Yemen ordusu Saada’da ilerliyor

Milisler Hacca’da saldırılarda bulunuyor ve Marib ile Şebve’de sivilleri bombalıyor

Hudeyde’de yerinden edilenlere insani yardım dağıtılıyor (EPA)
Hudeyde’de yerinden edilenlere insani yardım dağıtılıyor (EPA)
TT

Yemen ordusu Saada’da ilerliyor

Hudeyde’de yerinden edilenlere insani yardım dağıtılıyor (EPA)
Hudeyde’de yerinden edilenlere insani yardım dağıtılıyor (EPA)

Husi milislerin Yemen’in Hacca vilayetindeki saldırılarını sürdürdüğü ve Marib ile Şebve’de balistik füze saldırılarını yoğunlaştırdığı bir zamanda, Yemen ordusu dün (Pazar) Saada’da yeni bölgelerin kurtarıldığını ve Yemen’deki meşru hükümeti destekleyen Arap Koalisyonu’nun desteğiyle, Marib ve Hacca’da Husi milislere ait birçok askeri aracın imha edildiğini duyurdu.
Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’nın bildirdiğine göre, Arap Koalisyonu tarafından Twitter’da yapılan paylaşımda, Marib ve Hacca’da 24 saat içinde Husi milislerine yönelik 14 hava operasyonu gerçekleştirildiği, operasyonlarda 9 askeri aracın imhasına edildiği ve milislerin kayıplar verdikleri açıklandı.
Diğer yandan Yemen ordusunun askeri medyası, Arap Koalisyonu tarafından desteklenen ordunun dün Saada’nın kuzeyindeki el-Safra Bölgesi’ndeki el-Rizamat Cephesi’nde, stratejik bölge ve tepeleri kurtardığını duyurdu.
Yemen resmi haber ajansı SABA'nın haberine göre, Yemen ordusunda 1. Savaş Tugayı Komutanı Tuğgeneral Muhammed el-Guneymi, konuyla alakalı yaptığı açıklamada, “Yemen Ulusal Ordusu güçleri, Husi milis gruplarının konuşlandığı noktalara operasyon düzenledi ve Ras Şaca’da stratejik öneme sahip olan Karn ve (el-Gadir) Taba Tepelerini özgürleştirmeyi başardı” ifadelerini kullandı.
Muhammed el-Guneymi, “Ordunun topçu operasyonları, milislerin kamplarını ve araçlarını hedef aldı. Operasyonlarda, birkaç Husi milis etkisiz hale getirildi, bazıları yaralandı, geri kalanı ise kaçtı” açıklamasında bulundu. 
Bu gelişmeler, Şarku’l Avsat’ın sahadaki kaynaklardan edindiği bilgilere göre, Husi milislerin silahlı gruplarını 5. Askeri Bölge’deki ordu kampına saldırmak üzere Hacca’daki Abs cephelerine göndermesi ve milislerin balistik füzelerle Marib ve Şebve’ye saldırılar düzenlemesi ile eş zamanlı olarak geldi.
Yemen Enformasyon Bakanı Muammer El-Eryani yaptığı açıklamalarda, sivillere yönelik saldırılar hakkında yorumda bulunarak şunları söyledi:
“İran destekli terörist Husi milislerinin son 24 saatte Marib şehrindeki yerleşim yerlerini İran yapımı 7 balistik füzeyle rastgele bombalaması, Husilerin askeri operasyonlarda aldıkları korkunç mağlubiyetler ve uğradıkları insani kayıplar sonucunda yaşadıkları histeri durumunu gözler önüne seriyor.” 
Enformasyon Bakanı Eryani milislerle ilgili olarak, “Uluslararası toplumun utanç verici ve yersiz sessizliğinin yanı sıra, milislerin suçlarını kınama ve sivillere koruma sağlamadaki başarısızlığının gölgesinde milisler, milyonlarca sakinin yanı sıra vahşetten kaçan yerinden edilmiş binlerce ailenin yaşadığı Marib’deki yerleşim bölgelerini ve yerinden edilmiş kişilerin kamplarını hedef almaya devam ediyor” ifadelerini kullandı.
Bakan Eryani, uluslararası topluma, Birleşmiş Milletlere (BM), BM ve ABD temsilcilerine ve insan hakları kuruluşlarına, Marib’deki yerleşim bölgelerinin ve sivillerin planlı olarak hedef alınmasını bir savaş suçu olarak görerek, kınama çağrısında bulundu. Bakan aynı zamanda, Husi milislerinin terör örgütü olarak sınıflandırılması ve liderlerinin uluslararası mahkemelerde savaş suçlusu olarak yargılanması çağrısında bulundu.
Husi milisler cumartesi günü Marib’in güneyindeki Harib’de bir okulu bombalamış, saldırı sonucunda 3 çocuk hayatını kaybetmişti. Bununla eş zamanlı olarak Husiler, Şebve’de bir camiyi bombalayarak sivillerin ölümüne ve yaralanmasına neden oldu.
Şubat ayında 6 bin 540 mayın temizlendi
Suudi Arabistan’ın yürüttüğü Yemen Topraklarını Mayından Temizleme Projesi (MESAM), Şubat ayının üçüncü haftasında, Husi milisleri tarafından çeşitli bölgelere döşenen 873 mayının temizlendiğini belirtti.
MESAM yaptığı açıklamada, 60 anti personel mayın, 657 tanksavar mayını, 93 patlamamış mühimmat ve 63 el yapımı bombanın imha edildiğini böylece Şubat ayında temizlenen mayın sayısının 6 bin 540’a ulaştığını belirtti. Açıklamada ayrıca, projenin başlangıcından bu yana temizlenen mayın sayısının 321 bin 431’e ulaştığı ve Husi milislerin çocuk, kadın ve yaşlılardan daha fazla ölüme neden olmak için bu mayınları Yemen'in çeşitli bölgelerine rastgele yerleştirdiği belirtildi.
SABA’ya göre, Marib Müsteşarı Abdurrabbu Miftah, Dünya Gıda Programı Marib Ofisi Direktörü Mesud Han ve Uluslararası Göç Örgütü’ne bağlı Yerinden Edilmiş Kişiler Projesi Sorumlusu Philip Tangermann ile gerçekleştirdiği iki ayrı toplantıda, söz konusu BM kuruluşları tarafından Marib’de yerinden edilmiş yeni kişilere sağlanan yiyecek, barınma ve acil durum yardımlarının teslimatlarını hızlandırma konusunu görüştü. 
Miftah Marib’deki yerinden edilmiş yeni kişilere yönelik Dünya Gıda Programı tarafından sağlanacak aylık gıda yardımının başlatılmasında gecikmeye ve güney bölgelerinden son zamanlarda göç eden kişilere yönelik acil müdahale sağlanmasında yavaşlamaya neden olan tüm zorlukların çözülmesi için yerel yönetimle koordineli çalışılması gerektiğini vurguladı. Aylık gıda yardımların dağıtılması sürecinde, bu çalışmanın düzenli olmasını sağlamak için yerel yönetim ve ilgili icra daireleri ile koordineli olarak ortak çalışma mekanizmalarının oluşturulması çağrısında bulundu.
Saba’nın haberine göre, Dünya Gıda Programı’nın (WFP) Marib Ofisi’nin Direktörü, Ofis’in gelecek hafta, Marib’in güney bölgelerinden gelen yeni yerinden edilmiş kişilere yönelik aylık gıda yardımı dağıtma çalışmasını başlatmak için son düzenlemeleri yaptığını açıkladı.
Uluslararası Göç Örgütü yetkilisi ise, Marib’deki yerel yönetimin sunduğu tüm gözlem ve önerileri anladığını, attığı adımlarda bunları dikkate aldığını belirtti. Saba’nın aktardığına göre yetkili, kuruluşun halkın güvenliğini sağlama ve ihtiyaçlarını hızla karşılama çalışmalarında, başta yerinden edilmiş kişilerin veri ve bilgilerinin gizliliği olmak üzere, insani çalışmaların tüm standartlarına bağlı olduğunu vurguladı.



