Filistinliler İsrail’den hesap sorulmasını istiyor

Filistinliler Gantz’ın ‘devlet değil oluşum’ açıklamasının ardından İsrail’den hesap sorulmasını istiyor.

Evlerin yıkılmasına karşı Kudüs’teki İsrail işgal belediyesinin önünde yapılan protesto (WAFA)
Evlerin yıkılmasına karşı Kudüs’teki İsrail işgal belediyesinin önünde yapılan protesto (WAFA)
TT

Filistinliler İsrail’den hesap sorulmasını istiyor

Evlerin yıkılmasına karşı Kudüs’teki İsrail işgal belediyesinin önünde yapılan protesto (WAFA)
Evlerin yıkılmasına karşı Kudüs’teki İsrail işgal belediyesinin önünde yapılan protesto (WAFA)

İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz’ın Pazar günü Münih Güvenlik Konferansı’nda Filistinlilerin gelecekte ‘tam teşekküllü bir devlete değil bir oluşuma’ sahip olacaklarını ifade ettiği açıklamalarda bulundu. Açıklamanın ardından Filistin Hükümeti Dışişleri ve Göçmenler Bakanlığı ABD yönetimine ve uluslararası topluma “İsrailli yetkililerin barışa düşman açıklamalarını ve tutumlarını çok ciddi bir biçimde ele alması” çağrısında bulundu.
Bakanlıktan dün (Pazartesi) yapılan açıklamada, Washington’ın sözlerini ve pozisyonlarını bir an önce fiiliyata dökmesi ve Filistin sorunu ile çatışmasına yönelik verdiği taahhütlere bağlı kalması da dahil olmak üzere iki devletli çözümü ırkçı İsrail’in sömürge pençesinden kurtarmak için ciddi ve pratik eylemin olması gerektiğine vurgu yapıldı.
Gantz, Pazar günü Münih Güvenlik Konferansı’nda yaptığı konuşmada, “En nihayetinde kendimizi Filistin’in egemenliğine ve yönetimine saygı duyduğumuz ve fakat güvenlik ihtiyaçlarımıza da saygı duyulan iki oluşuma dayalı bir çözümün içinde bulacağız” dedi. Gantz ‘iki devletli çözümün mümkün olduğunu mu söylüyorsunuz?’ sorusuna verdiği yanıtta, “İsrail devletinin 1967 yılı öncesi sınırlara tamamen çekilmeyi reddettiğini vurgulamakla birlikte iki oluşum dedim, iki devlet değil” ifadesini kullandı.
Gantz’ın Münih Güvenlik Konferansı’ndaki bu açıklaması ile 17 Aralık 2020’de Şarku’l Avsat’a verdiği röportajdaki açıklamasını karşılaştıran Filistinliler ve İsrailliler, Gantz’ın röportajdaki açıklamasından geri adım attığı görüşünde.
Gantz söz konusu röportajda, “Bu barışın bir bedeli var. Ödemeye hazır mısınız? Filistinliler, işgale son verilmesini, makul bir toprak takası ile 1967 sınırlarında bağımsız bir devlet ve sorunun özünü oluşturan Kudüs ve mülteciler gibi askıdaki tüm sorunların çözülmesini talep ediyorlar. Bu size göre eski bir düşünce mi yoksa hakkında konuşulabilir mi?” sorusuna, “Filistinliler bağımsız bir şekilde yaşayacakları bir oluşum istiyor ve bunu hak ediyorlar” yanıtını vermişti. “Kastettiğiniz devlet mi?” sorusu yöneltilen Gantz, “Bir devlet ya da imparatorluk, istedikleri gibi adlandırırlar. Kendilerini bağımsız hissetmek, bir başkente sahip olmak ve askıdaki tüm sorunları çözmek onların hakkı. Geleneksel söylemlere bağlı kalmamalı ve çözüm yolları hakkında yeni ve modern bir dilde konuşmalıyız. Biz, kendi payımızı onlardan ayırmak istiyoruz. Güvenliğimiz için garantiler istiyoruz. Güvenlik konularında anlaşırsak, siyasi çözüm kolayca gelecek. Ve sadece sorunlara çözüm bulmakla kalmayacağız, aynı zamanda ekonomi, bilim ve teknoloji, eğitim ve her şeyde derin bir iş birliğine de sahip olacağız. Bu tarihi bir fırsattır” ifadelerini kullanmıştı.

