Yemen: Dünya İran’a çözüm için baskı yapmalı

Yemen’de ve bölgedeki yıkıcı davranışlara son vermesi İran’a baskı yapılmasını talep etti

Bin Mübarek’in Guterres ile görüşmesinden Twitter’da paylaşılan bir fotoğraf
Bin Mübarek’in Guterres ile görüşmesinden Twitter’da paylaşılan bir fotoğraf
TT

Yemen: Dünya İran’a çözüm için baskı yapmalı

Bin Mübarek’in Guterres ile görüşmesinden Twitter’da paylaşılan bir fotoğraf
Bin Mübarek’in Guterres ile görüşmesinden Twitter’da paylaşılan bir fotoğraf

Yemen hükümeti, Birleşmiş Milletlere (BM), Husi milislerinin sivillere yönelik ihlallerinin ve barış sağlanmaya yönelik uluslararası ve bölgesel girişimleri engellemelerine karşı uluslararası ahlaki bir tutum benimsenmesinin yanı sıra İran’a, Yemen’in iç işlerine müdahalesine ve milislere yönelik desteğine son vermesi için baskı yapılmasını istedi.
Yemen’den gelen bu çağrılar Yemen Dışişleri Bakanı Ahmed Avad bin Mübarek tarafından, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile Yemen’deki insani durum ve barış sürecinin yollarının ele alındığı görüşmede dile getirildi.
Yemen Dışişleri Bakanı, 58. Uluslararası Münih Güvenlik Konferansı'nın oturum aralarında gerçekleşen görüşmede, Husi milislerin Yemen’de işlediği ihlaller ve suçlar ve ülkede barışı sağlamaya yönelik tüm uluslararası ve bölgesel girişimleri engellemeleri karşısında uluslararası bir ahlaki tutum benimsenmesini istedi. Saba haber ajansının aktardığına göre, Bakan, İran’ın Yemen işlerine müdahalesini ve Husi milislerine verdiği desteğe son vermesi için baskı yapılması çağrısında bulundu. Ayrıca Yemen hükümetinin, Birleşmiş Milletler’in Yemenlilerin çektiği acıları sona erdirmeyi amaçlayan çeşitli alanlardaki tüm çalışmalarına olumlu yanıt verdiğini yeniden dile getirdi.
Dışişleri Bakanı, darbeci milislerinin uzlaşmazlığı sürdürmesi ve tüm barış çabalarını reddetmelerinin gölgesinde ülkesindeki gelişmeleri ele aldı. Bakan ayrıca, bir dizi şehirdeki askeri gerilimi ve BM Hudeyde Anlaşmasını Destekleme Misyonu’nun (UNMHA) görevini yerine getirmesinin engellenmesinin yanı sıra Hudeyde limanının askeri amaçlarla kullanılmasının oluşturduğu tehdide ve uluslararası nakliye yollarını hedef alan uluslararası barış ve güvenliğe yönelik tehdide dikkatleri çekti.
Bin Mübarek, İran’ın terörist Husi milislere destek vererek bölgede oynadığı yıkıcı rolün, bölgede güvenlik ve istikrarı bozmak amacıyla milislere silah desteği ve tedariki sağlanmasını yasaklayan BM Güvenlik Konseyi kararının ihlali olduğunu belirtti.
Bin Mübarek hükümetin, Yemen halkını Husi darbesi sebebiyle yaşamakta olduğu krizden çıkaracak ve krizin yansımalarını ele alacak kapsamlı bir yaklaşıma ulaşmak için BM ile iş birliğini güçlendirmeye hazır olduğunu söyledi. Bakan, BM ve uluslararası topluluğa, BM’nin barışı sağlamaya yönelik tüm çabaları ve girişimlerine olumlu yanıt verilmesi için Husi milislerine daha fazla baskı uygulanmasına yönelik çağrısını yineledi.
Yemenli kaynaklar göre, BM Genel Sekreteri Guterres, BM’nin Yemenlilerin acılarını hafifletmek için çalışmaya yönelik kararlılığını teyit etti ve Mart ayında düzenlenecek Yemen İnsani Müdahale Planı Bağışçılar Konferansı için harekete geçmenin önemini vurguladı.
Guterres aynı zamanda BM Yemen Özel Temsilcisi aracılığıyla siyasi sürecin yeniden başlatılması, kapsamlı ve sürdürülebilir bir barışa ulaşılması için çalışmlara devam edileceğini belirtti.
Resmi kaynaklara göre, Yemenli bakan, uluslararası konferansa katılmak için Münih’ geldi ve konferansın oturum aralarında uluslararası mevkidaşları ile, ülkesindeki durumu tartışmak üzere bir dizi toplantı gerçekleştirdi.
Kaynaklara göre, Bakan Bin Mübarek görüşmelerinde ülkesindeki barış sürecinde izlenen yollara, kapsamlı ve kalıcı barışı sağlamaya yönelik bölgesel ve uluslararası çabalara ve girişimlere değinirken, Husi darbe milislerinin uzlaşmazlığı sürdürmelerine ve tüm barış çabalarına engel olmalarına da değindi.
Dışişleri Bakanı görüşmeleri sırasında uluslararası toplumdan Husi darbe milislerinin terör örgütü olarak sınıflandırılmasını destekleme çağrısında bulundu. Bakan hükümetin öncelikli olan bir dizi konu üzerinde çalıştığını, bu konuların başında tüm ulusal siyasi güçlerin anayasal meşruiyet çatısı altında birleştirilmesi ve çeşitli zorluklar arasında ana öncelikli konu olarak görülen ekonomik zorluğun yer aldığını söyledi.
Yemen Dışişleri Bakanı görüşmede, Safer tankı konusunu ve kıyı ülkelerde ve uluslararası deniz yollarında neden olabileceğini felaketin boyutunu ele alırken, Yemen hükümetinin, tankların bakımı ve tamirini yapacak teknik ekiplerin gelmesi için gerekli adımları yerine getirmeye hazır olduğuna yönelik güvence vermesine rağmen, Husi milislerinin tankı şantaj aracı olarak kullanmaya devam ederek bölge ve uluslararası toplum nezdinde siyasi baskı uyguladığını belirtti.
Yemenli resmi kaynaklara göre, Bin Mübarek gerçekleştirdiği görüşmelerde, İran’ın Yemen’de ve bölgede oynadığı yıkıcı rolün yanı sıra BM Güvenlik Konseyi tarafından Husi milislerine uygulanan silah ambargosunu ihlal ettiğine de değindi.



