Greenpeace, olası bir ‘Safer’ tankeri felaketini azaltmak için yüzer bariyerler önerdi

Kızıldeniz’de yüzen petrol tankeri Safer’in havadan bir fotoğrafı (AP)
Kızıldeniz’de yüzen petrol tankeri Safer’in havadan bir fotoğrafı (AP)
TT

Greenpeace, olası bir ‘Safer’ tankeri felaketini azaltmak için yüzer bariyerler önerdi

Kızıldeniz’de yüzen petrol tankeri Safer’in havadan bir fotoğrafı (AP)
Kızıldeniz’de yüzen petrol tankeri Safer’in havadan bir fotoğrafı (AP)

Çevre sorunlarıyla ilgilenen uluslararası bir kuruluş olan Greenpeace, Birleşmiş Milletler (BM) ve uluslararası toplumu, Yemen kıyılarında yüzen petrol tankeri Safer’in olası bir patlamada çevre felaketini önlemek için tedbir almaya ve bu saatli bombaya hızlı bir çözüm bulmaya öncelik verme çağrısında bulundu. Duvarının aşınması sonucu rezervuarın patlamasının Hudeyde limanlarının kapanmasına ve etkisi Kızıldeniz'e kıyısı olan ülkelere kadar uzanacak ve aynı zamanda yaklaşık 670 bin balıkçı işçisinin etkileneceğine dikkat çekildi.
Greenpeace tarafından yayınlanan yeni bir çalışmada, hızlı bir çözüm bulunmazsa bir tanker patlamasının yıkıcı etkileri olabileceğini söyledi. Ülkeler hazırlıklı olması gerektiğine dikkat çeken Greenpeace, bir sızma durumunda petrol tabakasının genişlemesini önlemek için petrolü ilk adım olarak Safer tankerinin etrafında tutmak için yüzer bir bariyer yerleştirmek gerektiğine işaret etti. Yüzer bariyerlerin, bölgedeki olası kısa ve uzun vadeli insani ve çevresel etkileri önlemek için bir çözüm sağlayamayacağının altını çizen uluslararası kuruluş, bu etkilerin ancak petrolün gemiden çıkarılmasıyla hafifletilebileceğini vurguladı.
Kuruluş, ekipman arızaları nedeniyle yağın güvenli bir şekilde çıkarılmasının zor olduğunu açıkladı. Tehlike her geçen gün artıyor, şimdi patlayabilir. Hatta her an patlayabilir. Taşıdığı petrolün denize dökülmesi bir felakete neden olabileceği için Safer tankeri ‘saatli bomba’ olarak tanımlanıyor.
Felaket sayılabilecek çevresel etkiler, biyoçeşitlilik açısından önemli bir yer olan Kızıldeniz'deki hayvanları, mercan resiflerini ve deniz otu çayırlarını etkileyecektir.
Örgüte göre, Yemen'deki siyasi bağlam ve devam eden çatışma göz önüne alındığında, BM ve uluslararası toplumun bu çevresel ve insani felaketi önlemek için tedbirler alması ve Safer saatli bombasına hızlı bir çözüm bulmaya öncelik vermesi gerekiyor.
Yaklaşık 670 bin insanın geçim kaynakları, sızıntılar ve müteakip temizleme operasyonlarından, balıkçılığın, deniz kaynaklarının, kıyı endüstrilerinin zarar görmesi, fabrikaların ve limanların kapatılması yoluyla etkilenebilir.  Felaketin yerel topluluklar üzerindeki potansiyel ekonomik etkisini ‘dev’ olarak nitelendirdi.
Araştırmaya göre, petrol sızıntısı büyük olasılıkla balıkçılık faaliyetlerinin yüzde 50'sini engelleyecek. Balıkçılık endüstrisi, beş yıl boyunca yılda yaklaşık 150 milyon dolara zarara uğrayacaktır. 31 bin 500 balıkçının geçim kaynakları risk altında olabilir. Balıkçılık endüstrisindeki 235 bin işçi işini kaybetme tehlikesi karşı karşıya kalabilir., Tarımsal üretimdeki kayıpların 4 milyon dolar olduğu tahmin ediliyor.
2021 yılının Mayıs ayına ilişkin son rakamlar, mahsul kaybından etkilenen 3.25 milyon çiftçiye ek olarak, balıkçılık endüstrisindeki 3 bin 500 balıkçı ve 235 bin işçinin etkileneceğini gösteriyor. Hudeyde ve Salif limanlarının aylarca kapatılmasının yanı sıra, gıda maddeleri ve yakıt ithalatında kıtlığa ve fiyatlarında artışa neden oldu.
Greenpeace’e göre Kızıldeniz dünyanın en önde gelen biyolojik çeşitlilik alanlarından biri olduğu için, endemik türleri ve deniz otu çayırları, mangrovlar ve mercan resifleri gibi hassas habitatları içerdiği için özellikle risk altında. Buna ek olarak, deniz neredeyse kapalı, bu da özellikle Yemen'de devam eden çatışmalar ışığında petrol çıkarmayı karmaşık, pahalı ve zaman alıcı bir süreç haline getiriyor.
Örgüt, yaptığı çalışmada, mercan resiflerinin yerel olarak kentsel ve endüstriyel merkezlerin yakınında bulunduğu konusunda uyardı. Düzenli depolama sahaları, tarama, liman faaliyetleri (rıhtımlardan kaynaklanan hasarlar, petrol ve atık su deşarjı), kanalizasyon ve diğer kirlilik kaynaklarından etkilenecektir. Ayrıca Kızıldeniz ve Aden Körfezi'nde bilinen on beş balık türünden ikisi tehdit altındaki türler listesinde yer alıyor.. Kızıldeniz'deki su kütlesinin tamamen yenilenmesinin yaklaşık 200 yıl sürdüğüne dikkat çekildi.
Çalışma, ‘petrolün çevreye sızdıktan sonra temizlenmesinin imkansızlığını ve yapılabilecek tek şey, yüzer bariyerler kullanarak sızıntıyı kontrol altına almak, sıyırıcılar ve emme pompaları kullanarak çıkarmak’ olduğunu doğruladı. Büyük bir müdahale mümkün olsa bile, yerel ekosisteme ek fiziksel veya kimyasal hasar vermeden petrol sızıntısının üstesinden gelmenin hala çok zor olacağını söyledi.
Greenpeace, petrolün çıkarılması ve herhangi bir zamanda meydana gelebilecek bu büyük çevresel ve insani felaketin önlenmesi için bir çözüm bulmak ve destek sağlamak için Yemen ve bölgedeki kuruluşlarla birlikte çalıştığını ve herhangi bir büyük bir petrol sızıntısı durumunda müdahale etmeye hazır olduğunu bildirdi.



