Fas hükümeti kuraklıkla mücadele için yeni önlemler almaya hazırlanıyor

Önlemlerin hedefinde çiftçilere yardım sağlanması var.

Fas’ın kırsal bölgelerinde kuraklık yaşanıyor. (AP)
Fas’ın kırsal bölgelerinde kuraklık yaşanıyor. (AP)
TT

Fas hükümeti kuraklıkla mücadele için yeni önlemler almaya hazırlanıyor

Fas’ın kırsal bölgelerinde kuraklık yaşanıyor. (AP)
Fas’ın kırsal bölgelerinde kuraklık yaşanıyor. (AP)

Fas’ta az miktarda yaşanan yağışlar, kuraklığın ülkeyi etkisi altına almasına ve yem fiyatlarının yükselmesine neden oldu. Harekete geçen hükümetin kırsal bölgeleri desteklemek için acil durum programları duyurması bekleniyor. Bu beklenti, Özgünlük ve Modernlik Partisi (PAM) tarafından dün akşam yayınlanan açıklamada, hükümete kuraklığın yansımaları karşısında çiftçilere ve köylerde yaşayan nüfusa destek verilmesi için “olağanüstü ve acil çalışmalar” yapma çağrısında bulunduğu bir zamanda geldi.
PAM aynı zamanda hükümetin bu konuya yönelik gelişmeleri tartışmaya ve köylerdeki krizi hafifletmeye yönelik çözüm önerilerini dinlemek için acil bir toplantı düzenlemesi çağrısında bulundu. Parti, hükümetin uluslararası piyasada enerji fiyatlarının yükselmesinin, ulusal piyasa fiyatlarına ve vatandaşların yaşamına yönelik yansımalarını azaltmak için acilen idari ve mali adımlar atma ve kararlar almasını istedi. Parti hükümete, tarım için gerekli malzemelerin ve yem fiyatlarının istikrarını korumak için hızlı ve etkili bir şekilde harekete geçilmesini talep etti Ayrıca fiyatları manipüle ederek zorlu iklim koşullarından çıkar sağlayanlar karşısında da kararlı bir şekilde durulması çağrısında bulundu.
Parti’nin siyasi bürosunun önceki gün düzenlediği toplantıda, yağışlardaki gözle görülür azalma sonucu kırsal bölgelerde yaşanan zorlukları görüştü. Parti tarafından yapılan açıklamada, Parti Genel Sekreteri Abdullatif Vehbi’nin (aynı zamanda Adalet Bakanı) 25 Ocak’ta yapılan bir önceki toplantıda ele alınan, yağmurların azalması sonucu köylerde kötüleşen durum, artan sorunlar ve bunların başta meyve, sebze ve hayvancılık olmak üzere ürün fiyatlarına yansımasını gündeme getirdiği kaydedildi. Genel Sekreter, Siyasi Büro’nun önceki toplantısına ilişkin yapılan açıklamada, köyleri desteklemeye yönelik hükümet programlarına övgüde bulundu. Hükümete köylülerin yaşadığı krizi ve bunun neden olduğu acıyı hafifletmek için gerek içme suyu gerekse sulama suyu teminini desteklemek üzere kısa vadeli ve acil programlar tahsis etme çağrısında bulundu.
Parti, seçilmiş bölge başkanlarının yanı sıra bölge konseylerinin ve grupların başkanlarından, kırsal bölgelere yönelik projeleri teşvik etmesini, desteklemesini ve su kıtlığı sorunu gibi mevcut zorluklardan bazılarına derhal müdahale edilmesini istedi.
Diğer yandan Halk Gücü Sosyalist Birliği Partisi’nin Genel Sekreteri Muhammed el-Nasır’ın başkanlığındaki Siyasi Büro’ya bağlı İzleme ve Koordinasyon Komitesi önceki gün akşam saatlerinde bir açıklama yayınladı. Açıklamada tarım açısından zor bir yıl olacağına yönelik uyarı veren kuraklık ve buna bağlı olarak su krizi, gübre ve yemlerin yüksek fiyatları karşısında vatandaşların satın alma gücünün azalmasına dikkat çekildi. Bu durumun insanların yaşam koşulları üzerindeki yansımalarının tartışıldığını kaydedildi. Komite, hükümetin, beklentilerini ve içeriğini gözden geçirmek için bir an önce Bütçe Kanunda Değişiklik Tasarısı’nın sunmasını, aynı zamanda kuraklık ve Kovid-19 pandemisinin artan olumsuz etkileri ışığında, ekonomi ve sosyal yönelimlerini, önceliklerini ve seçimlerini yeniden gözden geçirmesini istedi.
Parti ayrıca hükümete ve tüm kamu kurumlarına, kuraklığın etkilerini azaltmak için ulusal çapta acil bir program hayatına geçirmenin yanı sıra bölgesel ve yerel programlar oluşturma çağrısında bulundu. Çiftçileri ve hayvan yetiştiricilerini desteklemek için acil önlemler alma, akaryakıt, gıda maddeleri, yem ve gübrede görülmemiş şekilde maliyetlerinin artması nedeniyle fiyatlara müdahale etme talebinde bulundu.



