Libya’da yeni hükümetin göreve başlama tarihi anlaşmazlıklar nedeniyle erteledi

Dibeybe parlamentonun ‘alıkonulduğunu’ iddia etti.

Yeni ‘istikrar hükümetinin’ başkanı seçilen Fethi Başağa. (Reuters)
Yeni ‘istikrar hükümetinin’ başkanı seçilen Fethi Başağa. (Reuters)
TT

Libya’da yeni hükümetin göreve başlama tarihi anlaşmazlıklar nedeniyle erteledi

Yeni ‘istikrar hükümetinin’ başkanı seçilen Fethi Başağa. (Reuters)
Yeni ‘istikrar hükümetinin’ başkanı seçilen Fethi Başağa. (Reuters)

Libya Temsilciler Meclisi, uluslararası alandan yapılan sükûnet çağrıları sürerken yaptığı açıklamada, 28 Şubat’ta yapılması planlanan oturumunun ileri bir tarihe ertelendiğini duyurdu. Ertelenmenin nedeni olarak tartışmalı Abdulhamid Dibeybe başkanlığındaki Ulusal Birlik Hükümeti’nin yerine Fethi Başağa liderliğindeki yeni ‘İstikrar’ hükümetinin onaylanması için yasal olarak gerekli yeter sayının sağlanamaması gösterildi.
Meclis üyeleri, toplantının ertelenmesini ‘başta yardımcısı ve savunma bakanı olmak üzere bazı bakanların isimlendirilmesine yönelik itirazları ortadan kaldırmak için’ güneyden temsilcilerle yapılan toplantılar sırasında Fethi Başağa’nın istediği yeni hükümetin oluşumuna dair nihai bir anlayış eksikliğine bağladı. Başağa, geçen pazar akşamı erken saatlerde üç bölgeye dağılmış 31 bakanlık pozisyonundan oluşan hükümet oluşumunu sunmaya hazırlık olarak parlamento binasına gelmişti. Görgü tanıkları ve yerel medya organları, yeni hükümete yönelik olası protesto gösterilerine karşın meclis binası önüne askeri araçlar konuşlandırıldığını bildirdi.
Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Halid el-Mişri, önerilen hükümet projesinin ‘başkent Trablus’a güç kullanarak kapıdan girememeleri sonrasında saldırganları bacadan içeri sokmak’ ile eşdeğer olduğunu belirtti. Mişri, Fethi Başağa’nın Ulusal Ordu (LUO) Başkomutanı Mareşal Halife Hafter ile ittifakına dikkat çekti. Mişri, 28 Şubat’ta yaptığı açıklamada, çözüm vizyonunun ‘belirli ve hızlı bir zaman diliminde seçimlere gitmek için anayasal bir temel ve rızaya dayalı seçim yasalarını kabul etmek’ olduğunu vurguladı.
Dibeybe, parlamento seçimlerinin gelecek haziran ayında yapılmasına bağlı olduğunu, uzatmaları, geçiş aşamalarını ve hükümeti de dahil olmak üzere siyasi organların hayatta kalmasını kabul etmediğini yineledi. Temsilciler Meclisi’ni ‘kaçırılmış’ olarak nitelendiren Dibeybe geçen pazar akşamı Trablus’taki seçimleri destekleyen halk hareketi forumunda yaptığı konuşmada da meclisi ‘iktidarda kalmaya yönelik siyasi manevraları, Kurucu Meclis’in 2017’den bu yana sunduğu anayasa taslağını bozması ve halkı referandum hakkından yoksun bırakması nedeniyle ülkeyi geçmiş yıllarda karanlık bir tünele sokmak’ ile suçladı.
Dibeybe “Tüm bu geçişlerden, iktidarda kalanlardan ve gitmesi gereken yüzlerden bıktık. Uzatmayı kabul etmeyeceğiz” diyerek Başkanlık Konseyi ve Birlik Hükümeti liderliğindeki mevcut aşamanın ‘Siyasi Diyalog Forumu’ tarafından onaylanan yol haritasına göre gelecek haziran ayında sona ereceğini söyledi.
Diğer yandan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin Libya Özel Danışmanı Stephanie Williams, geçen pazar akşamı Sabratha şehrinde belediye başkanı, belediye meclisi üyeleri, ileri gelenler konseyi temsilcileri, sivil toplum temsilcileri ve kadınlarla yaptığı görüşmede, ‘siyasi süreçte fikir birliğini güçlendirmenin ve farklı taraflar arasındaki güveni artırmanın’ önemli olduğunu vurguladı. Williams, Libyalıların temel hizmetlere erişiminin sağlanmasının, kadınların ve gençlerin siyasi sürece dahil edilmesinin ve Libya’da ulusal uzlaşı sürecinin uygulanmasının yanı sıra sakinliği koruma, nefret söyleminden kaçınma ve Libya halkının üstün çıkarlarına öncelik verme çağrısını da yineledi.
Diğer taraftan Birlik hükümetindeki Dışişleri Bakanı Necla Menguş, Mısır basınında çıkan haberlere karşı Mısır Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Tamer Mustafa’nın bakanlığa çağrıldığını duyurdu. Libya halkı, Ukrayna ile Rusya arasında yaşananların Mısır ve Libya arasındaki ilişkiyle karşılaştırılması sonrasında durumu Libya’nın ve birlik hükümetinin egemenliğine saygısızlık olarak nitelendirdi.
Menguş, Tamer’in ‘bu eylemi gerçekleştiren tarafın, Mısır hükümetinin Libya konusundaki tavrını temsil etmediğini’ belirttiğini söyledi. Bakan, “İki kardeş ülke arasındaki tarihsel ilişki, herhangi bir siyasi yönelim veya kutuplaşmadan daha büyük ve daha derindir” ifadesini kullandı.
Mısır Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ahmed Hafız, tüm Mısır ve yabancı medyanın, gazetelerin ve kanalların Mısır’da tam bir özgürlükle faaliyet gösterdiğini ve çeşitli konularda bakış açılarını ifade ettiklerini belirtti. Hafız, Mısır devletinin resmi tutumunun Mısır hükümeti tarafından yapılan açıklamalarla ifade edildiğini söyledi. Sözcü, Mısır devletinin resmi tavrının Kahire yönetimi tarafından yapılan açıklamalarla ifade edildiğini vurguladı.

