Şeyh Cerrah mahallesinde çıkan olaylarda 31 Filistinli yaralandı ve 12 kişi gözaltına alındı

İsrail polisi Doğu Kudüs'teki Şeyh Cerrah semtinde Filistinli bir göstericiyi gözaltına aldı (DPA)
İsrail polisi Doğu Kudüs'teki Şeyh Cerrah semtinde Filistinli bir göstericiyi gözaltına aldı (DPA)
TT

Şeyh Cerrah mahallesinde çıkan olaylarda 31 Filistinli yaralandı ve 12 kişi gözaltına alındı

İsrail polisi Doğu Kudüs'teki Şeyh Cerrah semtinde Filistinli bir göstericiyi gözaltına aldı (DPA)
İsrail polisi Doğu Kudüs'teki Şeyh Cerrah semtinde Filistinli bir göstericiyi gözaltına aldı (DPA)

İsrailli aşırı sağcı milletvekili Itamar Ben-Gvir, işgal altındaki Doğu Kudüs'ün Şeyh Cerrah Mahallesi'nde evinden çıkarılma tehdidi altındaki Filistinli ailenin evinin önünde kurduğu çadıra sabah saatlerinde geri döndü.
Ben-Gvir, Şeyh Cerrah Mahallesi'nde gerilimi tırmandıran eylemine devam ediyor. Gece İsrail polisi tarafından Salim ailesinin evinin önündeki çadırdan uzaklaştırılan Ben-Gvir, sabah aynı noktaya geldi.
Likud Milletvekili ve eski Adalet Bakanı Amir Ohana da sabah saatlerinde buraya gelerek Ben-Gvir'e katıldı.
Ohana, basına yaptığı açıklamada, Kamu Güvenliği Bakanı Omar Barlev'in radyoda "bir İsrail milletvekilinin şov yaptığı" beyanını duyması üzerine harekete geçtiğini belirterek, "Sakin kalmak istiyorsa, Tel Aviv'e gitsin. Eğer öyle sakin eylemler yapsaydık, İsrail'i kuramazdık." dedi.
İsrail'de "toprağında bulunan Yahudilerin egemenlik hakkı olacağını" savunan Ohana, Ben-Gvir'in eylemini doğru bulduğunu ve destek için geldiğini dile getirdi.
Ohana, Ben-Gvir'in bölgedeki eylemini değil Filistinlilerin burada gösteri yapmasını "kışkırtma" olarak değerlendirdi.
AA muhabirinin, Doğu Kudüs'ün uluslararası hukuka göre işgal altında kabul edildiğini hatırlatması üzerine Ohana, "Yahudilerin binlerce yıldır kutsal saydığı Kudüs'te işgalci sayılamayacağını" ileri sürdü.
Şeyh Cerrah Mahallesi'nde üç kuşaktır yaşadıkları evden mahkeme kararıyla çıkarılma tehdidi altındaki Filistinli ailenin durumunu değerlendiren Ohana, "mahkeme kararına saygı duyulması gerektiğini" savundu.

Ben-Gvir polisi suçladı
Otzma Yehudit Partisi Milletvekili Ben-Gvir de Şeyh Cerrah'ta gerilimi tırmandıran eylemine devam edeceğini açıkladı.
Ben-Gvir, gece saatlerinde polisin bu noktaya gelerek masalarını kaldırdığını, asistanını darbettiğini ve kendisini de ittiklerini söyledi.
İki saat hastanede tedavi gördükten sonra bu noktaya dönme kararı aldığını paylaşan Ben-Gvir, İsrail'de önceki Likud hükümetinin buradaki Yahudi yerleşimcileri "yalnız bıraktığını" savundu.
Ben-Gvir, Salim ailesinin üç kuşaktır yaşadığı evlerini "yasa dışı biçimde elde ettiklerini ve buradan çıkmaları gerektiğini" ileri sürdü.

