Tahran: Nükleer dosya dışında müzakere yapılmayacak

İran ABD Kongresi’nden ‘anlaşmaya bağlı kalınacağı yönünde siyasi karar almasını talep etti

Viyana’da nükleer müzakerelerin gerçekleştirildiği Coburg Sarayı’nın önünden geçen bir fayton. (AFP)
Viyana’da nükleer müzakerelerin gerçekleştirildiği Coburg Sarayı’nın önünden geçen bir fayton. (AFP)
TT

Tahran: Nükleer dosya dışında müzakere yapılmayacak

Viyana’da nükleer müzakerelerin gerçekleştirildiği Coburg Sarayı’nın önünden geçen bir fayton. (AFP)
Viyana’da nükleer müzakerelerin gerçekleştirildiği Coburg Sarayı’nın önünden geçen bir fayton. (AFP)

Tahran ile Batılı taraflar arasında ‘2015 nükleer anlaşmasının’ yeniden canlandırılmasına yönelik müzakereler Avusturya’nın başkenti Viyana’da devam ediyor. Taraflar kritik bir aşamaya’ gelinen müzakerelerde ‘siyasi kararlar’ alınmasının gerektiği hususunda hemfikir.  
 İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şemhani, ülkesinde yasaklı olan Twitter hesabından yaptığı açıklamada, nükleer müzakereleri ‘içi boş kovan’ olarak nitelendirdi. Şemhani: ‘’ ABD ve Avrupa Kapsamlı Ortak Eylem Planıyla ilgili yükümlülüklerini yerine getirmede başarısız oldu. Anlaşma, İran için ekonomi alanında ve yaptırımların kaldırılması hususunda içi boş bir kovana dönüştü. Anlaşmayı ihlal eden ABD ve taahhütlerine uymayan Avrupa ile nükleer görüşmelerin ötesinde hiçbir şekilde müzakere yapılmayacak" diye yazdı.  
 İran dini lideri Ali Hamaney’in kontrolündeki Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi, nükleer müzakerelerdeki gerçek karar merci olarak addediliyor. Dışişleri bakanlığı ise konseyde alınan kararların diplomatik uygulayıcısı konumunda.  
 İran kendisine uygulanan yaptırımların kaldırılmasını ve 2018 örneğinde olduğu gibi ABD’nin ‘nükleer anlaşmadan’ çekilmeyeceğinin güvencesinin verilmesini talep ediyor. 
 Öte yandan İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, İran’ın taleplerinin kabul edilmesi şartıyla, ortak bir metin üzerinde uzlaşmaya yakın olduklarını ifade etti.  
 Financial Times’ın röportaj yaptığı Abdullahiyan, Washington'un İran'ın anlaşmanın taraflarının anlaşmadan çekilmeyeceklerine dair garanti verilmesi talebini yerine getirmediğini söyledi. İran kamuoyunun ilkesel olarak, bir hükümet başkanının sözlü açıklamalarını bir güvence olarak kabul edemeyeceğini belirten Abdullahiyan, ABD’nin ‘nükleer anlaşmadan’ çekildiğini hatırlatarak, özellikle ABD başkanının sözlü açıklamalarının kamuoyunu ikna etmeyeceğini belirtti. ABD Kongresi'nin Nükleer Anlaşmaya olan bağlılığını siyasi bir açıklamayla ifade etmesini önerdi.  
 Emir Abdullahiyan, 'İran'ın taahhütleri matematiksel bir formül gibi açıktır. Yapmamız gerekenler ve uyguladığımız tedbirlerin Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu aracılığıyla nasıl doğrulanacağı çok açıktır. Yani karşı tarafı endişelendirecek bir durum yok, ama biz hala garantiler konusunda endişeliyiz. Müzakerelerde zorluklarla karşılaşıyoruz çünkü karşı tarafın ciddi olması gerekiyor, biz yaptırımların tamamen kaldırılmasını talep ediyoruz, Biden yönetimi ise Trump tarafından uygulanan ekonomik yaptırımları kaldırmakla yetinmek istiyor. ABD Kongresi’nde anlaşmaya bağlı kalınacağı yönünde siyasi bir karar alınmalıdır.’’ diye konuştu.  
 İran’ın ‘nükleer müzakere heyetinin’ Batılı taraflara, varılabilecek bir anlaşmaya bağlı kalınacağı yönünde taraf ülkelerin parlamentoları tarafından bir siyasi karar alınmasını teklif ettiğini söyleyen Abdullahiyan, ‘’Bu mümkün olmazsa en azından başkanlar düzeyinde böylesi bir siyasi taahhüt vermelerini’’ istediklerini ifade etti.  
 Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın tek taraflı ‘zorbaca kararlar’ alarak İran’daki yasal kurumlara yaptırımlar uyguladığını belirten Abdullahiyan, Biden yönetiminin bu yaptırımları kaldırıp kaldırmayacağının belirsizliğini koruduğunu ve müzakerelerdeki zorluklardan birinin de bu mesele olduğunu söyledi.  
 Abdullahiyan, İran’ın balistik füze çalışmaları ve bölgesel faaliyetleri dolayısıyla maruz kaldığı yaptırımlara işaret etti. Trump, anlaşmanın süreli olmasını, İran’ın balistik füze çalışmalarını ve bölgesel aktivitelerini gerekçe göstererek, ‘berbat’ olarak nitelediği ‘nükleer anlaşmadan’ çekilmiş, İran Devrim Muhafızları’nı da yaptırım listesine almıştı.  
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ‘Viyana müzakereleri’ başlamadan önce yaptığı açıklamada, İran’ın ‘nükleer silaha’ erişimini engelleyeceklerini belirtmiş, ‘’Müttefiklerimizle birlikte nükleer anlaşmanın süresini uzatmaya ve güçlendirmeye çaba göstereceğiz. İran’ın bölge istikrarını sarsan davranışları ve balistik füzeleri geliştirmesine dair endişeleri gidereceğiz.’’ demişti.
İran geçtiğimiz günlerde, 1450 kilometre menzilli yeni balistik füzesini kamuoyuna tanıttı. Füzenin, Devrim Muhafızları tarafından geliştirildiği ve katı yakıtla çalıştığı kaydedildi.  
İran Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Muhammed Bakıri, İran’ın balistik füze programını geliştirmeye devam edeceğini açıkladı. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) 2231 sayılı kararı, İran’ın nükleer silah başlığı taşıyabilecek balistik füze çalışmalarını sınırlandırmasını öngörüyor. BMGK’nın 2010 tarihli 1929 sayılı kararı uyarınca, İran’a nükleer başlık taşıyabilecek balistik füze çalışmalarında teknoloji ve temel malzeme transferini yasaklamaktaydı. BMGK’nın İran’ın balistik füze çalışmalarını kısıtlayan birçok benzer kararı bulunuyor.

