Burhan: Göstericileri öldürme emri vermedim

Burhan: İsrail ile karşılıklı ziyaretler güvenlik ve istihbarat niteliğinde

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan (AA)
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan (AA)
TT

Burhan: Göstericileri öldürme emri vermedim

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan (AA)
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan (AA)

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan, ülkede devam eden barışçıl protestolarda göstericilerin öldürülmesi için talimat vermediğini söyleyerek, protestocuların öldürülmesini araştırmak için komiteler kurduğunu dile getirdi.
Hartum ile Tel Aviv arasındaki karşılıklı ziyaretleri ilk kez kabul eden Burhan, İsrail ile olan tüm ilişkilerinin güvenlik ve askeri iş birliğiyle sınırlı olduğunu vurguladı.
Burhan, Devlet Televizyonu Genel Müdürü Lokman Ahmed’in sunduğu Ulusal Bina Diyaloğu programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Egemenlik Konseyi Başkanı, “Göstericileri takip etme veya öldürme emri verirsem ya da göstericileri öldüren bir taraf bilip de susarsam tüm sorumluluk bana aittir. Katillerin güvenlik güçlerinden mi, yoksa üçüncü şahıslardan mı olduğunu bulmaya çalışıyoruz. Protestocuların öldürülmesini araştırmak için komiteler kurdum” dedi.
Sudanlı partilerin kapsamlı bir uzlaşmaya varması veya seçimlerin yapılması durumunda iktidardan çekileceğine dair söz veren Burhan şu ifadelerle devam etti;
“Ulusal güçler arasında siyasi bir uzlaşma olursa veya seçimler yapılırsa taahhüdümü sürdürüyorum. Ben ve askeri müessese siyasi çerçevelerin dışında kalacağız. Sudan’ı yönetmek istemiyorum. Ben askeri müessese değilim, onu temsil ediyorum.”
Burhan, Ulusal Kongre Partisi dışında ülkedeki hakim güçler kabul ederse ordunun kışlasına döneceğini söyleyerek, geçiş döneminin geri kalanının nasıl yönetileceğini belirlemek için birlikte karar verileceğini vurguladı.
Burhan, “Ordu, silahlı kuvvetler tarafından talep edilen diyalog yoluyla kışlaya dönecek. Bunun iktidarı ele geçiren güçler tarafından reddedilmesi, geçen 25 Ekim olaylarının sebeplerinden biriydi” dedi.
Egemenlik Konseyi Başkanı, “25 Ekim kararları, iç ve dış güvenlik koşullarından kaynaklandı ve herkesin diyaloğa dönmesini amaçlıyordu. Darbeden bahsedenler, iktidarı kaybeden gruplardır. Milli mutabakat olursa iktidarı teslim etmeye hazırız. Ulusal mutabakat, değişime inanan ve ülke için bir Anayasa oluşturmak ve seçimleri başlatmak isteyen güçlere yöneliktir” diye konuştu.
Siyasi ve askeri güçlerin yakında bir anlaşmaya varmasını bekleyen Burhan, “Uzlaşma en kolay ve en yakın olanıdır. Biz siviller ve ordu, Sudan'ı darbelerin tekrarından kurtarabilecek büyük bir fırsatı kaçırdık. Askerlerin sahneden çekilmesi, tüm devlet kurumlarının rolleri belirlenmeden ve mutabakat sağlanmadan gerçekleşmeyecektir. Seçilemeyen hiçbir partinin askeri kurumun işlerine karışma hakkı yoktur” ifadelerini kullandı.
Birleşmiş Milletler (BM) Sudan’daki Geçiş Entegre Misyonu’nun (UNITAMS) ülkedeki siyasi krizin çözümüne yönelik girişimine de değinen Burhan, BM Sudan Temsilcisi Volker Peretz’in girişim sunma hakkı olmadığını sadece tüm tarafları çağırıp diyaloğu kolaylaştırma rolünü oynayabildiğini ifade etti.
Burhan, bu girişimlerin Sudanlı bir parti tarafından sunulması ve eski Başbakan Abdullah Hamduk’un uzlaşma için Ulusal Komite’nin bir parçası olmayı kabul etmesini umduğunu belirtti.
Ordu içinde yardımcısı Muhammed Hamdan Daklu (Hemedti) liderliğindeki Hızlı Destek Kuvvetleri arasında herhangi bir bölünme olmadığının altını çizen Burhan, “Hızlı Destek, yasalar tarafından tanınan bir güçtür. Bu kendisi ile ordunun arasını açmak isteyen taraf nezdinde bile böyledir. Ama sonunda, silahlı hareketler de dahil olmak üzere tüm bileşenler, Sudan ordusu çatısı altında tek bir bileşende birleştirilecektir” şeklinde konuştu.
Hükümeti ile İsrail arasındaki karşılıklı ziyaretleri ilk kez kabul eden Burhan, bu ziyaretlerin güvenlik ve istihbarat niteliğinde olduğunu söyledi.
Burhan, İsrail ile ilişki konusunun birçok kişi tarafından hassasiyetle ele alındığını ve Sudan ile İsrail arasındaki ilişkinin gizli olmadığını söyleyerek, “Eski İsrail başbakanıyla tanıştığımdan beri aramızdaki güvenlik işbirliği durmadı” dedi.
Sudan güvenlik ve istihbarat teşkilatlarının İsrail ile ilişki kurmasının ve karşılıklı ziyaretler yapmasının meşru olduğunu söyleyen Burhan, üst düzey bir Sudanlı yetkilinin henüz İsrail’i ziyaret etmediğini söyleyerek, “Bu karşılıklı ziyaretler, çok sayıda teröristi tutuklamamızı sağladı” dedi.