Gazze ateşkesi... Arabulucular, Gazze Şeridi'ni işgal planına karşı ne gibi seçeneklere sahip?

Gazze şehrinin kuzeyindeki Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) merkezine düzenlenen hava saldırısının yol açtığı yıkımın ortasında oturan bir Filistinli (AFP)
Gazze şehrinin kuzeyindeki Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) merkezine düzenlenen hava saldırısının yol açtığı yıkımın ortasında oturan bir Filistinli (AFP)
TT

Gazze ateşkesi... Arabulucular, Gazze Şeridi'ni işgal planına karşı ne gibi seçeneklere sahip?

Gazze şehrinin kuzeyindeki Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) merkezine düzenlenen hava saldırısının yol açtığı yıkımın ortasında oturan bir Filistinli (AFP)
Gazze şehrinin kuzeyindeki Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) merkezine düzenlenen hava saldırısının yol açtığı yıkımın ortasında oturan bir Filistinli (AFP)

Gazze Şeridi'nin kademeli veya tamamen işgali, Gazze ateşkes müzakerelerinin yaklaşık iki hafta önce çıkmaza girmesinin ardından İsrail'in bir seçeneği haline geldi. Bu seçenek, ABD ile İsrail'in istişarelerde bulunmak üzere müzakerelerden çekilmesinin ve ardından Hamas'ın müzakerelerin yeniden başlamasından önce Gazze Şeridi'ndeki insani krizin çözülmesini talep etmesi sonrası geldi.

İsrail'in 1967 ile 2005 yılları arasında 38 yıl boyunca uyguladığı bu olası seçenek, arabulucular tarafından yorumlanmadı. Ancak Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, İsrail'e yönelik sert açıklamalarda bulundu. İkili, İsrail’i Gazze Şeridi'ne karşı ‘sistematik soykırım’ yapmakla suçladı.

Bu gelişmeler ışığında Şarku’l Avsat’a konuşan uzmanlar, İsrail'in Gazze Şeridi'ni kademeli veya tamamen işgal etme eğiliminin arabulucuların seçeneklerini oldukça sınırlı hale getirdiğini düşünüyor. Uzmanlar, ‘İsrail'in bu senaryonun kendisine getireceği kayıpları hissedip müzakerelere geri dönene kadar müzakerelerin durgunluğunun devam etmesi ya da yeni bir gerilimi önlemek ve yeni bir diyaloga gitmek için yoğun temaslarda bulunulması’ arasında bir seçim yapılacağını tahmin ediyor.

İsrail medyasına göre, güvenlik kabinesi bugün Binyamin Netanyahu başkanlığında toplanarak işgal planını görüşecek. Salı günkü toplantıda, iç anlaşmazlıklar ve Aralık 2023 ve Ocak 2025'te yapılan iki ateşkesin ardından üçüncü bir ateşkes için yürütülen müzakerelerin çıkmaza girmesi nedeniyle bu konu karara bağlanamamıştı.

Haaretz gazetesi, “Netanyahu bu planla bir kumarbaz gibi akıntıya karşı yüzüyor ve Gazze Şeridi'ndeki esirlerin ve askerlerin hayatlarını feda ediyor” diye yazdı. Gazete, bir hükümet yetkilisinin “Birçok kişi, Gazze Şeridi'ni tamamen işgal etme tehdidinin sadece bir taktik ve baskı girişimi olduğunu düşünüyor” dediğini aktardı. Netanyahu'nun Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir'i görevden almayacağı ve bugünkü toplantıda kararlılık göstermek için sınırlı bir askeri operasyon üzerinde anlaşabilecekleri tahmin ediliyor.

İsrail ordusu şu anda Gazze Şeridi'nin yüzde 75'ini kontrol ettiğini söylese de, üç İsrailli yetkili dün Reuters'a verdikleri demeçte, Zamir'in Netanyahu'nun geri kalan bölümü işgal etme önerisine karşı çıktığını söyledi. Dördüncü bir yetkili ise Netanyahu'nun ‘Hamas'a baskı yapmak’ amacıyla Gazze Şeridi'ndeki askeri operasyonları genişletmeyi planladığını söyledi.

Toplantının sonuçlarına ilişkin tartışma, ABD Başkanı Donald Trump'ın gazetecilere, İsrail'in planlarından haberi olmadığını, ancak Gazze Şeridi'nin tamamını işgal etmeye ilişkin herhangi bir kararın ‘İsrail'e ait’ olduğunu söylemesinin ardından geldi. Yedioth Ahronoth gazetesi, ABD'nin Gazze Şeridi'nin işgaline yeşil ışık yaktığını bildirdi.

