Afganistan’da üniversiteler yeniden eğitime başlarken derslere az sayıda kız öğrenci katıldı

Kız öğrenciler eğitim haklarından mahrum bırakılmaktan korkarken Taliban, kız ve erkek öğrencilerin ayrılması şartıyla eğitimlerine devam etmelerine izin vereceğini duyurdu

Taliban’ın altı aydır yönetimde olduğu Afganistan’da üniversitelerin eğitime başlamasından sonra az sayıda kız öğrenci okullarına geri döndü (AFP)
Taliban’ın altı aydır yönetimde olduğu Afganistan’da üniversitelerin eğitime başlamasından sonra az sayıda kız öğrenci okullarına geri döndü (AFP)
TT
20

Afganistan’da üniversiteler yeniden eğitime başlarken derslere az sayıda kız öğrenci katıldı

Taliban’ın altı aydır yönetimde olduğu Afganistan’da üniversitelerin eğitime başlamasından sonra az sayıda kız öğrenci okullarına geri döndü (AFP)
Taliban’ın altı aydır yönetimde olduğu Afganistan’da üniversitelerin eğitime başlamasından sonra az sayıda kız öğrenci okullarına geri döndü (AFP)

Afganistan’daki önde gelen üniversiteler, Taliban Hareketi’nin geçtiğimiz Ağustos ayında ülkede yeniden iktidara gelmesinin üzerinden altı ay geçtikten sonra dün yeniden kapılarını öğrencilerine açtı. Ancak çok az sayıdaki kız öğrenci, cinsiyetlere göre ayrılmış sınıflara geri döndü.
Taliban Hareketi’nin 15 Ağustos 2021 tarihinde iktidarı ele geçirmesinin ardından kız liselerinin çoğu ve tüm devlet üniversiteleri kapılarını kapattı. Bu durum, Taliban’ın daha önce iktidarda olduğu 1996- 2001 yılları arasında yaşananlara benzer şekilde kız öğrencilerin eğitimden mahrum kalacağına ilişkin korkuları artırdı.
Afganistan’da yeniden iktidara gelen Taliban, bu kez kız öğrencilerin eğitimlerine devam etmesine izin vereceğini söylese de bunun ancak İslami kurallara göre kız ve erkek öğrencilerin bir birinden ayrıldığı sınıflarda olacağını vurguluyor.
Ülkenin güneyindeki bazı örgün eğitim kurumları geçtiğimiz ay derslere başladı. Ancak Afganistan'daki en eski ve en büyük eğitim kurumu olan yaklaşık 25 bin öğrenci kapasiteli Kabil Üniversitesi, geçtiğimiz yıl kapattığı kapılarını dün, hiç bir tören yapmadan ve az sayıda öğrencinin katılımıyla yeniden açtı.
Taliban üyeleri, gazetecilerin geniş üniversite kampüsüne girmesine izin vermezken üniversite girişi yakınlarında bekleyen basın mensupları bölgeden uzaklaştırıldı.
Ancak Fransız Haber Ajansı (AFP), üniversite kapısından uzakta bazı kız öğrencilerle konuşmayı başardı. Kız öğrenciler, üniversitedeki ilk günlerinin ardından karışık duygular içerisinde olduklarını ifade ettiler.
Soyadını belirtmek istemeyen İngilizce öğrencisi Basira, “Üniversite yeniden açıldığı için mutluyum. Eğitimlerimize devam etmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.  Ancak, Taliban üyelerinin cep telefonlarını üniversiteye getirdikleri için kendilerini azarlamaları dahil olmak üzere bazı zorluklarla karşılaştıklarını ifade eden Basira, “Bize iyi davranmadılar. Kabaydılar” dedi.
Bir başka İngilizce öğrencisi Meryem ise sınıflarında sadece yedi kız öğrencinin olduğunu belirtti. Daha önce erkek ve kız karma bir şekilde sınıflarında 56 öğrencinin olduğunu kaydeden Meryem, “Belki de bazıları ülkeyi terk ettiği için profesör sıkıntısı da var” diye konuştu.
Benzer görüntülere ülke genelindeki üniversitelerde de rastlanıldı. Taliban yönetimine karşı direnişin kalbinde yer alan Pençşir’de hiçbir öğrenci Pençşir Üniversitesi’ne geri dönmedi.
Profesör Nurrahman Efdali, “Yarın mı yoksa sonraki gün mü gelirler bilemiyorum” dedi.
Taliban, en son Pencşir’in kontrolünü eline geçirdi. Pencşir Üniversitesi’ndeki bölümlerden birinin başkanı olan Cabir Cibran, çatışmalar sırasında çok sayıda sınıfın hasar gördüğünü ve henüz tamir edilemediğini söyledi.
Taliban, kadınların siyah bir abaya (genellikle siyah, bol ve uzun giysi) giymesini ve başörtüsü takmasını şart koşsa da önceki iktidar zamanında zorunlu olan peçe takılmasını veya burka giyilmesini vurgulamadı.
Bamiyam Üniversitesi'nde biyoloji öğrencisi olan Suheyla Rüstami, “Daha önce hiç başörtüsü takmadım. Benim için yeni bir durum. Kot pantolon ve diğer normal kıyafetler giyiyordum. Başörtüsü takmak benim için zor olacak” ifadelerini kullandı.
İran sınırı yakınlarındaki Herat’ta da öğrenciler tarihi İpek Yolu üzerinde yer alan ve bir zamanlar İslam dünyasının en önemli kültür merkezlerinden biri olan kentte öğretim üyesi eksikliğinden şikayet ettiler. Sanat öğrencisi Parisa Naravan, “Hocalarımızın çoğu ülkeyi terk etti. Yine de üniversitenin kapıları açıldığı için mutluyuz” dedi.
Taliban Hareketi’nin yeniden iktidara gelmesiyle on binlerce Afgan ülkesinden kaçtı. Aralarında profesörler, öğretim görevlileri ve Taliban Hareketi’nin açıkça eleştirenler yer alıyordu.
Şu ana kadar hiçbir ülke, Taliban’ın kadınlara, birçok devlet işlerinden uzaklaştırılmaları da çok sayıda kısıtlama getiren yeni iktidarını tanımadı.
Kabil'deki bir üniversite öğrenci olan Hasina, kadınlar için üniversite hayatının eskisinden çok farklı hale geldiğini vurguladı. Hasina, “Sınıftan dışarı çıkmamamız istendi. Artık kafeterya yok. Üniversitenin bahçesine çıkmamıza izin verilmiyor” diye ekledi.



