Washington’dan Husilere baskı

ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Orta Doğu ve Kuzey Afrika Koordinatörü Brett McGurk. (AFP)
ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Orta Doğu ve Kuzey Afrika Koordinatörü Brett McGurk. (AFP)
TT

Washington’dan Husilere baskı

ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Orta Doğu ve Kuzey Afrika Koordinatörü Brett McGurk. (AFP)
ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Orta Doğu ve Kuzey Afrika Koordinatörü Brett McGurk. (AFP)

ABD, Yemen kriziyle mücadele ve çözüm bulma yönündeki stratejisine devam edildiği açıklamasında bulundu. Washington yönetiminin çatışmayı sona erdirmek için önünde iki yol haritası bulunuyor. Bunlardan ilki Husi grubu üzerinde baskı kurmak, ikincisi de BM çabalarını ve 2216 sayılı Yemen girişimini desteklemek. Diğer yandan ABD yönetimi savaşın sona ermesi ve ihtiyaç sahibi Yemenlilere yardımların teslim edilmesi yönündeki çağrılarını sürdürüyor.
ABD’deki gözlemciler ve politikacılar, Washington ve Tahran arasında Viyana’da yürütülen nükleer müzakerelerde anlaşmaya yakın olunduğu bir dönemde, İran destekli Husi grubunun cezalandırılmasını ve yeniden terör örgütleri listesine alınmasını talep ettiler.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Emily Horne yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Orta Doğu ve Kuzey Afrika Koordinatörü Brett McGurk, Suudi Arabistan ve BAE ziyaretleri sırasında ABD'nin Yemen'deki Husiler üzerindeki baskıyı BM liderliğindeki savaşı sona erdirmek için yürütülen koordineli bir çabayla birleştirmesi gerektiğini bildirdi.”
McGurk, Riyad ve Abu Dabi ziyaretlerinde, ABD'nin her iki ülkenin de İran destekli füzelere ve insansız hava araçları (İHA) ile yapılan saldırılara karşı ‘bölgesel savunmasını’ desteklemek için mümkün olan her şeyi yapması gerektiğinin altını çizdi. McGurk, Başkan Biden'ın ABD’nin ortaklarının savunmasını destekleme taahhüdünü yinelediğini vurguladı.
ABD'li yetkili ayrıca her iki başkentte yürütülen temaslarda ABD’nin diplomatik ve askeri misyonlarıyla devam eden çabalarının da gündeme geldiğini kaydetti.
Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Yemen ve bölgedeki sivil kayıpların artması konusundaki derin endişesini dile getirirken gerilimi artıran ve çatışmanın uzamasına neden olan saldırıları da kınadı.
Blinken, tüm tarafların gerilimi düşürme ve uluslararası insan hakları hukuku kapsamındaki yükümlülüklerine uymalarına ‘acil ihtiyaç’ olduğunu vurguladı.
ABD’li yetkili ayrıca ülkesinin Birleşmiş Milletler Özel Temsilcisi’nin Yemen'de ‘kapsamlı bir siyasi çerçeve’ geliştirmeye yönelik devam eden çabalarına verdiği desteğe dikkat çekti. Yemen'de kalıcı bir barışı güvence altına almanın anahtarının adalet ve hesap verebilirlik olduğunun altını çizdi.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Yemen'deki çatışmayı sona erdirecek, Yemenlilerin yaşamlarını iyileştirecek ve geleceklerine toplu olarak karar vermeleri için alan yaratacak yönde kalıcı bir çözüme ulaşmak için Birleşmiş Milletler ile iş birliği yapılması memnuniyet verici. Yemen'deki çatışmanın sona ermesi, ABD dış politikasında öncelik olmaya devam ediyor."
Washington'daki Wilson Çalışma ve Araştırma Enstitüsü tarafından çevrimiçi düzenlenen sempozyumda, Yemen savaşının çözümünde ABD’nin harekete geçmesi çağrısında bulunuldu. Sempozyumda İran'ın Yemen'deki Husi milislerine verdiği desteğe dikkat çekilerek ülkeyi parçalayan savaşın son bulması gerektiği vurgulandı.
Sempozyumda Husilerin saldırganlığı karşısında başta Suudi Arabistan ve BAE olmak üzere müttefik ülkelerin Yemen’e destek vermesi gerektiğinin altı çizildi.
Sempozyumdaki konuşmacılar arasında ABD'nin Eski İran Özel Elçisi Brian Hook da vardı. Husileri yabancı terörist gruplar listesinden çıkarmanın ‘Biden yönetiminin yaptığı stratejik bir hata’ olduğunu belirten Hook sözlerini şöyle sürdürdü:
“İran müdahalesinde önemli bir azalma olmadan Yemen'de bir çözümden bahsetmek imkansız. İran savaştan fayda sağladığı sürece Suudiler ve Husiler arasında herhangi bir müzakere pek olası değil. Suudiler, İran'ın aksine Yemen'deki savaşın bittiğini görmek istiyor. İran ise savaştan büyük çıkar sağlıyor. Çünkü Suudi Arabistan'a yönelik saldırılar gerçekleştirmeleri için Husilere gelişmiş teknolojiler vererek güçlerini test ediyorlar.”
ABD'nin ‘çeşitli diplomasi araçlarını kullanarak İran'ın Yemen'e müdahalesini engellemek için daha iyi bir çalışma yürütmesi gerektiğini’ ifade eden ABD'nin Eski İran Özel Elçisi açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı:
“Husilerin müzakerelere katılmaya niyeti yok. Bu nedenle ABD'li politika yapıcıların karşılaştığı zorluk kendini, gerekli diplomatik önlemler yoluyla yaklaşım değiştirmenin bir yolunu bulmak olarak gösteriyor. Söz konusu yaklaşımlara Husilerin yabancı terör örgütleri listesine yeniden eklenmesi, Birleşmiş Milletler'in İran silahlarına ambargo uygulaması ve ABD'nin Yemen Özel Temsilcisi’nin Husilere müzakerelere ciddiyetle katılmaları için baskı yapması konusunda elinin güçlendirilmesi de dahildir.”
ABD'nin Körfez'deki stratejik çıkarları göz önüne alındığında ‘Suudi Arabistan'a yönelik olumsuz tavrı durdurmanın önemli olduğunu’ da vurgulayan Hook, mevcut çatışmayla ilgili olarak ABD-Suudi Arabistan politikasında oluşabilecek bozulmaya karşı uyarıda bulundu. ABD’nin bölgede yeni bir politika tasarlaması gerektiğini savundu.
Washington'da yaşayan Yemenli araştırmacı Fatma Ebu’l-Esrar da uluslararası toplumu Yemen halkını dinlemeye çağırdı.
Sempozyumda konuşan Yemenli araştırmacı açıklamasında şunları söyledi:
“Yemenlilerin çoğu, Arap Baharı'ndan sonraki geçiş döneminde olduğu gibi devlet ve toplumu yan yana inşa etme çabasının olduğu bir ülkeye kavuşmak istiyor. Yemen, çatışmanın patlak verdiği 2014 yılından bu yana devlet dışı aktörler ve silahlı milisler tarafından yapılan askeri saldırıları durduramadı. Birinci öncelik sivilleri korumak, şiddeti ortadan kaldırmak ve Yemen devletini yeniden inşa etmektir. Birleşmiş Milletler’in Yemenli tarafları tekrar bir masada toplama girişimi karmaşık bir meseledir. Bu daha fazla gerginliğe neden olabilir. Yemen'de ilerleme ancak Husileri askeri olarak saf dışı bırakarak sağlanabilir.”



