Sudan Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Hamideti, Rusya’da

Sudan Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Muhammed Hamdan Daklu. (Hamideti) (Reuters)
Sudan Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Muhammed Hamdan Daklu. (Hamideti) (Reuters)
TT

Sudan Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Hamideti, Rusya’da

Sudan Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Muhammed Hamdan Daklu. (Hamideti) (Reuters)
Sudan Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Muhammed Hamdan Daklu. (Hamideti) (Reuters)

Sudan Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti), Rus hükümetinin daveti üzerine Moskova’yı ziyaret etti. Sudan’ın zorlu ekonomik koşullar ile mücadele ettiği bir dönemde gerçekleşen ziyarette Daklu’ya üst düzey bir heyet de eşlik etti. Görüşmelerin gündemine dair ise detay verilmedi.
Yapılan basın açıklamasına göre Daklu’ya Maliye Bakanı Cibril İbrahim, Tarım ve Orman Bakanı Ebu Bekir Ömer el Büşra, Enerji ve Petrol Bakanı Muhammed Abdullah Mahmud, Maden Bakanı Muhammed Beşir, Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Vekili Büyükelçi Nadir Yusuf el Tayyip, Ticaret Odaları Federasyonu Başkanı Nadir el Hilali eşlik etti.
Görüşmede, her iki ülkenin de içinden geçtiği zorlu dönemde iş birliğini geliştirmenin yolları ele alındı. Bölgesel ve uluslararası gelişmeler masaya yatırıldı.
Ziyaret, Rusya’nın askeri birliklerine Ukrayna’nın doğusuna girmesi emrini verdikten sonra Batı ülkeler tarafından yeni yaptırımlar ile karşı karşıya olduğu bir zamanda gerçekleşti.
Sudan ordusu ise 25 Ekim’de tarihinde sivil ortağını devirmesi ve iktidarda tek başına kalmasının ardından ABD’nin yaptırımları ile tehdit ediliyor.
Daklu, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, “Bu ziyaret ile Sudan ve Rusya arasındaki ilişkileri ilerletmeyi ve iki ülke arasındaki iş birliğini çeşitli alanlarda güçlendirmeyi umuyoruz” dedi.
Sputnik News, ocak ayında Moskova’nın Sudan’a yardım olarak buğday göndermeyi planladığını aktarmıştı.
2019 yılında Rusya’yı ziyaret eden Sudan Ordu Komutanı Abdulfettah el Burhan, geçtiğimiz aralık ayında iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlü olduğunu ve Sudan’ın Kızıldeniz kıyısında Rus deniz üssü inşa etme anlaşmasının masada bulunduğunu kaydetmişti.
Daklu’nun Rusya ziyareti, Birleşik Arap Emirlikleri, Etiyopya ve Güney Sudan dahil olmak üzere gerçekleştirdiği bir dizi diplomatik gezinin sonuncusu oldu.
Abdulfettah el Burhan 25 Ekim’de Sudan’da olağanüstü kararlar almıştı. Sudan, milyarlarca dolar uluslararası yardımın ve desteğin askıya alınmasından dolayı ekonomik kriz ile mücadele ediyor.
Sudan lirasının yaşadığı değer kaybı ile ülkenin döviz kazancı alt seviyelere geriledi. Sudan lirası, tarihinin en düşük seviyesine ulaştı. Ülkede bir dolar, 530 Sudan lirasından hesaplanıyor.
Halk ise endişeli. Sudanlılar geleceğe korku ile bakıyorlar.
Daklu’nun ziyareti, ABD’nin Sudan ordusuna bireysel yaptırımlar uyguladığı, sivillerin yer aldığı bir geçiş hükümeti kurulmasını istediği ve olağanüstü halin kaldırılmasını talep ettiği bir dönemde gerçekleşti.
Rusya ve Sudan ilişkileri, eski Sudan Devlet Başkanı Ömer el Beşir hükümetinin devrilmesinden bu yana Kızıldeniz üzerinde Moskova’ya ait bir deniz üssü inşa edilmesi ile ilerlemeye sahne olmuştu. Ancak özellikle başta ABD olmak üzere Batı ülkelerinin ve muhalif kesimlerin baskıları üzerine Rus deniz kuvvetleri geri çekilmişti.



ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Şera’ya politikasını gözden geçirmesi çağrısında bulundu

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (Reuters)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (Reuters)
TT

ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Şera’ya politikasını gözden geçirmesi çağrısında bulundu

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (Reuters)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (Reuters)

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, geçen hafta yaşanan kanlı mezhep çatışmalarının ardından Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera’ya politikalarını gözden geçirmesi ve daha kapsayıcı bir yaklaşım benimsemesi çağrısında bulundu. Aksi takdirde uluslararası desteği kaybetme ve ülkenin parçalanma tehlikesiyle karşı karşıya kalacağını söyledi.