Azerbaycan'da doğrudan Suriye-İsrail görüşmesi

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Bakü'de bir araya geldi. (AP)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Bakü'de bir araya geldi. (AP)
TT

Azerbaycan'da doğrudan Suriye-İsrail görüşmesi

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Bakü'de bir araya geldi. (AP)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Bakü'de bir araya geldi. (AP)

Suriyeli bir yetkili, Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera'nın Azerbaycan'ın başkenti Bakü'ye yaptığı ziyaret çerçevesinde İsrailli bir yetkiliyle görüştü. Şam'dan bilgi sahibi bir kaynağa göre, Esed rejiminin devrilmesinin ardından İsrail güçlerinin Suriye'nin güneyine girmesi konusunun ele alındığı görüşmeye eş-Şera katılmadı.

Şam'daki diplomatik bir kaynak dün, Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera'nın Azerbaycan ziyareti çerçevesinde Bakü'de Suriyeli bir yetkili ile İsrailli bir yetkili arasında doğrudan bir görüşme gerçekleştiğini bildirdi.

Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre eş-Şera, Bakü'ye resmi bir ziyarette bulunarak Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile görüştü. Azerbaycan, Suriye'ye Türkiye üzerinden gaz ihraç etmeye başlayacağını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre isminin açıklanmaması kaydıyla konuşan bilgi sahibi bir kaynak yaptığı açıklamada, Suriyeli bir yetkili ile ismi açıklanmayan İsrailli bir yetkili arasındaki görüşmeyi doğruladı, ancak Suriye Cumhurbaşkanı'nın bu görüşmeye katılmadığını söyledi.

Diplomatik kaynağa göre, görüşmelerde Suriye'deki yeni İsrail varlığı ele alındı. Bu, İsrail güçlerinin yedi aydan uzun bir süre önce Beşşar Esad rejiminin devrilmesinden bu yana Suriye'nin güneyine sızdığı bölgeleri kapsıyor.

Şam resmi olarak doğrudan görüşmeler yapıldığını duyurmasa da, Tel Aviv'in geçen yılın sonunda Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin ardından Suriye'nin askeri cephaneliğine yüzlerce saldırı düzenlemesi ve ülkenin güneyine girmesinin ardından artan gerilimi kontrol altına almayı amaçladığını söylediği İsrail ile dolaylı görüşmeler yapıldığını kabul etti.

Şam, İsrail ile dolaylı müzakerelerin hedefini, çatışmaların durdurulması ve iki taraf arasındaki askerden arındırılmış bölgenin bir Birleşmiş Milletler (BM) gücü tarafından denetlenmesi açısından 1974 tarihli Ayrılma Anlaşması'na geri dönülmesine bağlıyor.

Bu ayın başlarında Suriye, anlaşmaya geri dönülmesi için Washington ile iş birliği yapmaya hazır olduğunu açıkladı.

Suriye devlet televizyonunun resmi bir kaynaktan aktardığına göre İsrail, Dışişleri Bakanı Gideon Saar tarafından yapılan açıklamalarda hem Suriye hem de Lübnan ile ilişkileri normalleştirmeye ilgi duyduğunu ifade etti. Ancak Şam, İsrail ile bir barış anlaşması imzalanması yönündeki açıklamaları ‘erken’ olarak nitelendirdi.

Geçtiğimiz pazartesi günü Lübnan'ı ziyaret eden ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, ‘Suriye ile İsrail arasında diyaloğun başladığını’ ifade etti.

Eş-Şera mayıs ayında Riyad'a yaptığı ziyaret sırasında ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmüştü. Trump o dönemde eş-Şera'nın normalleşmeye açık olduğunu söylemiş ve gazetecilere eş-Şera'nın istikrar sağlandığında İbrahim Anlaşması'na katılmaya açık olduğunu belirtmişti.

Eş-Şera iktidara geldiğinden bu yana Suriye'nin komşularıyla bir gerginlik ya da çatışma istemediğini vurgulamış ve daha sonra uluslararası topluma İsrail'e saldırılarını durdurması için baskı yapması çağrısında bulunmuştu, zira iki taraf 1948'den bu yana resmi olarak savaş halinde.