‘Rus Çarı’ karşısında Ukrayna’nın seçenekleri neler?

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AP)
TT

‘Rus Çarı’ karşısında Ukrayna’nın seçenekleri neler?

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AP)

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenski’nin, olası bir saldırısı halinde Ukrayna’nın 2014'ten bu yana ikinci kez toprak kaybetmesine neden olabilecek Rus mevkidaşı Vladimir Putin karşısında seçenekleri tükeniyor.
Batı’nın uyarılarını görmezden gelen Putin, Pazartesi akşamı Rusya yanlısı iki ayrılıkçı bölgenin bağımsızlık iddialarını destekleyerek, Ukrayna’nın doğusuna asker konuşlandırılması emrini verdi.
Batılı ülkeler, Putin’in sözde ‘barış gücü’ konuşlandırmasının, yaptırımları tetikleyeceği konusunda uyardıkları, korkulan işgali oluşturup oluşturmadığını hâlâ belirlemeye çalışıyor.
ABD Başkanı Joe Biden, bu yaşananların ‘bir işgalin başlangıcı’ olduğunu söyledi ve diğer ülkeler gibi Rusya’ya ilk parti yaptırımları uygulama kararı aldı.
Özellikle Ukrayna sınırlarında konuşlandırılan 150 bin Rus askerinin koordineli bir şekilde hareket etmesi durumunda, Ukrayna’nın müttefiklerinin müteakip yaptırımlar için fazla bir misilleme aracı olmayacak.
Avrupa Birliği (AB) ve Washington tarafından desteklenen Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski, Putin’in ülkesinin bir bölümünü ele geçirme kararı karşısında kamuoyu nezdinde daha da büyük bir ikilemle karşı karşıya.
Zelenski, Rusya’nın çok daha üstün olan silahlı kuvvetlerine meydan okuyamaz veya ülkesinde daha geniş bir savaş riskini göze alamaz.
Kiev merkezli Penta Siyasi Çalışmalar Merkezi Müdürü Vladimir Fesenko, “Zelenski’nin seçenekleri ciddi şekilde daraldı. Şimdiki ana hedef büyük bir savaştan kaçınmak. Asıl amaç ise, savaşın mevcut cephenin ötesine, Ukrayna’nın doğusunda diğer bölgelere veya ülkenin geri kalanına yayılmasını önlemektir” dedi.
Rusya’nın 2014 yılında Kırım’ı ilhak etmesinin şoku, Ukraynalıları rahatsız etmeye devam ediyor.
Putin, askerlerini bu bölgedeki ana tesisler ve yönetimlerin kontrolünü ele geçirmek için gönderdi. Ukrayna tek kurşun bile atamadan Karadeniz filosunun neredeyse tamamını ve tüm bölgeyi kaybetti.
Bağımsız siyasi analist Mykola Davydyuk, Ukrayna’nın Rus güçlerine aynı şekilde teslim olması halinde Zelenski’nin siyasi kariyerinin hızla sona ereceğini söyleyerek, “Rusya’ya tavizler vermeye başlarsa, devlet başkanlığını artık elinde tutamaz” dedi.
Zelenski, Salı günü Moskova ile diplomatik ilişkileri kesmeyi düşündüğünü açıklayarak, Batılı ülkeleri Rusya’ya derhal ağır yaptırımlar uygulamaya çağırdı.
Zelensky ayrıca gazetecilere verdiği demeçte, “Yasal olarak saldırganlığın çoktan başladığına inanıyorum. Resmen başlamasını beklememeliyiz, çünkü bu saldırganlığın ilk adımları çoktan atıldı” diye konuştu.
Ukrayna’nın savaş alanında Rusya'ya karşı direnme kabiliyeti de net değil.
Ukrayna kuvvetleri, Donbass olarak bilinen ve üçte biri Rus yanlısı ayrılıkçılar tarafından kontrol edilen Donetsk ve Luhansk’tan geçen cephe hattı boyunca konuşlandı.
Putin, Salı günü yaptığı açıklamada, Kiev’in kontrolü altındakiler de dahil olmak üzere tüm bu bölgelerin bağımsızlığını tanıdığını duyurdu.
Ukrayna’nın Donbass’taki Rus güçlerine saldırması gerçekçi görünmese de, 2014 yılında Rusya yanlısı ayrılıkçılarla savaş başladığında çöken Ukrayna ordusu, özellikle Batı desteği sayesinde daha deneyimli ve eğitimli bir rakip haline geldi.
Fesenko, “Kırım’da olanların tekrarı olmayacak. Geri çekilme veya toprak imtiyazı olmayacak. Evet, bu gerçek bir savaş olur. Üzücü ama, bu herkesin anlaması gereken bir şey” diye konuştu.
Putin, bağımsızlık ilanından önce, Ukrayna’nın Sovyetler Birliği’nin yaptığı bir hatanın neden olduğu yapay bir ülke olduğunu söyleyecek kadar ileri gitti.
Rus lider, Ukrayna’nın istikrarlı bir devlet olamadığını ve bu yüzden ABD gibi ülkelere sırtını yaslayıp yabancı devletler tarafından yönetildiğini söyledi.
Democracy House düşünce kuruluşundan analist Anatoliy Oktysyuk, Putin’in bu ifadelerle  Batı yanlısı rotayı kabul etmeyeceğine dair Kiev’e açık bir mesaj verdiğini vurguladı.
Oktysyuk, “Putin’in Ukrayna’yı bırakmayacağı artık açık” derken, Davydyuk ise “Putin’in konuşması ayrılıkçıların bağımsızlık ilanı değil, savaş ilanıydı” dedi.



