Suudi Kuruluş Günü kutlamaları:  Riyad’da Kuruluş Opereti yapıldı

Kuruluş Opereti: Suudi devletinin tarihi boyunca gösterdiği kahramanlık ve zafer hikayeleri

Suudi Kuruluş Günü kutlamaları:  Riyad’da Kuruluş Opereti yapıldı
TT

Suudi Kuruluş Günü kutlamaları:  Riyad’da Kuruluş Opereti yapıldı

Suudi Kuruluş Günü kutlamaları:  Riyad’da Kuruluş Opereti yapıldı

Suudi Arabistan Kuruluş Günü kutlamalarının bir parçası olan Kuruluş Opereti, 10 müzikal tiyatro performansıyla üç asırlık Suudi devletinin tarihine ışık tuttu.
“Başladığımız Gün” sloganıyla Riyad Bulvarı’ndaki Muhammed Abduh Arena’da gerçekleştirilen operet, Suudi Arabistan milli marşıyla başlarken, daha sonra devletin oluşuma katkıda bulunan kahramanların zafer hikayeleri anlatan gösterimlere tanıklık etti.

Kuruluş sembolü isimli ilk gösterimde Şair Prens Bendr bin Abdulmuhsin’in, et-Turayif mahallesi ve Selva Sarayı’nın ruhunu anlatan şiire yer verilerek, çamurlu duvarlar arasında zafere ulaşan birleşik Suudi Arabistan devletinin ortaya çıktığı kasabanın hikayesi ele alındı.
Cesaret sembollü ikinci gösterimde, devletin temellerinin atıldığı destan ve kahramanlık hikayeleriyle devleti yeniden inşa eden ve Riyad’ı başkent seçen İmam Türki bin Abdullah’ın cesaretinden alıntılanan sahneler yer aldı.

İzlenim Sembolü gösterimde ise, kayıp bir mücevher olarak kalan ülkeleri keşfetmeyi arzulayan yabancıların algılarını yansıtan, uluslararası ve küresel düzeyde önemli bir ülkenin temsili sahneleri gösterildi.
Kuruluş opereti aynı zamanda, geleneksel kadın kıyafetleri giymiş çocukların gösterimiyle çeşitli tarihsel aşamalardan günümüze dek kadınların Suudi yönetimini desteklemede rolünü ele aldı.
Fedakarlık sembolü isimli gösterimde, Suudi Arabistan Krallığı’nın kurucusu olan Kral Abdulaziz bin Abdurrahman bin Faysal Al Suud’un annesinin oğluna veda ettiği, 40 şövalye eşliğinde devleti kurmada başarılı olması ve zaferi için dua ettiği sahneler yer aldı.
Birleşme sembolü gösterimde ise üçüncü Suudi devletinin bayrağının dalgalandığı ve Kral Abdulaziziz’in başlattığı sanatsal açılım dönemini kutlamak için Ardah töreniyle şiirlerin söylendiği yeşil sahneler yer aldı. Gösterimde ayrıca, uçsuz bucaksız el Arıda’dan akan ihtişamlı nehrin ülkenin topraklarını gelişimi ve refahına katkısı canlandırıldı.
Sanatçı Macid el-Mühendis sahnede, birleşmenin simgesi, kahramanlık, zafer ve devletin yükselişini tekrar eden performansa imza attı.
Kararlılığın sembolü isimli gösterimde Şair Nayef Sagir’in ülkenin geleceğine dair mesajlar içeren dizelerine yer verildi.
Suudi Arabistan, Kuruluş Günü ile istikrar ve bütünlük için önemli olan ülke tarihinin altın aşamasını kutlamaya devam etti.
Geleceğim sembolü isimli gösterimde, büyük ülkelerle birlikte gelişmiş milletlere doğru giden ülkeyi neyin beklediğine dair hikayelere yer verildi. Aynı zamanda ülkenin geleceğine yönelik vizyonlarla tarihe başvuran Kral Muhammed bin Selman için şarkılar söylendi.

