Afrika Birliği, Sudan krizini çözmeye yönelik çalışmalarını başlatıyor

Silahlı hareketlerin Sudan şehirlerden çekilmesine yönelik direktifler. BM misyonu istişarelerin ilk aşamasını tamamladı

10 Şubat’ta Hartum’da sivil yönetim talebiyle düzenlenen yürüyüşten bir kare (AFP)
10 Şubat’ta Hartum’da sivil yönetim talebiyle düzenlenen yürüyüşten bir kare (AFP)
TT

Afrika Birliği, Sudan krizini çözmeye yönelik çalışmalarını başlatıyor

10 Şubat’ta Hartum’da sivil yönetim talebiyle düzenlenen yürüyüşten bir kare (AFP)
10 Şubat’ta Hartum’da sivil yönetim talebiyle düzenlenen yürüyüşten bir kare (AFP)

Afrika Birliği (AfB) Komisyonu Başkanı Musa Faki ve beraberindeki heyet, 25 Ekim tarihinde Sudan’da ordunun iktidarı ele geçirmesinin yol açtığı siyasi krizi çözmek üzere, Sudanlı yetkililer ve partilerin liderleriyle istişarelerde bulunurken, üst düzey bir askeri toplantıda, Cuba Barış Anlaşması’nı imzalayan silahlı hareketlerin şehirlerden tahliye edilmesine yönelik direktifler verildi.
Sudan Genelkurmay Başkanı Abdulfettah el-Burhan’ın başkanlığında düzenlenen, ordu ve güvenlik güçlerinin yanı sıra Hızlı Destek Kuvvetleri liderlerinin katıldığı toplantıda ülkedeki güvenlik durumunu görüşüldü. Askeri medyadan yapılan açıklamaya göre, toplantıda Cuba Barış Anlaşması’nda belirtilen güvenlik düzenlemeleri maddesinin uygulanması çerçevesinde, silahlı hareketlere bağlı güçlerin Sudan şehirlerinden çekilmeleri ve kendilerine tahsis edilen kamp ve alanlara yeniden yerleşmeleri için acilen lojistik destek sağlanmasına yönelik direktifler verildi.
Sudan Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti), AfB heyetiyle yaptığı görüşmede, Birliğin Sudanlı partilerin görüşleri arasındaki uçurumları kapatmaya yönelik çalışmalarını memnuniyetle karşıladı. Hamideti, tüm Sudanlıların katılımıyla, tüm anlaşmazlıkların çözülmesine yönelik temel bir yaklaşım olarak diyalog kurulmasının önemini vurguladı. Bu bağlamda, Sudanlıların demokratik geçişin gerekliliği ve geçiş döneminin sonunda seçimlerin yapılması konusundaki kararlılığına dikkat çekti.
AfB Komisyonu Başkanı Musa Faki ise söz konusu ziyaretin, ülkedeki durumu yakından gözlemlemek ve tüm tarafları dinlemek için gerçekleştirildiğini söyledi. Faki, heyetin Sudan krizine yönelik önceden hazırlanmış çözümlerle gitmediğini ve geri döndükten sonra, çözüm süreci önerileri netleştirebileceğini açıkladı. Komisyon Başkanı, AfB’nin 2019 yılında Sudanlı partileri uzlaştırma konusunda olumlu bir rol oynadığına ve bu uzlaşmanın ordu ile siviller arasında bir anlaşmaya varılmasını sağladığına dikkat çekti.
AfB heyeti, Sudan’daki durumu ele almak amacıyla muhalefet koalisyonu Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri’nde, önemli bir grup olan Milli Ümmet Partisi liderleriyle görüştü. Parti dün yaptığı açıklamada, Afrika Birliği’nin Sudan’daki sivil demokrasiye geçişi desteklemeye yönelik rolünü memnuniyetle karşıladı. Açıklamada, Milli Ümmet Partisi’nin AfB Komisyonu Başkanı’na ülkedeki krizden bir çıkış yolu bulunması için mevcut durum hakkında bilgi verdiği belirtildi. Afrika Birliği heyeti aynı zamanda Parti’nin sivil yönetimi geri getirmeye yönelik yol haritasının ve Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri ittifakıyla ortak bir vizyon hakkında da bilgi aldı. Sudan Egemenlik Konseyi daha önce, Sudan’daki tüm partiler arasında siyasi bir sürece öncülük etmek için başlatılan Birleşmiş Milletler girişimini desteklemek için AfB’nin destek vermesini talep etmişti.
Buna paralel olarak, BM'nin Sudan'daki Entegre Geçiş Yardım Misyonu (UNITAMS) dün, ülkedeki siyasi sürece yönelik ordu, siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, yerel yönetimler ve Sufi tarikatların liderleriyle istişareleri içeren ve bir aydan uzun süren diyaloğun ilk aşamasının tamamladığını duyurdu. UNITAMS Başkanı Volker Peretz dün yaptığı açıklamada, bu krizin üstesinden gelmek için Sudan halkının dahil olduğu sektörler tarafların sunulan görüş ve önerilerin dinlendiği istişarelerin önemli olduğunu söyledi. Peretz girişimin ilk aşamasının sona ermesiyle birlikte, uzlaşmanın en önemli noktalarını ve geçiş dönemiyle ilgili sıkıntı yaşanılan konuları özetleyen bir belge yayınlayacağını da sözlerine ekledi.
AfB önceki gün heyetin ülkeye ulaşmasının ardından yapılan basın açıklamasında, bu ziyaretin 3 gün süreceğini, heyetin bu süre zarfında ülkedeki siyasi durum hakkında istişarelerde bulunmak üzere sivil ve askeri ortakların bir araya geleceğini açıkladı. Söz konusu heyetin, Afrika Birliği Siyasi İşler, Barış ve Güvenlik Komiseri Bankole Adeoye, Afrika Birliği Komisyon Başkanlığı Ofisi Muhammed el-Hasan Velid Labat ve AfB’nin Sudan Özel Temsilcisi Büyükelçi Muhammed Beliş’den oluştuğu belirtildi.
Geçen hafta, Addis Ababa’da düzenlenen Afrika Birliği zirvesinin oturum aralarında, Hükümetler Arası Kalkınma Otoritesi (IGAD) ülkelerinin liderleri, Sudan’daki durum hakkında devlet ve hükümet başkanları düzeyinde bir zirve düzenleme üzerinde anlaştı. Afrika Birliği Ekim ayında, ordunun sivil hükümeti devirmesinin ardından Sudan’ın AfB üyeliğini askıya aldı. Bu kararın, geçici yönetim sivillere devredilinceye kadar yürürlükte kalması kararlaştırıldı.
AfB’ye bağlı Barış ve Güvenlik Konseyi, Sudan’daki tüm taraflara Birliğin Sudan krizinin çözümünde daha büyük bir rol oynamasından yararlanarak, tüm anlaşmazlıkları barışçıl bir şekilde çözme çağrısında bulundu. Sudan’daki muhalefet koalisyonu daha önce, Afrika ve Arap bölgesel partileri, Troyka ülkeleri ve Avrupa Birliği’ne, ülkedeki BM misyonunun benimsediği siyasi süreci desteklemek üzere katılım çağrısında bulunmuştu.