Siyasi intihar

Mısır Dışişleri Konseyi Başkanı ve eski Dışişleri Bakanı Muhammed el-Arabi, ‘Netanyahu'nun bu planı onaylamasının, kuvvetlerinde ve esirlerde yaşayacağı kayıpların yanı sıra siyasi intihar olacağını ve bunun da iç baskıları artıracağını’ düşünüyor. El-Arabi, “Bu tür bir karar, İsrail Başbakanı’nın daha önce aldığı Refah'ı işgal etme kararı gibi, hiçbir mantıklı gerekçeye dayanmayan ve sadece siyasi ve kişisel hesaplarla bağlantılı bir karardır” dedi.

El-Arabi, arabulucuların seçeneklerinin ‘bu plana karşı sınırlı olduğunu ve Netanyahu'nun uğradığı kayıpların boyutunu hissedip müzakerelere geri dönene kadar harekete geçmekte tereddüt edeceklerini’ düşünüyor.

edrff
Bir Filistinli kadının, Zikim Sınır Kapısı’nda yardım bekleyen akrabalarından birinin öldürülmesine verdiği tepki (AFP)

Filistin'in eski Mısır Büyükelçisi Berekat el-Ferra, “Gazze Şeridi'ni işgal etme planı, Hamas üzerinde yeni baskılar oluşturma girişimlerinden ibaret. Gerçekte İsrail, bölgenin çoğunu kontrolü altında tutuyor. Bu nedenle İsrail'in söylediklerinin gerçek bir etkisi yok” ifadelerini kullandı.

El-Ferra, ‘arabulucuların çabalarının durmayacağını ve değiştirilmiş öneriler olabileceğini’ düşünüyor. El-Ferra, “Mısır bu yıkıcı savaşı durdurmaya çalışıyor, ancak Netanyahu açık bir şekilde ABD'nin desteğiyle bunu reddediyor. Eğer geri adım atarsa, o zaman bir ateşkes anlaşması yapılabileceğini söyleyebiliriz” dedi.

Arabulucular, tartışmaya ve uygulamaya sunulan bu İsrail planına ilişkin açık bir tutum sergilemediler. Ancak Mısır iki gün boyunca İsrail'e karşı sert bir üslup kullandı ve Gazze Şeridi'nde yaptıklarını ‘sistematik soykırım ve aç bırakma’ olarak nitelendirerek, uluslararası toplumu savaşı ve bölgedeki açlığı durdurmak için acil müdahaleye çağırdı.

Sisi salı günü yaptığı açıklamada, “Bölgede sistematik bir soykırım var” diyerek, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik savaşının “Filistinlileri aç bırakmak ve Filistin meselesini ortadan kaldırmak” amacıyla yapıldığını vurguladı. Dün yaptığı açıklamada da bunu yineleyerek, ‘Gazze Şeridi'ndeki mevcut yıkımın eşi benzeri görülmemiş olduğunu’ belirtti.

Mısır Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamada, “Mısır devleti, Mısır'ın merkezi rolünü hedef alan karalama ve yanıltma kampanyalarına rağmen, savaşı durdurmak, insani yardım ulaştırmak ve esirlerin serbest bırakılması için iş birliği yapmak üzere çalışmaya devam ediyor” denildi.

Abdulati de dün Atina'da düzenlediği basın toplantısında, uluslararası toplumun Gazze Şeridi'ndeki açlık ve sistematik imha politikalarını durdurmak için acil müdahale etmesinin önemini vurguladı.

Bu gelişmeler ışığında el-Arabi, Mısır'ın İsrail'e yönelik resmi siyasi üslubundaki değişikliği, ‘Mısır'ın Gazze Şeridi'ndeki krizin uzamasına ve açlığın devam etmesine duyduğu öfkenin bir ifadesi’ olarak görüyor ve ‘özellikle Netanyahu'nun kimseyi dinlememesi ve her türlü çözüm fırsatını engellemesi nedeniyle daha net ve sert bir tutum sergilendiğini’ vurguluyor. El-Arabi, ‘Mısır'ın şu anda siyasi üslubu ne kadar sert olursa olsun, Gazze Şeridi'nde gelecekteki herhangi bir çözümde önemli ve vazgeçilmez bir rolü olduğunu’ vurguladı.

El-Ferra, “Mısır, başta İsrail olmak üzere herkese, barış sürecini geciktirmekten vazgeçmeleri için açık mesajlar gönderiyor… Washington, müttefiki İsrail'e gerçek tavizler vermesi ve savaşı sona erdirmesi için baskı yaparsa, müzakereler yeniden rayına oturacak” dedi.