Barzani, Irak Cumhurbaşkanlığı konusunda topu KYB’nin sahasına bıraktı

Federal Mahkeme Zebari’ye yöneltilen yolsuzluk suçlamalarına bugün bakacak.

Barzani, Irak Cumhurbaşkanlığı konusunda topu KYB’nin sahasına bıraktı
TT

Barzani, Irak Cumhurbaşkanlığı konusunda topu KYB’nin sahasına bıraktı

Barzani, Irak Cumhurbaşkanlığı konusunda topu KYB’nin sahasına bıraktı

Irak Meclis Başkanlığı’nın başlattığı cumhurbaşkanı adaylık başvuru süresi dün (cumartesi) sona ererken, siyasi çevreler Federal Mahkeme’nin bugün Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP) cumhurbaşkanı adayı Hoşyar Zebari’ye yöneltilen yolsuzluk suçlamaları hakkında karar vermesini bekliyor.
Zebari hakkındaki suçlamaların sabit olması halinde adaylığının iptal edilmesi ihtimaline karşılık, KDP ve lideri Mesud Barzani’ye başka bir ismi aday gösterme fırsatı sunan adaylık kapısının yeniden açılması kararıyla ilgili anayasal tartışmalara rağmen, KDP resmi olarak alternatif bir aday ilan etmedi. KDP Sekreteri Fadıl Mirani’ni, partinin alternatif adayının mevcut Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin olabileceğini açıklaması dışarda tutulursa, KDP yöneticilerinden yapılan tüm açıklamalar Zebari’nin cumhurbaşkanlığı koltuğu için tek aday olduğuna ve Federal Mahkeme’nin hakkındaki suçlamaları düşüreceği yönünde. Hüseyin 2018 seçimlerinde de mevcut Cumhurbaşkanı Berhem Salih’in rakibi idi.
KDP lideri Barzani ve Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) lideri Bafel Talabani arasında iki gün önce yapılan toplantının ardından her iki taraftan da sözlü veya yazılı bir açıklama yapılmadı. Fakat bazı Kürt kaynakların toplantıdan sızdırdığı bilgilere göre, Barzani görüşmede Talabani’ye, cumhurbaşkanlığı koltuğundan vazgeçmesi karşılığında, Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Petrol Bakanlığı gibi otorite makamlar arasından bir bakanlık da dahil olmak üzere Bağdat’ta Kürtlere ayrılan 3 bakanlığın KYB’ye verilmesini ya da iki partinin Salih ve Zebari’nin adaylığını çekip KYB içinden Salih yerine başka bir aday üzerinde uzlaşı sağlamayı önerdi. KDP ve KYB büroları bu iddiayı ne doğruladı ne de yalanladı.
Dışardan bakıldığında Mesud Barzani ve Salih arasında şahsi bir sorun varmış gibi görünmesine rağmen KYB çevreleri, KDP’nin Salih’ten bağımsız olarak cumhurbaşkanlığı koltuğunu teslim almak istediği görüşünde. Şarku’l Avsat’a konuşan ve isminin açıklanmasın istemeyen KDP’nin eski bir milletvekili, “Cumhurbaşkanlığı koltuğunun 17 yıl daha KYB’de kalması gerekmez” dedi. Eski milletvekili, “Ortaya çıkan seçim kazanımının yanı sıra makam paylaşımı konusunda iki parti arasında yapılan ve KYB’nin tutunduğu stratejik anlaşma bir süredir mevcut değil. Bu sefer artık Bağdat ve Irak Kürdistan Bölgesi’nde oyunun kuralları değişmeli” ifadelerini kullandı.
KDP’nin cumhurbaşkanlığı koltuğunu teslim almasına muhalefet eden ve kamuoyunda artık ‘üçte iki çoğunlukçular’ olarak anılan Şii çevreler ise, Sünni Egemenlik İttifakı, KDP ve Sadr Hareketi’nin oluşturduğu üçlü koalisyon bağlamında KDP’nin cumhurbaşkanlığı koltuğunu teslim almasıyla ilgili endişelerini daha açık bir şekilde dile getiriyor. Bağımsız bir Şii isim, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “(Cumhurbaşkanlığı makamının KDP’ye geçmesi) endişesi, Egemenlik İttifakı liderleri Meclis Başkanı Muhammed el-Halbusi ile Hamis el-Hancer’in Mesud Barzani ile olan sağlam ilişkisi dikkate alındığında Cumhurbaşkanlığı ve Meclis Başkanlığı makamlarının Barzani’ye yakın olacak olmasından kaynaklanıyor. Bu üçlü ittifakın görünüşteki uyumu göz önüne alındığında, Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr tarafından seçilecek başbakan, büyük ölçüde Cumhurbaşkanı ve Meclis Başkanı’nın iradesine bağlı olacak. Hoşyar Zebari’nin cumhurbaşkanı makamını teslim alması halinde, bu koalisyon cumhurbaşkanı makamının uyuyan yetkilerini aktifleştirebilir. Bu da tamamen endişe ettiğimiz bir şey” dedi.
Federal Mahkeme’nin bugün cumhurbaşkanlığı koltuğu ve Barzani’nin önerileriyle ilgili nihai pozisyonunu ilan etmesi beklenirken, KYB Sözcüsü Mahmud Hoşnaw, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte şunları kaydetti:
“Partimizin (KYB) Siyasi Bürosu’nun hem resmi hem resmi olmayan toplantıları sürüyor. Fakat şu ana kadar KDP ile bir uzlaşıya varılmadı. KYB halen pozisyonuna bağlı ve KYB’nin cumhurbaşkanı adayı Dr. Berhem Salih’in desteklenmesiyle ilgili herkesle görüşmede ve herkesle etkileşim halinde.”
Hoşnaw, perşembe günü Erbil’de bir araya geldikleri sırada Mesud Barzani’nin Bafel Talabani’ye sunduğu söylenilen önerilerle ilgili soruya, “Evet, Barzani Talabani’ye öneriler sundu. Fakat Talabani bu önerileri onaylama veya reddetme gibi bir pozisyon ilan etmedi. Bu mesele KYB içinde karara bağlanacak. KYB içinde bu hususta ciddi hareketliliğin olduğu biliniyor” diye yanıt verdi.



