Kertenkelelerin kuyruklarını nasıl sağlam tutup ihtiyaç halinde bıraktığı keşfedildi

Birkaç kertenkele türü ototomi adı verilen bir özelliğe sahiptir ve peşlerindeki avcıların dikkatini dağıtıp kaçmak için kuyruklarını bırakabilir (AFP)
Birkaç kertenkele türü ototomi adı verilen bir özelliğe sahiptir ve peşlerindeki avcıların dikkatini dağıtıp kaçmak için kuyruklarını bırakabilir (AFP)
TT

Kertenkelelerin kuyruklarını nasıl sağlam tutup ihtiyaç halinde bıraktığı keşfedildi

Birkaç kertenkele türü ototomi adı verilen bir özelliğe sahiptir ve peşlerindeki avcıların dikkatini dağıtıp kaçmak için kuyruklarını bırakabilir (AFP)
Birkaç kertenkele türü ototomi adı verilen bir özelliğe sahiptir ve peşlerindeki avcıların dikkatini dağıtıp kaçmak için kuyruklarını bırakabilir (AFP)

Yeni bir çalışma son derece küçük gözeneklerle kaplı mantar şeklindeki mikro sütunlardan oluşan küçük yapıların kertenkelelere ihtiyaç halinde kuyruklarını hızla bırakma imkanı sunduğunu belirledi.
Perşembe günü Science adlı akademik dergide yayımlanan araştırma yalnızca kuyrukların nasıl normal zamanlarda sağlam kalıp ihtiyaç halinde kolayca ayrılabildiğine ışık tutmakla kalmıyor, aynı zamanda yapışma ve çabuk çözülme sorunlarını çözen, doğadan ilham alan yeni tasarım fikirleriyle görülmemiş teknolojilere önayak olma şansı taşıyor.
Birkaç kertenkele türü üzerinde çok çalışılan ototomi adlı bir özellikle peşlerindeki avcıların dikkatini dağıtıp kaçmak için kuyruklarını hızla bırakabiliyor. Ne var ki kuyruk, kertenkeleler hareket edip zıplarken önemli bir denge sağlama işlevine sahip ve bu hayvanlar çoğu zaman oldukları yerde sağlam durabilmek için de kuyruklarına ihtiyaç duyuyor.
Aralarında BAE'deki Abu Dabi New York Üniversitesi'nden Navajit Baban'ın da yer aldığı bilim insanları, daha önceki çalışmalarda kertenkele kuyruğunun parçalı anatomisini tanımlanmış olsa da, ototomiyi sağlayan hızlı serbest bırakma mekanizmasının tam olarak anlaşılmadığını söylüyor.

Kuyruğunu bırakmış bir kertenkele (Hemidactylus flaviviridis) (Shiji Ulleri/Wise Monkeys Photography)
Araştırmada bilim insanları Gekkonidae'nin iki, Lacertidae kertenkele ailesinin bir türünden kertenkele kuyruklarının kırık uçlarının mikroskop görüntülerine dayanarak yeni bir kertenkele kuyruğu kopma ve bırakma modeli geliştirdi.
Kertenkelelerin kuyruklarını nazikçe kesip kırılan bölümleri mikroskop altında incelediler.
Mikroskop görüntüleri her bir kertenkele kuyruk kası kırılma noktasının, hepsinin tepesinde son derece küçük nano-gözenekler yer alan hayli yoğun mantar şekilli mikro sütunlardan oluştuğunu ortaya koydu. Bu bölümler, fiş takılan priz gibi çalışır ve kuyruk, kırılma düzlemleri olarak adlandırılan bu noktalardan kopma eğilimindedir.

Mikroskop görüntüleri üstlerinde nano-gözenekler bulunan mantar şeklindeki sütunlardan oluşan kuyruk kırılma düzlemini gösteriyor (Shiji Ulleri/Wise Monkeys Photography)
Nano gözenekli üst kısımlarıyla birlikte polimerik polidimetilsiloksan malzemesinden üretilmiş mikro sütunlar kullanarak doğadan ilham alan bir model de oluşturan bilim insanları, model üzerinde etkin kuvvetleri ve kuyruktaki mikro yapıların işleyişini test etti.
Mikro sütunlar arasındaki derin yarıklardan ve yüzeylerindeki diğer küçük çukurlardan oluşan kuyruk yapısının kuyruktaki ilk kırılmanın yayılmasını yavaşlatabileceğini buldular.
Yeni model, kertenkele kuyruğundaki bu mikro yapıların gerilim altında daha iyi yapışmaya izin verdiğini fakat hafif bir bükülmeyle karşılaşıldığında kırılma düzleminin çatladığını ve kuyruğun ayrılabileceğini ortaya koyuyor.
Araştırmacılar bu mikro yapının tehdit altındayken kendi kendini kesmekle kuyruğu sağlam tutmak arasındaki dengeyi korumakta, sürüngenlerin hayatta kalma şansı için ne çok zayıf ne de çok güçlü bir kuyruk bağlantısında "tam doğru" Goldilocks bölgesini tutturmakta kilit bir rol oynadığına inanıyor.
Hindistan Kanpur Teknoloji Enstitüsü'nden Animangsu Ghatak, çalışmayı değerlendirdiği makalede "Böylece ototomi, doğal dünyada başarılı bir hayatta kalma aracı olduğunu kanıtlıyor ve hem bitkilerde hem de hayvanlardaki yaygınlığı bilimsel uygulamalar ve mühendislik uygulamaları için yararlı olabileceğine dair güven veriyor" diye yazdı.
Çalışmada rol almayan Dr. Ghatak "Özellikle robotik, hayalet araç teknolojileri ve protezlerde ve birçok kritik donanımın güvenli çalışması için şu anda kertenkele kuyruğundakine benzer optimize edilmiş bir bağlantı, pahalı bileşenlerin veya cihazların öngörülemeyen bir kaza veya aksilikten korunmasında iyi bir yol katedebilir" ifadelerini kullandı.
Independent Türkçe



Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
TT

Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, çığır açan bir gen tedavisi tek bir enjeksiyonla insanlardaki işitme kaybını birkaç hafta içinde tersine çevirebiliyor.

İsveç'in Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar son teknoloji tedavinin, doğuştan sağırlığı veya ileri derecede işitme bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerin işitme yetisini iyileştirdiğini ve klinik bir deneyde 7 yaşındaki bir çocuğun duyma becerisini neredeyse tamamen geri kazandığını açıkladı.

Hakemli dergi Nature Medicine'da detaylandırılan klinik çalışma, OTOF geninin sağlıklı bir kopyasının iç kulağa enjekte edilmesiyle 10 katılımcının tümünün işitmesinin gelişme gösterdiğini ortaya koydu.

Küçük ölçekli deney, OTOF adı verilen bir gendeki mutasyonlar sonucu genetik sağırlık veya ileri seviye işitme bozukluğundan muzdarip kişileri içeriyordu.

Bu mutasyonlar, ses sinyallerinin kulaktan beyne iletilmesinde kilit rol oynayan otoferlin proteininin eksikliğine neden oluyor.

Araştırmacılar tedavinin en çok çocuklarda işe yaradığını belirtse de yetişkinlere de fayda sağlayabileceğini söylüyor.

Deneyde adeno ilişkili virüsün sentetik ve zararsız bir versiyonu kullanılarak düzgün işleyen bir OTOF geni tek bir enjeksiyonla iç kulağa verildi.

Tedavinin etkileri hastaların çoğunda belirgin biçimde görülürken, işitme yetisi sadece bir ay sonra hızla iyileşti.

Araştırmacılar 6 ay sonra tüm katılımcılarda işitmede önemli ölçüde iyileşme kaydedildiğini ve algılanabilir ortalama ses seviyesinin 106 desibelden 52 desibele düştüğünü belirtiyor.

Çalışmada tedaviye en iyi yanıt verenlerin 5 ila 8 yaşındakiler olduğu tespit edildi.

7 yaşındaki bir kız çocuğu işitme yetisini neredeyse tamamen hızla geri kazandı ve 4 ay sonra annesiyle günlük konuşmalar yapabilmeye başladı.

Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarı Maoli Duan, "Bu yöntem ilk kez ergenler ve yetişkinlerde test edildi" diyor.

Katılımcıların çoğunda işitme duyusunun büyük ölçüde iyileşmesi, yaşam kaliteleri üzerinde derin bir etki yaratabilir. Şimdi bu etkinin ne kadar kalıcı olduğunu görmek için bu hastaları takip edeceğiz.

Araştırmacılar ayrıca tedavinin güvenli olduğunu ve iyi tolere edildiğini de saptadı. Katılımcılar 6-12 aylık takip süresinde herhangi bir ciddi yan etki bildirmedi.

En yaygın reaksiyon, bir tür akyuvar olan bağışıklık sistemi nötrofillerinin sayısındaki azalmaydı.

"OTOF sadece başlangıç" diyen Dr. Duan, araştırmacıların GJB2 ve TMC1 gibi diğer yaygın sağırlık genleri üzerinde de çalıştığını ekliyor.

Bunların tedavisi daha karmaşık ancak bugüne kadarki hayvan deneyleri umut verici sonuçlar ortaya koyuyor. Farklı genetik sağırlık türlerinden muzdarip hastaların bir gün tedavi görebileceğine güvenimiz tam.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news