ABD'nin silahların kontrolüne ilişkin belgesine karşı Hizbullah'tan farklı bir Lübnan pozisyonuna doğru eğilim

ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Beyrut'a yaptığı son ziyaret sırasında (EPA)
ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Beyrut'a yaptığı son ziyaret sırasında (EPA)
TT

ABD'nin silahların kontrolüne ilişkin belgesine karşı Hizbullah'tan farklı bir Lübnan pozisyonuna doğru eğilim

ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Beyrut'a yaptığı son ziyaret sırasında (EPA)
ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Beyrut'a yaptığı son ziyaret sırasında (EPA)

Hizbullah, Lübnan’da silahların yalnızca resmi güvenlik kurumlarının elinde bulunmasına yönelik yerel ve uluslararası taleplere karşı ‘varoluşsal tehdit’ kartını öne sürdü. Hizbullah Genel Sekreteri Şeyh Naim Kasım dün akşam yaptığı konuşmada, ‘ulusal güvenlik stratejisinin’ tartışılmasına başlanmadan önce bu tehdidin ortadan kaldırılması şartını koştu. Bu durum, Lübnan devleti ile Hizbullah arasında bir ‘farklılaşmaya’ işaret ediyor. Zira devlet, ABD’li arabulucu Tom Barrack’ın önerisini ‘olumlu şekilde ele alacakken’ Hizbullah farklı bir tutum sergiliyor.