“Başkent Kudüs’tür, Kudüs’te değil”
Muhabirin “Bir başkent dediğinizde, bunu Kudüs’te aradıklarını biliyorsunuz. Ya da bu başkent Ebu Mazen’in dediği gibi başkent ‘Kudüs’tür, Kudüs’te değil’” hatırlatması üzerine Gantz, “Kudüs birleşik kalmalı. Ama orada, bir Filistin başkenti için bir yer olacak. Orası oldukça geniş bir şehir. Ve herkes açısından kutsallarla dolu” dedi. Gantz, “Her problemin çözülebilir ve uzlaşılabilir olduğunu mu söylüyorsunuz?” sorusunu ise, “Kesinlikle fakat bir güvenlik anlaşmasından sonra” şeklinde cevapladı. Gantz, “ABD’li General John Allen’in önerdiği ve Filistinliler tarafından onaylanmış hazır bir güvenlik planı var. Bu, bir çözüm değil mi?” sorusuna verdiği yanıtta, “İsrail’in buna bazı itirazları var. John, benim şahsi dostum ve bu planı birlikte çok tartıştık. Güvenlik konularında yabancı askeri güçlere itimat etmememiz konusunda ısrar ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Gantz, konuşmasının devamında şunları kaydetmişti;
“Israrla istediğimiz şey güvenliktir. Güvenlik hususunda gerçek stratejik kontrol noktalarına ihtiyacımız var. Elbette, nasıl ve nerede olduğunu bilmesem de toprak takasından bahsetmek mümkün. 1967 sınırlarının geri dönmeyeceğini söylüyoruz. Ancak her zaman bir uzlaşı imkânı vardır. Önemli olan yolu canlı tutmaktır. Filistin meselesi mevcut barış rüzgarlarında geride bırakılmamalıdır.”
Gantz’ın yeni açıklamaları özü itibariyle Şarku’l Avsat’ta yayınlanan röportajdan farklı olmamakla birlikte İsrailli barış yanlısı aktivistler, herhangi bir geri adım atılmasından endişe ediyor. Nitekim Gantz’ın da üyesi olduğu Naftali Bennett başkanlığındaki yeni hükümet, şu ana kadar bir barış programı sunmuş değil. Aşırı sağ ve aşırı soldan 7 Yahudi partisi ve bir Arap partisi olan İslami Hareket'ten oluşan hükümet, siyasi meseleyi kasıtlı olarak ihmal etti. Gantz’ın yeni açıklamaları ile İsrail’deki hükümetin halen bir barış programı sunmaması arasında ilişki kuran Filistin Dışişleri Bakanı, açıklamasında “İsrail'deki iktidar koalisyonunun temel direkleri, barışa düşmanlıklarıyla ve uluslararası meşruiyet kararları, Arap Barış Girişimi, barış karşılığında toprak ve iki devletli çözüm ilkeleri de dahil olmak üzere uluslararası referanslarını inkar etmekle ve imzalanan anlaşmaları sürekli ihlal etmekle açık bir şekilde övünmede istekliler” ifadelerini kullandı.
Filistin Dışişleri, uluslararası toplum ve BM yetkililerinin, İsrail hükümet yöneticilerinin açıklamalarını sahada yaşananlar bakımından okuması halinde İsrail hükümeti ve yöneticilerinin Filistin halkına yönelik işgal, yerleşim yeri ve ırk ayrımcılığı rejimi (apartheid) gibi uygulamalarını çok hızlı bir şekilde görmelerinin mümkün olduğunu belirtti. Bakanlık söz konusu uygulamaların Uluslararası Af Örgütü (Amnesty), İsrailli insan hakları örgütü B'Tselem, İnsan Haklarını İzleme Örgütü (HRW) ve diğer uluslararası ve hatta İsrailli insan hakları örgütleri tarafından dile getirildiğine dikkat çekti.