Gazze ateşkesi... Arabulucular, Gazze Şeridi'ni işgal planına karşı ne gibi seçeneklere sahip?

Gazze şehrinin kuzeyindeki Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) merkezine düzenlenen hava saldırısının yol açtığı yıkımın ortasında oturan bir Filistinli (AFP)
Gazze şehrinin kuzeyindeki Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) merkezine düzenlenen hava saldırısının yol açtığı yıkımın ortasında oturan bir Filistinli (AFP)
TT

Gazze ateşkesi... Arabulucular, Gazze Şeridi'ni işgal planına karşı ne gibi seçeneklere sahip?

Gazze şehrinin kuzeyindeki Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) merkezine düzenlenen hava saldırısının yol açtığı yıkımın ortasında oturan bir Filistinli (AFP)
Gazze şehrinin kuzeyindeki Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) merkezine düzenlenen hava saldırısının yol açtığı yıkımın ortasında oturan bir Filistinli (AFP)

Gazze Şeridi'nin kademeli veya tamamen işgali, Gazze ateşkes müzakerelerinin yaklaşık iki hafta önce çıkmaza girmesinin ardından İsrail'in bir seçeneği haline geldi. Bu seçenek, ABD ile İsrail'in istişarelerde bulunmak üzere müzakerelerden çekilmesinin ve ardından Hamas'ın müzakerelerin yeniden başlamasından önce Gazze Şeridi'ndeki insani krizin çözülmesini talep etmesi sonrası geldi.