Riyad’daki zirvede “soykırım” kınanırken İsrail'in BM Genel Kurulu'na katılımının dondurulması için girişim başlatıldı

İslam İşbirliği Teşkilatı - Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi’ne katılan liderler toplu fotoğraf çektirdi (DPA)
İslam İşbirliği Teşkilatı - Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi’ne katılan liderler toplu fotoğraf çektirdi (DPA)
TT

Riyad’daki zirvede “soykırım” kınanırken İsrail'in BM Genel Kurulu'na katılımının dondurulması için girişim başlatıldı

İslam İşbirliği Teşkilatı - Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi’ne katılan liderler toplu fotoğraf çektirdi (DPA)
İslam İşbirliği Teşkilatı - Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi’ne katılan liderler toplu fotoğraf çektirdi (DPA)

Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad'da dün düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) - Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi’nde, İsrail'in Gazze'de işlediği ‘soykırım suçları’ kınandı. Zirveye katılan liderlerin ‘İsrail'in Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu ve bağlı kuruluşlarındaki üyeliğinin dondurulması için uluslararası destek toplanması’ yönünde çalışmalara başlanması kararı aldıkları açıklandı.

Zirve sonrası yayımlanan ortak bildiride katılımcılar, Filistin’in BM’ye tam üyeliği için uluslararası destek toplama yönünde çalışma kararı aldılar. Tüm ülkeleri İsrail'e silah ve mühimmat ihracatını ya da transferini yasaklamaya çağıran katılımcılar, BM Güvenlik Konseyi'ne (BMGK) İsrail'in bölgedeki barışı ve güvenliği tehdit eden yasadışı politikalarını durdurması için bağlayıcı bir karar alması çağrısında bulundular.

Ortak bildiride, İsrail’in Lübnan'a karşı ‘ısrarla sürdürdüğü saldırganlığı’ şiddetle kınanarak, derhal ateşkes çağrısında bulunuldu. İsrail ordusunu Gazze'de Hamas hareketine karşı yürüttüğü savaşında ‘soykırım’ yapmakla suçlayan ortak bildiri, özellikle Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki toplu mezarlar, işkence suçu, sahada gerçekleşen infazlar, zorla kaybetmeler, yağmalama ve etnik temizliğe atıfta bulunarak, Filistinlilere karşı işlenen ‘korkunç ve çarpıcı suçları’ kınadı.

Zirvede ‘Filistin halkına ve Filistin Devletine tam destek ve uluslararası koruma sağlanması, Filistin ulusal birliğinin sağlanması ve Gazze Şeridi de dâhil olmak üzere, işgal altındaki tüm Filistin toprakları üzerindeki sorumluluklarını etkin bir şekilde üstlenmesi ve Kudüs şehri de dâhil olmak üzere, Batı Şeria ile birleştirilmesi’ çağrısında bulunuldu. ‘Filistin Devleti’nin, ebedi başkenti olan işgal altında bulunan Doğu Kudüs üzerindeki tam egemenliğine’ olan bağlılığın bir kez daha vurgulandığı ortak bildiride, Mescid-i Aksa’nın ‘kırmızı çizgi’ olduğu vurgulandı.

İsrail'in ‘Kudüs şehrindeki İslam dininin ve Hıristiyanlığın kutsal mekânlarını hedef alan ve şehrin kimliğini değiştiren saldırgan uygulamalarını’ kınayan ortak bildiri, uluslararası toplumu, bu uygulamaları durdurması için İsrail'e baskı yapmaya çağırdı.