SDG lideri Mazlum Abdi: DEAŞ tarafından dört bir yandan kuşatılmış durumdayız

Deyrizor kırsalındaki DEAŞ hücreleri tarafından düzenlenen saldırılar arttı

SDG lideri Mazlum Abdi (Şarku’l Avsat)
SDG lideri Mazlum Abdi (Şarku’l Avsat)
TT

SDG lideri Mazlum Abdi: DEAŞ tarafından dört bir yandan kuşatılmış durumdayız

SDG lideri Mazlum Abdi (Şarku’l Avsat)
SDG lideri Mazlum Abdi (Şarku’l Avsat)

Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, dört bir yandan DEAŞ tarafından kuşatılmış olduklarını ve geçtiğimiz Ocak ayı sonlarında Suriye'nin kuzeydoğusundaki Haseke’de bulunan Sanayi Hapishanesi'ne düzenlenen kanlı saldırının ardından örgütle mücadele edilmezse DEAŞ’ın tekrar yayılacağını söyledi.
Geçtiğimiz yıl DEAŞ’ın hücrelerinin Sanayi Hapishanesi’ne saldırmayı ve hapishanedeki DEAŞ üyelerini kaçırmayı planladıklarına dair en az iki kez istihbarat aldıklarını açıklayan Abdi, SDG’nin bu istihbaratlar sayesinde şimdiden bir saldırıyı engellediğini, fakat bu terör hücrelerini yok etmek için yeterli askeri operasyonların gerçekleştirilmediğini vurguladı. DEAŞ’ın uyuyan hücrelerinin, son 48 saat içinde ülkenin doğusundaki Deyrizor kırsalında SDG’ye ait kontrol noktalarına 5 büyük saldırı düzenlediğini söyleyen Abdi, bu saldırıların can kaybına ve yaralanmalara neden olduğunu ifade etti.
Mazlum Abdi, düzenlediği basın toplantısında, 3 Şubat’ta ABD’nin düzenlediği bir baskında DEAŞ lideri Ebu İbrahim el Haşimi el-Kureyşi’nin öldürülmesine rağmen örgütün Suriye’nin kuzeydoğusundaki tehditlerinin arttığını belirterek, DEAŞ’ın aktif hücrelerini kontrol altına alınması için acil güvenlik önlemleri alınsa da ‘örgütün kararlı bir şekilde eylemlerini sürdürme niyetinde olduğunu gösterdiğini’ söyledi. Türkiye sınırı yakınlarında bulunan ve Sanayi Hapishanesi’ne yapılana benzer saldırılara açık halde bulunan gözaltı merkezlerinin tahliye edildiğini söyleyen Abdi, üç gözaltı merkezinin tahliye edildiğini, buralardaki tutukluların ABD liderliğindeki Uluslararası Koalisyon güçleri ve ABD askerlerinin sıkı güvenlik önlemleri altında başka güvenli tesislere nakledildiklerini kaydetti. Ayrıca, Sanayi Hapishanesi’ne benzer, güvenlik önlemleri zayıf başka bir hapishanenin daha belirlendiğini ifade eden SDG lideri, “Haseke’de asayiş değerlendirmeleri ve gece sokağa çıkma yasağı halen devam ediyor. Çünkü halen saldırı tehlikesi var” şeklinde konuştu. Hapishaneye yönelik olası saldırılara ilişkin istihbaratlar aldıklarını, fakat bunları değerlendirmede başarısız olduklarını itiraf eden Abdi, “Bunda uluslararası toplumun da payı var. SDG tarafından yönetilen cezaevlerinde ve kamplarda tutulan ve güvenlik riski oluşturmaya devam eden binlerce yabancının sorumluluğunu almak zorundalar” ifadelerini kullandı.
Haseke’nin Guveyran Mahallesi'nde yer alan Sanayi Hapishanesi’ne yönelik 20-27 Ocak tarihleri ​​arasında yaklaşık 6 gün süren saldırıda 120 SDG unsuru, 6 sivil ve 370'den fazla DEAŞ üyesi öldü. DEAŞ’ın bu saldırıyla, yeni bir aşamaya girmek ve ‘biz varız, askeri gücümüz var ve saldırılar düzenleyebiliriz’ diyebilmek için yeni bir adım atmak istediğini söyleyen Abdi, “Kureyşi’nin öldürülmesi örgütün moralini bozsa da bu, DEAŞ’ın zayıfladığı anlamına gelmiyor” diye konuştu.