İsrail'in 1967 ile 2005 yılları arasında 38 yıl boyunca uyguladığı bu olası seçenek, arabulucular tarafından yorumlanmadı. Ancak Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, İsrail'e yönelik sert açıklamalarda bulundu. İkili, İsrail’i Gazze Şeridi'ne karşı ‘sistematik soykırım’ yapmakla suçladı.

Bu gelişmeler ışığında Şarku’l Avsat’a konuşan uzmanlar, İsrail'in Gazze Şeridi'ni kademeli veya tamamen işgal etme eğiliminin arabulucuların seçeneklerini oldukça sınırlı hale getirdiğini düşünüyor. Uzmanlar, ‘İsrail'in bu senaryonun kendisine getireceği kayıpları hissedip müzakerelere geri dönene kadar müzakerelerin durgunluğunun devam etmesi ya da yeni bir gerilimi önlemek ve yeni bir diyaloga gitmek için yoğun temaslarda bulunulması’ arasında bir seçim yapılacağını tahmin ediyor.

İsrail medyasına göre, güvenlik kabinesi bugün Binyamin Netanyahu başkanlığında toplanarak işgal planını görüşecek. Salı günkü toplantıda, iç anlaşmazlıklar ve Aralık 2023 ve Ocak 2025'te yapılan iki ateşkesin ardından üçüncü bir ateşkes için yürütülen müzakerelerin çıkmaza girmesi nedeniyle bu konu karara bağlanamamıştı.

Haaretz gazetesi, “Netanyahu bu planla bir kumarbaz gibi akıntıya karşı yüzüyor ve Gazze Şeridi'ndeki esirlerin ve askerlerin hayatlarını feda ediyor” diye yazdı. Gazete, bir hükümet yetkilisinin “Birçok kişi, Gazze Şeridi'ni tamamen işgal etme tehdidinin sadece bir taktik ve baskı girişimi olduğunu düşünüyor” dediğini aktardı. Netanyahu'nun Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir'i görevden almayacağı ve bugünkü toplantıda kararlılık göstermek için sınırlı bir askeri operasyon üzerinde anlaşabilecekleri tahmin ediliyor.

İsrail ordusu şu anda Gazze Şeridi'nin yüzde 75'ini kontrol ettiğini söylese de, üç İsrailli yetkili dün Reuters'a verdikleri demeçte, Zamir'in Netanyahu'nun geri kalan bölümü işgal etme önerisine karşı çıktığını söyledi. Dördüncü bir yetkili ise Netanyahu'nun ‘Hamas'a baskı yapmak’ amacıyla Gazze Şeridi'ndeki askeri operasyonları genişletmeyi planladığını söyledi.

Toplantının sonuçlarına ilişkin tartışma, ABD Başkanı Donald Trump'ın gazetecilere, İsrail'in planlarından haberi olmadığını, ancak Gazze Şeridi'nin tamamını işgal etmeye ilişkin herhangi bir kararın ‘İsrail'e ait’ olduğunu söylemesinin ardından geldi. Yedioth Ahronoth gazetesi, ABD'nin Gazze Şeridi'nin işgaline yeşil ışık yaktığını bildirdi.

Siyasi intihar

Mısır Dışişleri Konseyi Başkanı ve eski Dışişleri Bakanı Muhammed el-Arabi, ‘Netanyahu'nun bu planı onaylamasının, kuvvetlerinde ve esirlerde yaşayacağı kayıpların yanı sıra siyasi intihar olacağını ve bunun da iç baskıları artıracağını’ düşünüyor. El-Arabi, “Bu tür bir karar, İsrail Başbakanı’nın daha önce aldığı Refah'ı işgal etme kararı gibi, hiçbir mantıklı gerekçeye dayanmayan ve sadece siyasi ve kişisel hesaplarla bağlantılı bir karardır” dedi.

