Ülkeler arasında Kovid-19 can kayıpları neden farklılık gösteriyor?

Bilim insanları, ülkeler arasında Kovid-19’a bağlı can kayıplarındaki farklılıkların sebebini bulmaya çalışıyor. Pandemiye karşı yanıtı değerlendirmede toplum içi güven ve siyasi liderliğe yönelik güven kriterlerinin benimsenmesi çağrısında bulunuyorlar

Hong Kong’da Kovid-19 testi yaptırmak için bekleyen insanlar (AP)
Hong Kong’da Kovid-19 testi yaptırmak için bekleyen insanlar (AP)
TT

Ülkeler arasında Kovid-19 can kayıpları neden farklılık gösteriyor?

Hong Kong’da Kovid-19 testi yaptırmak için bekleyen insanlar (AP)
Hong Kong’da Kovid-19 testi yaptırmak için bekleyen insanlar (AP)

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) pandemisinin 2019’da ortaya çıkması ardından iki buçuk yıldan kısa bir süre içinde, bu salgın üzerine yapılan araştırmaların sayısı, son 70 yılda diğer salgın ve hastalıklar üzerine yapılan ve yayınlanan araştırmaların sayısını geride bıraktı. Yine de, kaynağının doğal bir şekilde mi ortaya çıktığı yoksa laboratuvardan kazara veya kasıtlı olarak mı sızdığı konusunda tartışmaların hala devam ettiği SARS-CoV-2 virüsüne yönelik araştırmalar, her gün yeni sürprizler ortaya çıkarmaya devam ediyor.
Bu geniş çaplı çalışmaların sonuncusu, The Lancet dergisinin son sayısında yayınlandı. Çalışmada, toplum içi güven, hükümetlerin güvenilirliği ve sosyal dayanışmanın, Kovid-19 salgınına yönelik epidemiyolojik gizemi açıklamada belirleyici faktörleri olduğu sonucuna ulaşıldı.
Çalışma ilk olarak, geçen yüzyılın ortalarında ABD’nin Pennsylvania Eyaleti’de, sakinlerinin çoğu İtalyan göçmenlerden oluşan küçük Roseto kasabasında olanları hatırlattı. Söz konusu kasaba, kalp hastalıklarına yakalanma oranında çevre kasaba ve şehirlere kıyasla daha düşük bir orana sahip olması ile tıp camiasının dikkatini çekmişti. Çalışmaya göre, kasaba halkına yönelik yapılan bilimsel araştırmalar ve karşılaştırmalar sonucunda, kalp hastalıklarına yakalanma oranının düşük olmasının, sadece sakinlerin diyetlerden veya belirli bir yaşam tarzından değil, diğer kasaba ve şehirlere kıyasla daha çok sosyal uyum ve dayanışma içinde yaşamlardan da kaynaklandığı ve bu durumun söz konusu sakinlerin kalplerini, diğer sakinleri etkileyen hastalıklardan korumalarını sağladığı sonucuna ulaşıldı.
Bu keşiften 60 yıl sonra, Kovid-19 pandemisi dünyayı sarmaya başladığında, ABD ve Birleşik Krallık, tıbbi ve bilimsel açıdan pandemi ile mücadeleye hazır olduklarını gösteren göstergeler ile dünya genelinde ön saflarda yer almıştı. Ancak zamanla, ABD ve Britanya’daki enfeksiyon ve can kayıpları gıptayla izlenmeyen bir hal aldı. Bugün, pandeminin ortaya çıkmasından iki yıl sonra yayınlanan bu çalışma, Kovid-19’un neden olduğu düşük enfeksiyon ve can kaybı sayısının, hastanelerdeki ve yoğun bakım ünitelerindeki yatak ve sağlık sektöründeki laboratuvarlar sayısı, nüfus yoğunluğu veya sağlık sektörü yatırım oranları ile ilgili olmadığını bunun yerine kesin bir şekilde bazı ülkelerde salgının yayılmasına karşı dayanıklı bir baraj oluşturan sosyal dayanışmayla ilgili olduğunu belirtti.
Washington Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü’nde yürütülen çalışmanın yazarlarından Prof. Dr. Joseph Dieleman, “Virüsün bulaşmasını önlemek için kritik faktörlerin, insanlar arasındaki güven ve hükümete olan güveni olduğunu öğrendik. Dünyanın tüm ülkelerinde vatandaşlar arasındaki güven ve hükümete güven Güney Kore ve Danimarka’da olduğu gibi olsaydı, enfeksiyon oranı yüzde 40 yani pandeminin sonuna kadar 440 milyon daha az enfeksiyon olurdu.” dedi.
Çalışma, 2020’den bu yana, ülkelerde kaydedilen veriler arasındaki keskin farklılıkların ardındaki epidemiyolojik gizemin konuşulduğuna dikkat çekiyor. Zira Bulgaristan, Namibya ve Bolivya gibi ülkelerde kaydedilen can kaybı oranları, Türkiye, Angola ve Kolombiya gibi komşu ülkelerindeki ölümlerin iki katını olarak kaydediliyor. Çalışmada, 77 ülkede tıbbi ekipman, sağlık sistemi imkanları ve onlarca teknik standart gibi göstergelerin dikkatli bir şekilde gözlemlenmesinin ardından, pandeminin yansımalarını yorumlamak için kullanılan standartların, kötü liderliğin etkisini ve her ülkedeki siyasi koşulları hesaba katmadığı için, geçerli olmadığı aynı zamanda virüsün yayılmasının nedenlerini tespit etmek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyan başka birçok faktör olsa da toplumsal güvenin kesinlikle bu farklılıkları açıklayan ana faktör olduğu sonucuna ulaşıldı.