DEAŞ’ın saldırılarında ademi merkeziyetçilik ilkesini izlediğini kaydeden SDG lideri sözlerini şöyle sürdürdü:
“DEAŞ artık eskisi gibi merkezi yönetime sahip bir örgüt değil. Yani örgütün liderinin rolü eskisi gibi bir saha rolü değil, sahadaki mevcut koşullara ve dinamiklere göre farklı hareket ediyor.”
DEAŞ hücrelerinin, terör saldırıları ve kanlı eylemler gerçekleştirme kabiliyetine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Abdi, bunların devam etmesini üç ana faktöre bağladı. Abdi, bunlardan birincisinin finansman sorunu olmaması ve gençleri çekebilecek kadar çok paraları olması, ikincisinin kamplara veya eğitim üslerine ihtiyaç duymaması ve üyelerini saldırılara hazırlamak için kendilerine ait yerlerinin olması ve üçüncü faktörün ise DEAŞ’ın ideolojisinin çok popüler olduğu el-Hol Mülteci Kampı gibi bir ‘kuluçka makinesinin’ var olması olduğunu söyledi.
Öte yandan DEAŞ hücreleri, Deyrizor’un doğu kırsalının 40 kilometre doğusundaki es-Suheyl beldesinde SDG güçlerine ait iki askeri noktayı hedef alarak iki ayrı saldırı düzenledi. Deyrizor Askeri Konseyi’nden üst düzey bir askeri yetkili, saldırının DEAŞ hücreleri tarafından gerçekleştirildiğini söyledi. Yetkili, “DEAŞ hücreleri, es-Suheyl beldesinin merkezindeki eş-Şebeke Mahallesi’nde, Fırat Nehri kıyısı yakınlarındaki bir askeri noktayı makineli tüfeklerle hedef aldılar” açıklamasında bulundu. Yetkilinin aktardığı bilgilere göre saldırıda iki SDG unsuru öldü, bir unsur ağır yaralandı.  SDG unsurları ile saldırganlar arasında yaklaşık yarım saat süren çatışmanın ardından saldırganlar kaçtı. Bu saldırıyla eş zamanlı olarak Deyrizor'un batısındaki Cezire Elbuşems beldesinde SDG’ye ait bir askeri noktayı hedef alan başka bir saldırı daha düzenlendi. Bir intihar bombacısının vurulduktan sonra kendini havaya uçurması sonucu hem saldırgan hem de dört SDG unsuru öldü. SDG unsurları iki saldırganı ise tutuklamayı başardı.
Aynı yetkili kaynak, DEAŞ hücrelerinin kentin girişinde askeri bir noktayı bombalar ve makineli tüfeklerle hedef aldığını, bunun sonucunda iki SDG unsurunun öldüğünü ve iki unsurun yaralandığını belirterek, “Sayıları beşten fazla olan saldırganlar, SDG güçlerinin kendilerini kuşatması ve onları takip etmek için yolu trafiğe kapatması sonrası sivillerin evleri arasında saklandığı sırada yaklaşık iki saat süren çatışmalarda iki DEAŞ üyesi öldürüldü” ifadelerini kullandı. Yetkili kaynak, DEAŞ hücrelerinin ayrıca, Deyrizor'un yaklaşık 50 kilometre doğusundaki Teyyane beldesinde SDG’ye ait askeri bir karargaha el yapımı iki bomba ile saldırdığını ve Suse beldesinde SDG'ye ait bir askeri aracı da makineli tüfeklerle hedef aldıklarını aktardı. Sebha beldesinde SDG’ye ait bir kontrol noktasının da DEAŞ hücreleri tarafından hedef alındığını aktaran kaynak, Ocak ayı sonlarındaki Sanayi Hapishanesi saldırısının ardından bu ayın başından bu yana en şiddetli ve en büyük saldırıların gerçekleştiğini ifade etti.