İsrail Beyrut'un kalbine ve güney banliyölerine saldırdı: 4 ölü, 23 yaralı

Arama kurtarma görevlileri ve bölge sakinleri, Beyrut'ta İsrail saldırısının gerçekleştiği yerde enkaz altında kalanları arıyor (AP)
Arama kurtarma görevlileri ve bölge sakinleri, Beyrut'ta İsrail saldırısının gerçekleştiği yerde enkaz altında kalanları arıyor (AP)
TT

İsrail Beyrut'un kalbine ve güney banliyölerine saldırdı: 4 ölü, 23 yaralı

Arama kurtarma görevlileri ve bölge sakinleri, Beyrut'ta İsrail saldırısının gerçekleştiği yerde enkaz altında kalanları arıyor (AP)
Arama kurtarma görevlileri ve bölge sakinleri, Beyrut'ta İsrail saldırısının gerçekleştiği yerde enkaz altında kalanları arıyor (AP)

İsrail ile Hizbullah arasındaki savaş üçüncü ayına girerken İsrail, Beyrut'un kalbindeki bir konut binasını ‘beş füze’ ile hedef aldı ve Hizbullah'ın önde gelen liderlerinden Talal Hamiye'nin hedef alındığı haberlerinin ortasında binayı tamamen yerle bir etti.

Lübnan Ulusal Haber Ajansı (NNA), Beyrut'un ‘korkunç bir katliama uyandığını, İsrail savaş uçaklarının el-Basta bölgesindeki el-Memun Caddesi'nde sekiz katlı bir konut binasını beş füzeyle tamamen yok ettiğini’ bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın NNA’dan aktardığına göre arama kurtarma ekipleri, düşman savaş uçaklarının bir konut binasını hedef aldığı ve çok sayıda şehit ve yaralının olduğu el-Basta bölgesinde bulunan el-Memun Caddesi'ndeki enkazı kaldırmak için çalışıyor.

Hizbullah'a bağlı yerel bir kanal, Lübnan Sağlık Bakanlığı'na dayandırdığı haberinde Beyrut'un el-Basta bölgesine düzenlenen saldırıda en az dört kişinin öldüğünü ve 23 kişinin de yaralandığını bildirdi.

İsrail Yayın Kurumu'na (IBC) konuşan bir güvenlik kaynağı, İsrail'in bugün şafak vakti Beyrut'ta Hizbullah'ın operasyon şefi Muhammed Haydar'ın kaldığı bir binayı hedef aldığını söyledi.

Ebu Ali olarak da bilinen Haydar, Hizbullah'ın operasyonlar biriminin başı ve örgütün en üst düzey isimlerinden biriydi.

