Sudan Direniş Komiteleri’nden sözleşme önerisi

Öneri, ‘devriminin güçlerini birleştirmek’ amacıyla yapıldı.

Hartum önceki gün gösterirle sahne oldu. (AFP)
Hartum önceki gün gösterirle sahne oldu. (AFP)
TT

Sudan Direniş Komiteleri’nden sözleşme önerisi

Hartum önceki gün gösterirle sahne oldu. (AFP)
Hartum önceki gün gösterirle sahne oldu. (AFP)

Sudan Direniş Komiteleri (halk hareketlerinin yönettiği örgütler) güçlerini birleştirmek için ‘Halk Yönetimini Kurma Sözleşmesi’ adı verdikleri bir öneri sundu. Devrimci güçlerle birleşmeyi amaçlayan bu öneri, askeri otoritenin yasallaştırılmasına karşı durmayı, ordu ve güvenlik kurumlarını yeniden yapılandırmayı ve reformist bir sivil devlet kurmayı hedefliyor.
Direniş Komiteleri sözcüleri dün Hartum'da düzenlenen basın toplantısında, sözleşmenin, ‘askeri darbelere’ ve bunların Sudan’daki siyasi sahneyi şekillendirmede oynadığı role son vermeyi amaçladığını belirterek, ‘darbelerin, demokratik bir ulusal devletin kurulmasını engellediğini’ vurguladılar.
Şarku’l Avsat’ın bir nüshasını edindiği sözleşme 25 Ekim askeri darbesinin devrilmesini, darbeye dahil olanların hem sivil hem de askeri olarak hesap vermesini, anayasal belgenin kaldırılmasını ve Nisan 2019 tarihinden itibaren imzalanan 11 anlaşma ve kararnamelerin gözden geçirilmesini hedefliyor. Sözleme ile ayrıca darbecilerle doğrudan veya dolaylı müzakereler yapılması yönündeki çağrılara da karşı çıkılıyor.
Direniş komiteleri değişim görevlerinin iki yıllık bir süre içinde yerine getirilmesine katkı sağlayacak şekilde, yönetim yapılarının ve devrimin hedeflerinin belirleneceği bir geçiş anayasasının hazırlanmasını önerdi. Sözleşme aynı zamanda imzacı güçler arasındaki fikir birliği ile bağımsız, geçici bir başbakanın atanmasını da kapsıyor.
Kültürel, toplumsal cinsiyet ve etnik çoğulculuğa saygı gösterme taahhüdü verilen sözleşmede, üzerinde anlaşmaya varılan mekanizmalara göre oluşturulacak bir geçiş yasama konseyi oluşturmanın önemine değinildi. Ayrıca aynı mekanizmalar tarafından oluşturulan yasama ve eyalet konseylerinin yanı sıra Geçiş Dönemi Adalet Komisyonu, sınırlar, yolsuzluk, güvenlik ve orduda reform başlıklarında çalışacak 11 bağımsız komisyonun oluşturulması istendi.
Dün sunulan sözleşmede ‘birlik seçeneğini güçlendiren, servet ve gücün adil dağılımını sağlayan ve halkın katılımının temelini genişleten’ bir federal hükümet sisteminin kabul edilmesi şart koşulurken eksiksiz bir siyasi geçiş sağlanması için geçiş dönemi ve yargı adaleti ilkesinin uygulanması çağrısında bulunuldu. Açıklamada sözleşmenin tüm adaletsizlikleri, dökülen kanı, baskıyı, işkenceyi ve istismar uygulamalarını durdurmasını hedeflediği aktarıldı.
Sözleşmede ayrıca Kurtuluş Dönemi boyunca, 11 Nisan’dan sonra insan hakları ihlallerinin yanı sıra oturma eylemlerine yönelik şiddet ve 25 Ekim’den sonraki bakılar da dahil olmak üzere savaş suçlarına karışanların hesap vermesini sağlamak için mahkemeler ve savcılıklar kurulması istendi. Hesap verebilirliğin sağlanması talep edildi. Sözleşmeye ayrıca geçiş dönemi adaleti sorunu, barış süreçleri, yargı ve adalet makamının yeniden yapılandırılması, güvenlik ve askeri kurumların reformu da dahil edildi.