Kuruluş Operet’i, tüm katılımcı sanatçıları Başladığımız Gün şarkısıyla yaptığı gösteriyle sona ererken, izleyiciler vatanına bağlı tüm sesleri alkışladı.
Farklı gösterimlerin olduğu gece boyunca , geleneksel kıyafet giyen performans grupları folklor gösterileri düzenledi. Gösterimlerle bağlantılı olarak sergilenen tiyatrolarla Suudi devletinin uzak tarihin derinliklerinden günümüze dek uzanan çeşitli sosyal olaylar canlandırıldı.
Başlangıç Yürüyüşün hikayesi, Fahd el-Mased ve Halad el -Halaf tarafından yazılan, Sarham tarafından bestelenen ve sanatçı Muhammed Abduh tarafından yönetilen bir operette önde gelen Suudi sesler tarafından anlatıldı.
Suudi Arabistan halkı, 22 Şubat’ta “Başladığımız Gün” sloganı altında 300 yıl önce İmam Muhammed bin Suud tarafından 1727’de kurulan ve başkenti Diriye olan İlk Suudi devletinin kuruluşunu kutlamaya başladı.
Kutlamalar, Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz’in geçtiğimiz Ocak ayında her yıl 22 Şubat’ın Kuruluş Günü olarak kutlanması için kraliyet emri yayınlaması kapsamında düzenleniyor.
Kral Selman resmi Twitter hesabından yaptığı açıklamada, 1727 yılında (Hicri 1139) kurulan Suudi Arabistan’ın o tarihten günümüze dek bölgede barış, istikrar ve adaletin sağlanmasının temellerini attığını ifade etti. Kral Selman, “Bu yıl dönümünü, bir milletin bütünlüğü, tüm zorluklara karşı direnci, geleceğe umutla bakma ve tüm nimetler için Allah’a şükretmenin ifadesi olarak kutluyoruz” ifadelerini kullandı.
Suudi Arabistan yönetimi, ülkenin uzun tarihine ışık tutan kutlamaların yanı sıra liderlerden ve devlet başkanlarından tebrik mesajları aldı. Kutlamalarda, İmam Muhammed bin Suud’un Diriye’yi yönetimin başkenti olarak seçmeye karar verdiği 1727 yılından bu yana kat edilen gelişme, ilerleme ve refah anımsatıldı.  1824’de İmam Türki bin Abdullah bin Muhammed Suud ikinci Suudi devletini kurdu. 1932’de ise Kral Abdulaziz bin Abdurrahman Al Faysal Al Suud üçüncü Suudi devletini kurarak bölgeyi Suudi Arabistan Krallığı adı altında birleştirmeyi başardı.



Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Hamaney'e Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını iletti

TT

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Hamaney'e Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını iletti

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Hamaney'e Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını iletti

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, İran'a gerçekleştirdiği resmi ziyaret kapsamında Perşembe günü Tahran'da İran Lideri Ali Hamaney ve Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ile bir araya geldi.

Suudi yönetiminin direktifleri doğrultusunda Hamaney ile görüştüğünü ve kendisine İki Kutsal Caminin Hamisi Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını ilettiğini belirten Suudi Savunma Bakanı, “X” platformundaki hesabından yaptığı paylaşımda liderle ortak ilgi alanlarına giren konuları ele aldıklarını ve iki ülke arasındaki ikili ilişkileri gözden geçirdiklerini ifade etti.

İran'ın Tasnim haber ajansı Hamaney'in görüşme sırasında “Suudi Arabistan ile ilişkilerimiz her iki ülke için de faydalı ve birbirimizi tamamlayabiliriz” dediğini aktardı.

Ajans, Hamaney ile yapılan görüşmeye İranGenelkurmay Başkanı General Muhammed Bakıri'nin de katıldığını belirtti.