Kasım’ın son açıklaması, silahlarını teslim etme mekanizmalarının tartışılmasına karşılık daha önce öne sürdüğü şartlara eklenen yeni bir koşul olarak görülüyor. Bu şartların başında ise, İsrail’in ateşkes anlaşmasındaki yükümlülüklerini yerine getirmesi koşuluyla Hizbullah’ın silah konusunu görüşmeye hazır olacağı yönündeki talep geliyor. Her ne kadar Lübnan’daki resmi çevreler, Hizbullah’ın bu dosyada ‘esnek davrandığını’ ve ‘ağır silahlarını (nokta atışlı füzeler ve insansız hava araçları) teslim etmeye hazır olduğunu’ ifade etse de, konuya yakın kaynaklara göre Hizbullah, İsrail’in önceden bazı adımlar atmasını şart koşuyor.

Hizbullah, ABD'nin İsrail'e son savaştan bu yana Lübnan içinde işgal ettiği beş noktadan çekilmesi, elindeki 16 kişiyi serbest bırakması, Lübnan topraklarına yönelik ihlal ve saldırıları durdurması ve son savaşta yıkılan yerleri yeniden inşa etme görevine başlaması için baskı yapmasını talep ediyor.

ABD elçisi yeniden geliyor

ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’ın, Lübnanlı yetkililer tarafından geçtiğimiz pazartesi günü Beyrut'taki ABD Büyükelçiliği'nden teslim alınan ve Lübnan'dan önümüzdeki aralık ayında sona erecek bir süre içerisinde silahların geri çekilmesi için ‘net’ bir takvim taahhüt etmesini talep eden ABD belgesine resmi bir yanıt almak üzere üçüncü bir ziyaret için yakında Beyrut'a gelmesi bekleniyor. Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Meclis Başkanı Nebih Berri ve Başbakan Nevvaf Selam'ın temsilcilerinden oluşan komite, Lübnan'ın iki hafta önce Beyrut'ta ABD elçisine verdiği bir belgeye ilişkin gözlemleri içeren belgeyi inceliyor. Başbakan Selam'ın bu hafta Meclis Başkanı Berri ile bir araya gelerek Lübnan'ın vereceği yanıtın ayrıntılarını görüşmesi bekleniyor.

Hükümetin esnekliği

Lübnan makamları, Amerikan taleplerini içeren belgeye karşı esnek bir tutum sergiliyor. Bununla beraber Amerikan heyetiyle yürütülen temaslara aşina kaynakların Şarku’l Avsat’a aktardığına göre Lübnan makamları, Washington’un talep ettiği şekilde Karz-ı Hasen Vakfı ile ilgili tedbirleri artırmak, mali ve idari reformları uygulamak gibi kendisine düşen görevleri de yerine getiriyor. Hizbullah ise silah meselesinde daha katı bir tutum sergiliyor.

Kaynaklar, ABD'nin yanıtını incelemekle görevlendirilen komitenin görevinde önemli ilerleme kaydettiğini belirterek, Lübnan devletinin Amerikan anlaşmasına olumlu yaklaşacağını ve hükümetin silahlanmada tekelleşmeyi aşamalı olarak uygulama sözü vereceğini ifade etti. Kaynaklara göre Lübnan'ın resmi yanıtı Hizbullah'ın taleplerindeki sert tutumundan farklı olacak. Kaynaklar, Hizbullah'ın garantiler talep ettiğini ve Kasım'ın açıklamalarının da gösterdiği gibi son zamanlarda tutumunu sertleştirdiğini belirtti.