El-Arabi, arabulucuların seçeneklerinin ‘bu plana karşı sınırlı olduğunu ve Netanyahu'nun uğradığı kayıpların boyutunu hissedip müzakerelere geri dönene kadar harekete geçmekte tereddüt edeceklerini’ düşünüyor.

edrff
Bir Filistinli kadının, Zikim Sınır Kapısı’nda yardım bekleyen akrabalarından birinin öldürülmesine verdiği tepki (AFP)

Filistin'in eski Mısır Büyükelçisi Berekat el-Ferra, “Gazze Şeridi'ni işgal etme planı, Hamas üzerinde yeni baskılar oluşturma girişimlerinden ibaret. Gerçekte İsrail, bölgenin çoğunu kontrolü altında tutuyor. Bu nedenle İsrail'in söylediklerinin gerçek bir etkisi yok” ifadelerini kullandı.

El-Ferra, ‘arabulucuların çabalarının durmayacağını ve değiştirilmiş öneriler olabileceğini’ düşünüyor. El-Ferra, “Mısır bu yıkıcı savaşı durdurmaya çalışıyor, ancak Netanyahu açık bir şekilde ABD'nin desteğiyle bunu reddediyor. Eğer geri adım atarsa, o zaman bir ateşkes anlaşması yapılabileceğini söyleyebiliriz” dedi.

Arabulucular, tartışmaya ve uygulamaya sunulan bu İsrail planına ilişkin açık bir tutum sergilemediler. Ancak Mısır iki gün boyunca İsrail'e karşı sert bir üslup kullandı ve Gazze Şeridi'nde yaptıklarını ‘sistematik soykırım ve aç bırakma’ olarak nitelendirerek, uluslararası toplumu savaşı ve bölgedeki açlığı durdurmak için acil müdahaleye çağırdı.

Sisi salı günü yaptığı açıklamada, “Bölgede sistematik bir soykırım var” diyerek, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik savaşının “Filistinlileri aç bırakmak ve Filistin meselesini ortadan kaldırmak” amacıyla yapıldığını vurguladı. Dün yaptığı açıklamada da bunu yineleyerek, ‘Gazze Şeridi'ndeki mevcut yıkımın eşi benzeri görülmemiş olduğunu’ belirtti.

Mısır Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamada, “Mısır devleti, Mısır'ın merkezi rolünü hedef alan karalama ve yanıltma kampanyalarına rağmen, savaşı durdurmak, insani yardım ulaştırmak ve esirlerin serbest bırakılması için iş birliği yapmak üzere çalışmaya devam ediyor” denildi.

Abdulati de dün Atina'da düzenlediği basın toplantısında, uluslararası toplumun Gazze Şeridi'ndeki açlık ve sistematik imha politikalarını durdurmak için acil müdahale etmesinin önemini vurguladı.

Bu gelişmeler ışığında el-Arabi, Mısır'ın İsrail'e yönelik resmi siyasi üslubundaki değişikliği, ‘Mısır'ın Gazze Şeridi'ndeki krizin uzamasına ve açlığın devam etmesine duyduğu öfkenin bir ifadesi’ olarak görüyor ve ‘özellikle Netanyahu'nun kimseyi dinlememesi ve her türlü çözüm fırsatını engellemesi nedeniyle daha net ve sert bir tutum sergilendiğini’ vurguluyor. El-Arabi, ‘Mısır'ın şu anda siyasi üslubu ne kadar sert olursa olsun, Gazze Şeridi'nde gelecekteki herhangi bir çözümde önemli ve vazgeçilmez bir rolü olduğunu’ vurguladı.

El-Ferra, “Mısır, başta İsrail olmak üzere herkese, barış sürecini geciktirmekten vazgeçmeleri için açık mesajlar gönderiyor… Washington, müttefiki İsrail'e gerçek tavizler vermesi ve savaşı sona erdirmesi için baskı yaparsa, müzakereler yeniden rayına oturacak” dedi.