Dün Tahran'da General Bakıri ile bir araya gelen Prens Halid bin Selman, İran haber ajanslarının aktardığına göre Pekin Anlaşması'nın imzalanmasından bu yana Suudi Arabistan'la ilişkilerin giderek güçlendiğini ve geliştiğini söyledi. Bakıri, Tahran ve Riyad'ın bölgesel güvenliğin sağlanmasında önemli bir rol oynayabileceğini belirterek ülkesinin Suudi Arabistan'la savunma ilişkilerini geliştirmeye hazır olduğunu ifade etti. Tasnim'e göre İran, Suudi Arabistan'ın Gazze ve Filistin konusundaki tutumunu memnuniyetle karşılıyor.

sdfgrthyu
Prens Halid bin Selman Perşembe günü İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri ile görüşmek üzere Tahran'a vardığında İran tarafından resmi törenle karşılandı (AP)

Ziyareti değerlendiren siyasi çevrelere göre Suudi bakanın ziyareti her iki ülkeyi de ilgilendiren bölgesel ve uluslararası gelişmelerin yaşandığı bir döneme denk geliyor.

Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada Prens Halid bin Selman'ın resmi bir ziyaret için geldiği ve bu ziyaret sırasında iki ülke arasındaki ikili ilişkiler ve ortak ilgi alanlarına giren konuların ele alınacağı bir dizi görüşme gerçekleştireceği belirtildi.

Suudi siyasi analist Abdüllatif el-Melhem, Suudi Savunma Bakanının İran ziyaretinin, Suudi yönetiminin Pekin anlaşmasına bağlılık çerçevesinde iki ülke arasındaki ilişkileri güçlendirme ve geliştirme, ortak çıkarlarını gerçekleştirmek ve iki ülke arasındaki ikili ilişkilerin pekiştirilmesine katkıda bulunmak amacıyla Riyad ve Tahran arasındaki koordinasyon ve işbirliği düzeyini yükseltme isteğini yansıttığını düşünüyor.

sxcdfrgt
Prens Halid bin Salman dün (Perşembe) Tahran'da İran Cumhurbaşkanı ile bir araya geldi. (EPA)

Suudi liderliğinin bölgede barış ve refahı sağlamayı ve bölgeyi çatışmalar aşamasından istikrar ve güvenlik aşamasına taşımayı ve bölge halklarının daha iyi bir refah, zenginlik ve ekonomik entegrasyon geleceğine yönelik özlemlerini gerçekleştirmeye odaklanmayı amaçladığını belirten Melhem, Suudi Arabistan ile İran arasındaki ikili ilişkilerin geliştirilmesinin, Suudi Veliaht Prensi'nin “bölgede barış, güvenlik, istikrar ve refahı sağlama ve halklarının özlemlerini karşılama” çabalarının meyvelerinden biri olduğunu kaydetti. Melhem, ziyaretin Suudi Arabistan ile İran arasındaki ikili ilişkileri güçlendirmeye yönelik devam eden diplomatik çabaların bir parçası olduğunu belirtti.

Bir dizi toplantı

Ziyaret, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Selman ile bölgedeki gelişmeleri ele aldıkları ve ortak ilgi alanlarına giren bir dizi konuyu gözden geçirdikleri bir telefon görüşmesi gerçekleştirmesinin üzerinden iki haftadan kısa bir süre geçmesinin yanı sıra Suudi Dışişleri Bakanı'nın Pazartesi günü İranlı mevkidaşıyla yaptığı telefon görüşmesinde bölgedeki gelişmeleri ve sarf edilen çabaları gözden geçirdikleri ikili istişarelerin ardından gerçekleşti.

dfgthy
Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Aref arasında Kasım 2024'te düzenlenecek Arap-İslam Zirvesi çerçevesinde gerçekleşen görüşme (SPA)

Suudi Savunma Bakanı'nın Tahran ziyaretinde bölgedeki son gelişmelerin ele alınması ve bölgesel ve uluslararası gelişmelerle ilgili görüş alışverişinde bulunulması bekleniyor. Resmi haber ajansı IRNA'ya göre ziyaret öncesinde, geçtiğimiz Cumartesi günü Umman'ın başkenti Muskat'ta gerçekleştirilen ABD-İran görüşmelerinin ilk turu ve 48 saat önce yine Cumartesi günü Muskat'ta yapılacak bir sonraki turun yanı sıra Suudi ve ABD taraflarının geçtiğimiz hafta beş istasyonda gerçekleştirdikleri bir dizi siyasi ve güvenlik istişaresi gibi bir dizi gelişme yaşandı.

