Analiz Haber: Irak yargısı bir siyasi mayını mı patlattı?

Fotoğraf:AA
Fotoğraf:AA
TT

Analiz Haber: Irak yargısı bir siyasi mayını mı patlattı?

Fotoğraf:AA
Fotoğraf:AA

Irak Anayasası’nda düzenleyici hükümlerin olmaması sebebiyle Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) petrol ihraç etmesi ve bu ihracattan elde edilen mali gelirlerin IKBY kasasına aktarılması süreci siyasi anlaşmalara dayanıyordu. Siyasi aktörler 17 yıl boyunca doğal kaynakların yönetimiyle ilgili devam eden yasal boşluğu kırılgan uzlaşmalarla doldurma konusunda anlaştı.
Geçtiğimiz 3 meclis seçimi döneminde Iraklı milletvekilleri birçok sebepten ötürü ‘petrol ve gaz yasası’ çıkarmakta başarısız oldu. Bunun en önemli nedeni ise devlet yönetiminde merkezi ve federal yaklaşımlar arasındaki çatışmaydı. Büyük petrol şirketleriyle sözleşme yapmasına izin verecek bir yasal kılıfa ihtiyaç duyan IKBY, 2005 yılında kabul edilen Irak Anayasası’ndaki 110, 112 ve 113. maddelerine dayanarak 2007 yılında kendi bölgesindeki petrol sahalarıyla ilgili ‘petrol ve doğal gaz yasasını çıkardı’ ve ardından Total ve ExxonMobil gibi küresel şirketler bölgeye akın etti.
Iraklı uzmanlar ve yetkililere göre, yasal boşluğun gölgesinde büyüyen bu çatışmanın kökleşmesinde Irak Petrol Bakanlığı’nın da rolü var. Nitekim Irak Anayasası vilayetlere petrol dosyası yönetiminde merkezi otoritelere katılma izni verirken, Irak Petrol Bakanlığı Meysan, Basra ve diğer vilayetlerdeki sahalarda petrol yönetimini aşırı bir merkeziyetçilikle ele aldı ve buradaki önemli yerel aktörleri petrol yönetiminden uzak tuttu.
Bugün mayına basan ayaklar kalktı ve biriken siyasi meseleler, herkese hukuki yansımaları olacak şekilde patladı. Bağdat ve Erbil’in petrol yönetimi dosyasına on yıldan fazla bir süre endişe ve şüpheyle yaklaşması, petrol ve gaz sahalarındaki münhasır veya müşterek hak meselesinin diyaloglarla geçiştirilmesine yol açtı.
Bağdat ve Erbil’deki karar alıcılar, federal petrol yasası taslağı üzerinde anlaşmaya varılması için teknik diyaloglarla ilgili siyasi yönü ağır basan görüşlerini defalarca kez beyan etti. Ancak bu taslak hiçbir şeyle sonuçlanmadı. Siyasiler taslağı yasalaştırma ve sadece iki taraf arasındaki ilişkiyi düzenleyen ve haklarını belirleyen değil aynı zamanda rejimin siyasi kimlik sorununu da çözen bir hukuk şemsiyesine dönüştürmekte başarısız oldu. Yıllar sonra federalizm meselesini çözmenin petrol sahasındaki bir kıvılcımla başlayacağı anlaşıldı.