Londra Hijyen ve Tropikal Tıp Üniversitesi ve Singapur Üniversitesi’nden halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Helena Legido-Quigley şunları söylüyor:
“Ülkelerin ne kadar hazırlıklı olduğunu belirlemek üzere yürütülen tüm çalışmalar başarısız oldu, bugün ise değerlendirmelerimiz üzerinde büyük ve belirleyici etkisi olduğu açık bir şekilde ortaya çıkan siyasi liderlik, toplum içi güven ve diğer niteliksel bileşenleri göz önüne alan yeni çalışmalar yapmamız gerekiyor.” dedi.
Çalışma, pandeminin başlangıcından bu yana, sosyal bilimler ve sosyal psikoloji alanındaki uzmanların, pandeminin açıklanmasında ve pandemi ile mücadeleye yönelik önlemlerin belirlenmesinde viral araştırma laboratuvarları kadar önemli bir katkı sağlayabileceklerinin farkında olduklarına dikkat çekti. Söz konusu uzmanlar vatandaşların davranışlarının yönlendirilmesi ve yönetilmesine yardımcı olacak çalışmalar yayınlamaya başladılar ve hepsinde güven temel bir eksen olarak görülüyordu. Bu çalışmarda, eğer nüfus sağlık tavsiyelerinin faydalarına ikna olmazsa ve bunlara uymazsa, enfeksiyonların nasıl oluştuğunu öğrenmek çok fazla faydası olmayacağı, aynı şekilde, pek çok ülkede olduğu gibi insanlar sağlık otoritelerine güvenmez ve aşı olmayı reddederse, bir aşı geliştirmenin de faydası olmayacağı belirtildi.
Bazı uzmanlar, bu çalışmadan önce, sosyal dayanışma faktörünün nasıl olup da  dikkate alınmadığını merak ediyor. Zira yetkili makamlara duyulan güvenin, sağlık düzeyinin yükseltilmesine yüksek oranda katkıda bulunduğu biliniyor. Madrid Üniversitesi’nden epidemiyolog Celia Gomez şunları söylüyor:
"Güven, psikolojinin temel direğidir. Bir uçağın nasıl çalıştığını bilmiyoruz, kaptanı da tanımıyoruz ama güvendiğimiz için uçağa biniyoruz. Sağlık önlemlerinde de aynı durum söz konusu. Yetkililere güvenmezsek, başkalarının dediklerini dinleriz veya çıkarımıza en uygun olduğunu düşündüğümüz şekilde hareket ederiz.”
Çalışma ABD’de Demokrat Parti destekçilerinin yüzde 90’ının, Cumhuriyetçi Parti’nin ise yüzde 64’ün aşı olduğunu ayrıca geçen yıl Haziran-Aralık ayları arasında, sağlık merkezlerinde bolca bulunan aşıları reddetmeleri sebebiyle Kovid-19’a bağlı olarak 135 bin ABD’linin hayatını kaybettiğine dikkat çekiyor. Vatandaşların aşı olmamaları, şüphe uyandıran ve sağlık yetkililerine olan güveni sarsan siyasi liderlere dayanıyor.
Araştırmacılar bu çalışmada, sosyal çevreye olan düşük güven düzeyinin, nüfus arasında çok yüksek orandaki sosyal ve ekonomik eşitsizliklerden kaynaklandığını dolayısıyla, bu eşitsizliklerin azaltılmasının sosyal uyumun güçlendirilmesine yol açacağına ve bunun sonucunda da gelecekteki pandemilere yönelik kampanyalardan alınacak sonuçların iyileştirilmesine katkıda bulunacağına dikkat çekiyorlar.



İlk kez "eceline susamış bir gezegen" keşfedildi

HIP 67522 b, manyetik alan çizgileri boyunca yıldızının yüzeyine doğru enerji dalgası göndererek patlamaları tetikliyor (Danielle Futselaar)
HIP 67522 b, manyetik alan çizgileri boyunca yıldızının yüzeyine doğru enerji dalgası göndererek patlamaları tetikliyor (Danielle Futselaar)
TT

İlk kez "eceline susamış bir gezegen" keşfedildi

HIP 67522 b, manyetik alan çizgileri boyunca yıldızının yüzeyine doğru enerji dalgası göndererek patlamaları tetikliyor (Danielle Futselaar)
HIP 67522 b, manyetik alan çizgileri boyunca yıldızının yüzeyine doğru enerji dalgası göndererek patlamaları tetikliyor (Danielle Futselaar)

Bilim insanları ilk kez "eceline susamış bir gezegen" keşfetti. İlk kez bir gezegenin, yıldızını bu şekilde etkilediği gözlemlendi. 

