Cilt sorunları Kovid-19'un dikkati çeken belirtileri arasına girdi

AA
AA
TT

Cilt sorunları Kovid-19'un dikkati çeken belirtileri arasına girdi

AA
AA

Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Şener, ciltte kızarıklık, döküntü ve kaşıntı gibi bozuklukların Omicron varyantının yaygın belirtileri arasına girdiğini söyledi.
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Şener, AA muhabirine, Kovid-19 salgınında tespit edilen her yeni varyantla birlikte farklı klinik tablolarla karşılaştıklarını söyledi.
Son zamanlarda takip ettikleri bazı hastalarda solunum sıkıntısı, öksürük, balgam, ateş ve eklem ağrısı olmadan sadece cilt döküntüsü, kızarıklık ve kaşıntı belirtileriyle karşılaştıklarını anlatan Şener, özellikle hastalığı atlatmış grupta gözlenen bu belirtilerin çocukların yanı sıra yetişkinlerde görülme sıklığının arttığını ifade etti.

Hastalığı atlatmış kişilerin kanında bulunan antikorun kişinin yeniden virüsle karşılaşması halinde ciltte alerjik reaksiyon gösterebildiğine işaret eden Şener, "Bu oluşan reaksiyonla birlikte kişiler, aktif Kovid-19 enfeksiyonu geçirseler bile öksürük, balgam, burun akıntısı, burun tıkanıklığı, ateş, kas, eklem ağrısı gibi yaygın semptomlar olmadan ciltte döküntülerle kliniklere ve acil servislere başvurabiliyorlar" dedi.

Soluk borusu ve göz kapaklarına dikkat
Benzeri cilt şikayetleriyle gelen hastaların PCR testine yönlendirildiğini ve dermatolog yardımıyla tedavi şablonu çizildiğini dile getiren Şener, bu lezyonların görüldüğü kişilerin hastalığı daha hafif atlatmasına rağmen kızarıklıkların yayılma olasılığının dikkatli takip edilmesi gerektiğini vurguladı.
Şener, özellikle soluk borusu ve göz kapaklarında ödem ve kızarıklığın yaygınlaşmış klinik tabloya sebep olabileceğine dikkati çekerek, "Bu tür lezyonları olanların mutlaka en yakın sağlık kuruluşuna başvurmaları gerekiyor" diye konuştu.
Kovid-19'un birçok organa zarar veren bir virüs olduğunu, kana karıştıktan sonra bütün damarsal yapılara tutunduğunu aktaran Şener, "Nasıl virüs, akciğere yerleştiği zaman çektiğimiz filmde beyazlıklar görüyorsak ciltteki lezyonları da kızarıklık şeklinde görüyoruz. Bazı çocuklarda ödem, parmaklarda şişlik, su çiçeğini andıran döküntüler de görülmeye başlandı. Erişkinlerde ise bu kızamığı andıran durumda karşımıza çıkıyor" ifadelerini kullandı.
 



Volkanın yakınından çıkan metal eşyalar, 3 bin 400 yıl öncesine ışık tutuyor

Somló Tepesi'nden Erken Demir Çağı metal buluntuları (Laszlo Gyorgy/Antiquity)
Somló Tepesi'nden Erken Demir Çağı metal buluntuları (Laszlo Gyorgy/Antiquity)
TT

Volkanın yakınından çıkan metal eşyalar, 3 bin 400 yıl öncesine ışık tutuyor

Somló Tepesi'nden Erken Demir Çağı metal buluntuları (Laszlo Gyorgy/Antiquity)
Somló Tepesi'nden Erken Demir Çağı metal buluntuları (Laszlo Gyorgy/Antiquity)

Macaristan'da volkanik bir tepenin yakınlarında ortaya çıkarılan metal eşya yığını, 3 bin 400 yıl önce Avrupa'da yaşamış eski bir nüfusun gizemlerinin çözülmesini sağladı.

Macaristan'ın batısındaki Somló volkanik tepesinde yapılan kazılarda, MÖ 1450'yle MÖ 800 arasındaki Geç Tunç Çağı ve MÖ 800'le MÖ 450 arasındaki Erken Demir Çağı'na tarihlenen mücevherler, silahlar ve süslemeler de dahil yüzlerce eser keşfedildi.

Kazılarda ayrıca deri kalıntıları ve kehribar boncukların yanı sıra yaban domuzu ve evcil domuz dişleri de dahil başka kadim malzemeler de ortaya çıkarıldı.

Antiquity adlı akademik dergide yayımlanan çalışmaya göre, bu eserlerin en eskilerinden bazıları MÖ 1400'le MÖ 1300 arasına tarihleniyor.

Bulgular, MÖ 13. ve 6. yüzyıllar arasında Batı Macaristan'da önemli bir insan varlığına işaret ediyor.

Son yıllarda Avrupa'nın pek çok yerinde erken dönem şehirciliğine yönelik araştırmalar artmış olsa da tepe yerleşimleri üzerine yapılan çalışma sayısı az.

Yaklaşık 431 metre yüksekliğindeki ve taşocakçılığı nedeniyle el değmemiş Macar tepesi yakınlarında daha önce yapılan bir kazıda, anıtsal mezar höyüklerinde Erken Demir Çağı'na ait mezar eşyaları bulunmuş ve bu da Somló gibi simgesel yapıların seçkin bir savaşçı lider sınıfının güç merkezleri olduğunu göstermişti.

Yeni çalışmada araştırmacılar, Geç Tunç Çağı ve Erken Demir Çağı'nda insanların yoğun olarak yaşadığı bir alan bulmak için havadan lazer tarama ve metal dedektörü araştırmaları yaptı.

MÖ 13. ve 6. yüzyıllar arasında burada yaşayan insanların seçkin savaşçılar tarafından yönetilen kabile veya klan temelli toplumlar olduğu sonucuna vardılar.

Son kazıda tepenin güneydoğu kesiminde 900 kadar metal obje bulundu. Bunlardan biri, Batı Macaristan'da bulunan, Geç Tunç Çağı'nın sonlarına ait ilk seramik kap örneği.

"Seramik kapların içindeki birikme bu döneme işaret etmiş ancak bu hiç belgelenmemişti" diyen araştırmacılar, bazı kaplarda Geç Tunç Çağı ve Erken Demir Çağı geçimlik gıdaları olarak bilinen mercimek ve parçalanmış küçük tohumlu tahıl birikintileri bulduklarını da sözlerine ekledi.

Çalışmada, "Ortaya çıkarılan zulalar, Somló Tepesi'nde kasıtlı ve karmaşık bir istifleme geleneğine tanıklık ediyor" diye yazdılar.

Büyük miktarlarda bronz topaklar, damlacıklar, döküm fıskiyeleri ve bir tarafı kavisli, bir tarafı düz olan parçalanmış külçeler, platoda tunç işleme atölyelerinin varlığına işaret ediyor.

Bulgular ayrıca bölgenin Geç Tunç Çağı'ndan Erken Demir Çağı'na nasıl geçtiği hakkında da fikir veriyor.

Araştırmada, "Erken Demir Çağı'na geçiş sırasında tepede yerleşim kesintisiz devam etmiş gibi görünüyor" dendi.

Independent Türkçe