Şu anki çıkmaz nedir?
Dışardan bakıldığında çıkmaz teknik ve hukuki meselerle ilgili. IKBY hükümeti idari bölgelerinde yer alan petrol sahalarının yönetimini Irak Petrol Bakanlığı yetkililerine devretmeli. Bu sahaların güvenliği de merkezi güvenlik makamlarına bağlı polis güçlerince sağlanmalı. Bu idari dönüşüm için lojistik düzenlemelerin birçok uzlaşmaya ihtiyacı olsa da bu çözüm iki taraf açısından etkileri en az olanı. En büyük sorun bundan sonra başlıyor; şirketlerle yapılan sözleşmeler. Irak merkezi hükümeti bu sözleşmelerin tamamından çekilebilir ve muhtemelen bu çekilmenin Irak’a mali zararları olacak. Buna ek olarak IKBY’ye ait borçlar var. Bu anlamda, Yüksek Federal Mahkeme’nin kararı Irak petrol pazarında ve büyük ithalatçı şirketlerde kafa karışıklığına yol açtı. Karar metninde, Mahkeme’nin bunun yol açacağı siyasi, mali ve idari etkilerle ilgilenmediği ifade ediliyor. En büyük siyasi çıkmaz burada ortaya çıkıyor. Zira geniş yetkileri bulunan yargıçlar, siyasilerin tümüyle yetersiz kaldığı bir anda ‘acı verici’ prosedürlerle biriken kriz hattına dahil oldu.
Siyasi çıkmaz Mahkeme’nin karar metnini kuşatıyor. Şarku’l Avsat muhabirinin konuştuğu Kürt siyasetçiler, Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP) cumhurbaşkanı adayı Hoşyar Zebari’nin adaylık yarışından uzaklaştırılmasının ardından gelen bu kararın ‘ikinci bir siyasi darbe’ niteliğinde olduğunu ifade etti. Bu tür yanıtlar, yeni hükümeti kurmak için kurulan kırılgan koalisyonlara da hızla etki eder. Kürt siyasi partiler bu kararların, Koordinasyon Grubu’nu ‘en büyük meclis grubu’ndan uzaklaştırmaya çabalayan Erbil’in ‘cezalandırılması’ şeklinde okuyor.
Sadr Hareketi dün (çarşamba) yaptığı basın açıklamasında, Federal Mahkeme’nin kararlarına saygı duyma çağrısında bulundu.
Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr’a yakın kulisler, üçlü ittifakın bir parçası olan Kürtlere ‘indirilen bu darbenin’ baskı altında yapılacak bir uzlaşıyla sonuçlanabileceği görüşünde. Zira aynı kulislere göre bu seferki yargı darbesi ancak kabul edilerek sindirilebilir. Bununla birlikte Sadr’ın, dillendirdiği reform sloganı ile uyumlu hareket etme zorunluluğu bulunuyor.

Şaşırtıcı karar… Şimdi sırada ne var?
Siyasetçilerin ve hükümetlerin atacağı bir sonraki adım, siyasi partilerin yeni duruma adapte olabilme gücüne bağlı olacak. Bir kısım siyasi elitin, siyasi yapıdaki anlaşmazlıkları çözmekle ilgilenen Federal Mahkeme’nin siyasi denkleme yeni bir aktör olarak girmesine alışması zaman alacak gibi görünüyor.
Ekim 2021’de yapılan genel seçimlerden bu yana Iraklı partiler siyasi uzlaşılar için çözümler üretmekte ve alternatif planlar yapmakta zorlanıyor. Son yaşanan olay, bu siyasi tembelliğin sonucu biriken meselelere bir yargı atılımı olarak görülebilir.
Eldeki veriler, Irak Federal Mahkemesi’nin Irak’ta etkili taraflar arasındaki ihtilaflı diğer meselelerde de atılımlarda bulunacağını gösteriyor. Yani IKBY petrolüyle ilgili karar mahkemenin bu bağlamdaki son atılımı olmayacak. Bu durum bizleri yeni hükümetin kurulmasıyla ilgili müzakere atmosferini belirleyecek yeni bir siyasi denklemle karşı karşıya bırakabilir.



Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?
TT

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Colin P. Clarke

Lübnan ve Suriye’nin bazı bölgelerinde salı günü gerçekleştirilen eş zamanlı bir saldırıda, Lübnan’daki Hizbullah Hareketi tarafından kullanılan yüzlerce çağrı cihazı peş peşe patladı. Saldırıda en az 10 kişi öldü, binlerce kişi yaralandı.

Birçok kişi saldırının neden şimdi düzenlendiğini ve saldırının zamanlamasının daha geniş bir anlamı olup olmadığını merak ediyor.

İsrail, ABD'nin daha geniş çaplı bir operasyonun, bölgede topyekûn bir savaşa yol açabileceği yönündeki uyarılarına rağmen, Hizbullah’ın saldırılarını önlemenin savaştaki hedeflerinden biri olduğunu açıkladı. Çağrı cihazı saldırısı İsrail'in Lübnan'da Hizbullah'a karşı yürüteceği uzun vadeli bir askeri harekatın başlangıcı olabileceği gibi, İsrail ile İran'ın vekilleri arasında uzun süredir devam eden gölge savaşının son gizli operasyonu da olabilir. İsrail, saldırıyı fark edilmeden gerçekleştirilebileceği zaman aralığı sınırlı olduğu için de böyle bir saldırı düzenlemiş olabilir.