Gazze ateşkesi: Geri çekilmeler anlaşmayı tehdit ediyor ve müzakereleri kurtarmak için ertelenmesi talep ediliyor

İsrail tanklarının Gazze Şeridi'nin güneyine girmesinin ardından, geçici mülteci kampındaki derme-çatma çadırların arasında enkazın üzerinde oturan bir kadın (AFP)
İsrail tanklarının Gazze Şeridi'nin güneyine girmesinin ardından, geçici mülteci kampındaki derme-çatma çadırların arasında enkazın üzerinde oturan bir kadın (AFP)
TT

Gazze ateşkesi: Geri çekilmeler anlaşmayı tehdit ediyor ve müzakereleri kurtarmak için ertelenmesi talep ediliyor

İsrail tanklarının Gazze Şeridi'nin güneyine girmesinin ardından, geçici mülteci kampındaki derme-çatma çadırların arasında enkazın üzerinde oturan bir kadın (AFP)
İsrail tanklarının Gazze Şeridi'nin güneyine girmesinin ardından, geçici mülteci kampındaki derme-çatma çadırların arasında enkazın üzerinde oturan bir kadın (AFP)

İsrail'in Gazze Şeridi’nde işgal ettiği yeni bölgelerden çekilme görüşmelerinin son iki aydır tıkanması, Katar’ın başkenti Doha'daki (yedinci gününe giren) ateşkes müzakerelerini yeni bir ‘karanlık tünele’ soktu. Hamas Hareketi, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hükümeti tarafından önerilen yeniden konuşlandırmayı reddetti.

