Rusya için Ukrayna bataklığı... Afganistan ve Çeçenistan’dan dersler

Rusya için Ukrayna bataklığı... Afganistan ve Çeçenistan’dan dersler
TT

Rusya için Ukrayna bataklığı... Afganistan ve Çeçenistan’dan dersler

Rusya için Ukrayna bataklığı... Afganistan ve Çeçenistan’dan dersler

Rusya, Ukrayna'yı şu anki işgali ile, seksenlerde Afganistan'da ve daha sonra doksanlarda Çeçenistan’da olduğu gibi ordusunun bir ‘bataklığa saplanmasını’ göze mi alıyor? Batılı yetkililer son günlerde bu minvalde açıklamalar yaptılar, ancak bu olası senaryo gerçekçi mi? Afganistan ve Çeçenistan ’bataklıkları’ ile özet bir kıyas yapmaya çalışacağız ve Batılı yetkililerin umduğu üzere Ukrayna’nın da Rusya için benzer bir ‘bataklığa’ dönüşüp dönüşmeyeceğini irdeleyeceğiz.

Çeçenistan ve farklı sonuçları olan iki savaş
Batılı yetkililer, Rusya henüz Ukrayna’ya saldırmadan önce, Putin’in bir işgal girişiminde bulunması durumunda Ukrayna’nın Rus ordusu için ikinci bir Çeçenistan olacağı yönünde açıklamalar yaptılar. Yani, Rusların doksanlarda Müslüman Kafkas ülkesi Çeçenistan’da olduğu gibi, uzun yıllar gerilla savaşına maruz kalacağı ve sert bir direnişle karşılaşarak başarısız olacaklarını öngörmüş oldular.
İngilizler, Ukrayna’nın ‘ikinci bir Çeçenistan’ olması ihtimali hakkında haftalar önce en açık uyarılarda bulunmuştu. Geçtiğimiz günlerde söz konusu uyarılarını yinelediler ve İkinci Çeçenistan Savaşını (1999-2000) değil Birinci Çeçenistan Savaşını (1994-1996) kastettiklerini ifade ettiler. Bu beyanın yapılması zorunluydu, zira İngilizler ‘ikinci bir Çeçenistan’ uyarısında bulunurken, İkinci Çeçenistan Savaşı’nın anlaşılabileceğini, bu durumun da Rusya’yı işgalden caydırmak yerine teşvik edebileceğini fark etmiş olmalılar. Boris Yeltsin döneminde 1994-1996 yılları arasında yaşanan Çeçenistan savaşı Rusya için gerçek bir ‘bataklık’ anlamını taşıyordu. Ruslar ağır kayıplar verdiler ve binlerce asker yitirdiler. Savaş, Çeçen direnişçilerin galibiyetiyle sonuçlandı ve Rusya barış yapmak zorunda kaldı. Ancak Vladimir Putin’in, Yeltsin’in görevini devralmasından sonra başlattığı İkinci Çeçenistan Savaşı, Rusların nazarında açık bir zaferle sonuçlandı. Bu savaş sonucunda Çeçenistan’daki başkaldırı sonlandırıldı ve direnişe çok ağır bir darbe indirildi. Çeçenistan halkı bu savaşta ağır bedeller ödedi, Başkent Grozni, Rus hava saldırıları sonucu adeta bir harabeye döndü. Bu zafer Putin’in, Rus halkı nezdindeki itibarını arttırdı, sadece ‘Çeçen isyancılara’ galip gelmemiş, aynı zamanda Moskova’daki sivil yerleşim yerlerini tehdit eden ‘terörizme’ karşı da kesin bir zafer elde etmişti.
Burada şunu ifade etmekte fayda var: Çeçen isyancılar, söz konusu savaşlarda batı tarafından desteklenmedi. Batılı ülkeleri destek vermekten alıkoyan şey, belki de Çeçenistan direnişi içinde bazıları El-Kaide bağlantılı olan Arap savaşçıların yer almasıydı. Bu kişiler ‘cihad’ amacıyla, Afganistan senaryosunu tekrarlamak gayesiyle Çeçenistan savaşına dahil olmuştular. Çeçenler ikinci savaşı birçok nedenden ötürü kaybettiler, bu nedenlerden birisi de Batı’nın silah desteğinin olmamasıydı. Şimdi Ukrayna için ‘fotoğraf’ daha farklı görünüyor. Başta ABD ve İngiltere olmak üzere Batılı küresel güçler Ukrayna ordusuna gelişmiş silah ve mühimmat desteğinde bulundu. ABD, Ukrayna'ya yüzlerce Javelin tanksavar füze sistemi verdi. Ayrıca hibe edilen modern silahların kullanımında Ukrayna askerlerini eğitmek üzere çok sayıda Batılı asker ülke içinde danışmanlık hizmeti veriyor. Ancak Batılılar defalarca, Ukrayna için Rusya’yla doğrudan bir çatışma niyetleri olmadığını vurguladılar. Bu durumda Rusya, Kiev’e doğru ilerlerse bahsi geçen ‘askeri danışmanların’ ülkeden ayrılabileceğini tahmin edebiliriz.