İsrail'in istihbarat servisi Mossad için bu saldırı, 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas'ın İsrail'e yönelik saldırısında yaşanan başarısızlıklar nedeniyle ciddi şekilde zedelenen itibarını iyileştirme yolunda atılan sağlam bir adım olabilir. Saldırı aynı zamanda bir casus romanından fırlamış gibi görünüyor. Mossad'ın böylesine büyük ve dramatik bir operasyonu nasıl gerçekleştirebildiğine dair çok sayıda hipotez ortaya atıldı. Patlayıcıların çağrı cihazlarına üretim aşamasında mı yoksa tedarik süreci sırasında mı yerleştirilmiş olabileceğini henüz bilmiyoruz.

Hizbullah, İsrail'in siber saldırılarına karşı önlem amacıyla çağrı cihazları gibi eski iletişim araçlarını kullanıyordu. Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın alternatif iletişim araçları kullanmaya çağırdığı Hizbullah üyeleri 7 Ekim saldırısının ardından cep telefonu kullanmaktan büyük ölçüde kaçındılar.

Bazı kişiler cihazlara sızan kötü amaçlı yazılımın pillerin aşırı ısınmasına ve sonunda patlamasına neden olduğunu düşünüyor. Oysa saldırı titiz bir planlama ve ayrıntılara gösterilen özenle dikkatlice organize edildi. Saldırının anlık etkisi ne olursa olsun, ortaya çıkan tablo Hizbullah'ın paranoyasını arttıracak ve Mossad'ın gelecekte yapabileceklerine karşı daha fazla temkinli olmasına yol açacak. Hizbullah'ın bu saldırının ardından iç güvenlik aygıtında bir revizyona gidebilir, operasyonel güvenliğindeki boşlukları gözden geçirebilir ve üyelerinin yeteneklerini arttırmaya çalışabilir. Tüm bunlar aynı zamanda Hizbullah içinde kan dökülmesine yol açabilir ve içeride bir casus avı başlayabilir. Bu da İsrail istihbaratı için bir başka kazanç olacaktır.

Saldırı, titiz bir planlama ve ayrıntılara gösterilen özenle dikkatlice organize edildi.

Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye’ye geçtiğimiz temmuz ayı sonlarında Tahran'da düzenlenen suikastta olduğu gibi çağrı cihazı saldırısının arkasındaki nedenlerden biri de Mossad'ın prestijini yeniden kazanma konusundaki kararlılığıydı. İsrail istihbaratı 7 Ekim 2023 saldırısından önce her şeye gücünün yetebileceği yönünde güçlü bir imaja sahipti. Mossad efsaneleri, Steven Spielberg yönettiği Münih ve Netflix yapımı Kaos gibi popüler casusluk filmleriyle ekranlara taşınmıştı.

İsrail'in hedef odaklı suikastlarında, geçtiğimiz ocak ayında Beyrut'ta Hamas'ın Siyasi Büro Başkan Yardımcı Salih el-Aruri, temmuz ayı sonlarında yine Beyrut'ta Hizbullah’ın üst düzey komutanlarından Fuad Şükür ve Şükür’den kısa bir süre sonra da İsmail Heniyye öldürüldü.

dfv fdev
Patlayan çağrı cihazlarından birinden geri kalanlar Beyrut'ta sergilendi, 18 Eylül (AFP)

İsrail'in gizli operasyonlarının Mossad'ın imajını iyileştirmenin yanı sıra daha pratik bir etkisi de var. Saldırı büyük olasılıkla Hizbullah'ın komuta ve kontrol merkezini yok etti. Bu da öngörülebilir gelecekte Hizbullah için büyük iletişim sorunlarına yol açacak. Dahası, salı günü gerçekleşen saldırıda yüzlerce Hizbullah üyesi yaralandı. Bazılarının parmaklarının ya da ellerinin koptuğu ya da geçici de olsa sahadan uzaklaşmalarına neden olan başka yaralanmalar gibi fiziksel bozukluklara sebep olduğu şüphesiz.

Yemen'deki Husiler, Irak ve Suriye'deki milisler ve İran'ın diğer vekilleri daha fazla önlem almaya başlayacaktır. Bu durum söz konusu grupların birbirleriyle iletişim kurma şekillerinde değişikliklere yol açarak koordinasyon düzeylerini doğrudan etkileyebilir ve saldırı düzenleme kabiliyetlerini engelleyebilir.