Dünya'dan yaklaşık 400 ışık yılı uzaktaki HIP 67522 adlı yıldız ve yörüngesindeki iki gezegen uzun zamandır takip ediliyor. Sadece 17 milyon yaşındaki yıldız, 4,5 milyar yaşındaki Güneş'e kıyasla daha büyük ancak daha soğuk. 

Yıldızın HIP 67522 b adlı gezegeni, şaşırtıcı derecede yakın bir yörüngede dönüyor. Ötegezegen yıldızın etrafındaki bir turunu sadece 7 günde tamamlıyor; yani gezegende bir yıl, Dünya zamanıyla sadece bir hafta sürüyor.

Hollanda Radyo Astronomi Enstitüsü'nden Ekaterina Ilin, "Daha önce HIP 67522 gibi bir sistem görmemiştik; gezegen bulunduğunda, yıldızının yörüngesinde 10 günden daha kısa bir sürede döndüğü bilinen en genç gezegendi" diyor.

Ilin ve ekip arkadaşları bu nedenle NASA'nın Geçiş Halindeki Ötegezegen Araştırma Uydusu (Transiting Exoplanet Survey Satellite / TESS) ve Avrupa Uzay Ajansı'nın ötegezegen uydusu CHEOPS'u kullanarak sistemi daha yakından incelemeye karar verdi. 

Araştırmacılar HIP 67522 b'nin yıldızıyla  kurduğu sıkı etkileşim nedeniyle kendi sonunu hazırladığını tespit etti. 

Devasa plazma topları olan yıldızların yüklü parçacıkları, yüzeydeki hareketleriyle güçlü manyetik alanlar yaratıyor. Manyetik alan çizgileri birbirini kesemediğinden, bazen bunlar düğümlenip aniden koparak güneş patlamaları adı verilen radyasyon patlamalarına yol açıyor.

Bilim insanları, Dünya gibi pek çok gezegenin de manyetik alanı olduğu için yıldızına yakın gezegenlerin, yıldızlardaki manyetik alan patlamalarını tetikleyip tetiklemediğini merak ediyordu. 

HIP 67522 sistemini inceleyen ekip, yıldızdaki patlamaların gezegen onun önünden geçerken sıklaştığını saptadı. Araştırmacılar bu nedenle patlamaları gezegenin tetiklediği sonucuna vardı. 

Normalde yıldızların, yörüngelerindeki gezegenlerden etkilenmediği düşünülüyordu. Ancak araştırmacılar HIP 67522'nin yaşı nedeniyle ve güçlü bir manyetik alanı olması durumunda bunun mümkün olduğunu söylüyor.

Bulguları hakemli dergi Nature'da dün (2 Temmuz) yayımlanan çalışmaya göre gezegen yakın yörünge dönüşü sırasında enerji biriktiriyor ve bunun bir kısmını, yıldızın manyetik alan çizgileri boyunca bir kırbaç misali, dalgalar halinde geri gönderiyor. Bu şok dalgası, manyetik alandan yıldızın yüzeyine geçtiğinde muazzam bir patlama yaşanıyor.

Ancak bu güçlü kozmik ışınların büyük bir kısmı uzaya savrulmak yerine gezegene geri dönüyor. Bilim insanları HIP 67522 b'nin bugüne kadar bulunan ilk "eceline susamış gezegen" olduğunu söylüyor. 

Ilin "Gezegen özellikle enerji yüklü patlamaları tetikliyor gibi görünüyor" diyerek ekliyor: 

Gezegenin, yıldızın manyetik alan çizgileri boyunca gönderdiği dalgalar belirli anlarda patlamaları başlatıyor. Ancak patlamaların enerjisi dalgaların enerjisinden çok daha yüksek. Dalgaların oluşmaya hazır patlamaları tetiklediğini düşünüyoruz.

Araştırmacılar halihazırda yaklaşık Jüpiter büyüklüğündeki HIP 67522 b'nin, 100 milyon yıl içinde Neptün'e yakın bir boyuta geleceğini tahmin ediyor.

Bilim insanları sistemi incelemeye devam ederek patlamalarda ne tür enerji salındığını anlamayı umuyor. Ayrıca bu türden benzer sistemlerin var olup olmadığını araştırmak için çalışmalarını genişletmeyi planlıyorlar.

Ilin, "Aklımda milyonlarca soru var çünkü bu tamamen yeni bir fenomen, dolayısıyla ayrıntılar hâlâ net değil" diyor.

Independent Türkçe, Popular Science, Live Science, NASA, Nature