Libya’da siyasi bölünme hükümet krizini derinleştiriyor

Libya Ulusal Birlik Hükümeti ve Başağa’nın ilan etmeye hazırlandığı ‘istikrar’ hükümetleri arasında bölünme derinleşiyor

Misrata ve Trablus’ın kanaat önderleri ve ileri gelenleri, Libya’da parlamento seçimleri çağrısında bulundu (Şarku’l Avsat)
Misrata ve Trablus’ın kanaat önderleri ve ileri gelenleri, Libya’da parlamento seçimleri çağrısında bulundu (Şarku’l Avsat)
TT

Libya’da siyasi bölünme hükümet krizini derinleştiriyor

Misrata ve Trablus’ın kanaat önderleri ve ileri gelenleri, Libya’da parlamento seçimleri çağrısında bulundu (Şarku’l Avsat)
Misrata ve Trablus’ın kanaat önderleri ve ileri gelenleri, Libya’da parlamento seçimleri çağrısında bulundu (Şarku’l Avsat)

Libya’nın iki seçilmiş başbakanı Abdulhamid Dibeybe ve Fethi Başağa, hala tavırlarına bağlı. Öyle ki Dibeybe, yıl ortası seçimleri yapılana kadar görevini sürdüreceğini söylerken, Başağa ise hükümetini ilan etmek için aceleci davranıyor. Bu çerçevede iki rakibin hamleleri arasında, iktidar üzerindeki bölünme karmaşıklıkları artıyor.
Dibeybe ve Başağa’nın bulunduğu Libya’nın batısında, kutuplaşma eylemleri dikkat çekici bir düzeyde. Öyle ki her biri, Misrata ve diğer şehirlerde, hükümetlerini desteklemek üzere askeri, siyasi ve toplumsal elitlerin büyük bir bölümü kendine çekmeye çalışıyor.
Her iki tarafın yandaşlarını içeren Trablus’taki Devlet Yüksek Konseyi, farklı ideolojiler tarafından yönlendirilen kriz hattına dahil oldu. Konsey, Dibeybe liderliğindeki UBH ile Başağa’nın ilan etmeye hazırlandığı ‘İstikrar Hükümeti’ arasında bölünmüş durumda.
Başağa’nın 10 Şubat’ta göreve başlamasıyla birlikte Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih, Yüksek Konsey’den Baş Ağa’nın yeni hükümet başkanlığına adaylığını destekleyen bir tavsiye mektubu aldığını söyledi. O andan itibaren konsey, Dibeybe yandaşları ve muhalifleri arasında ikiye bölündü.
Yüksek Konsey üyesi Belkasım Kazit, Libya merkezli ‘El-Vasat’ kanalına yaptığı açıklamada, Başağa’nın Yüksek Konsey üyelerinden ‘gizli bir öneri’ aldığını belirtti.
Libya’da hâkim olan gerginlik ortamında Devlet Yüksek Konseyi, Başağa’nın görevlendirilmesinden bir gün sonra bir toplantı yapılmasına karar verirken, daha sonra ise toplantıyı ileri bir tarihe erteledi. Ancak 24 Şubat’ta ise Baş Ağa’nın görevlendirilmesine ilişkin kararları ve anayasa değişikliklerini görüşmek üzere ilk toplantısını düzenledi.
Devlet Yüksek Konseyi içerisindeki çıkar kesişimi ve ideoloji farklılıkları arasında konseyin eski başkanı Abdurrahman es-Suveyhili, Dibeybe’yi destekleyici bir tavır sergiledi. Suveyhili’nin de Dibeybe ve Başağa’nın mensup olduğu Misrata şehrine mensup olduğu biliniyor.
Vatan İçin Birlik Partisi lideri Suveyhili, “Cenevre’deki Siyasi Diyalog Forumu tarafından onaylanan yol haritasına göre, Dibeybe’nin seçilmiş bir hükümet dışında iktidarı devretmesini asla kabul etmeyeceğim’ dedi. Dibeybe’nin ilan ettiği ‘halka dürüstlüğün iadesi’ girişimine desteğini dile getiren Suveyhili, bu durumu gelecek Haziran ayında seçimlerin tamamlanması için gerçekçi ve pratik bir yol haritası olarak nitelendirdi. Abdurrahman es-Suveyhili, gazetecilere yaptığı açıklamada, “Birleşmiş Milletler (BM) ve tüm taraflar, her zaman yükselttikleri ‘seçimlere destek’ sloganlarının güvenilirliği konusunda şimdi gerçek bir sınavla karşı karşıya” dedi. Başağa hükümeti, karşılaştığı tüm eleştirilerle ilan edilmeden önce Misrata ve Trablus bilgeleri ve ileri gelenleri, 24 Şubat’ta Devlet Yüksek Konseyi üyelerini ‘Temsilciler Meclisi kararlarını reddetmeye ve geçiş sürecini uzatmak için herhangi bir girişimde bulunmaya’ çağırdı. İleri gelenler, “Ülkeyi birleştiren ve bölünmeyi sona erdiren tek seçenek, mevcut iki organ olan Parlamento ve Devlet Yüksek Konseyi’nden tüm Libyalıları temsil eden yeni Temsilciler Meclisi için parlamento seçimleri yapmaktır” dedi.
Misrata ve Trablus bilgeleri ve ileri gelenleri, geçen çarşamba akşamı paralel bir hükümete oy verilmesi durumunda iki konseyin üyelerinin ‘Libyalılar arasındaki bölünmeden ve kavgadan’ sorumlu olacağını dile getirdi. Konsey üyelerine en geç yarına kadar istifalarını sunma çağrısı yapan ileri gelenler, “Seçimlerin Haziran ayından önce yapılması için gerekli tedbirleri almaya devam ediyoruz” dedi.
Ülkenin doğusundaki Tobruk şehrinde bulunan Temsilciler Meclisi, eski ‘Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH)’ İçişleri Bakanı Fethi Baş Ağa’yı, Libya Siyasi Diyalog Forumu üyeleri tarafından geçen yılın başlarında Cenevre’de yapılan toplantılarda seçilen Abdulhamid Dibeybe’nin yerini alması üzere başbakan olarak atadı.
Artan bu kutuplaşma ve Dibeybe hükümeti etrafındaki ittifak karşısında parlamenterler, ‘Temsilciler Meclisi Baş Ağa hükümetini onayladığı anda meşruiyetin kaçınılmaz olarak Dibeybe’nin ellerinden düşeceğine ve o zaman herhangi bir muhalefete yer olmayacağına’ inanıyor. Ancak bu duruma paralel olarak diğer tarafta, Fayiz es-Serrac’ın önceki hükümetinden bu yana Trablus’ta bulunan otoritenin, ‘Temsilciler Meclisi’nin kararlarına fazla itibar etmediğini’ ve ‘bu nedenle Libya çatışan iki hükümetin var olacağını’ iddia edenler bulunuyor. Onlara göre bu çatışma, ülkenin istikrarını olumsuz etkileyecek ve onu bir gerginlik atmosferine sürükleyecek.
Bu endişeler büyürken Körfez - Avrupa Bakanlar Konseyi, hafta ortası Brüksel’de yaptığı toplantıda, Libyalı tarafları siyasi süreci baltalayan eylemlerden kaçınmaya ve seçim sonuçlarına uymaya çağırdı. Konsey, tüm yabancı savaşçıların ve paralı askerlerin de gecikme yaşanmadan Libya’dan geri çekilmesi gerektiğini vurguladı.