Medyada yer alan sızıntılara göre arabulucular, özellikle Washington, müzakerelerin sonuna kadar çekilme maddesinin ertelenmesini talep ettiler. Şarku’l Avsat’a konuşan uzmanlar bu durumu, müzakereleri ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin istemediği yeni bir başarısızlıktan kurtarmak için son bir girişim olarak görüyorlar ve bu yüzden Netanyahu'ya esneklik göstermesi için baskı yapabileceğini düşünüyorlar. Uzmanlara göre bunun aksi bir durum söz konusu olursa Hamas, İsrail'in bu şekilde kalmasının, sürgün planını hızlandırmak, olası ateşkesin sona ermesinden sonra askeri bölgeler dayatmak ve anlaşmayı bozmak için bir manevra olduğunu düşünerek bunu reddedecek.

İki Filistinli kaynak cumartesi günü, Doha’daki müzakerelerin, İsrail'in cuma günü sunduğu, İsrail ordusunun yeniden konuşlandırılması ve konumlandırılması için hazırladığı çekilme haritasında ısrar etmesi nedeniyle, karmaşık zorluklarla karşı karşıya olduğunu bildirdi. Bu plan, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin yüzde 40'ından fazlasında kalmasını öngörüyor, ancak Hamas bunu reddediyor.

Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan kaynaklardan biri, ‘Hamas’ın müzakere heyetinin İsrail'in sunduğu haritaları kabul etmeyeceğini, çünkü bu haritaların Gazze Şeridi'nin yaklaşık yarısının yeniden işgalini meşrulaştırdığını ve İsrail'in insani olduğunu söylediği ve Gazze Şeridi'nin güneyinde yer alacak ve yaklaşık 600 bin Filistinliyi barındıracak olan şehre atıfla Gazze Şeridi'ni Nazi kampları gibi geçiş noktaları ve seyahat özgürlüğü olmayan izole bölgeler haline getirdiğini’ vurguladı.

Diğer kaynak, Hamas'ın İsrail güçlerinin 2 Mart'tan sonra, yani iki ay süren ateşkesin çökmesinden sonra yeniden kontrol altına aldığı tüm bölgelerden çekilmesini talep ettiğini belirtti. İsrail’i, ‘soykırım savaşını sürdürmek için oyalamaya devam etmek ve anlaşmayı engellemekle’ suçladı.

Kaynak, Katarlı ve Mısırlı arabulucuların ‘taraflara, ABD Başkanı Donald Trump'ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff’un Doha'ya gelene kadar çekilme müzakerelerini ertelemelerini’ istediklerini, ancak ‘yardımlar ve esir takası konusunda ilerleme’ kaydedildiğini belirtti.

ABD merkezli haber sitesi Axios, bazı kaynaklardan, ABD'nin Hamas'tan İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nden çekilmesini tartışmayı ertelemesini ve diğer konulara geçmesini istediğini, böylece esir takası anlaşması müzakerelerinin çökmesini önlemeye çalıştığını aktardı.

juı
Yaralıları Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta bulunan Kızıl Haç kliniğine taşıyan Filistinliler (AFP)

Reuters, cumartesi günü Filistinli ve İsrailli kaynaklardan benzer bir doğrulama aktardı. Doha görüşmelerinin, İsrail’in Gazze Şeridi’nden çekilmesi konusunda tıkanma yaşadığını, Hamas Hareketi’nin İsrail'in önerdiği çekilme haritalarını reddettiğini, çünkü bu haritaların toprakların yaklaşık yüzde 40'ını İsrail kontrolünde bırakacağını, bunların arasında güneydeki Refah bölgesi ve Gazze'nin kuzeyindeki ve doğusundaki diğer bölgelerin de bulunduğunu belirtti. Kaynaklar, ‘görüşmelerin devam etmesinin beklendiğini’ ifade ettiler.

Mısır Dışişleri Konseyi üyesi Reha Ahmed Hasan, İsrail'in, güneydeki Morag Ekseni de dahil olmak üzere birçok yerden çekilmeyerek Filistinlileri sürmeye devam etmek gibi kendi şartlarını dayatmak istediğini düşünüyor. Kuzey bölgesini askeri olarak kontrol altına alarak buradaki nüfusu sürme olasılığı olduğunu ifade eden Hasan, böylece ateşkes sona erdikten sonra Filistinlilerin sürülmesinin kolaylaşacağına dikkati çekti. Hasan, ABD'nin İsrail'e baskı yapmamasının müzakerelere zarar verdiğini ve bu tür konuların ertelenmesinin bir fayda sağlamayacağını, bunların erken çözülmesi gerektiğini, çünkü bu konuların belirleyici olduğunu vurguladı.