Çin-Rusya işbirliğinin güçlenmesi, ABD'yi endişelendiriyor

Çin lideri Şi Cinping, mayısta Putin'i Pekin'de ağırlamıştı (Reuters)
Çin lideri Şi Cinping, mayısta Putin'i Pekin'de ağırlamıştı (Reuters)
TT

Çin-Rusya işbirliğinin güçlenmesi, ABD'yi endişelendiriyor

Çin lideri Şi Cinping, mayısta Putin'i Pekin'de ağırlamıştı (Reuters)
Çin lideri Şi Cinping, mayısta Putin'i Pekin'de ağırlamıştı (Reuters)

Çin ve Rusya'nın ortak askeri tatbikatları artırması ABD'yi endişelendiriyor.

Amerikan medya kuruluşu CNN'in analizinde, Pekin ve Kremlin'in geçen hafta düzenlediği geniş kapsamlı Okyanus-2024 tatbikatı, "ABD'ye yönelik bir gövde gösterisi" diye niteleniyor. 

Pasifik ve Arktik okyanusları başta olmak üzere Akdeniz, Hazar ve Baltık sularında gerçekleştirilen ve pazartesi günü sonlanan 7 günlük tatbikata 90 binden fazla asker, 500'den fazla savaş gemisi ve denizaltının yanı sıra en az 120 helikopter ve jet katıldı. 

Rusya lideri Vladimir Putin, bunun son 30 yıldır düzenlenen en büyük tatbikat olduğunu belirterek şunları söyledi:

Dost ülkelerimizle işbirliğimizi güçlendirmeye özel önem atfediyoruz. Bu, dünya genelinde jeopolitik gerilimin arttığı günümüzde özellikle önemlidir.

Alaska açıklarında temmuzda düzenlenen tatbikatta da Rus ve Çin ordularına ait bombardıman jetleri ilk kez birlikte uçuş yaparken görüntülendi. Diğer yandan Rusya'nın Alaska civarında son dönemde artan faaliyetlerinden rahatsız olan Amerikan ordusu, dün bölgeye asker sevk etti.

Washington merkezli düşünce kuruluşu Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi'nin verilerine göre 2014-2023'te iki ülke orduları her yıl en az 4, en fazla 10 ortak askeri tatbikat ya da devriye gerçekleştirdi. 

Analizde, son dönemde Rusya ve Çin arasında artan askeri işbirliğinin Washington'da tedirginlik yarattığına dikkat çekilerek şu ifadelere yer veriliyor:

Ortak tatbikatlar, nükleer silaha sahip iki gücün gelecekte olasi bir çatışmada birlikte harekete edip etmeyeceğine dair soruları gündeme getiriyor.

Putin, ABD'nin Ukrayna cephesinde saldırganlığını artırması durumunda birçok kez nükleer silah kullanma tehdidinde bulunmuştu. 

Sidney'deki Yeni Güney Galler Üniversitesi'nden Alexander Korolev, Rusya-Çin işbirliğine dair şu yorumları paylaşıyor: 

NATO müttefikleri kadar etkili biçimde birlikte çalışacak seviyede değiller fakat stratejik ortaklıklarını ve uyumluluklarını geliştirip pekiştiriyorlar.

Analize göre Putin, NATO'nun genişlemesini engellemeyi hedeflerken, Çin lideri Şi Cinping de Tayvan'ın kontrolünü ve Güney Çin Denizi'nin hakimiyetini ele geçirmek istiyor. 

Diğer yandan bazı analistlerse Rusya ve Çin arasındaki işbirliğinin henüz net bir hedefi takip etmediğini savunuyor. ABD merkezli araştırma kuruluşu CNA'den Elizabeth Wishnick, şu değerlendirmeleri paylaşıyor: 

Örneğin Tayvan'a yönelik bir Çin saldırısını destekleyen Rus uçakları görecek miyiz ya da Filipinler'le bir çatışmada Rus gemileri Çin donanmasını destekleyecek mi? Pek zannetmiyorum. Sırf daha fazla askeri tatbikat yaptıkları için birbirleriyle uyum içinde hareket ettiklerini varsayamayız.

Independent Türkçe, CNN, CBS News, Moscow Times