Yemen’de BM’ye ait bir tesisin hedef alındığı iddiaları yalanlandı

Yemen’de BM’ye ait bir tesisin hedef alındığı iddiaları yalanlandı
TT

Yemen’de BM’ye ait bir tesisin hedef alındığı iddiaları yalanlandı

Yemen’de BM’ye ait bir tesisin hedef alındığı iddiaları yalanlandı

Yemen’deki Ortak Olayları Değerlendirme Ekibi (JIAT), ülkede meşru yönetimi destekleyen koalisyon güçlerinin, Birleşmiş Milletler Koruma Gücü’nün tesislerini hedef aldığı yönündeki iddiaları yalanladı. Mart 2022’de Sana’nın batısında gerçekleştirilen baskının meşru bir askeri hedefi hedef aldığını ve koalisyonun siviller arasında olası kayıpları veya zararları önlemek için tüm önlemleri aldığını bildirdi.

Ekibin Sözcüsü Mansur el-Mansur, insansız hava aracı (İHA) üretimine yönelik atölye ve depoların varlığına dair istihbarat bilgilerinin alınması ve buna bağlı olarak uluslararası kurallara uygun şekilde kesin bir görev icra edilmesinin ardından koalisyon güçlerinin Mart 2022’de hedefi vuran bir güdümlü bomba kullanarak iki meşru askeri hedefe hava operasyonu düzenlediğini belirtti. Ayrıca gerçekleştirilen hava saldırısı sonucunda barınaklara verilen hasar ve sakinlerinin güvenliğine yönelik tehdit hakkında bir BM raporunda belirtilenleri yalanladı.

Ekip içerisindeki uzmanlar, görev sonrası raporları, iddia edilen alanın uydu görüntülerini ve gerçekleştirilen hava görevinin video kayıtlarını inceledikten sonra, Birleşmiş Milletler Koruma Gücü’ne bağlı konut kompleksi içindeki herhangi bir binaya yapılan hava saldırıları sonucunda doğrudan etkilerin veya hasarların olduğunu yalanladı.

Ortak ekip, sığınağın cam binalarının bazı cephelerinde gözlemlenen küçük hasar izlerinin, meşru askeri bölgeleri vuran fırtınalardan kaynaklandığına dikkat çekti. Ayrıca koalisyon güçlerine, koalisyon liderliğinin taahhüt ettiği insani ilkeler ve uluslararası normlar doğrultusunda kısmi hasarı onarmaya yardımcı olmaya çağırdı.

Mansur, pazartesi günü Riyad’da düzenlediği basın toplantısında, uluslararası kuruluşlardan alınan bazı vakaları ve ortak ekibin bu olaylara ilişkin değerlendirmesinin sonuçlarını inceledi. Ayrıca koalisyon güçlerinin Yemen’deki askeri operasyonları sırasında yaptıkları hatalar çerçevesinde bazı taraflarca ileri sürülen dört iddiayı da yalanladı.

251 sayılı olay çerçevesinde ise Eylül 2021’de Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin yıllık raporunda, koalisyon güçlerinin Amran vilayetindeki iki kümes hayvanı çiftliğine füze saldırısı düzenlediği iddiasıyla ilgili olarak Mansur şunları söyledi:

“Yemen’deki Ortak Olayları Değerlendirme Ekibi, bu iddiayı araştırıp delilleri değerlendirdikten ve uydu görüntülerini inceledikten sonra iddianın olduğu yerde bir kümes hayvanı çiftliği olmadığını tespit ederken, koalisyon güçlerinin olay boyunca herhangi bir hava operasyonu gerçekleştirmediğinden emin. İddia tarihi öncesindeki ve sonrasındaki günlerde de çiftlikte aynı durum söz konusuydu.”

252 sayılı vakada ekibe bildirilenlere göre ise 26.11.2018 tarihinde akşam saatlerinde Haccah vilayetindeki el-Hayca bölgesinde bir evin üzerinden uçmaya başlayan ve daha sonra bir eve çarpan bir İHA’ya ilişkin olarak ise Mansur, ekibin doğrulama, araştırma ve bilgi toplama prosedürlerini tamamladıktan sonra ekip uzmanlarının, iddianın olduğu gün koalisyon güçlerinin el-Hayca köyünde herhangi bir hava operasyonu gerçekleştirmediği bilgisine ulaştığını dile getirdi Ayrıca ekibin, konferans sırasında iddia bölgesinin koordinatlarının uydu görüntülerini gösterdiğine ve iddia edilen bölgede herhangi bir hava saldırısı izinin bulunup bulunmadığının net olmadığına da dikkat çekti. İddialara göre saldırı, evin tamamen yıkılmasına ve çok sayıda ölüm ve yaralanmaya yol açtı.

Mansur, olaylarla ilgili incelemesini, Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü’nün, 2021’de Yemen hava sahasının kapanmasına neden olan Sana Uluslararası Havalimanı çevresinde bir hava saldırısı hakkında bildirdiği bilgilerle noktaladı. Yetkili ayrıca, koalisyon güçlerinin herhangi bir hava operasyonu gerçekleştirmediğini göstermek için ortak ekibin bilgi toplama çalışmalarını yürüttüğünü ve iddia tarihinde gerçekleştirilen hava operasyonlarını incelediğini söyledi. Ayrıca Yemen hava sahasını askıya alma kararı alınmadığına dikkat çekti.