Cumhurbaşkanlığı: Erdoğan’ın BAE ziyareti işbirliğini geliştirmek için önemli

Şeyh Muhammed bin Zayed el-Nahyan ve Erdoğan (Arşiv)
Şeyh Muhammed bin Zayed el-Nahyan ve Erdoğan (Arşiv)
TT

Cumhurbaşkanlığı: Erdoğan’ın BAE ziyareti işbirliğini geliştirmek için önemli

Şeyh Muhammed bin Zayed el-Nahyan ve Erdoğan (Arşiv)
Şeyh Muhammed bin Zayed el-Nahyan ve Erdoğan (Arşiv)

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun bugün yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ziyaretinin, iki ülke arasındaki işbirliğinin gelişmesi için önemli olduğunu söyledi.
Altun, Türkiye ile BAE arasındaki ilişkilerin bölgesel ve istikrarın sağlanmasında önem taşıdığını vurgularken, Türkiye ve BAE'nin siyasi ve ekonomik güç olarak önemli aktörler olduklarının altını çizdi.
Altun’un bu açıklamaları, Erdoğan’ın önümüzdeki Pazartesi günü BAE’ye yapmayı planladığı ziyaret öncesi “Geleceğe Bakış: Türkiye-BAE İş Birliği" başlıklı panel sırasında geldi.
Çevrim içi düzenlenen panelde, Türkiye ve BAE ilişkilerinde son dönemlerde kaydedilen gelişmeler ve iki ülke arasındaki ilişkilerin çeşitli alanlarda geliştirilmesi ele alındı.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı panel sırasında, “iki ülke arasında yakın dönemde enerji, çevre, finans ve ticaret alanlarında birçok anlaşma imzalandığını” dile getirerek, “Bu anlaşmalar ışığında ekonomik ilişkilerin daha da iyileşmesi beklenmektedir” şeklinde konuştu.
BAE’nin lojistik ve ekonomi açıdan önemli bir ülke olduğunu vurgulayan Altun, “BAE ülkemizi lojistik hizmetler ve tedarik zincirleri aracılığıyla ülkelerinde yeni pazarlar açacak bir ülke olarak kabul etmektedir. Böylece var olan ticaret hacmini artırmayı hedeflemektedir” dedi.
Altun, Türkiye’nin Körfez ilişkilerinde, yakınlaşma ve bölgedeki ittifak ve dostluk ağının genişletilmesi yaklaşımını izlediğini ve tüm diplomatik çabaları desteklediğini bildirdi.
Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan dün yaptığı açıklamada 14 Şubat günü BAE’yi ziyaret edeceğini söyledi.
Erdoğan açıklamasında, “Pazartesi nasip olursa Birleşik Arap Emirlikleri'ne bir seyahatim olacak. Şu an itibarıyla süreç içerisinde ne kırgınlık, ne yorgunluk, bitkinlik olmadı” diyerek geçtiğimiz günlerde yakalandığı koronavirüse işaret eti.
 
Erdoğan'ın ziyareti ve ikili ilişkiler
Geçtiğimiz Ocak ayında Cumhurbaşkanı Erdoğan, BAE'ye yapacağı ziyaretin iki ülke arasında "yeni bir sayfa açacağını"teyit etti.
Erdoğan daha önce  BAE ziyaretinin 14 Şubat’ta olarak planladığını söyledi
Geçtiğimiz Kasım ayı sonunda Abu Dabi Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayed Al-Nahyan, Türkiye’ye “çok başarılı” olarak nitelendirilen bir ziyaret gerçekleştirdi.
Nahyan’ın ziyaretinden bu yana Erdoğan, “tarihi bir adım” olarak gördüğü BAE ile ilişkilerin gelişimine övgüde bulundu.
Geçtiğimiz Aralık ayında ise Erdoğan, BAE ile çeşitli alanlarda ikili ilişkileri geliştirme ve güçlendirme umudunu dile getirdi.
Abu Dabi Veliaht Prensi’nin Ankara ziyareti, iki ülke arasındaki ilişkilerin seyrinde önemli bir değişimi temsilederken, halklar arasında dostluk, işbirliği ve hoşgörü köprülerini genişletmenin yanı sıra tüm kardeş ve dost ülkelerle dengeli ilişkiler kurarak bölgede istikrar ve refahı artırmayı amaçlayan BAE vizyonunu temsil ediyor.
Ziyarette, iki ülkenin aralarındaki işbirliğini çeşitli düzeylerde hızlandırma, yeni bir ortaklık ve gelecek vaat eden ilişkiler aşamasına geçme arzusunu açıkça yansıtan karşılıklı mesajlar yer aldı. 



Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması: "Çin'i suçlamak riskli bir hamle"

Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)
Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)
TT

Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması: "Çin'i suçlamak riskli bir hamle"

Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)
Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)

Baltık Denizi'nde Finlandiya, Almanya, İsveç ve Litvanya arasında bağlantı kuran denizaltı telekomünikasyon kablolarının kopmasıyla sabotaj şüpheleri artıyor. Ancak uzmanlara göre gözlerin Çin'e çevrilmesi için henüz erken.

Olayla ilgili inceleme yürüten İsveç ve Danimarka, kabloların kopmasından sorumlu olabileceği gerekçesiyle Çin'e ait bir kargo gemisine odaklanıyor.

Danimarka Savunma Komutanlığı'ndan 20 Kasım'da yapılan açıklamada Çin merkezli Ningbo Yipeng şirketine ait Yi Peng 3 adlı geminin yakın takibe alındığı bildirilmişti. 

Salıyı çarşambaya bağlayan gece Danimarka ve İsveç arasındaki Kattegat Boğazı'nda demirleyen geminin, pazarı pazartesiye bağlayan gece "C-Lion 1" kablo hattının yakınlarında görüldüğü aktarılmıştı. İsveç polisi de dün incelemelerde Yi Peng 3'e odaklanıldığını duyurmuştu.

Fransa'nın kamu yayıncısı France 24'ün paylaştığı uydu takip verilerine göre, Rusya'nın St. Petersburg şehrinden Mısır'ın başkenti Kahire'ye giden kargo gemisi, Finlandiya ve Almanya arasında uzanan C-Lion 1 kablosu kesildiğinde bölge civarındaydı. Geminin daha sonra rotasını değiştirerek İsveç ve Litvanya arasında uzanan BCS kablosunun yakınına gittiği ve bu kablonun da arızalandığı belirtiliyor. 

ABD'nin Ukrayna'ya Rus topraklarına uzun menzilli füzelerle saldırma izni vermesinin ardından yaşanan olay, Avrupa'da sabotaj paniği yarattı. Gözler Çin ve Rusya'ya çevrildi.

Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, "Kimse bu kabloların kazara koptuğuna inanmıyor" demişti. Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen de durumun "sabotaj olduğu ortaya çıkarsa şaşırmayacağını" söylemişti.

Diğer yandan France 24'ün görüştüğü uzmanlar, olayda Çin'in suçlanmasının riskli bir hamle olduğunu söylüyor.

Kopenhag Üniversitesi'nden deniz güvenliği uzmanı Christian Bueger, Çin'in olayla ilgili olduğuna dair henüz hiçbir kanıta rastlanmadığını hatırlatarak, Pistorius'un açıklamasının "erken ve şaşırtıcı" bulduğunu belirtiyor ve ekliyor: 

Böyle bir açıklama, Almanya'nın diplomatik manevra için hareket alanını kısıtlıyor. Almanya savunma bakanı, açıkça Çin'i Alman altyapısına sabotaj yapmakla suçluyor.

Bueger, Çin'in Rusya'yı desteklemek için Avrupa sularında hibrit savaş taktikleri kullandığının tespit edilmesi halinde bunun "daha önce duyulmamış, çok provokatif ve şaşırtıcı bir şey olacağını" söylüyor.

Birleşik Krallık'taki Lancaster Üniversitesi'nden Basil Germond, Baltık Denizi'nin hibrit savaş stratejileri için uygun bir bölge olduğuna dikkat çekerek, "Burada şüpheli ve kötü niyetli faaliyetleri önlemek zor" diyor. 

Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov iddialara tepki göstererek şunları söylemişti: 

Hiçbir sebep yokken her şey için Rusya'yı suçlamaya devam etmek oldukça saçma.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lin Jian da gemilerin sıkı kanunlarla denetlendiğini ve yasalara uygun şekilde hareket ettiğini savunmuştu. 

Britanya'nın tanınmış gazetelerinden Financial Times, geminin ait olduğu Ningbo Yipeng firmasıyla iletişime geçmişti. Şirket, Pekin yönetiminin kendilerinden "incelemeye katkı sağlamalarını istediğini" bildirmiş, daha fazla detay paylaşmamıştı.

Independent Türkçe, France 24, Financial Times