Hasan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Anlaşmaya varılmasının gecikmesi, engellerin devam etmesi ve Filistinlilerin hedef alınması nedeniyle, direnişin İsrail'e teslim olmasını isteyen bir manevra ile karşı karşıya olduğumuzu düşünüyoruz ve Hamas bunu kabul etmeyecektir. ABD’nin İsrail'e baskı yapmaktan başka seçeneği yok. Özellikle Kahire'nin talep ettiği Mısır sınırındaki Philadelphia (Salahaddin) Koridoru’ndan çekilme gibi henüz çözülmemiş ve belirsizliği devam eden başka konular da var.”

Filistinli siyasi analist Nizar Nazzal, Hamas'ın talebi olan İsrail ordusunun Gazze'den çekilmesinin gerçekleşmemesi halinde bunun müzakereleri engelleyebileceğini düşünüyor. Nazzal, çekilme maddesinin ertelenmesinin müzakereleri kurtarmak için yapılan bir girişimden ibaret olduğunu ve Netanyahu hükümetinin çekilme gibi siyasi konularda taviz vermediği sürece, Washington veya İsrail'in iddia ettiği gibi anlaşmanın yakın zamanda imzalanmayacağını belirtti.

Cuma günü ABD ziyaretinden dönmeden önce, ABD Başkanı Donald Trump ile bir araya gelen İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, perşembe günü yaptığı açıklamada, “Birkaç gün içinde (anlaşmayı) tamamlayabileceğimizi umuyorum” ifadelerini kullandı.

Geçtiğimiz hafta Beyaz Saray'da Netanyahu ile iki kez görüşen Trump, yakın zamanda ateşkes sağlanacağına dair açıklamalarını yineledi ve bu haftayı (yani birkaç gün sonra) olası bir tarih olarak belirledi. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio da perşembe günü yaptığı açıklamada, anlaşmaya varılması konusunda ‘büyük umutları’ olduğunu söyledi.

dfgthy
İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye’ye düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)

Ancak sahada durum bu umutların aksine gelişiyor. Gazze Sivil Savunma Sözcüsü Mahmud Basal yaptığı açıklamada cumartesi günü 20'den fazla Filistinlinin öldüğünü ve İsrail ordusunun son 48 saat içinde Gazze Şeridi'nde ‘yaklaşık 250 terörist hedefi vurduğunu’ söyledi.

Hamas, İsrail ordusuna karşı operasyonlarını sürdürürken, İsrail ordusu cuma günü, Gazze'nin güneyindeki Han Yunus kentinde çıkan çatışmalarda Golani Tugayı'na bağlı keşif biriminden bir subayın öldürüldüğünü, ayrıca Gazze'nin kuzeyinde çıkan çatışmada iki askerin yaralandığını açıkladı. Bu açıklamadan iki gün önce Gazze'nin güneyinde kaçırılmak üzere olan bir İsrail askerinin öldürüldüğü bildirilmişti.

Birleşmiş Milletler (BM), cumartesi günü yaptığı ortak açıklamada, Gazze'deki yakıt kıtlığının kritik seviyelere ulaştığı konusunda uyarıda bulundu. BM’nin aralarında İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA), Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Dünya Gıda Programı (WFP) da bulunduğu yedi ayrı kuruluşu tarafından yapılan ortak açıklamada, “Yakıt, Gazze'de hayatta kalmanın bel kemiğidir” denildi.

Bu olumsuz gelişmeler devam ederken Reha Ahmed Hasan, Trump'ın dün değil, bugün bir anlaşma sağlayabileceğini düşünüyor. Hasan’a göre ABD'nin tutumu, İsrail'e baskı uygulayarak bir anlaşma sağlamaya ve Gazze'yi yerinden etme ve yok etme planlarından vazgeçmeye yönelik gerçek bir adım atarak tüm bu sorunları sona erdirebilir.

Bu görüşe katılan Nizar Nazzal da Washington'ın, Nobel Barış Ödülü almayı uman Trump'ın çabalarının başarısız olmaması için müdahale edeceğini ve Netanyahu'yu daha geniş çaplı yayılma haritasını kabul etmeye zorlayacağını (bu cümle tuhaf geldi ama böyle yazıyordu) vurguladı. Ateşkes yapılmaması halinde İsrail Başbakanı’nın popülaritesinin daha da zarar göreceği ve İran'a karşı savaşından elde ettiği son siyasi kazanımlarını kaybedebileceği uyarısında bulunan Nazzal, bu nedenle Netanyahu'nun çıkarlarına en uygun olanın anlaşmayı geçici olarak kabul etmek olduğunu belirtti.