Ziyaret, merhum Prens Sultan bin Abdülaziz'in Mayıs 1999 başında Tahran'a yaptığı ve dört gün süren ve üst düzey İranlı yetkililerle bir araya geldiği ilk ziyaretin ardından, 1979'dan bu yana bir Suudi savunma bakanının İran'a yaptığı ikinci ziyaret olması bakımından tarihi bir önem taşıyor.

Suudi Savunma Bakanı, “Pekin Anlaşması” ve 10 Mart'ta iki ülke arasındaki tarihi uzlaşı ve ilişkilerin Çin himayesinde yeniden başlatılmasının duyurulmasının ardından İran'ı ziyaret eden en önemli Suudi yetkililerden biri.

dfgt
Prens Halid bin Selman Perşembe günü Tahran'da General Bakıri ile bir araya geldi (AP)

Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Tahran'a ilk ziyaretini Haziran 2023'te gerçekleştirmiş ve bu ziyaret sırasında iki ülke arasındaki ilişkilerin normal olduğunu ve iki ülkenin İslami kardeşlik ve iyi komşuluk bağlarıyla birleşmiş, bölgenin önemli ülkeleri olduğunu vurgulayarak bağımsızlık ve egemenliğe tam ve karşılıklı saygı, içişlerine karışmama, uluslararası hukuk ilkeleri, Birleşmiş Milletler Şartı ve İslam İşbirliği Teşkilatı gibi açık bir temele dayandığını belirtmiştir.

Eski Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, dönemin Dışişleri Bakanı adayı Ali Bakıri Kani ve şimdiki Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin yanı sıra Kasım 2023'teki Ortak Arap-İslam Zirvesi'ne katılmak üzere eski İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve 2024 Ortak Arap-İslam Takip Zirvesi'ne katılmak üzere Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Aref de dâhil olmak üzere bir dizi İranlı yetkili Pekin Anlaşması'nın ardından Suudi Arabistan'a benzer ziyaretlerde bulundu.

“Pekin Anlaşması” Taahhütleri

Pekin Anlaşmasını takip etmek üzere kurulan Suudi-Çin-İran Üçlü Ortak Komitesi, ilki Aralık 2023'te Çin'in başkenti Pekin'de, diğeri ise Kasım 2024'te Riyad'da olmak üzere iki toplantı gerçekleştirmiş ve bu toplantılarda iki ülke Pekin Anlaşmasını tüm maddeleriyle uygulama kararlılıklarını ve Birleşmiş Milletler Şartı, İİT Şartı ve devletlerin egemenliği, bağımsızlığı ve güvenliğine saygı da dâhil olmak üzere uluslararası hukuka bağlılık yoluyla ülkeleri arasında iyi komşuluk ilişkilerini teşvik etme çabalarını sürdürdüklerini vurgularken, Çin de Suudi Arabistan ve İran'ın Pekin Anlaşmasını geliştirme yönünde attıkları adımları desteklemeye ve teşvik etmeye devam etmeye hazır olduğunu açıklamıştır.

İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Mecid Taht Revançi Şarku'l Avsat'a verdiği demeçte İran ve Suudi Arabistan'ın büyüyen ve istikrarlı bir bölgede barış ve huzuru tesis etme niyetinde olduğunu, bunun da “mevcut tehditlerin üstesinden gelmeyi amaçlayan ikili ve bölgesel işbirliğinin sürdürülmesini ve geliştirilmesini” gerektirdiğini belirterek “İran-Suudi eylemlerinin kalkınma, barış, bölgesel ve uluslararası güvenlik çerçevesinde başarılı bir uluslararası ikili ve çok taraflı işbirliği modelini taçlandırdığını” ve iki tarafın tarihi bağlara dayanarak çeşitli siyasi, güvenlik, ekonomik, ticari ve konsolosluk alanlarında işbirliğini geliştirmeye devam ettiğini söyledi.