondan çoktan çıktık gittik" ifadelerini kullandı.



İzleyiciler Netflix'in yeni animasyonunu beğenmedi

Son Bir Macera, eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da yüzde 64'lük beğeni puanına sahip (Netflix)
Son Bir Macera, eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da yüzde 64'lük beğeni puanına sahip (Netflix)
TT

İzleyiciler Netflix'in yeni animasyonunu beğenmedi

Son Bir Macera, eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da yüzde 64'lük beğeni puanına sahip (Netflix)
Son Bir Macera, eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da yüzde 64'lük beğeni puanına sahip (Netflix)

Netflix'in yeni komedisi Son Bir Macera (Fixed), yayına girdiği ilk günden beri izleyicilerden sert eleştiriler alıyor. Pek çok kullanıcı, filmi açtıktan sadece birkaç dakika sonra kapattığını belirterek yapımı "katlanılmaz" ve "iğrenç" diye nitelendirdi.

13 Ağustos'ta platformda gösterime giren animasyon türündeki film, Bull adlı bir köpeğin kısırlaştırılacağını öğrenmesi üzerine arkadaşlarıyla son bir maceraya atılmasını konu alıyor. Adam Devine tarafından seslendirilen Bull, aynı zamanda komşusu olan gösteri köpeği Honey'yi de ameliyat öncesinde etkilemeyi planlıyor.

5 Emmy ödüllü Genndy Tartakovsky imzasını taşıyan animasyonun seslendirme kadrosunda Kathryn Hahn, Idris Elba, Fred Armisen ve Bobby Moynihan gibi isimler de yer alıyor. Ancak Son Bir Macera, güçlü oyuncu kadrosuna rağmen izleyicilerin gönlünü kazanamadı.

Bir kullanıcı, "Son Bir Macera gerçekten katlanılmaz, henüz 5. dakikadayım. Tamamen basit cinsel espriler. Yaşlı bir kadının bacağına sürtünen animasyon köpeğin sallanan uzuvlarını görmek istemiyorum" diye yazdı.

Bir diğeri fragmanı seyrettikten sonra filmi izlemekten vazgeçtiğini belirterek, "Üç saniyelik tanıtım videosunda bile aşırı iğrenç görünüyordu, kesinlikle daha fazlasına bakmam" ifadelerini kullandı. 

Başka bir izleyici ise, "Bu seslendirme kadrosunu bu filmde yer almaya nasıl ikna ettiler hâlâ merak ediyorum" dedi.

Hoşuna giden de var

Yine de filmi savunanlar da oldu. Bir hayran, "İzledim, idare eder. Fragmandaki kadar kötü değildi ama şaheser de değil. Animasyonlar harika" yorumunu paylaştı.

Tartakovsky, Netflix'in Tudum platformuna verdiği röportajda oyuncu seçim sürecini şöyle anlattı:

Bazı sahneler biraz müstehcendi, bu yüzden espri anlayışımıza uyum sağlayacak isimler bulmamız gerekti. Kathryn Hahn senaryoyu okuyup bizi aradı ve seslendireceği karakterin diğerleri kadar müstehcen olmasını istediğini söyledi. Sonra karakterini bu fikre göre yeniden yazdık ve gerçekten harika bir performans sergiledi.

Son Bir Macera halen Netflix'te izlenebiliyor.

Independent Türkçe, Mirror, Metro