Arabulucular, Gazze ateşkesi için Hamas'a yeni bir öneri sundu

İsrail ordusu, halkı Gazze'nin güneyine nakletmeye hazırlanırken ailesinin sığındığı çadırdan dışarı bakan Filistinli bir kız çocuğu (Reuters)
İsrail ordusu, halkı Gazze'nin güneyine nakletmeye hazırlanırken ailesinin sığındığı çadırdan dışarı bakan Filistinli bir kız çocuğu (Reuters)
TT

Arabulucular, Gazze ateşkesi için Hamas'a yeni bir öneri sundu

İsrail ordusu, halkı Gazze'nin güneyine nakletmeye hazırlanırken ailesinin sığındığı çadırdan dışarı bakan Filistinli bir kız çocuğu (Reuters)
İsrail ordusu, halkı Gazze'nin güneyine nakletmeye hazırlanırken ailesinin sığındığı çadırdan dışarı bakan Filistinli bir kız çocuğu (Reuters)

Kahire'de bulunan Hamas heyeti, Mısırlı ve Katarlı arabuluculardan Gazze Şeridi'nde 60 günlük ateşkes ve İsrailli rehinelerin iki grup halinde serbest bırakılmasına ilişkin yeni bir öneri aldı.

22 aydan fazla bir süredir arabulucuların çabaları savaşta kalıcı bir ateşkes sağlanmasında başarısız oldu. Yeni öneri, İsrail güvenlik kabinesinin Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Gazze şehrini kontrol altına alma planını onaylamasının ve uluslararası toplumun, yıkılmış ve kuşatılmış Gazze Şeridi'nde açlığın yayılması ve kıtlığın eşiğine gelinmesi konusunda uyarıda bulunmasının ardından geldi.

İsminin açıklanmaması koşuluyla AFP’ye konuşan Filistinli bir yetkili, “Halil el-Hayye başkanlığındaki Hamas heyeti Kahire'de Mısırlı ve Katarlı arabuluculardan ateşkes için yeni bir öneri aldı. Bu öneri, ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un son önerisine dayanıyor ve 60 günlük ateşkes ile İsrailli rehinelerin iki grup halinde serbest bırakılmasını öngörüyor” dedi.

Kfkfk
Gazze Şeridi'nin güneyindeki el-Mevasi bölgesinde insani yardım malzemeleriyle dolu bir çanta taşıyan Filistinli kız çocuğu (AFP)

Yetkili bu önerinin, ‘iki taraf (İsrail ve Hamas) arasında kalıcı ateşkes konusunda dolaylı müzakerelerin başlatılmasına yönelik bir çerçeve anlaşması’ olduğunu belirterek, ‘Hamas'ın yeni öneri hakkında kendi lider kadrosu ve fraksiyon liderleriyle istişarelerde bulunacağını’ söyledi.

İslami Cihat Hareketi'nden bir kaynak, Mısır ve Katar temsilcilerinin ‘Filistinli gruplara yeni bir girişim ilettiklerini ve bu girişimin kısmi bir ateşkes anlaşmasını içerdiğini’ doğruladı. Girişimin ‘60 günlük geçici ateşkes ve bu süre zarfında on İsraillinin serbest bırakılması ve bir dizi cesedin (ölen rehinelerin) teslim edilmesini’ içerdiğini belirten kaynak, ‘daha kapsamlı bir anlaşma için acil müzakereler yapılacağını ve bu müzakerelerin, Gazze Şeridi'ndeki savaş ve saldırının sona ermesinden sonraki gün için garantiler içeren bir anlaşmaya varılmasını sağlayacağını’ ifade etti.

Kahire'deki grupların temsilcileri, ‘Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlanması için arabulucuların önerdiği planı kabul ederek, Gazze Şeridi'nin işgal edilmesini ve bölge halkının yerinden edilmesini önlemeye’ çalıştıklarını vurguladı ve İslami Cihat Hareketi'nin ‘girişime olumlu ve esnek bir şekilde yaklaştığını, zira ateşkesin Filistin halkının insani acılarının hafifletilmesini sağlayacağını’ belirtti.