Afganistan: İlk bataklık
Batılılar Rusları ‘Çeçen bataklığı’ konusunda uyardıklarında, zihinlerinden Afganistan geçiyor olmalı. Ancak bu senaryoyu dillendirmeyi tercih ettiler çünkü henüz yakın bir zamanda kendileri de Afganistan'da yenilginin acısını tattılar. Yirmi yıl süren işgalin ardından ABD önderliğindeki Batılı güçler geçen yıl Ağustos ayında Afganistan’dan çekilmek zorunda kaldı ve Taliban yeniden yönetimi ele geçirdi.
Şüphesiz bazı Batılılar, seksenlerde Afganistan’da Kızıl Ordu'nun yaşadıklarının bir benzerini, Rusya’nın Ukrayna’da yaşayacağına ikna olmuş durumdalar. Hatırlanırsa Batılı ülkeler o süreçte Afganistan direnişçilerine silah desteği sağlamakta ve Afgan mücahit liderlerini Batı başkentlerinde ağırlamaktaydı. Afgan liderler Başkan Ronald Reagan ile Beyaz Saray'da basın toplantıları düzenliyordular. ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) ve İngiliz Dış İstihbarat Servisi (MI6), Afganistan mücahitlerine sağlanan silah yardımlarını koordine ediyordu. Mücahitlere verilen Stinger füzeleri, Kızıl Ordu'nun Afganistan hava sahası üzerinde mutlak hakimiyet sağlamasını engelliyordu.
Batılılar, daha önce Sovyetler Birliğini ve şimdilerde Rusya’yı, ancak yenilerek çıkabileceği bir bataklığa sokmak amacıyla Afganistan ve Ukrayna’yı desteklemek konusunda birleşmiş olsalar da bu iki örnek arasında temel bir fark bulunuyor. Şöyle ki; Afganlar ve sonrasında Çeçenler, Kızıl Ordu ve Rus ordusuna karşı direnirken büyük ölçüde dini referanslara dayanmaktaydılar. Afganistan’da Necibullah Ahmedzai hükümeti, ateizm içeren komünizm ideolojisini dayatmaktaydı ve bu kabul edilemezdi. Ukrayna örneğinde ise bu dini boyut neredeyse tamamıyla eksik, zira Ruslar ve Ukraynalılar sadece aynı dine inanmıyorlar, aynı Slav ırk kökenini paylaşıyorlar.
İkinci temel fark ise, Batılılar o zamanlar Sovyetler Birliği tarafından desteklenen Kabil’deki merkezi hükümete karşı gerilla savaşı yürüten silahlı grupları destekliyordu. Günümüzde ise Kiev’deki merkezi hükümeti ve resmi ordusunu destekliyorlar. Tabi bu senaryo, eğer Ruslar Volodimir Zelenski liderliğindeki Ukrayna merkezi yönetimini devirmeyi başarırsa yakın zamanda değişebilir. O zaman Afganistan’da olanın bir benzeri yaşanabilir ve gerilla savaşı başlatılabilir. Zelenski’nin savaşmak isteyen sivillere silah dağıtılacağını açıklaması, bu ihtimalin gerçekleşebileceğine dair bir işaret olarak yorumlanabilir.



Trump ve Putin'in Ukrayna konulu görüşmelerinde ele alınanlar

Trump, savaşı sona erdirmek için bir anlaşmaya varmanın ‘gerçekten Başkan Zelenskiy'nin elinde’ olduğunu vurguladı (Reuters)
Trump, savaşı sona erdirmek için bir anlaşmaya varmanın ‘gerçekten Başkan Zelenskiy'nin elinde’ olduğunu vurguladı (Reuters)
TT

Trump ve Putin'in Ukrayna konulu görüşmelerinde ele alınanlar

Trump, savaşı sona erdirmek için bir anlaşmaya varmanın ‘gerçekten Başkan Zelenskiy'nin elinde’ olduğunu vurguladı (Reuters)
Trump, savaşı sona erdirmek için bir anlaşmaya varmanın ‘gerçekten Başkan Zelenskiy'nin elinde’ olduğunu vurguladı (Reuters)

AFP

Ukrayna'da olası bir barış anlaşmasının ana gündem maddeleri arasında toprak tavizleri ve Kiev'e güvenlik garantileri alıyor, ancak şu aşamada ateşkes veya Moskova'ya yaptırım uygulanması söz konusu değil.

Aşağıda, ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Alaska'da gerçekleştirdiği zirve sırasında yapılan görüşmelerde ele alınanlara dair edindiğimiz bilgiler yer alıyor.

Görüşmelerin ardından Trump, kendi sosyal medya platformu Truth Social üzerinden yaptığı paylaşımda, “Herkes, Rusya ile Ukrayna arasındaki korkunç savaşı sona erdirmenin en iyi yolunun, çoğu zaman geçerliliğini yitiren sıradan bir ateşkes anlaşması değil, savaşı sona erdirecek bir barış anlaşması imzalamak olduğu kararlaştırıldı” ifadelerini kullandı. Ancak Trump’ın bu tutumu, Ukrayna ve müttefiklerinin talepleriyle çelişiyor.