İsrail'in Beyrut'un merkezindeki el-Basta bölgesinde bir konuta düzenlediği saldırının yol açtığı geniş çaplı yıkımdan (AFP)İsrail'in Beyrut'un merkezindeki el-Basta bölgesinde bir konuta düzenlediği saldırının yol açtığı geniş çaplı yıkımdan (AFP)

Banliyölere yeni saldırılar

Şafak vakti Beyrut'un merkezine yönelik saldırının ardından İsrail ordusu güney banliyölerine yeni saldırılar düzenledi. NNA, Lübnan Üniversitesi çevresindeki Hadath bölgesine şiddetli bir saldırı düzenlendiğini bildirdi.

Bu saldırı, İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee'nin X platformu aracılığıyla güney banliyölerinde yaşayanlara yeni tahliye uyarılarında bulunmasının ardından geldi.

Adraee’nin yaptığı tahliye uyarısında şu ifadeler yer aldı: “Güney banliyöleri bölgesinde, özellikle ekteki haritalarda belirtilen binalarda ve Hadath ile Choueifat'taki komşu binalarda yaşayan tüm sakinlere uyarı: İsrail Savunma Kuvvetleri’nin yakın zamanda harekete geçeceği Hizbullah tesislerinin yakınında bulunuyorsunuz. Sizin ve aile fertlerinizin güvenliği için bu binaları derhal boşaltmalı ve en az 500 metre uzağa gitmelisiniz.”

Talal Hamiye kimdir?

İsrail medyası, Beyrut'un kalbindeki saldırının hedefinin Hizbullah komutanı Talal Hamiye olduğunu ve tahkimat delici füzelerin kullanıldığını, bunun da Lübnan'ın farklı bölgelerinde büyük bir patlama sesi duyulmasına yol açtığını bildirdi. Bu füzeler, Hizbullah eski Genel Sekreteri Hasan Nasrallah ve Hizbullah Yürütme Konseyi Başkanı Haşim Safiyuddin suikastlarında kullanılanlara benziyor.

Yedioth Ahronoth, Hamiye'nin ‘parlak askeri kariyere sahip biri’ olarak bilindiğini ve komutan Mustafa Bedreddin'in öldürülmesinin ardından Hizbullah'ın askeri kolunun komutasını üstlendiğini kaydetti.

Hamiye, hakkında bilgi verenlere 7 milyon dolara kadar ödül veren ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Rewards for Justice (Adalet İçin Ödül) programının duyurulmasıyla yeniden gündeme gelene kadar ilgi odağı olmaktan uzak kaldı.

görsel

Hamiye, Hizbullah'ın Lübnan toprakları dışındaki operasyonlarını yürütmekten sorumlu olan dış operasyon birimi Birim 910'un komutanıdır.

Ciddi hasar

Yerel bir televizyon kanalı tarafından yayınlanan görüntülerde en az bir binanın çöktüğü ve birkaç binanın da ağır hasar gördüğü görülüyor.

Reuters'a konuşan görgü tanıkları, patlamaların Beyrut'u sabaha karşı 04:00 sularında sarstığını bildirdi. Güvenlik kaynakları saldırıda en az dört bombanın ateşlendiğini söyledi.

Bu, İsrail'in son günlerde Beyrut'un merkezindeki bir bölgeyi hedef alan dördüncü hava saldırısı olurken, İsrail saldırılarının çoğunu Hizbullah'ın kalesi olan Beyrut'un güney banliyölerine düzenledi. Geçtiğimiz pazar günü Ras en-Nebe mahallesine düzenlenen bir İsrail hava saldırısında Hizbullah'ın medya ilişkileri sorumlusu öldürülmüştü.

İsrail, Gazze Şeridi'ndeki savaş nedeniyle sınır ötesi çatışmaların patlak vermesinden neredeyse bir yıl sonra eylül ayında Hizbullah'a karşı büyük bir saldırı başlatarak Lübnan'ın büyük bir bölümünü hava saldırılarıyla vurdu ve güneye kara birlikleri gönderdi.

Arama kurtarma görevlileri ve bölge sakinleri, Beyrut'ta İsrail saldırısının gerçekleştiği yerde enkaz altında kalanları arıyor. (AP)Arama kurtarma görevlileri ve bölge sakinleri, Beyrut'ta İsrail saldırısının gerçekleştiği yerde enkaz altında kalanları arıyor. (AP)

İsrail ile Hizbullah arasındaki çatışmalar, Hizbullah'ın 7 Ekim 2023 tarihinde İsrail'in güneyine saldırı düzenleyen Hamas ile dayanışma amacıyla ateş açmasının ardından patlak verdi.

ABD'nin Lübnan Özel Temsilcisi Amos Hochstein ateşkes anlaşmasına varmak amacıyla geçtiğimiz hafta Lübnan ve İsrail'i ziyaret etti. Hochstein, Başbakan Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yisrael Katz ile görüşmek üzere İsrail'e gitmeden önce salı ve çarşamba günleri Beyrut'ta yaptığı görüşmelerin ardından ‘ilerlemeden’ söz etti.