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas liderliğindeki Fetih Hareketi de Mısır'ın önerisini desteklediğini açıkladı.

Fetih Hareketi Sözcüsü Munzir el-Hayek, AFP’ye yaptığı açıklamada, Fetih Hareketi'nin ‘soykırım savaşını durdurmak için’ yeni öneriyi desteklediğini ve ‘halkımızın geri kalanını kurtarmak için Hamas'ı bu öneriyi derhal kabul etmeye’ çağırdığını söyledi.

“Hayal edilebilecek her şeyin ötesinde”

Hamas liderlerinden oluşan bir heyet, Halil el-Hayye başkanlığında geçtiğimiz çarşamba günü Kahire'ye geldi. Heyete, İslami Cihat Hareketi Genel Sekreteri Ziyad en-Nehhale ve Filistin Halk Kurtuluş Cephesi Başkan Yardımcısı Cemil Mazhar başta olmak üzere bir dizi fraksiyon yetkilisi eşlik etti. Heyet, Mısırlı yetkililerle günlük görüşmeler yürütüyor.

Mısır, Katar ve ABD ile birlikte arabuluculuk çabalarına katılıyor.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati bugün Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa'yı kabul ederken, Katar Başbakanı Muhammed Abdurrahman Al Sani'nin ‘en kısa sürede bir anlaşmaya varmak için her iki tarafa da azami baskı uygulamak amacıyla ortak çabaları güçlendirmek için’ Mısır'da olduğunu açıkladı.

Abdulati ve Mustafa bugün Refah Sınır Kapısı’nın Mısır tarafını ziyaret etti. Abdulati, sınır kapısının önünde yaptığı açıklamada, “Şu anda Filistin ve Katar heyetleri Mısır topraklarında bulunmakta ve sistematik öldürme ve aç bırakma eylemlerine son vermek ve masum Filistin halkının kanının akıtılmasını durdurmak için yoğun çabalar sarf etmektedir” dedi.

Abdulati geçen hafta Kahire'nin Doha ve Washington ile birlikte Gazze Şeridi'nde 60 günlük ateşkesi yeniden canlandırmak, bazı rehineleri ve Filistinli mahkûmları serbest bırakmak ve insani ve tıbbi yardımların engelsiz ve koşulsuz olarak ulaştırılmasını sağlamak için çaba gösterdiğini açıklamıştı.

İsrail ile Hamas arasında temmuz ayında Doha'da başlayan dolaylı müzakereler, başlamasından iki haftadan fazla bir süre sonra tıkanmıştı.

“Kasıtlı aç bırakma politikası”

Gazze Şeridi’ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü yetkilileri bugün, İsrail'in ateş açması sonucu farklı bölgelerde 11 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı.

Bu arada Uluslararası Af Örgütü bugün yayınladığı raporda İsrail'i Gazze Şeridi'nde ‘kasıtlı’ bir açlık politikası izlemekle suçlarken, Birleşmiş Milletler (BM) ve sivil toplum kuruluşları Filistin'in açlık sınırında olduğu uyarısında bulundu.

Kckxk
İsrail ordusu Gazze şehrinde bölge sakinlerini güney kesime nakletmeye hazırlanırken, arabayla güneye doğru yol alan Filistinli mülteciler (Reuters)

Uluslararası Af Örgütü, 19 Filistinli mülteci ve yetersiz beslenen çocukları tedavi eden iki sağlık görevlisiyle yaptığı röportajlara ve tanıklıklara dayanarak bu açıklamayı yaptı.

Gazze halkının su, gıda ve yakıt kıtlığı nedeniyle çektiği acılar karşısında uluslararası eleştiriler artarken, BM yetersiz beslenme ve geniş çaplı kıtlık tehlikesi konusunda uyarıda bulunuyor. İsrail ise bu suçlamaları her zaman olduğu gibi reddediyor.

BM tarafından güvenilir kabul edilen Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı'na göre, savaşın başlamasından bu yana İsrail saldırıları çoğu sivil en az 61 bin 944 kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu.