BM’den Libya’da sakinlik çağrısı

Başağa hükümetinin onaylanması için Tobruk’ta meclis oturumu düzenlendi

Ulusal Birlik Hükümeti Başkanı Abdulhamid Dibeybe başkent Trablus’taki Polis Eğitim Enstitüsü’nde düzenlenen mezuniyet törenine katıldı. (Libya Hükümeti)
Ulusal Birlik Hükümeti Başkanı Abdulhamid Dibeybe başkent Trablus’taki Polis Eğitim Enstitüsü’nde düzenlenen mezuniyet törenine katıldı. (Libya Hükümeti)
TT

BM’den Libya’da sakinlik çağrısı

Ulusal Birlik Hükümeti Başkanı Abdulhamid Dibeybe başkent Trablus’taki Polis Eğitim Enstitüsü’nde düzenlenen mezuniyet törenine katıldı. (Libya Hükümeti)
Ulusal Birlik Hükümeti Başkanı Abdulhamid Dibeybe başkent Trablus’taki Polis Eğitim Enstitüsü’nde düzenlenen mezuniyet törenine katıldı. (Libya Hükümeti)

Libya’da gözler ülkenin doğusundaki Tobruk şehrinde bulunan Temsilciler Meclisi’ne çevrilmiş durumda. Zira Abdulhamid Dibeybe başkanlığındaki Ulusal Birlik Hükümeti’ne alternatif olarak Fethi Başağa liderliğindeki yeni ‘İstikrar’ hükümetine güven oyu oturumu düzenlenecek.
Dibeybe’nin geçen mart ayından bu yana iktidara gelmesinden bir yıl sonra, Temsilciler Meclisi üyeleri ülkedeki siyasi ve askeri gerginlik ortamında Başağa hükümetini onaylamak için oy kullanmak zorunda kalacaklar.
Yerel medya organlarında Dibeybe’nin bugünkü ‘yeni hükümete güven oyu verme amaçlı Temsilciler Meclisi oturumunu görüşmek’ üzere başkent Trablus’ta hükümeti destekleyen beş milletvekili ile bir araya geldiği bildirildi. Medya organlarına göre beş milletvekili, Dibeybe’ye bir sonraki seçimlere kadar hükümetin başında kalmasına destek verdiklerini belirttiler.
27 Şubat’ta Birlik Hükümeti’nin, bazı şantajlara maruz kaldığı görüldü. Ayrıca Savunma Bakanlığı’na bağlı bazı taburların mensupları ve Batı Bölgesi’ndeki genelkurmay liderleri, 2014’ten bu yana ödenmeyen maaşlarının verilmesini talep ettiler.
Aynı şekilde Savunma Bakanı olarak Dibeybe’yi acilen ve ivedilikle müdahale etmeye ve maaş ödemeleri için yetkili makamlara başvurmaya çağırdılar.
Diğer yandan ez-Zaviye şehrinde Siyasi ve Sosyal Bileşenler Birliği, parlamentonun ‘Dibeybe’nin neden olduğu bölünmeyi sona erdirmek için bir yol haritası hazırlama ve Başağa liderliğindeki yeni bir hükümeti onaylama’ çabalarına desteğini açıkladı.
Birlik, 27 Şubat’ta yaptığı açıklamada Birlik Hükümeti’ni, ‘seçimleri engellemek, iktidarı ele geçirmek ve Libya’yı Dibeybe ailesine ait bir krallığa dönüştürmek’ ile suçladı.
Abdulhamid Dibeybe, 27 Şubat’ta başkent Trablus’taki Polis Eğitim Enstitüsü Uyuşturucuyla Mücadele Birimi unsurlarının mezuniyet törenine katıldı. Dibeybe tören sırasında hükümetinin ülkenin yeteneklerini korumak ve suç çetelerini dağıtmak için mezunlar vermeye kararlı olduğunu vurguladı. Dibeybe ayrıca, hükümetin toplumdaki bu yıkıcı olaylarla mücadele etmek için İçişleri Bakanlığı, uyuşturucuyla mücadele merkezleri ve diğer güvenlik teşkilatlarına verdiği desteği dile getirirken ülke genelinde güvenlik ve istikrarın hâkim olması için tüm uyuşturucu satıcılarının yolunu kestiklerini vurguladı.
Dibeybe geçen cumartesi akşamı Misrata İzci Alayı tarafından düzenlenen Liderler Hazırlık Kursu’na katılımı sırasında da ülke genelinde izcilik hareketine verdiği desteği dile getirdi.
Ulusal Birlik Hükümeti geçen cumartesi akşamı büyükelçiliklerinde çalışmak üzere 500’den fazla kişiyi yurt dışına gönderdiği yönündeki söylentileri yalanladı. Hükümet, yaptığı kısa bir açıklamada yanıltıcı kampanyalara maruz kaldığını belirterek sosyal medya organlarında bu konuyla ilgili dolaşan söylentileri de yalanladı.
Diğer yandan Birleşmiş Milletler (BM) Libya Özel Temsilcisi Stephanie Williams, 27 Şubat’ta BM misyonundan bir heyetin başkanlığında Sabratha şehrine sürpriz bir ziyarette bulundu. Williams, belediye başkanı, belediye meclisi üyeleri ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile ülkenin tanık olduğu siyasi durum ve seçimlerin bir an önce yapılması gerekliliği konusunda görüşmede bulundu.
Özel Temsilci geçen cumartesi akşamı BM Misyonu Başkanı Risdon Zeninga ile Trablus’ta bir grup Libyalı siyasi isimle bir araya gelirken, ‘sakinliği koruma, siyasi fikir birliğini destekleme ve tüm Libyalıların çıkarlarını geliştirme’ başlıklarının gerekliliğine dikkat çekti.
Williams, heyetin ‘mevcut siyasi durumu ele almak, seçim yapma yoluna geri dönmek ve kadınların ve diğer bileşenlerin rolünü ve siyasi sürece dahil edilmesini güçlendirmek’ üzere öneriler sunduğunu söyledi.
Diğer taraftan Tuareg kabilelerinin bir sözcüsü, ülkenin en büyük petrol sahası olan Libya’nın güneyindeki Şerare petrol sahasına giden yolun ‘kendilerine ulusal numara verilmemesini protesto etmek üzere’ trafiğe kapatıldığını açıkladı.
Kabile Şeyhleri Konseyi Sözcüsü Hüseyin Kouyi, protestonun askeri ayaklanmaya dönüşebileceğine karşı uyarıda bulundu.
Şerare petrol sahası, günlük 300 bin varil ham petrol kapasitesine sahip. Saha geçmişte de sık sık kapanmalara tanık olmuş ve milyonlarca dolarlık zarara uğramıştı.