"Dokunulmazlık kutsal ama şiddet taşkınlık"
Öte yandan, İsrail Kamu Güvenliği Bakanı Barlev, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, "Bugüne kadar hiçbir milletvekili bir polis memuruna karşı el kaldırmadı. Dokunulmazlık kutsal ama şiddet taşkınlık." ifadelerine yer verdi.
Gerilimin yüksek olduğu bölgede İsrail polisinin yoğun güvenlik önlemleri dikkati çekiyor. Polisin bu noktaya ulaşmaya çalışan Filistinli grupları ses bombası kullanarak alandan uzaklaştırmaya çalıştığı bildirildi.
- Aşırı sağcı milletvekilinin Şeyh Cerrah'taki eylemi gerilimi tırmandırdı
İsrailli aşırı sağcı Milletvekili Itamar Ben-Gvir, dün sabah saatlerinde Şeyh Cerrah Mahallesi'ne gelerek evinden çıkarılma tehdidi altındaki Filistinli Salim ailesinin evinin önünde çadır kurmuştu.
Ben-Gvir'e fanatik İsrailli yerleşimciler katılmış, bu eylemi protesto etmek isteyen bölgedeki Filistinlilerle arbede yaşanmıştı.
İsrail polisi, olayı protesto etmeye çalışan Filistinlilere ses bombası, TOMA, atlı polisler ve plastik mermiyle müdahale etmişti.
Filistin Kızılayından yapılan açıklamada, gazdan etkilenenler de dahil olmak üzere ses bombası, darp ve plastik mermiden en az 31 kişinin yaralandığı bildirildi. Yaralılardan 6'sının hastanede tedavi altına alındığı bilgisi paylaşıldı.
İsrail polisi, dünkü olaylarda 12 Filistinliyi gözaltına almıştı.



ABD, Yemen’de Husilere saldırıları artırdı: 200'den fazla kişi öldü

Amerikan ordusunun Hudeyde'deki limana saldırısının ardından yangın çıkmıştı (Reuters)
Amerikan ordusunun Hudeyde'deki limana saldırısının ardından yangın çıkmıştı (Reuters)
TT

ABD, Yemen’de Husilere saldırıları artırdı: 200'den fazla kişi öldü

Amerikan ordusunun Hudeyde'deki limana saldırısının ardından yangın çıkmıştı (Reuters)
Amerikan ordusunun Hudeyde'deki limana saldırısının ardından yangın çıkmıştı (Reuters)

ABD, Yemen’deki Husilere saldırıları artırırken, İran destekli grup bunu propagandasını güçlendirip savaşçı devşirmek için kullanmayı hedefliyor. 

ABD Başkanı Donald Trump, Truth Social platformundan 15 Mart'ta yaptığı açıklamada, orduya Yemen'deki Husilere karşı "büyük bir saldırı" başlatma talimatı verdiğini belirtmişti.

AFP’nin aktardığına göre, Washington’ın tekrar “terör örgütü” listesine aldığı Husilere yönelik marttan beri düzenlenen saldırılarda 200’den fazla kişi öldürüldü. 

Ottawa Üniversitesi’nden Ortadoğu uzmanı, Husilerin saldırılara karşı propaganda stratejisini şöyle anlatıyor: 

Husiler, ABD'nin yoğunlaştırdığı hava saldırılarını kesinlikle propaganda amaçlı kullanmaya çalışıyor. Kendilerini ABD'ye ve bölgesel ortaklarına karşı direnişin liderleri olarak konumlandırmak için enformasyon operasyonları düzenliyorlar. Buna ülke içinde eleman devşirme faaliyetlerini artırmak da dahil.

ABD'li analist Mohammed Albasha da Amerikan ordusunun saldırılarını artırmasının, Husilerin savaşçı devşirme faaliyetlerini hızlandırmasına yol açtığına dikkat çekiyor. 

Washington merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün eylüldeki raporunda, Husilerin 13 ila 25 yaşlarında çocukları devşirdiği, bu faaliyetlerin 7 Ekim 2023’teki Gazze savaşıyla birlikte yoğunlaştığı aktarılmıştı. Husiler, Gazze savaşında Hamas’a destek vererek ABD, İsrail ve Birleşik Krallık’a karşı silahlı mücadeleye başlamıştı.

ABD’nin en ölümcül saldırılarından biriyse 17-18 Nisan’da gerçekleştirilmişti. Husilere bağlı Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, Hudeyde kentindeki Ras İsa Limanı'na düzenlenen hava saldırılarında 80 kişinin öldüğü, 150 kişinin de yaralandığı aktarılmıştı. 

Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi (CAIR), Trump yönetiminin Yemen’de sivillere ve sivil altyapıya yönelik artan saldırılarının “savaş suçu” teşkil ettiğini bildirmişti. Birleşmiş Milletler (BM) de saldırıların “endişelendirici” olduğunu belirterek operasyonların durdurulmasını, Husilerin esir aldığı BM çalışanlarının serbest bırakılmasını istemişti. 

Diğer yandan Husilere bağlı yönetimin Dışişleri Bakanı Cemal Amir, ABD’nin Yemen’de kara harekatı hazırlığında olduğunu da öne sürmüş, böyle bir hamlenin "durumu tamamen istikrarsızlaştırma tehlikesi taşıdığı" uyarısında bulunmuştu. 

Independent Türkçe, Times of Israel, Arab Weekly