Mısır Etiyopya’yı ‘taahhütleri ihlal etmekle’ suçluyor

Mısır, Nahda Barajı’nın ‘sınırlı’ olarak işletilmesiyle Etiyopya’yı ‘taahhütleri ihlal etmekle’ suçluyor

Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed Nahda Barajı’nın elektrik üretiminin ilk etabını resmen başlattı (AFP)
Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed Nahda Barajı’nın elektrik üretiminin ilk etabını resmen başlattı (AFP)
TT

Mısır Etiyopya’yı ‘taahhütleri ihlal etmekle’ suçluyor

Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed Nahda Barajı’nın elektrik üretiminin ilk etabını resmen başlattı (AFP)
Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed Nahda Barajı’nın elektrik üretiminin ilk etabını resmen başlattı (AFP)

Etiyopya, Nil Nehri üzerine inşa ettiği Büyük Nahda (Rönesans / Hedasi) Barajı'nda ‘sınırlı’ elektrik üretmeye başlarken, Mısır bunu ‘Etiyopya tarafının taahhütleri ihlal etmek’  görüyor. Şarku'l Avsat'a konuşan uzmanlar, Etiyopya'nın duyurusunu "Addis Ababa hükümetinin iç başarısızlığını" örtmeyi amaçlayan "siyasi bir mesaj" olarak değerlendirdi.
Etiyopya Başbakan Abiy Ahmed, dün Nahda Barajı’ndan elektrik üretim sürecinin ilk etabının başladığını duyurdu. Projenin ilk aşaması için düğmeye basan Ahmed, Nil Nehri’nin aşağısında yer alan Sudan ve Mısır’a güvence vermeye çalışarak, ülkesinin kimsenin çıkarlarına zarar vermek istemediğini söyledi. Başbakan, Etiyopya’nın öncelikli sorumluluğunun karanlığa mahkum nüfusun yüzde 60’ına elektrik sağlamak ve sırtlarında odun taşıyan annelere enerji vermek olduğunu dile getirdi.
Mısır ve Sudan milyarlarca dolara mal olan projenin su paylarını azaltacağından endişe duyuyor. Mısır Dışişleri Bakanlığı dün Etiyopya'yı üç ülke (Etiyopya, Mısır, Sudan) arasında 2015 yılında imzalanan ve taraflardan herhangi birinin nehrin suyunun kullanımında tek taraflı eylemlerde bulunmalarını yasaklayan bir ön anlaşmayla "ihlallerinde ısrar etmekle" suçladı. Bakanlıktan dün yapılan açıklamada, Etiyopya’nın 20 Şubat tarihinde barajın doldurulmasıyla ilgili ilk anlaşmanın ilk ihlallerinin meydana geldiği belirtilerek, Mısır’ın atılan bu adımla Etiyopya tarafının Ahmed Abiy tarafından imzalanan 2015 İlkeler Bildirgesi Anlaşması kapsamındaki yükümlülüklerini ihlal eden bir ileri adım attığı bildirildi.
Mısır Dışişleri Bakanlığı’nın bu açıklaması, Kahire’nin geçtiğimiz haftalarda Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es Sisi’nin  barajın doldurulması ve işletilmesini düzenleyen bağlayıcı bir yasal anlaşma imzalamak adına yaklaşık bir yıldır durdurulan müzakerelerin yeniden başlatma isteğinden sonra geldi.
Resmi basına göre, Etiyopya’nın batısı ve Sudan sınırına yakın bir yerde bulunan baraj ilk etapta 375 megavatlık bir elektrik üretimi yapacak. Mısır Eski Su Kaynakları ve Sulama Bakanı Muhammed Nasr, Etiyopya’nın bu eylemini, ülkenin kuzeyinde Tigray isyancılarıyla yapılan savaştan sonra Etiyopya hükümetinin iç başarısızlığını örtmek ve barajı tamamlayamadığını gizlemek amacıyla sahte bir medya havası yaratmak şeklinde nitelendirdi. Nasr, elektrik üretiminin iki yıl önce de mümkün olduğunu ifade eti.
Konuyla ilgili Şarku’l Avsat’a konuşan Mısırlı eski bakan, iki yıl önce baraj rezervuarının ilk dolum işlemi sırasında depolama işlemi yapılırken teknik hatalar olduğunun tespit edildiğini vurguladı. Kahire Üniversitesi Su Kaynakları Uzmanı Dr. Abbas Şarki ise, barajın gerçek anlamda elektrik üretebilecek kapasitesine atıfta bulunarak, Etiyopya’nın 2011 yılında temeli atılan ve 44 ay sürmesi planlanan barajda, ilk aşamada iki türbinden birini çalıştırdığını söyledi. Şarki, her bir elektrik türbinin  tam işletimle 375 megavatlık kapasiteye sahip olduğunu söyledi.
İki elektrik türbinlerinden birinin sınırlı olarak çalıştırılmasının Mısır veya Sudan’a hidrolojik olarak zarar vermeyeceğini belirten Şarki, aynı zamanda Etiyopya’ya su veya elektrik anlamında fayda sağlamayacağını ifade etti. Şarki, Etiyopya’nın Nahda Barajı’nın elektrik üretmeye başladı duyurusunun Addis Ababa’nın hedefine giden yolda ampul yakmak, kötüleşen güvenlik ve ekonomik koşulların ardından morali yükseltmek ve başta Başbakan olmak üzere Etiyopya hükümetinin imajını iyileştirmek olduğunu kaydetti. Etiyopya hükümetine göre, 5 milyar dolara mal olacak proje tamamlanması halinde 5 bin 150 megavatlık kapasiteyle Afrika’nın en büyük hidroelektrik projesi olacak, büyük bir kısmı da ithal edilecek. Mısır ise Etiyopya’nın kalkınma çabalarını engellediği suçlamalarını reddediyor. Mısır resmi açıklamalarına göre, Kahire barajı doldurmak ve işletmek için "Etiyopya'nın elektrik üretimi ve sürdürülebilir kalkınma alanında barajdan mümkün olan maksimum faydasını dengeleyerek, aşağı havzadaki ülkelere zarar vermeden ortak çıkarları gerçekleştiren" bir anlaşmaya varmaya çalışıyor. Mısır, sulama ve içme suyu ihtiyacının yaklaşık yüzde 97'sini sağlamak için Nil Nehri'ne güveniyor ve barajı ‘varoluşsal bir tehdit’ olarak görüyor.
Diğer yandan, Sudan, Nahda Barajı projesinin yıllık sel baskınlarının kontrolüne katkıda bulunacağını umuyor, ancak barajın işletilmesi konusunda bir anlaşma olmadığı takdirde barajlarına zarar vereceğinden endişe duyuyor.
Son müzakereler Afrika Birliği (AfB) himayesinde geçtiğimiz Nisan ayında gerçekleşti. Bahsi geçen üç ülke herhangi bir atılım yapamadıklarını açıkladı. Bu durum, geçtiğimiz Eylül ayında Mısır ve Sudan’ı bir "başkanlık kararı" yayınlayarak ve üç ülkeyi AfB himayesinde müzakereleri sürdürmeye ve makul bir süre içinde bağlayıcı bir anlaşmaya varmaya teşvik eden Güvenlik Konseyi'ne gitmeye sevk etti.