Ortadoğu'da Dürziler: Gizemli doktrin ve önemli siyasi rol

Suriye’de bir cenaze sırasında Dürzi şeyhleri (AFP)
Suriye’de bir cenaze sırasında Dürzi şeyhleri (AFP)
TT

Ortadoğu'da Dürziler: Gizemli doktrin ve önemli siyasi rol

Suriye’de bir cenaze sırasında Dürzi şeyhleri (AFP)
Suriye’de bir cenaze sırasında Dürzi şeyhleri (AFP)

Dürziler, dini ve sosyal gizliliğini korumaya çalışırken, Ortadoğu'da Lübnan, İsrail ve Suriye gibi yayıldığı ülkelerde siyasi roller oynayan bir azınlığı oluşturuyorlar.

Son birkaç gün boyunca, Güney Suriye'deki Suveyda şehrinde Dürzi milisler, Bedevi milislerle çatışmaya girdiler ve bunun sonucunda yaklaşık 100 kişi hayatını kaybetti. Suriye hükümeti güçleri salı günü Suveyda şehrine girip ateşkes ilan ederken, İsrail Suriye güçlerini hedef alan hava saldırıları düzenlediğini duyurdu. Zira Tel Aviv daha önce azınlık Dürzi halkını korumaya ve Güney Suriye'de asker konuşlandırmayı önlemeye çalışacağına söz vermişti.

Peki Dürziler kimdir ve inançları, siyaset ve toplumdaki rolleri hakkında ne biliyoruz?

Dini inançları

Dürzilik, 11’inci yüzyılın başında, İmamiye’den (İsna Aşeriye) sonra Şiiliğin ikinci en büyük dalı olan İsmâiliyye mezhebinin bir fırkasıdır.

Kendilerine Muvahhidun diyen Dürziler, Lübnan'daki en yüksek dini otorite olan el-Akl Şeyhliğinin web sitesine göre, “Bir ve tek olan, yeri ve göğü yaratan Allah’a” meleklerine, peygamber ve resullerine, ahiret gününe inanırlar.

