Güvensizlik endeksi: Raşid el-Gannuşi Tunuslu siyasetçiler arasında ilk sırada

Raşid el-Gannuşi
Raşid el-Gannuşi
TT

Güvensizlik endeksi: Raşid el-Gannuşi Tunuslu siyasetçiler arasında ilk sırada

Raşid el-Gannuşi
Raşid el-Gannuşi

Tunus'ta kamuoyu şirketi Sigma Conseil ve El-Mağrib gazetesinin birlikte ölçtüğü ve gazetenin dünkü sayısında yayınlanan siyasi barometreye göre, siyaset dünyasındaki isimlerle ilgili şubat ayı güvensizlik endeksi listesinin ilk sırasında, yüzde 89 oranla faaliyetleri askıya alınan Meclis’in Başkanı Raşid el-Gannuşi yer aldı. Gannuşi’yi yüzde 81’le Tunus’un Kalbi Partisi lideri Nebil el-Karavi, yüzde 80’le Eski İçişleri Bakanı Ali el-Arid, yüzde 78’le milletvekilliği düşürülen Seyfeddin Mahluf ve yüzde 76 ile Eski Cumhurbaşkanı El-Munsif el-Merzuki takip etti.
Alman haber ajansı DPA’da yer alan habere göre, Tunus’ta dün yayınlanan başka bir kamuoyu yoklamasının sonuçlarına göre mali, ekonomi ve sosyal kriz sebebiyle Tunusluların yaklaşık yüzde 53’ü ülkedeki gidişattan memnun olmadıklarını belirtti.
Sigma Conseil ve günlük gazete El-Mağrib’in birlikte yürüttüğü periyodik anketi yanıtlayanların yüzde 35’i ülkedeki gidişattan memnun olmadıklarını ifade ederken, ankete katılanların yüzde 20’si ise işlerin yolunda olduğunu belirtti.
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said’in Temmuz ayında ilan ettiği istisnai tedbirlerin ardından bu yıl içinde düzenlenecek anayasa referandumu ve parlamento seçimlerine zemin hazırlamak için yapılan siyasi reformlar üzerinde ulusal uzlaşının sağlanmadığı bir ortamda ülke, kamu maliyesi ve ekonomisini etkileyen çift yönlü bir kriz yaşıyor.
Yaşları 15 ila 25 arasında değişen genç kesimin yüzde 68’i ülkenin yanlış yolda yürüdüğü görüşündeyken, 60 yaş üstü kesimin yüzde 63’ü ise mevcut durumla ilgili iyimser olduklarını söyledi.
Tunus’un ortakları ve kredi veren uluslararası mali kuruluşlar, reformlarla ilgili mümkün olan en büyük uzlaşıyı sağlamak için kapsamlı bir ulusal diyaloğun başlatılmasının yanı sıra sübvansiyonları, vergileri ve kamu kurumlarına ait giderlerin gözden geçirilmesini de kapsayan acil ekonomik reformların yapılması amacıyla Tunus’a baskı uyguluyor.



Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?
TT

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Colin P. Clarke

Lübnan ve Suriye’nin bazı bölgelerinde salı günü gerçekleştirilen eş zamanlı bir saldırıda, Lübnan’daki Hizbullah Hareketi tarafından kullanılan yüzlerce çağrı cihazı peş peşe patladı. Saldırıda en az 10 kişi öldü, binlerce kişi yaralandı.

Birçok kişi saldırının neden şimdi düzenlendiğini ve saldırının zamanlamasının daha geniş bir anlamı olup olmadığını merak ediyor.

İsrail, ABD'nin daha geniş çaplı bir operasyonun, bölgede topyekûn bir savaşa yol açabileceği yönündeki uyarılarına rağmen, Hizbullah’ın saldırılarını önlemenin savaştaki hedeflerinden biri olduğunu açıkladı. Çağrı cihazı saldırısı İsrail'in Lübnan'da Hizbullah'a karşı yürüteceği uzun vadeli bir askeri harekatın başlangıcı olabileceği gibi, İsrail ile İran'ın vekilleri arasında uzun süredir devam eden gölge savaşının son gizli operasyonu da olabilir. İsrail, saldırıyı fark edilmeden gerçekleştirilebileceği zaman aralığı sınırlı olduğu için de böyle bir saldırı düzenlemiş olabilir.