Üç Senaryo… Pakistan Hindistan'ın savaş uçaklarını nasıl düşürdü?

Hindistan Hava Kuvvetleri'ne ait Rafale uçağının bir hava gösterisi sırasında çekilmiş fotoğrafı (Reuters)
Hindistan Hava Kuvvetleri'ne ait Rafale uçağının bir hava gösterisi sırasında çekilmiş fotoğrafı (Reuters)
TT

Üç Senaryo… Pakistan Hindistan'ın savaş uçaklarını nasıl düşürdü?

Hindistan Hava Kuvvetleri'ne ait Rafale uçağının bir hava gösterisi sırasında çekilmiş fotoğrafı (Reuters)
Hindistan Hava Kuvvetleri'ne ait Rafale uçağının bir hava gösterisi sırasında çekilmiş fotoğrafı (Reuters)

Hindistan'ın kuzeyindeki Akalia Kalan köyü sakinleri 7 Mayıs günü erken saatlerde art arda gelen patlama sesleri üzerine yataklarından fırladılar. Dışarı çıktıklarında bir alev topunun başlarının üzerinden geçerek yakındaki bir tarlaya düştüğünü gördüler. Enkazın bir savaş uçağı olduğu açıkça görülebiliyordu. İki Hintli pilot daha önce uçaktan fırlatılmış ve yakındaki tarlalarda yaralı olarak bulunmuşlardı.

Şarku’l Avsat’ın The Economist'ten aktardığına göre Hindistan henüz resmi olarak doğrulamadı ama bu uçak mayıs ayında Pakistan'la dört gün süren çatışmalar sırasında kaybolan savaş uçaklarından biriydi.

Hindistan hükümeti Pakistan'ın, üçü yeni Fransız Rafale jetleri olmak üzere altı savaş uçağını düşürdüğü iddiasına şüpheyle yaklaşıyor. Ancak yabancı askeri yetkililer, en az biri Rafale olmak üzere beş Hint uçağının imha edildiğine inanıyor. Hintli askeri yetkililer rakamları doğrulamayı reddederken, bazı uçakların kaybolduğunu kabul ediyorlar.

Söz konusu itiraflar, Çin'in Pakistan'ın en büyük silah tedarikçisi olması nedeniyle önemli. Bu, gelişmiş Çin savaş uçakları ve füzelerinin Batılı ve Rus muadillerine karşı kullanıldığı ilk çatışmaydı. ABD ve müttefikleri, Çin'in Tayvan'a karşı olası bir savaşta aynı silahların birçoğunu kullanabileceği için bu konuyla yakından ilgileniyor.

İlk raporlar belirleyici faktörün Pakistan-Çin yapımı J-10 savaş uçakları ve PL-15 havadan havaya füzelerinin üstünlüğü olduğunu gösteriyordu. Hindistan onları hafife almış gibi görünüyor.