Halk Yönetimini Kurma Sözleşmesi, Genel İstihbarat Servisi'nin yeniden inşası çağrısında bulunarak görevlerini bilgi toplamak, sınıflandırmak, analiz etmek ve ilgili makamlara sunmak ile sınırlandırıyor. Ayrıca polis reformu, profesyonellik, bağımsızlık, silahlı kuvvetlerin yeniden yapılandırılması ve birleşik bir ulusal ordunun oluşturulmasını hedefliyor. Ayrıca vatanı, vatandaşı ve anayasayı korumaya dayalı bir askeri doktrin ile milisleri ve silahlı hareketlerin dağıtılası, silahlı kuvvetlerin rehabilite edilmesi ve Askeri Güvenlik Reform Komisyonu’nun oluşturulmasını da amaçlıyor.
Sözleşme, vatandaşların acılarını hafifletecek ve ekonomik zorlukları ele alacak şekilde, kalkınma ekonomisine dayalı bir ekonomik vizyon içeriyor. Refah devletine dayalı bir ekonomik sistemin kurulması, kamu borçlarının dengelenmesi ve uluslararası finans kuruluşları ile müzakereler için görev tanımı ve ekonomik kalkınma programları ile iç kaynakların seferber edilmesi de dahil Maliye Bakanlığı'nın yetkisini kamu fonlarına devretmeyi hedefliyor. Sözleşmede ayrıca yatırımların Bakanlığın yetkisine verilmesi, imzalanan ekonomik anlaşmaların gözden geçirilmesi, yolsuzluk ve kamu fonlarının ve yağmalanan varlıkların geri alınması için hesap verilebilirliğin sağlanması yönünde maddeler bulunuyor.
Sözleşme, vatandaşlığa dayalı, kadın haklarını koruyan ve gençlerin her alanda temsiline dayalı ulusal demokratik devletin oluşturulmasını da amaçlıyor.
Direniş komiteleri kendileri tarafından sunulan sözleşmenin Hartum'daki direniş komiteleri, eyaletler, sendikalar, kadın hakları örgütleri, yerinden edilenlerin yanı sıra siyasetçilerin ve diğer örgütlerin koordinasyonuyla tartışılacağını, geliştirilmesinin ardından imzaya sunulacağını duyurdu.
Komiteye göre sözleşme, Güvenlik Komitesi ile müzakereleri kabul eden ve görüşmelere katılan sivil ve siyasi güçlerin, ortaklık deneyiminin değerlendirmesini yapmalarını ve hatalar için kamuoyundan özür dilemelerini şart koşuyor.
Sudan Direniş Komiteleri ilk olarak, İslamcı rejime karşı yürütülen muhalefet sırasında, halk örgütleri olarak ortaya çıktı. Halkı, rejimi devirmede harekete geçirme için önemli bir rol oynadı. Daha sonra Sudan Ordu Komutanı Abdulfettah el-Burhan’ın 25 Ekim 2021 tarihinde gerçekleştirdiği askeri darbeye karşı seferberlikte büyük rol aldı.
Komiteler söz konusu tarihten bu yana olağanüstü halin kaldırılması ve siyasi tutukluların serbest bırakılması çağrısında bulunarak askeri yönetime karşı protesto gösterileri ve yürüyüşler organize ediyor. Komiteler, geçtiğimiz ekim ayından bu yana 83 kişinin öldüğü, iki bini aşkın kişinin de yaralandığı olaylarda askeri otoritenin protestoculara karşı kullandığı aşırı şiddete maruz kaldılar.



Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarının ardından... Cep telefonlarımız uzaktan patlatılabilir mi?

Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarının ardından insanlarda cep telefonlarının saldırıya uğraması ve patlaması korkusu hakim (AFP)
Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarının ardından insanlarda cep telefonlarının saldırıya uğraması ve patlaması korkusu hakim (AFP)
TT

Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarının ardından... Cep telefonlarımız uzaktan patlatılabilir mi?

Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarının ardından insanlarda cep telefonlarının saldırıya uğraması ve patlaması korkusu hakim (AFP)
Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarının ardından insanlarda cep telefonlarının saldırıya uğraması ve patlaması korkusu hakim (AFP)

Lübnan genelinde Hizbullah çağrı cihazları ve telsizlerine yönelik eşi benzeri görülmemiş güvenlik ihlali ve salı ile çarşamba günleri binlerce eş zamanlı patlama, kişisel cep telefonlarının ne kadar tehlikeli olduğu ve nasıl uzaktan patlatılabildiği konusunda birçok soruyu gündeme getirdi.

Cep telefonu bataryaları son derece yanıcı kimyasallardan üretilir, ancak bir kontrol ünitesi doğrudan bataryaya bağlıdır ve bataryayı güvende tutmak için özel bir yazılımla donatılmıştır.

DeepSAFE Technology'nin kurucusu ve McAfee, Intel ve Nokia'da güvenlik ve koruma araştırmaları eski başkanı olan Ahmed Sallam'a göre bu kontrol ünitesi, en önemlisi tüm üniteyi bataryanın sıcaklığını ateşleme noktasına yükseltebilecek kötü amaçlı yazılım içeren başka bir ünite ile değiştirmek olan çok sayıda hackleme yöntemi ile kötü niyetli olarak manipüle edilebilir. Bu, Lübnan vakasında olduğu gibi belirli cihazları hedef almak için yapılabilir.

grbtny
Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarında hayatını kaybedenler için düzenlenen cenaze töreninden (AFP)

Şarku’l Avsat'a konuşan Sallam, “Kötü niyetli bir şekilde üretilebilen bataryalar da var. Bunlar ya sıcaklığı belirli bir dereceye yükselterek ya da patlatma sistemini harekete geçiren bir ünite aracılığıyla ateşlenebilen patlayıcı maddeler içerirler. Tüm bunlar, radyo dalgaları ya da herhangi bir kablosuz elektrik dalgası yoluyla uzaktan sinyal alabilen harici bir iletişim ünitesi ile bataryaya içeriden bağlı çok küçük bir kontrol ünitesi yerleştirilerek yapılabilir” ifadelerini kullandı.

Sallam sözlerini şöyle sürdürdü: “Dış dünya ile iletişim olmasa da patlamalar senkronize edilebilir. Kötü amaçlı yazılım, tıpkı saatli bombaların çalıştığı gibi, tüm patlamaların aynı anda gerçekleşmesi için belirli bir anı bekleyebilir.”

Los Angeles'taki California Üniversitesi Kimya Bölümü'nde yardımcı doçent olan ve pil geliştirme ve üretiminde uzmanlaşmış bir ABD şirketi olan Nanotech Energy'nin bilim ve teknoloji şefi Maher el-Kady, “Lübnan'daki patlamalar tesadüfen değil, kasıtlı olarak meydana geldi. Büyük olasılıkla cihazlara uzaktan etkinleştirilen bir kontrol devresi yerleştirilmişti. Bu da patlamaların senkronizasyonunu açıklıyor” şeklinde konuştu.

cdvfgthy
Lübnan Ordusu tehlikeli gördüğü telsiz ve çağrı cihazlarını imha etmek üzere topluyor. (AFP)

Şarku’l Avsat'a açıklamalarda bulunan el-Kady, “Herhangi bir bataryanın patlamasına yol açabilecek birkaç mekanizma vardır. Bunlardan ilki, mobil cihazın ya da elektrikli otomobilin bataryaya metal bir cismin girmesine yol açan bir kazaya maruz kalması ya da batarya parçalarının sıkışmasına ve parçalarının tahrip olmasına yol açan yüksek orandaki basınç yahut da bataryanın yüksek bir yerden düşerek parçalarının tahrip olmasıdır. İki olasılık daha var: Birincisi bataryanın sıcaklığının çok yüksek oranlara çıkmasına neden olarak patlamasına yol açan harici bir katalizörün varlığı ve ikincisi de bataryanın içindeki pozitif terminalin negatif terminale bağlanmasına yol açan harici bir etkileyicinin varlığıyla ilgili” ifadelerini kullandı.