İsrail'in istihbarat servisi Mossad için bu saldırı, 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas'ın İsrail'e yönelik saldırısında yaşanan başarısızlıklar nedeniyle ciddi şekilde zedelenen itibarını iyileştirme yolunda atılan sağlam bir adım olabilir. Saldırı aynı zamanda bir casus romanından fırlamış gibi görünüyor. Mossad'ın böylesine büyük ve dramatik bir operasyonu nasıl gerçekleştirebildiğine dair çok sayıda hipotez ortaya atıldı. Patlayıcıların çağrı cihazlarına üretim aşamasında mı yoksa tedarik süreci sırasında mı yerleştirilmiş olabileceğini henüz bilmiyoruz.

Hizbullah, İsrail'in siber saldırılarına karşı önlem amacıyla çağrı cihazları gibi eski iletişim araçlarını kullanıyordu. Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın alternatif iletişim araçları kullanmaya çağırdığı Hizbullah üyeleri 7 Ekim saldırısının ardından cep telefonu kullanmaktan büyük ölçüde kaçındılar.

Bazı kişiler cihazlara sızan kötü amaçlı yazılımın pillerin aşırı ısınmasına ve sonunda patlamasına neden olduğunu düşünüyor. Oysa saldırı titiz bir planlama ve ayrıntılara gösterilen özenle dikkatlice organize edildi. Saldırının anlık etkisi ne olursa olsun, ortaya çıkan tablo Hizbullah'ın paranoyasını arttıracak ve Mossad'ın gelecekte yapabileceklerine karşı daha fazla temkinli olmasına yol açacak. Hizbullah'ın bu saldırının ardından iç güvenlik aygıtında bir revizyona gidebilir, operasyonel güvenliğindeki boşlukları gözden geçirebilir ve üyelerinin yeteneklerini arttırmaya çalışabilir. Tüm bunlar aynı zamanda Hizbullah içinde kan dökülmesine yol açabilir ve içeride bir casus avı başlayabilir. Bu da İsrail istihbaratı için bir başka kazanç olacaktır.

Saldırı, titiz bir planlama ve ayrıntılara gösterilen özenle dikkatlice organize edildi.

Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye’ye geçtiğimiz temmuz ayı sonlarında Tahran'da düzenlenen suikastta olduğu gibi çağrı cihazı saldırısının arkasındaki nedenlerden biri de Mossad'ın prestijini yeniden kazanma konusundaki kararlılığıydı. İsrail istihbaratı 7 Ekim 2023 saldırısından önce her şeye gücünün yetebileceği yönünde güçlü bir imaja sahipti. Mossad efsaneleri, Steven Spielberg yönettiği Münih ve Netflix yapımı Kaos gibi popüler casusluk filmleriyle ekranlara taşınmıştı.

İsrail'in hedef odaklı suikastlarında, geçtiğimiz ocak ayında Beyrut'ta Hamas'ın Siyasi Büro Başkan Yardımcı Salih el-Aruri, temmuz ayı sonlarında yine Beyrut'ta Hizbullah’ın üst düzey komutanlarından Fuad Şükür ve Şükür’den kısa bir süre sonra da İsmail Heniyye öldürüldü.

dfv fdev
Patlayan çağrı cihazlarından birinden geri kalanlar Beyrut'ta sergilendi, 18 Eylül (AFP)

İsrail'in gizli operasyonlarının Mossad'ın imajını iyileştirmenin yanı sıra daha pratik bir etkisi de var. Saldırı büyük olasılıkla Hizbullah'ın komuta ve kontrol merkezini yok etti. Bu da öngörülebilir gelecekte Hizbullah için büyük iletişim sorunlarına yol açacak. Dahası, salı günü gerçekleşen saldırıda yüzlerce Hizbullah üyesi yaralandı. Bazılarının parmaklarının ya da ellerinin koptuğu ya da geçici de olsa sahadan uzaklaşmalarına neden olan başka yaralanmalar gibi fiziksel bozukluklara sebep olduğu şüphesiz.

Yemen'deki Husiler, Irak ve Suriye'deki milisler ve İran'ın diğer vekilleri daha fazla önlem almaya başlayacaktır. Bu durum söz konusu grupların birbirleriyle iletişim kurma şekillerinde değişikliklere yol açarak koordinasyon düzeylerini doğrudan etkileyebilir ve saldırı düzenleme kabiliyetlerini engelleyebilir.