Ayrıca Çin, Pakistan'a gerçek zamanlı erken uyarı ve hedefleme verileri sağlayarak dengeyi değiştirmiş olabilir.

Ancak savaşın ilerleyen safhalarında Hindistan'ın elde ettiği başarı göz önüne alındığında, belki de en büyük sorun Hindistan'ın o ilk gece savaş uçaklarını nasıl kullandığıdır. En son ve en tartışmalı değişimlerden biri haziran ayında, Hindistan medyasının Hindistan'ın Cakarta'daki Savunma Ataşesi Yüzbaşı Shiv Kumar'ın ay başında bir seminerde yaptığı konuşmanın kaydını yayınlamasıyla yaşandı.

Kumar, Hindistan'ın bazı uçaklarını kaybettiğini, çünkü siyasi liderliğinin hava kuvvetlerine Pakistan'ın hava savunma sistemlerini vurmamalarını emrettiğini söyledi. Bunun yerine ilk gün sadece militan mevzilerini hedef aldılar. Kumar, “Kayıptan sonra taktiklerimizi değiştirdik ve askeri tesislerine yöneldik” dedi.

Bu gelişme, Hindistan Genelkurmay Başkanı Anil Chauhan'ın mayıs ayı sonunda bir televizyon röportajında Hindistan'ın çatışmanın ilk gecesinde ‘taktiksel hatalar’ nedeniyle bazı uçaklarını kaybettiğini itiraf etmesinin ardından geldi.

Chauhan, Hindistan'ın iki gün sonra hatalarını düzelttiğini ve tüm savaş uçaklarının yeniden uçmasına izin vererek Pakistan'daki hedefleri uzaktan vurduğunu kaydetti. Hindistan çatışmanın ilerleyen safhalarında füzelerinin Pakistan'ın hava savunmasını aşması ve bazı askeri üslerini vurmasıyla daha büyük başarılar elde etti.

Yabancı yetkililer arasındaki bir teoriye göre Hindistan ilk gün Rafale savaş uçaklarını uzun menzilli Meteor havadan havaya füzelerle donatmadı. Muhtemelen Pakistan savaş uçaklarının ulaşamayacağını ya da Pakistan'ın ilk tepkisinin daha az şiddetli olacağını düşündü.

Bir başka neden de Hindistan'ın savaş uçaklarının Pakistan'ın yeni silahlarından korunmak için uygun elektronik karıştırma ekipmanına, güncellenmiş yazılıma ya da ilgili verilere sahip olmamasıdır.

Üçüncü ve daha geniş bir açıklama ise Hindistan'ın, Pakistan'ın Hint planlarını nasıl tespit edebileceğini, verileri savaş uçaklarına nasıl aktarabileceğini ve füzeleri hedeflerine nasıl yönlendirebileceğini anlamak için gereken ‘görev verilerinden’ yoksun olmasıdır.

Ancak Yüzbaşı Kumar'ın öne sürdüğü gibi savaş uçakları siyasi liderlerin sadece militanları vurma emri nedeniyle tehlikeye girdiyse, sorumluluk daha çok Narendra Modi hükümetine aittir.

Rafale'nin Fransız üreticisi Dassault, İsveçli Saab, Boeing ve Lockheed Martin ile birlikte Hindistan'ın silah anlaşmalarındaki başlıca rakibi. Ancak bazı Hintli askeri figürler Rafale'nin son çatışmada iyi performans göstermediğine dikkat çekti. Diğerleri ise Dassault'nun Rafale'nin kaynak kodunu paylaşmakta isteksiz davranarak Hindistan'ın uçağı kendi ihtiyaçlarına göre özelleştirmesini engellediğinden şikayetçi.

Anlaşmazlıktan bu yana Çinli diplomatların Rafale'yi diğer potansiyel alıcılara küçümsediği ve onları bunun yerine Çinli savaş uçakları almaya çağırdığı bildiriliyor.

Dassault yöneticileri, Mısır, Endonezya, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) de dahil olmak üzere Rafale uçağı satın alan ülkelerin yanı sıra gelecekteki potansiyel müşterilere güven vermek istiyor.

Dassault Aviation Yönetim Kurulu Başkanı Eric Trappier, Pakistan'ın üç Rafale jetini düşürdüğü iddialarını “Kesinlikle doğru değil” diyerek reddetti.

Trappier, bir Fransız dergisine verdiği ve 11 Haziran'da yayınlanan röportajda, “Tüm ayrıntılar bilindiğinde, gerçek birçok kişiyi şaşırtabilir” ifadesini kullandı. Trappier ayrıca, Rafale'in ‘Çin'in şu anda sunduğu her şeyden çok daha iyi’ olduğunu söyledi.

Fransız hükümeti de bir Rafale'in savaşta ilk kez kaybedilmesi konusunda açıklama yapması için baskı altında. Fransız parlamentosunun bir üyesi olan Marc Chavanne, mayıs ayı sonunda hükümete yazılı bir soru önergesi sunarak Hint Rafale jetlerindeki Spectra elektronik harp sisteminin Pakistan yapımı PL-15 havadan havaya füzeleri tespit edemediği ya da karıştıramadığı yönündeki endişelerini dile getirmişti.