"Tinder Avcısı"nın kurbanı: Herkes hedef olabilir

Pernilla Sjöholm, Simon Leviev’e on binlerce dolar verdiğini iddia ediyor

Pernilla Sjöholm Netflix belgeseli Tinder Avcısı'nda hikayesini anlatıyor (@pernillaelisabeths/Netflix)
Pernilla Sjöholm Netflix belgeseli Tinder Avcısı'nda hikayesini anlatıyor (@pernillaelisabeths/Netflix)
TT

"Tinder Avcısı"nın kurbanı: Herkes hedef olabilir

Pernilla Sjöholm Netflix belgeseli Tinder Avcısı'nda hikayesini anlatıyor (@pernillaelisabeths/Netflix)
Pernilla Sjöholm Netflix belgeseli Tinder Avcısı'nda hikayesini anlatıyor (@pernillaelisabeths/Netflix)

On binlerce dolarını 'Tinder Avcısı'nın' çaldığını iddia eden bir kadın 'empati sahibi herkesin' benzer bir dolandırıcılığın hedefi olabileceğini söyledi.
Netflix'in popüler belgesel filmi Tinder Avcısı (The Tinder Swindler), gerçek ismi Şimon Hayut olan Simon Leviev'e Tinder'da tanıştıktan sonra kandırılarak büyük miktarda para verdiğini iddia eden üç kadının hikayesini anlatıyor.
The Independent'ın haberine göre, 2018 ve 2019 boyunca Hayut'un, kadınları hem adının Simon Leviev olduğuna hem de milyarder olduğuna inandırdığı iddia ediliyor.
Belgesele göre, mağdurlarını hesapsızca para harcadığı randevulara çıkarıp güvenlerini kazandıktan sonra Hayut tahminen 10 milyon dolar çaldı.
Hayut'un mağdurlarından biri olduğu iddia edilen Pernilla Sjöholm, Netflix'e 2018'de Hayut'la Tinder üzerinden tanıştıktan sonra kandırılarak ona yaklaşık 45 bin dolar verdiğini söyledi.
Page Six'e bu hafta konuşan Sjöholm, belgeseli izleyenlerin 'herkesin' dolandırılabileceğini anlayacağını umduğunu söyledi.
Sjöholm, "Empati sahibi herkesin başına gelebilirdi" diyerek sözlerine şu ifadelerle devam etti: 
"Dolandırıcıların hedef aldığı kişiler bunlar. Mesela empati sahibi olmayan birisi, Hayut'un bir kişilik bozukluğu var. Empati duymuyor. Dolayısıyla, benim gibi biri için… Başkaları için bolca empati besliyorum. Biz çok kolay hedefleriz."
Belgeselin yayımlanmasını takip eden günlerde birçok sosyal medya kullanıcısı, Hayut'un suçlular tarafından hedef alındığı ve kendisine para göndermezlerse hayatının tehlikeye gireceği yönündeki akıl almaz iddialarına inandıkları için kadınları 'saf' ve 'aptal' olmakla eleştirmişti.
Sjöholm, aynı şekilde hedef alınana dek kendisinin de mağdurları eleştireceğini itiraf etmekten 'utandığını' söyledi.
"Aklıma gelen ilk şey 'Aman Tanrım, eğer bu kadar aptalsan sadece kendini suçla' olurdu. Ve bunu söylediğim için gerçekten çok utanıyorum. Ama eskiden böyle düşünürdüm ve şimdi fark ediyorum ki bu, herkesin başına gelebilir."
Sjöholm, Hayut'la tanışmasının üzerinden 4 yıl geçtiği halde yaşananların travmasını hâlâ atlatamadığını ama başkalarına yeniden güvenmeye başladığını söyledi ve sözlerine şöyle devam etti:
"Ama yine de birisi benim için gerçekten güzel bir şey yaptığında hâlâ aklıma bu düşünce geliyor. Burada kötü bir niyet mi var, diye düşünüyorum. Ve böyle düşünmek istemiyorum.
Ama her zaman derim ki hayatımda iyi anlarım da oldu, kötü anlarım da… Ve şimdi kötüden ziyade daha çok iyi anlarım var fakat yaşananların travmasını hâlâ üzerimden atabilmiş değilim."
Inside Edition'a verdiği, 21 ve 22 Şubat'ta yayımlanan iki bölümlük röportajda Hayut dolandırıcı olduğunu reddetti ve Netflix belgeselini 'tamamen asılsız bir film' diye niteledi.
Hayut, "Ben dünyadaki en büyük centilmenim ve bana Tinder Avcısı diyorlar" demişti.
Hayut, "Ben bir düzenbaz değilim ve numara yapmıyorum. Beni tanımıyorlar dolayısıyla beni yargılayamazlar" ifadelerini kullandı. 
 