Bu tutum aynı zamanda Ukrayna’nın doğusunda ilerlemeye devam eden Rusya’nın zaferi olarak değerlendiriliyor.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin başından beri, savaşın ‘temel nedenlerini’ özellikle de Moskova'nın karşı çıktığı Ukrayna'nın NATO'ya katılma isteğini ele alan daha kapsamlı bir ‘barış anlaşmasına varılmasını’ talep ediyor. Zira Moskova, Ukrayna’nın NATO’ya üye olmasını bekasına yönelik bir tehdit ve ulusal güvenliği için bir tehlike olarak görüyor.

Ukrayna'nın endişeleri

Ukrayna, Trump ve Putin arasında Anchorage şehrinde imzalanacak olası bir anlaşmanın, kendi topraklarından bir kısmını terk etmesine neden olacağından korkuyor.

Rusya ordusu şu an Ukrayna topraklarının yaklaşık yüzde 20'sini, yani ülkenin güneyindeki ve doğusundaki Donetsk, Luhansk, Herson ve Zaporijya bölgelerini kontrol ediyor. Rusya 2014 yılında da Kırım Yarımadası’nı ilhak etmişti.

Putin ve Trump, basın toplantısında bu acil konuyu doğrudan ele almamış olsalar da zirvenin ardından ABD Başkanı ile Avrupalı liderler arasında yapılan telefon görüşmelerinde konuşulanlardan haberdar olan bir kaynak, Trump'ın Rusya'nın Donetsk ve Lugansk bölgelerini tamamen kontrol altına alması ve cephe hattındaki çatışmaların dondurulmasını öngören bir öneriyi desteklediğini söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre Rusya, Ukrayna'ya ilk saldırısından aylar sonra, 2022 eylülünde dört bölgeyi ilhak ettiğini duyurdu, ancak ordusu bu bölgelerin hiçbirini tam olarak kontrol altında tutmuyordu.

Rusya ordusu şu anda iki bölgenin başkentleri de dahil olmak üzere Lugansk bölgesinin neredeyse tamamını ve Donetsk'in büyük bir kısmını kontrol ediyor. Ancak Zaporijya ve Herson'da durum farklı, buradaki başlıca şehirler hala Ukrayna'nın kontrolünde.

Bu toprakların Ukrayna ve uluslararası toplum açısından ne olacağı henüz bilinmiyor. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, söz konusu topraklardan vazgeçmeyi reddediyor ve bunun ülkesinin anayasasına aykırı olduğunu vurguluyor.

Güvenlik garantileri

Ukrayna, Avrupalıların desteğiyle, düşmanlıkların durdurulması halinde Rusya'nın yeniden saldırmasını önlemek için bu garantileri talep ediyor.

Zelenskiy ve Avrupalı liderlerle yaptığı görüşmede Trump, NATO anlaşmasından esinlenerek Ukrayna'ya güvenlik garantisi vermeyi teklif etti. Ancak iki kaynak, bunun NATO'ya üyelik olmadan gerçekleşeceğini belirtti.

Öte yandan İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, bunun için ‘Ukrayna'nın tüm ortaklarının, ABD dahil, desteğini almasını ve tekrar saldırıya uğradığı takdirde harekete geçmeye hazır olmasını sağlayan kolektif bir güvenlik maddesi’ belirlenmesi gerektiğini belirtti.

Fransa ve İngiltere başta olmak üzere Avrupa ülkeleri, Ukrayna'da konuşlandırılacak, ancak cephe hatlarında görev almayacak bir ‘görev gücüne’ katkıda bulunmaya hazır olduklarını açıkladılar.

Trump, Zelenskiy'yi pazartesi günü Beyaz Saray'da kabul edeceğini ve görüşmeye Avrupa’dan bazı liderin de katılacağını açıkladı.

Trump’ın verdiği süre

Trump, “Her şey yolunda giderse, Başkan Putin ile (üçlü) bir toplantı tarihi belirleyeceğiz” diyerek, savaşı sona erdirmek için bir anlaşmaya varmanın Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy'nin ‘elinde’ olduğunu vurguladı.

Trump'ın geçtiğimiz cuma günü Rusya'ya Ukrayna'daki savaşı sona erdirmesi için verdiği süre teorik olarak sona erdi. Trump, aksi durumda Rusya'dan başta petrol ve silah olmak üzere ürün ithal eden ülkelere yönelik ‘ikincil’ yaptırımlar uygulanacağını açıklamıştı.

Ancak Trump, Putin ile görüşmesinin ardından Fox News kanalına verdiği demeçte, “Bugünkü gidişata bakılırsa, şu an bunu düşünmeyeceğim” dedi.

Buna karşın Avrupalı liderler, ‘adil ve kalıcı bir barış sağlanana kadar, Rusya'nın savaş ekonomisine baskı uygulamak için belirli ekonomik yaptırımları ve önlemleri sıkılaştırmaya devam edeceklerini’ vurguladılar.