Mezhep mensupları ile sınırlı olan öğretilerinin gizliliğini açıklar şekilde, ritüellerine aşina olan ve adının açıklanmasını istemeyen birinin AFP’ye vurguladığı gibi, Dürziler inançlarında “zahiri mesaj ile batini mesaj”ı temel alırlar.

Bahsi geçen kişi, tek tanrılı dinlerin uzun bağlamlarına dayanan, dini kavramları felsefe ile karıştırma yoluyla Platon'un fikirlerinden etkilenen, “Allah’ın gerçek tevhidinde olgun bir aşamaya” dayanan öğretilerden bahsediyor.

Dürzilik, sözde doğruluk, iman kardeşlerini koruma ve karşılıklı yardım, İblis'i ve bütün şer güçleri tanımama gibi yedi temel tavsiyeyi (esası) benimser ve reenkarnasyonun “mezhebin bir parçası” olduğuna inanır.

Dini günler

Dini günleri, diğer mezhepler ile aynıdır. Ek olarak, kurban bayramından önceki on gün boyunca yapılan günlük toplantılar vardır. Bu toplantılarda dini okumalar, bazı ibadetler, bazı şiirler ve manevi okumalar yapılır. Bunlar Muvahhid birisinin yerine getirmesi halinde gerçek tevhidi uygulamış kabul edileceği yedi esası pekiştirmektedir.

Aynı şekilde, Hicri yeni yılı ihya ederler ve herkes gücü yettiğince zekat öder.

Şeyhleri iman kardeşlerini koruma ve iletişimi koruma ilkesini yerine getirmek için perşembe-cuma gecesi ritüelleri ve ibadetleri eda etmek, dini okumalar yapmak amacıyla toplanırlar.

Mezhebin öğretileri mensupları arasında gizli kalır ve bazı karma evliliklerin varlığına rağmen, genellikle Dürzilerin kendilerine mezhep mensuplarının dışında hayat arkadaşı seçmeleri hoş karşılanmaz.

Yayıldıkları bölgeler

Dindar erkeklerinin siyah kıyafetler giyinip başlarına beyaz sarık sardıkları, kadınlarının ise yine siyah kıyafetler giyip, başlarını ve yüzlerinin bir kısmını örten beyaz bir başörtü taktıkları Dürzilerin sayısının 1 milyondan fazla olduğu tahmin ediliyor.  

Dürzi mezhebi mensupları çoğunlukla Lübnan, Suriye, Filistin toprakları ve Ürdün'deki dağlık bölgelerde yoğun bir şekilde yaşıyorlar.

Suriye'deki nüfuslarının 700 bin olduğu tahmin ediliyor ve çoğu kaleleri sayılan Suveyda şehrinin bulunduğu ülkenin güneyinde yaşıyor. Ayrıca Şam kırsalındaki Ceramana ve Sahnaya ilçeleri ile ülkenin kuzeybatısındaki Idlib'de sınırlı sayıda bulunuyorlar.

Lübnan'da sayılarının yaklaşık 200 bin olduğu tahmin ediliyor ve yoğun olarak ülkenin merkezindeki dağlarda, özellikle de Şuf, Aliya ve el-Metn el-Ala bölgelerinde, ayrıca Cebel el-Şeyh’in batı eteklerindeki Hasbaya ve Raşiya gibi bölgelerde yaşıyorlar.

İsrail'de ise Celile, Karmel Dağı ve işgal altındaki Golan Tepeleri'nde 20'den fazla köyde dağınık bir şekilde yaşıyorlar. Merkezi İstatistik Bölümü'ne göre, İsrail vatandaşlığına sahip olanların sayısı 153 bin. Ek olarak, Golan'da yaşayan yaklaşık 23 bin Dürzi’nin büyük çoğunluğu kalıcı İsrail ikametgah belgesine sahip.

İsrail'deki Dürzi Mirası Merkezi'ne göre, İsrail mezhebi “kendi mahkemeleri ve bağımsız manevi liderliği ile tek başına bir oluşum olarak” tanıyor.

Tarihçi Sami Nesib Makarem, “Dürzi İnancı” adlı kitabında, özellikle Lübnan ve Kuzey Suriye'deki bazı Dürzilerin “16. yüzyıldan itibaren Cebel-i Havran'a göç ettiğini” ve bölgenin “Cebel-i Dürzi” olarak anılmaya başladığını belirtiyor.