Ağızdaki bakteri miktarı ne kadar mutlu olduğumuzu gösteriyor

New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)
New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)
TT

Ağızdaki bakteri miktarı ne kadar mutlu olduğumuzu gösteriyor

New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)
New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)

Yeni bir araştırmaya göre depresyon, ağızda bulunan bakterilerin çeşitliliğinin azlığıyla bağlantılı olabilir.

Siz bu haberi okurken ağzınızda 500 milyar ila 1 trilyon bakteri bulunuyor. Bağırsak mikrobiyomundan sonra ağız, insan vücudundaki en büyük ikinci mikroorganizma topluluğunu barındırıyor.

New York Üniversitesi'ndeki (NYU) araştırmacılar, bu mikropların yapısının depresyonun teşhis ve tedavisinde işe yarayabileceğini söylüyor. Yeni çalışmada, ağızda mikropların çeşitliliğinin azalmasının ruh sağlığıyla ilişkili olduğunu buldular.

NYU Rory Meyers Hemşirelik Okulu'nda araştırmadan sorumlu dekan yardımcısı Dr. Bei Wu, "Ağız mikrobiyomunun, iltihaplanma veya bağışıklık sistemindeki değişiklikler yoluyla depresif semptomları etkilemesi mümkün. Tersine, depresyon beslenme alışkanlıkları, kötü ağız hijyeni, sigara ve alkol kullanımının artması veya ilaç kullanımı gibi değişikliklere yol açabilir ve bunların tümü ağız mikrobiyomunu değiştirebilir" dedi.

Bu ilişkinin hangi yönde işlediğini ve altında yatan mekanizmaları anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyacımız var.

Wu, bu hafta BMC Oral Health adlı akademik dergide yayımlanan çalışmanın kıdemli yazarı.

Bu sonuçlara ulaşmak için yazarlar, ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri'nin Ulusal Sağlık ve Beslenme İnceleme Anketi'nden elde edilen verileri inceledi. 2009'la 2012 arasında 15 binden fazla yetişkinden toplanan anket verilerini kullanarak depresyon belirtilerini tükürük örnekleriyle karşılaştırdılar.

Ayrıca, tükürükteki mikropları tanımlamak ve ağız mikrobiyomunun çeşitliliğini ölçmek için gen dizileme kullandılar. Böylece, mikrobiyal çeşitliliği daha az olan kişilerin depresyon belirtileri gösterme ihtimalinin daha yüksek olduğunu keşfettiler.

Ek analizler, sigara içme, alkol tüketimi ve diş bakımı gibi alışkanlıkların ağız mikrobiyomuyla depresyon arasındaki ilişkiyi etkilediğini ortaya koydu. Bunların tümü ağızdaki bakteri yapısını değiştirebiliyor.

Antidepresanlar ve diğer psikotropik ilaçların, tükürük miktarını azaltan ve ağız mikro ortamını değiştiren yan etkileri olduğunu belirttiler.

"Dolayısıyla ilaçlar sadece depresif semptomları hafifletmekle kalmıyor, aynı zamanda ağız sağlığı üzerinde düzenleyici bir etkiye de sahip" dediler.

cdsfvgh
Önceki araştırmalar, ağız mikrobiyomuyla genel sağlık arasında bağlantı olduğunu göstermişti. İçki içme ve diş bakımı gibi alışkanlıklar ağızdaki bakteri yapısını değiştirebiliyor (AFP)

Yine de ağızdaki mikropların çeşitliliğinin depresyonu etkileyip etkilemediği, depresyonun ağız mikrobiyomunda değişikliklere yol açıp açmadığı veya simbiyotik bir ilişki olup olmadığı hâlâ belirsiz.

Araştırmacılar, yakın zamanda yapılan bir çalışmanın depresyonla bağırsaktaki bakteri çeşitliliği arasında olası bir bağlantı bulduğunu belirtti. Ayrıca giderek artan sayıda araştırmanın ağız mikrobiyomuyla genel sağlık arasında bağlantı olduğunu gösterdiğini eklediler. Bunun nedeninin iltihaplanma ve bağışıklık sistemindeki bozukluklar olduğu düşünülüyor.

Araştırmacılar, bu bulguların konunun daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacağını umuyorlar. 2021'de, tahmini 21 milyon yetişkinin geçen yıl en az bir kez majör depresif nöbet yaşadığı tahmin ediliyor.

Wu, "Ağız mikrobiyomuyla depresyon arasındaki ilişkinin daha iyi anlaşılması, sadece depresyonun altında yatan mekanizmaları öğrenmemize yardımcı olmakla kalmayıp, duygudurum bozuklukları için yeni biyolojik işaretler veya tedaviler geliştirilmesine de katkıda bulunabilir" dedi.

Independent Türkçe