Varoluşsal tehdit

Kasım dün akşam yaptığı konuşmada, “Hizbullah, Emel Hareketi, direniş ve Lübnan'ın bağımsızlığını isteyen ve Lübnan'ın Lübnanlılar için nihai bir vatan olduğuna inanan egemen bir hat olarak bizler, direnişe, çevresine ve bir bütün olarak Lübnan'a yönelik varoluşsal bir tehditle karşı karşıya olduğumuzu hissediyoruz” ifadesini kullandı.

Görsel kaldırıldı.Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım dün akşam yaptığı konuşmada (Hizbullah medyası)

Kasım, “Lübnan'ın karşı karşıya olduğu üç gerçek tehlike var: güney sınırında İsrail, doğu sınırında DEAŞ ve Lübnan'ı kontrol etmeye, üzerinde vesayet kurmaya çalışan ve Lübnan'ın hareket ve yaşama kabiliyetini yok etmek isteyen Amerikan zorbalığı” dedi.

Kasım, Lübnanlılara hitaben şunları söyledi: “Sözümüz bir olsun ve öncelik için çalışalım. Tehlikeyi ortadan kaldırdıktan sonra savunma stratejisini ve ulusal güvenlik stratejisini tartışmaya hazırız. Sizi İsrail'e iyilik yapmamaya çağırıyorum. Çatışma halinde ABD hedeflerine ulaşamaz.”

Hizbullah silahlarına sarılıyor

Lübnan Kuvvetleri Partisi kaynaklarının Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamaya göre Kasım'ın son tutumu ‘silahlarına sarılma meydanından henüz ayrılmadığı, yani halen aynı noktada olduğu’ şeklinde değerlendiriliyor. “Bu tutum görünüşte çevresine yönelik ve üstü kapalı tavizler mi içeriyor?” diye soran kaynak, başkanlar (Avn, Berri ve Selam) tarafından dile getirilen bazı hususların işlerin kolay olduğuna işaret ettiğini hatırlattı.

Görsel kaldırıldı.Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ile yaptığı görüşme sırasında (Reuters)

Kaynaklar, “Şu ana kadar görünen o ki, Hizbullah silah bırakmamakta ısrar ediyor. Hizbullah'ın maksimum yapabileceği şey Litani Nehri’nin güneyinden çekilmek. Savunma stratejisi diye bir şey yok. Ondan istenen, silahlarını teslim etmesi” ifadelerini kullandı. Kaynaklar, ‘Hizbullah'ın şimdiye kadar, varoluşsal tehditler konusunda aynı söylemleri sürdürdüğünü, hâlbuki bu silahlar ve destek savaşı aracılığıyla Lübnan’a varoluşsal bir tehdit teşkil edenin bizzat kendisi olduğunu ve silahları yüzünden savaşları ülkeye çektiğini’ ifade etti.

Kaynaklar, Hizbullah’ın yetkilileri aracılığıyla yaptığı açıklamalarda ‘ABD’ye İsrail sınırını korumaya hazır olduklarını, bunu da Litani’nin güneyinden tamamen çekilerek ve silah meselesini Litani’nin kuzeyinde hükümetle müzakere ederek yapabileceklerini anlatmak istediklerine’ dikkat çekti. Kaynaklar, ‘bu durumun ABD tarafından reddedildiğini, Washington’ın hamle karşılığında hamle ilkesine bağlı kaldığını, yani İsrail’in aşamalı olarak çekilmesi, esirlerin serbest bırakılması ve hedef almayı durdurması karşılığında devletin de Hizbullah’ın askerî yapısını dağıtarak egemenliğini tesis etmesini istediğini’ vurguladı.

Lübnan Kuvvetleri Partisi’ne yakın kaynaklar, ‘Hizbullah’ın artık bu yönde bir adım atmazsa hem kendisini hem de tüm Lübnan halkını yeni bir savaşa sürükleyeceğinin farkında olduğunu, eylül ayında önceki ABD temsilcisi Amos Hochstein’ın sunduğu fırsatı değerlendirmediğinde savaşla karşılaştığını ve şimdi Tom Barrack’ın sunduğu fırsatı değerlendirmemesi halinde Lübnan’ı tehlikeye atacağını bildiğini’ ifade etti. Kaynaklar, Lübnan’ın yeni şiddet sahnelerine sürüklenmemesi konusunda uyardı.