Uzmanlara göre cep telefonları hacklenebilir. Ayrıca üretim ya da tedarik aşamalarından herhangi birinde ya da internet üzerinden erişilerek patlatılmak üzere içlerine kötü niyetli yazılımlar entegre edilebilir.

El-Kady, kasıtlı bir dış neden olmaksızın, üretim hataları nedeniyle bir pilin patlama olasılığının 10 milyon pil başına bir pili geçmediği konusunda kamuoyuna güvence verirken, pillerin 150 santigrat derecenin üzerine çıkabilen yüksek sıcaklıklara dayanmasını sağlamak için titiz testler yapıldığını da belirtti. Ancak bu durum, çağrı cihazlarında ve modern mobil cihazlarda bulunan lityum-iyon pilleri ‘saatli bomba’ olarak tanımlamasına engel olmadı. “Pil patlamalarının neden olduğu hasar, pilin boyutuna ve kullanıcının konumuna veya insan vücudunun hayati organlarından herhangi birine ne kadar yakın olduğuna bağlıdır” diyen el-Kady, elektrikli arabalar söz konusu olduğunda durumun daha da kötüleşeceğini, çünkü batarya boyutlarının bir cep telefonu bataryasının 5 bin ila 7 bin katına ulaşabileceğini belirtti.

Tedarik zincirleri

Yaşananların tekrarlanmasının nasıl önlenebileceği konusunda ise Sallam, tedarik zincirinin güvence altına alınması gerektiğine işaret ederek, Lübnan'a gelen cihazlarda olası değişiklikleri kontrol etmenin ve içlerine yeni bileşenler yerleştirilip yerleştirilmediğini test etmenin birçok yolu olduğunu açıkladı.

 

ascdvrg
Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarının ardından insanlarda cep telefonlarının saldırıya uğraması ve patlaması korkusu hakim (AFP)

Teknik olarak, hassas bir terazi kullanılarak, ne kadar küçük olursa olsun cihazın ağırlığındaki herhangi bir değişiklik tespit edilebilir, böylece üzerinde herhangi bir değişiklik yapılıp yapılmadığı anlaşılabilir. Bu hassas terazi, başta batarya olmak üzere her bir birimin ağırlığını doğru bir şekilde hesaplamak için kullanılmalıdır. X-ray ve CT Scan gibi radyolojik cihazların yanı sıra patlayıcılar için kimyasal tespit üniteleri de kullanılabilir ve tüm bu teknik araçlar genellikle havaalanlarının içinde kullanılır. “Lübnan örneğinde meselenin ele alınışında büyük bir güvenlik açığı olduğunu düşünüyorum” diyen Sallam, herhangi bir patlayıcı maddenin varlığını ya da yokluğunu teyit etmek için kullanılabilen teknolojilerin mevcut olduğunu vurguladı.

fvrbgty
Çağrı cihazı patlamalarının kurbanları (AP)

Medya kuruluşlarına göre, Lübnan'daki çağrı cihazları Tayvanlı bir şirket tarafından tasarlanmış ve Avrupa'da bilinmeyen başka bir şirkete üretim lisansı verilmişti. Bu nedenle üretim güvenliği ve uygulama kalitesi ile ilgili konular tespit edilememiş olabilir.

Genel olarak çağrı cihazları, ister alıcı uçta tek yönlü bir bağlantı olsun, ister alıcı ve verici uçta iki yönlü bir bağlantı olsun, iletişim sürecini kontrol etmek için bir sunucuya ihtiyaç duyar. Ancak Sallam'a göre bu sunucular veri tabanlarına sahip ve genellikle siber saldırılara ve hacklere karşı savunmasız olan dijital işletim sistemlerini çalıştırıyor.

“Çağrı cihazları tedarik zinciri boyunca değiştirilebilir, aynı şey sunucular için de geçerli olabilir” diyen Sallam, cihazların kendilerinin de değiştirilebileceğini ve üretim süreçleri ya da nakliye ve tedarik zincirleri sırasında ‘kötü niyetli’ yazılımlar eklenebileceğini açıkladı.