  • Doğrudan müzakereler

Avusturya’nın başkenti Viyana’da yapılan ‘nükleer müzakereler’, İran’da haziran ayından muhafazakarların adayı İbrahim Reisi’nin cumhurbaşkanlığını kazanmasıyla kesintiye uğramıştı. Müzakereler kasım ayında yeniden başladı.  Amerika Birleşik Devletleri yetkilileri, yaklaşık bir ay önce, İran'la doğrudan müzakere yapmaya hazır olduklarını duyurdu. Ancak Tahran, doğrudan müzakere yapılabilmesi için ABD’nin, İran’ın ‘yaptırımların kaldırılması ve anlaşmadan çekilmeyeceğinin güvencesinin’ verilmesi gibi ön koşulları yerine getirme taahhüdü vermesini şart koştu.  
İran Dışişleri Bakanı Emir Abdullahiyan, ABD’nin doğrudan müzakere için birçok mektup gönderdiğini ancak İran’ın bu talepleri reddettiğini açıkladı. Abdullahiyan: ‘’İyi bir anlaşmanın sağlanacağı yönünde kalıcı güvenceler verilmeden ABD ile doğrudan müzakere yapmaya hazır değiliz. ABD’nin niyeti anlaşmak ise somut adımlar atmalıdır.’’ dedi.  
ABD ile İran arasındaki diplomatik ilişkiler, Şah rejiminin devrilmesinden bir süre sonra, ABD Büyükelçiliğinin basıldığı 1980 Nisan’ından bu yana kesilmiş durumda.  
Rusya’nın nükleer müzakerelerdeki temsilcisi Büyükelçi Mihail Ulyanov, Farsça yayın yapan İran International televizyon kanalına yaptığı açıklamada, ‘’ Müzakerelerde sona yaklaşıldı ancak bazı meselelerin çözüme kavuşturulması için daha fazla zamana ihtiyaç var, fakat zaman tükeniyor. Müzakerelerin başarıya ulaşacağı hususunda hala iyimserim.’’ ifadelerini kullandı.  
Ulyanov, Viyana’ya önceki gün gelen İsrail heyeti ile görüşmesine dair ise; ‘’İsrailliler ile muhtelif konulardaki pozisyonlarımızı istişare etmek için düzenli olarak görüşüyoruz. Nükleer anlaşma konusunda farklı görüşlerimiz olsa da birbirimizin görüşlerine saygılıyız. İsrail heyeti ile nükleer silahlardan arındırılmış bölgeler meselesini görüştük’’ dedi.
İsrailli üst düzey bir heyet, sürpriz bir şekilde Viyana’ya gelerek İran dışındaki ‘nükleer anlaşma’ taraflarının yetkilileriyle görüşmeler yapmıştı. İsrailli heyetin ziyareti, İran tarafından nükleer müzakerelerde anlaşmaya varılmasının engellenmesi girişimi olarak değerlendirilerek tepkiyle karşılandı. 



