Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK), önümüzdeki Perşembe günü adını imzalandığı şehirden, Belarus’un başkenti Minsk’ten alan Minsk Anlaşmaları’na ilişkin yıllık toplantı yapmayı planlanıyor.
2014 ve 2015 yılında imzalanan anlaşmalar, Ukrayna ve Rusya yanlısı ayrılıkçılar arasında kalıcı ateşkesi sağlamayı hedefliyordu.
Sky News’in haberine göre, Moskova ve Kiev arasında yükselen gerilimlerle birlikte, Minsk Anlaşmaları birçok kişi tarafından mevcut krizi atlatmaya yardımcı olabilecek ve Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesini önleyecek bir kurtarıcı olarak görülüyor.
Minsk Anlaşmaları nelerdir?
Minsk Anlaşmaları, Ukrayna’nın doğusunda çatışmaların alevlendiği Donbass’ın Luhansk ve Donetsk bölgelerinde Ukrayna hükümeti ile Rus destekli ayrılıkçılar arasında ateşkes sağlamayı amaçlıyor.
Anlaşmalar ayrıca Luhansk ve Donetsk’teki seçimler için bir yol haritası ve bu bölgelerin Ukrayna’nın geri kalanına yeniden entegrasyonu için bir plan ortaya koydu.
Minsk Anlaşmaları’nın ana noktaları neler?
2015 yılında imzalanan sonuncu anlaşma Minsk 2’de 13 madde yer alıyor.
9 madde çatışmalarla ilgili ateşkes, ağır silahların geri çekilmesi, savaşa katılanlara af çıkarılması, rehine ve tutuklu takasını içeriyor.
Bir diğer madde ise Ukrayna’dan tüm yabancı ve paralı askerler ile askeri teçhizatların çekilmesini kapsıyor.
Ukrayna, bu maddenin bölgede olduğu iddia edilen Rus asker ve paralı askerleri de kapsayacağını belirtiyor.
Ateşkes teknik olarak hala yürürlükte, ancak ayrılıkçı taraftan sınır hattı boyunca konuşlanmış Ukrayna kuvvetlerine sıklıkla ateş açılarak ihlal ediliyor.
Anlaşmaların diğer 4 maddesi ise, siyasi çözümle ilgili. Bunlar yerel seçimler konusunda diyalog kurulması, Luhansk ve Donetsk’e özel statü verilmesi için geçici bir yasa çıkarılması ve Ukrayna hükümetinin sınırlarının tam kontrolünün yeniden sağlanmasını içeriyor.
Bu anlaşmalarla ilgili temel anlaşmazlık noktası nedir?
Minsk Anlaşmaları’yla ilgili temel sorun, Kiev ve Moskova’nın anlaşmaya dair yorumlarının temelden farklı olması.
Ukrayna hükümeti, anlaşmaları Ukrayna’yı yeniden birleştirmenin ve iki bölgeye verilen belirli yetkilerle birlikte Ukrayna’nın Luhansk ve Donetsk üzerindeki tam egemenliğini geri kazanmanın bir yolu olarak görüyor.
Buna karşılık Rusya, anlaşmaların Luhansk ve Donetsk’te Rus müttefiki bir yönetim kurulmasına yardımcı olacağına ve Ukrayna’nın geri kalanıyla yeniden birleşmeden önce onlara ‘özel statü’ vereceğine inanıyor.
Bu, Rusya’nın söz konusu alanlar üzerindeki nüfuzunu sürdürmesini ve Ukrayna’nın gerçek egemenliğini kaybetmesini sağlayacak.
Eski bir İngiliz diplomat olan, Chatham House’da Rusya ve Avrasya Programı yetkilisi Duncan Allan, “Rusya ve Ukrayna tarafından yapılan anlaşmaların yorumlanmasındaki bu farklılık, her zaman Minsk Anlaşmaları’nın altında yatan tehlike olmuştur. Her şey Luhansk ve Donetsk’e özel bir statü vermekle ilgili. Özel statü verildiğinde bu alanlar Ukrayna siyasi sistemi içinde bir ‘Truva atı’ gibi olacak. Rusya onları gizlice kontrol edince, Ukrayna’yı da içeriden kontrol edebilecek” dedi.
Uluslararası toplum bu konuda nasıl bir rol oynuyor?
Fransa ve Almanya, Normandiya Grubu yoluyla Rusya ve Ukrayna ile Minsk anlaşmalarına aracılık etmede kilit rol oynadı.
Normandiya Grubu, dört ülkenin bir arada oturup tartışması için bir mekanizma sağladı.
Ancak yaklaşık sekiz yıllık bir çabanın ardından bu konudaki tartışmalarda henüz bir ilerleme sağlanamadı.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Rusya ile Ukrayna arasında büyük bir savaşı önlemeye çalışmak için bir araç olarak Minsk Anlaşmaları sürecine hayat vermeye çalıştı.
Ancak, onun da çabaları şu ana kadar sonuç vermedi.
Ukraynalılar ne düşünüyor?
Pek çok Ukraynalı, Rusya’nın ülkelerinin etrafına asker yığmasının Batılı güçlerin paniğe kapılmasına neden olması ve bunun da Minsk Anlaşması’nın Rus yorumunun krizi yatıştırmak için Kiev hükümetine dayatılmasına yol açabileceğinden endişeli.
Ukraynalı yetkililer, böyle bir hareketin sokak protestolarını tetikleyeceği, iç istikrarsızlık yaratacağı ve muhtemelen devlet başkanını devireceği konusunda uyarıyor.
Bu, Ukrayna’yı askeri müdahaleye ihtiyaç duymadan bile Rus etkisine karşı zayıf ve savunmasız bırakacak bir senaryo.
Duncan Allan, Luhansk ve Donetsk’e özel statü verilmesi fikrine Ukraynalıların büyük çoğunluğunun karşı çıktığını söyleyerek, “Özel statü meselesini müzakere etmeye açık görünen herhangi bir Ukraynalı lider, sert bir iç muhalefetle karşılaşabilir ve görevden alınabilir” diye ekledi.