Buradan bazıları, özellikle kuzeyde yaklaşık 15 bin ila 20 bin Dürzi'nin yaşadığı Ürdün'e göç etti.

Az sayıda Dürzi de Latin Amerika, Güneydoğu Asya ve Avustralya gibi dünyanın çeşitli bölgelerine ve ayrıca Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ve Meksika'ya göç etti.

Sosyal ve politik rol

Dürziler, farklı ülkelere yayılmalarına rağmen yakın bağlarını sürdürmeye çalıştılar.

Beyrut Amerikan Üniversitesi'nden tarihçi Profesör Makram Rabah, Dürziler, Maruniler ve Lübnan Dağı'ndaki çatışmalar üzerine yazdığı bir diğer kitapta şu açıklamayı yapıyor: “Karma evlilikler ve Dürziler arasında ilişkiler var ve din adamları bu ilişkinin sürdürülmesinde önemli bir rol oynuyorlar. Sınırlar çizilmiş olsa da, Dürziler onları gerçekte tanımadılar.”

Makram'a göre, bir azınlık olmalarına rağmen, Ortadoğu'da Dürziler “bölgenin siyasi ve sosyal yaşamında, ekonomik ve sosyal meselelerinde önemli ve bazen öncü bir rol” oynadılar.

Bu durum genellikle, azınlığın rolünü, büyüklüğünün ötesinde şekillendirmede önemli bir etkiye sahip olan feodal liderlerden veya aile liderlerinden kaynaklanıyordu.

Örneğin Lübnan'da lider Kemal Canbolat, 1950'lerden iç savaşın başlangıcı (1975-1990) ve 1977'deki suikastına kadar önemli bir siyasi rol oynadı.

Suriye'de Fransız manda yönetimi, 1921'de Cebel el-Dürzi bölgesine idari bağımsızlık verdi ve bu statü 1937'ye kadar devam etti. Ancak bu dönemde, en önde gelen Dürzi liderlerinden biri olan Sultan Paşa el-Atraş, 1925'te Fransızlara karşı patlak veren büyük bir ayaklanmaya liderlik etti.

İsrail'e gelince, Makram Rabah, Dürzilerin “devlete tamamen entegre olduklarını ve orduda görev yaptıklarını, bunun da onlara devlet nezdinde daha fazla nüfuz sağladığını” açıklıyor.

Suriye'de çatışmanın patlak vermesinin ardından Dürziler, kendilerini çatışmadan ve sonuçlarından uzak tuttular. Birkaç istisna dışında, genellikle rejime karşı silahlanmadılar veya muhalefete katılmadılar. Bulundukları bölgelerde çeşitli silahlı grupların parçası olan Dürziler, Beşşar Esed'in devrilmesinden sonra iktidara gelen yeni yetkililerle henüz bir anlaşmaya varamadılar.

Nisan ayı sonlarında Şam kırsalındaki iki bölgede patlak veren ve Suveyda'ya uzanan çatışmalar, Dürzi milisler ile güvenlik güçlerinin de aralarında olduğu en az 119 kişinin ölümüne yol açtı. Bu kanlı çatışmaya İsrail hava saldırılarıyla müdahale etti ve Şam’ı, Dürzilere zarar verilmemesi konusunda uyardı.

Nadir görülen bir siyasi ayrışmayla, Dürziler arasında son olaylara ilişkin tutumlar farklılaştı. Kemal Canbolat’ın oğlu Lübnanlı lider Velid Canbolat, Dürzileri Müslümanlar ile “sonsuz bir savaşa” sürüklemek konusunda uyarıda bulunurken, dini otoriteler ve Suriyeli Dürzi askeri gruplar, Dürzilerin ülkenin “ayrılmaz bir parçası” olduğunu vurguladılar.Şarku'l Avsat'ın Independet Arabia'dan aktardığı analize göre buna karşılık, Suriyeli din adamları ve İsrail’deki Dürzilerin dini lideri Şeyh Muvaffak Tarif, İsrail'e Suriye Dürzilerini koruma çağrısında bulundular.

Rabah, bu tarafların “farklı ajandalara sahip olduğunu ve daha da önemlisi, üç ülkeye uzanan bir nüfuz mücadelesi olduğunu” belirtti.