UNRWA: Gazze'deki yardım sistemi insaniyetten yoksun, sadece kaos ve ölüm getiriyor

ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı’ndan aldıkları yardım malzemelerini taşıyan Filistinliler, 7 Ağustos 2025 (DPA)
ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı’ndan aldıkları yardım malzemelerini taşıyan Filistinliler, 7 Ağustos 2025 (DPA)
TT

UNRWA: Gazze'deki yardım sistemi insaniyetten yoksun, sadece kaos ve ölüm getiriyor

ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı’ndan aldıkları yardım malzemelerini taşıyan Filistinliler, 7 Ağustos 2025 (DPA)
ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı’ndan aldıkları yardım malzemelerini taşıyan Filistinliler, 7 Ağustos 2025 (DPA)

Birleşmiş Milletler (BM) Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) İletişim ve Medya Direktörü Juliette Touma bugün yaptığı açıklamada, İsrail ve ABD tarafından yönetilen Gazze'deki yardım sisteminin insaniyetten yoksun olduğunu ve kaos ve ölüm getirdiğini söyledi.

Toma, News Nation'a verdiği demeçte, kıtlığın büyük ölçüde BM tarafından koordine edilen insani yardım sistemini siyasi amaçlı Gazze İnsani Yardım Vakfı (GHF) ile değiştirme girişimleri sonucunda ortaya çıktığını vurguladı.

Gazze'de insani yardımların koordinasyonunun ve dağıtımının, uluslararası insani hukuk temelinde BM önderliğinde tek bir sistem altında yeniden düzenlenmesi gerektiğini vurgulayan BM yetkilisi, “Toplumsal yaşamda insanlığımızı kaybetmek üzereyiz... Bu ucubeliğe bir son verilmeli” diye uyardı.

İsrail'in bu sabah Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerini hedef alan hava saldırılarında 11 Filistinli vatandaş öldürüldü. Ölenler arasında Refah'ın kuzeyinde yardım bekleyen 3 kişi de bulunuyordu.

Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı, İsrail'in Gazze’de yürüttüğü savaşta bugüne kadar 61 binden fazla Filistinlinin öldüğünü açıklarken İsrail’in saldırıları, Gazze Şeridi'nin büyük bir kısmında açlık ve iç göç krizine yol açarak bölgenin çoğunu harabeye çevirdi.

Öte yandan İsrail basını dün ABD'nin İsrail ile BM arasında GHFkonusunda gerginliği azaltmak için arabuluculuk yaptığını bildirdi. İsrail basınında yer alan ve BM'deki bir diplomatik kaynağa dayandırılan habere göre İsrail ile BM arasında GHF konulu müzakereler ‘önemli’ bir aşamaya geldi.

Söz konusu müzakereler, Gazze'ye insani yardımların ulaştırılması konusunda uzun süredir devam eden anlaşmazlıkların ardından başladı. GHF,İsrail ve ABD tarafından desteklenirken BM ve insani yardım kuruluşları vakfın etkinliğini sorguluyor.