Trump’ın fon kesme tehdidi Harvard’ı alarma geçirdi: 750 milyon dolar borç alınacak

Filistin'e destek eylemlerinde Harvardlı öğrenciler, okulun İsrailli firmalarla işbirliğini sonlandırmasını istemişti (Reuters)
Filistin'e destek eylemlerinde Harvardlı öğrenciler, okulun İsrailli firmalarla işbirliğini sonlandırmasını istemişti (Reuters)
TT
20

Trump’ın fon kesme tehdidi Harvard’ı alarma geçirdi: 750 milyon dolar borç alınacak

Filistin'e destek eylemlerinde Harvardlı öğrenciler, okulun İsrailli firmalarla işbirliğini sonlandırmasını istemişti (Reuters)
Filistin'e destek eylemlerinde Harvardlı öğrenciler, okulun İsrailli firmalarla işbirliğini sonlandırmasını istemişti (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump’ın, Filistin’e destek protestolarına yanıt olarak federal fonları kesme tehdidinin ardından Harvard Üniversitesi borç almayı planlıyor. 

Bloomberg’ün aktardığına göre prestijli üniversite, Wall Street’e 750 milyon değerinde vergilendirilebilir borç senedi (tahvil) satmayı hedefliyor.

Üniversite yönetiminden yapılan açıklamada, bunun bir “acil durum planı” olarak devreye konacağı, “akademik çalışmaların ve araştırmaların ilerletilmesi için gereken kaynakların değerlendirildiği” belirtildi. 

Trump yönetimi, ABD’de geçen yıl patlak veren İsrail karşıtı eylemlere dair sert adımlar atıyor. Washington, prestijli üniversitelere sağlanan toplamda 9 milyar dolarlık fonu tekrar gözden geçiriyor. 

Beyaz Saray’ın geçen hafta Harvard’a gönderdiği mektupta, herhangi bir eylemde protestocuların maske takmasının yasaklanması, çeşitlilik, eşitlik ve katılım esaslı programların sonlandırılması, gerekli görülen durumlarda güvenlik güçleriyle işbirliği yapılması gibi talepler sunulmuştu. Bunların karşılanmaması durumunda federal fonun kesileceği bildirilmişti. 

Harvard Üniversitesi, mektubun taraflarına ulaştığını doğrularken taleplere ilişkin henüz açıklama yayımlamadı. 

Diğer yandan Harvard yönetimi, Ortadoğu Çalışmaları Merkezi (CMES) Direktörü Prof. Dr. Cemal Kafadar ve yardımcısı Rosie Bsheer'i geçen ay görevden almıştı. CMES’in bazı çalışmalarının “Yahudi düşmanlığı içerdiği” öne sürülmüştü. 

Trump, ABD’deki Filistin'e destek eylemlerinin başlangıcına sahne olan Columbia Üniversitesi’ni de kampüste “antisemitizme karşı” önlemler alınmaması halinde fonları kesmekle tehdit etmişti. Columbia, kendilerine tanınan sürenin son gününde Trump’ın taleplerinden bazılarının kabul edildiğini duyurmuştu. 

Columbia’daki Filistin’e destek eylemlerinin önde gelen isimlerinden aktivist Mahmud Halil’in gözaltına alınması da gündem olmuştu. Trump, Halil’in “Hamas destekçisi” olduğunu ve sınır dışı edilmesi gerektiğini ileri sürmüştü.

Ayrıca Tufts Üniversitesi’nde doktora yapan Rümeysa Öztürk'ün Filistin'e destek verdiği gerekçesiyle gözaltına alınması da tartışma yaratmıştı. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Öztürk'ün öğrenci vizesinin iptal edildiğini ve kendisinin sınır dışı edileceğini açıklamış, daha sonra federal yargıç Denise Casper, sınır dışı sürecini durdurma kararı vermişti. Louisiana'daki bir gözaltı tesisine götürülen Öztürk, tekrar Vermont’ta yargılanacak.

Columbia Üniversitesi'nde 18 Nisan 2024’te başlayan olaylar, onbinlerce öğrenci ve akademisyenin katılımıyla Princeton, Yale, MIT ve Harvard gibi prestijli eğitim kurumlarının da yer aldığı birçok üniversiteye hızla yayılmıştı. New York Times’ın verilerine göre temmuzda hız kaybeden eylemlerde aralarında öğrenci ve akademisyenlerin yer aldığı toplamda en az 3 bin 100 kişi tutuklanmış veya gözaltına alınmıştı. 

Dönemin ABD Başkanı Joe Biden da eylemlere tepki göstererek "Yahudi düşmanlığı içeren bu protestoları kınıyorum" demişti.

Independent Türkçe, Bloomberg, Reuters