Gazze’de kıtlık derinleşiyor: “Çocuklarımız bir deri bir kemik kaldı”

İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten beri öldürdüğü Filistinli sayısı 60 bini geçti (Reuters)
İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten beri öldürdüğü Filistinli sayısı 60 bini geçti (Reuters)
TT

Gazze’de kıtlık derinleşiyor: “Çocuklarımız bir deri bir kemik kaldı”

İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten beri öldürdüğü Filistinli sayısı 60 bini geçti (Reuters)
İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten beri öldürdüğü Filistinli sayısı 60 bini geçti (Reuters)

İsrail ablukası altındaki Gazze Şeridi'nde açlık sürüyor.  

Guardian'ın iletişime geçtiği Cemil Mugari, "5 yaşındaki kızım şu anda sadece 11 kilo. Oğlum Muhammed ise bir deri bir kemik kaldı" diyor. Savaştan önce kendisinin de 85 kilo olduğunu fakat 55 kiloya düştüğünü belirtiyor. 

İsrail'in saldırıları nedeniyle Gazze'de 7 kez yer değiştirdiklerini söyleyen 38 yaşındaki Filistinli, günde tek öğün yemeği bile zor bulduklarını ifade ediyor. 

Haberde, ABD-İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'na (GHF) ait 4 erzak dağıtım noktası olduğuna, bunların da çok kısa süre faaliyet gösterdiğine işaret ediliyor. 

Filistinli yetkililer, GHF'ye ait erzak dağıtım noktalarının "insani yardım" kisvesi altındaki ölüm tuzaklarına dönüştüğünü ve İsrail'in sivilleri kasıtlı olarak hedef aldığını savunuyor. İsrail ordusuysa iddiaları reddederek kurallara uymayan kişilere "uyarı ateşi" açıldığını öne sürüyor. GHF'nin faaliyete başladığı mayıstan bu yana en az bin kişi yardım kuyruğunda öldürüldü.

58 yaşındaki Mansure Fadıl Helu, geri dönmeyeceğini düşündüğü için oğlunu yardım noktalarına göndermediğini söylüyor: 

Oradaki durum korkunç ve çok tehlikeli. En kötüsü erkekler arasındaki kaos, birbirlerini itip kakıyorlar. İsrail askerlerinin oluşturduğu tehlike yüzünden onun yardım kamyonlarının yanına gitmesini istemiyorum.

Deyr el-Belah sakinlerinden Ebu Abed de uluslararası kamuoyunun üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmediğini söylüyor: 

Onlardan Gazze'deki hayvanların haklarını korumalarını isteseydik, hemen harekete geçip imkansızı başarırlardı. Ama Filistin halkının hakları söz konusu olduğunda kimse bizi hatırlamıyor ya da bizim için üzülmüyor, ne Araplar, ne Müslümanlar, ne Hıristiyanlar, hiç kimse.

Diğer yandan İsrail lideri Binyamin Netanyahu, Hamas'ın ateşkesi kabul etmemesi halinde atılacak adımlara ilişkin açıklamayı haftaya erteledi. CNN'in aktardığına göre Tel Aviv yönetiminde bir sonraki adıma ilişkin anlaşmazlıklar sürüyor. Ablukayı daha da sertleştirmek ya da Gazze'deki bazı bölgeleri ilhak etmek gibi seçenekler de masada. 

ABD ve İsrail, Katar'daki heyetlerini geri çekmiş, koşulların değişmesi durumunda müzakerelere devam edileceğini geçen hafta bildirmişti. Perşembe günkü açıklamasında kalıcı ateşkes ve İsrail askerlerinin Gazze'den çekilmesi için görüşmelere açık olduğunu belirten Hamas ise öncelikle bölgeye yardım girişinin artırılmasını istemişti.

Independent Türkçe, Guardian, CNN