Barrack, özel görüşmelerde eş-Şera’ya savaş öncesi ordunun yapısını yeniden gözden geçirmesini, İslamcıların etkisini azaltmasını ve bölgesel güvenlik yardımı talep etmesini tavsiye ettiğini belirtti.

Beyrut'ta Reuters’a verdiği röportajda Barrack, hızlı bir değişiklik yapılmazsa eş-Şera'nın bir zamanlar onu iktidara taşıyan itici gücü kaybetme riskiyle karşı karşıya olduğunu ifade etti.

Eş-Şera, 13 yıldan fazla süren iç savaşın ardından, komutasındaki silahlı grupların aralık ayında Beşşar Esed'i devirmesinden sonra iktidara geldi.

Eş-Şera, Suriye'deki çok sayıda dini azınlık üyesini korumaya söz verdi. Ancak bu söz, önce mart ayında Esed'in mensubu olduğu Alevi mezhebine mensup kişilerin toplu katliamlarıyla, şimdi de güneybatıda yaşanan son şiddet olaylarıyla sınanıyor.

Güneydeki Suveyda vilayetinde Dürzi militanlar, Sünni Bedevi aşiretleri ve eş-Şera'nın kendi güçleri arasında çıkan çatışmalarda yüzlerce kişinin öldüğü bildirildi.

Öte yandan İsrail, hükümet güçleri tarafından Dürzilerin toplu katliamına engel olmak için hava saldırıları düzenledi.

Hükümet güçleri Dürzilere karşı ihlallerde bulunmadı

Barrack, yeni hükümetin azınlıkların yönetim yapısına entegrasyonu konusunda ‘daha hızlı ve daha kapsayıcı’ olmayı düşünmesi gerektiğini söyledi.

Ancak Suriye güvenlik güçlerinin Dürzi sivillere karşı ihlallerde bulunduğuna dair haberleri de reddetti. DEAŞ militanlarının hükümet üniforması giymiş olabileceğini ve sosyal medyada yayınlanan videoların kolayca manipüle edilebileceğini, dolayısıyla güvenilir olmadığını belirtti.

Barrack, “Hükümet güçleri şehre girmedi. Yaşanan bu zulümler Suriye hükümet güçleri tarafından işlenmiyor. Onlar şehirde bile değiller. Çünkü İsrail ile şehre girmeme konusunda anlaştılar” ifadelerini kullandı.

Şera’nın varisi yok

ABD, geçen hafta ateşkesin sağlanmasına yardımcı oldu ve 13 Temmuz'da Bedevi aşiretleri ile Dürzi gruplar arasında çıkan çatışmalar sona erdi.

Barrack, Suriye'de yeni hükümet için bir halef veya alternatif planın olmaması nedeniyle risklerin çok yüksek olduğunu söyledi.

Barrack, “Suriye hükümetinde alternatif bir plan yok. Bu Suriye rejimi başarısız olursa, birileri başarısızlığa teşvik etmiştir. Ne amaçla? Ortada bir halef yok” dedi.

Libya'dan ‘daha kötü’

Suriye'nin Libya ve Afganistan'ın durumuna düşüp düşmeyeceği sorusuna yanıt olarak Barrack, “Evet, hatta dahada kötüsü” cevabını verdi.

ABD, İsrail'in Suriye'ye yönelik hava saldırılarını desteklemediğini açıkladı ve Barrack, saldırıların Suriye'deki kaosu artırdığını söyledi.

Şam'daki mevcut yetkilileri tehlikeli radikaller olarak nitelendiren İsrail, hükümet güçlerini Suriye'nin güneybatısından uzak tutmayı ve bölgedeki Dürzi azınlığı korumayı taahhüt ediyor. İsrail'deki Dürzi mezhebinin çağrıları da Netanyahu hükümetini bu yönde teşvik ediyor.

Barrack, İsrail'e mesajının Suriye'nin yeni lideriyle ilgili endişelerini gidermek için diyalog kurması olduğunu ve ABD'nin endişelerin giderilmesine yardımcı olmak için ‘tarafsız arabulucu’ rolünü üstlenebileceğini belirtti.

Barrack, eş-Şera'nın iktidarının başında İsrail'in düşmanı olmadığını ve zamanı geldiğinde İsrail ile ilişkileri normalleştirebileceğini ima ettiğini söyledi.

ABD'nin Suriye'nin nasıl bir siyasi yapıya sahip olması gerektiğini dayatmadığını, ancak istikrar, birlik, adalet ve kapsayıcılık özelliklerine sahip olması gerektiğini ifade eden Barrack, “Eğer sonuçta federal bir hükümet kurulursa, bu onların kararıdır” dedi.