Maden anlaşması: “ABD, Ukrayna’yı Starlink’le tehdit ediyor”

Trump, Zelenski'nin maden anlaşmasına sıcak baktığını söylemişti (Reuters)
Trump, Zelenski'nin maden anlaşmasına sıcak baktığını söylemişti (Reuters)
TT

Maden anlaşması: “ABD, Ukrayna’yı Starlink’le tehdit ediyor”

Trump, Zelenski'nin maden anlaşmasına sıcak baktığını söylemişti (Reuters)
Trump, Zelenski'nin maden anlaşmasına sıcak baktığını söylemişti (Reuters)

ABD, nadir metallerle ilgili anlaşmayı imzalaması için Ukrayna’ya baskıyı artırıyor. 

Kimliklerinin paylaşılmaması şartıyla Reuters’a konuşan yetkililer, Washington’ın Kiev’i Starlink uydularına erişimi engellemekte tehdit ettiğini söylüyor. 

Ukrayna, Elon Musk’a ait SpaceX şirketinin ürettiği uydu sistemini kullanarak, altyapıya yönelik Rus saldırılarından etkilenmeden internete bağlanabiliyor. 

ABD Başkanı Donald Trump, 3 Şubat’ta yaptığı açıklamada Kiev’e gönderilen yardımların karşılığında 500 milyar dolar değerinde nadir toprak elementi istediklerini belirtmiş, Ukrayna lideri Volodimir Zelenski’nin de bunu kabul ettiğini söylemişti.

Diğer yandan Almanya’nın Münih şehrinde 14 Şubat’ta yapılan görüşmelerde ABD’li ve Ukraynalı heyetler bir araya gelmiş fakat anlaşmayla ilgili ilerleme kaydedilmemişti. Zelenski’nin “tek taraflı” bulduğu anlaşmayı imzalamayı reddettiği aktarılmıştı. Kaynaklar, Starlink’i kapatma tehdidinin bu toplantıda dile getirildiğini söylüyor. 

Ayrıca ABD'nin Ukrayna ve Rusya Özel Temsilcisi Keith Kellogg ve Zelenski, 20 Şubat’ta bir araya gelmişti. Yetkililer, Starlink tehdidinin bu görüşmede yinelendiğini aktarıyor. Kaynaklardan biri şu ifadeleri kullanıyor: 

Ukrayna’da sistemler Starlink’le çalışıyor. Bunu kaybetmek onlar için büyük bir darbe olur.

Bunlara ek olarak Wall Street Journal (WSJ), ABD ve Ukrayna’nın mutabakata yakın olduğunu yazıyor. 

Kimliğinin açıklanmaması şartıyla WSJ’ye konuşan kaynaklar, Kellogg'un Ukraynalı yetkililerle iyi ilişkiler kurarak anlaşmada ilerleme kaydedilmesini sağladığını söylüyor. 

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz da cuma günkü açıklamasında Zelenski’nin anlaşmayı imzalamayı düşündüğünü belirtmişti.

Zelenski, iki hafta önce Reuters'a verdiği röportajda, maden anlaşmasına açık olduklarını fakat nadir toprak elementi rezervlerinin neredeyse yarısının Rus işgali altındaki topraklarda yer aldığını belirtmişti. 

Forbes'un aktardığı verilere göre Ukrayna'nın toplamda 7 milyar dolar değerindeki maden yatağı, Rus işgali altındaki bölgelerde yer alıyor. 

Independent Türkçe, Reuters, Wall Street Journal, Guardian