Çetelerle mücadele sürüyor
LUO’dan bir kaynak, orduya bağlı Sebil es-Selam Birlikleri’nin Çad sınırındaki Kufra’nın güneyinde bulunan Rebiana bölgesi yakınında silahlı yasa dışı gruplara karşı savaş verdiğini söyledi. Kaynak, çatışmalarda 26 paralı askerin öldüğünü, 14 kişinin esir alındığını ve 4 araca da el konulduğu bilgisini verdi.
LUO Ahlaki Rehberlik Dairesi Başkanı Tuğgeneral Halid el-Mahcup, silahlı kuvvetlerinin Kufra’nın güneyindeki Rebiana bölgesi yakınlarında sınır ötesi bir çeteyle çatıştığını bildirdi. Mahcup, Sebil es-Selam Birlikleri’ne bağlı bir birliğin çeteyle çatıştığını, 3 aracı imha ettiğini ve 4 araca da el koyduğunu kaydetti.



Ortadoğu'da Dürziler: Gizemli doktrin ve önemli siyasi rol

Suriye’de bir cenaze sırasında Dürzi şeyhleri (AFP)
Suriye’de bir cenaze sırasında Dürzi şeyhleri (AFP)
TT

Ortadoğu'da Dürziler: Gizemli doktrin ve önemli siyasi rol

Suriye’de bir cenaze sırasında Dürzi şeyhleri (AFP)
Suriye’de bir cenaze sırasında Dürzi şeyhleri (AFP)

Dürziler, dini ve sosyal gizliliğini korumaya çalışırken, Ortadoğu'da Lübnan, İsrail ve Suriye gibi yayıldığı ülkelerde siyasi roller oynayan bir azınlığı oluşturuyorlar.

Son birkaç gün boyunca, Güney Suriye'deki Suveyda şehrinde Dürzi milisler, Bedevi milislerle çatışmaya girdiler ve bunun sonucunda yaklaşık 100 kişi hayatını kaybetti. Suriye hükümeti güçleri salı günü Suveyda şehrine girip ateşkes ilan ederken, İsrail Suriye güçlerini hedef alan hava saldırıları düzenlediğini duyurdu. Zira Tel Aviv daha önce azınlık Dürzi halkını korumaya ve Güney Suriye'de asker konuşlandırmayı önlemeye çalışacağına söz vermişti.

Peki Dürziler kimdir ve inançları, siyaset ve toplumdaki rolleri hakkında ne biliyoruz?

Dini inançları

Dürzilik, 11’inci yüzyılın başında, İmamiye’den (İsna Aşeriye) sonra Şiiliğin ikinci en büyük dalı olan İsmâiliyye mezhebinin bir fırkasıdır.

Kendilerine Muvahhidun diyen Dürziler, Lübnan'daki en yüksek dini otorite olan el-Akl Şeyhliğinin web sitesine göre, “Bir ve tek olan, yeri ve göğü yaratan Allah’a” meleklerine, peygamber ve resullerine, ahiret gününe inanırlar.

Mezhep mensupları ile sınırlı olan öğretilerinin gizliliğini açıklar şekilde, ritüellerine aşina olan ve adının açıklanmasını istemeyen birinin AFP’ye vurguladığı gibi, Dürziler inançlarında “zahiri mesaj ile batini mesaj”ı temel alırlar.

Bahsi geçen kişi, tek tanrılı dinlerin uzun bağlamlarına dayanan, dini kavramları felsefe ile karıştırma yoluyla Platon'un fikirlerinden etkilenen, “Allah’ın gerçek tevhidinde olgun bir aşamaya” dayanan öğretilerden bahsediyor.

Dürzilik, sözde doğruluk, iman kardeşlerini koruma ve karşılıklı yardım, İblis'i ve bütün şer güçleri tanımama gibi yedi temel tavsiyeyi (esası) benimser ve reenkarnasyonun “mezhebin bir parçası” olduğuna inanır.

Dini günler

Dini günleri, diğer mezhepler ile aynıdır. Ek olarak, kurban bayramından önceki on gün boyunca yapılan günlük toplantılar vardır. Bu toplantılarda dini okumalar, bazı ibadetler, bazı şiirler ve manevi okumalar yapılır. Bunlar Muvahhid birisinin yerine getirmesi halinde gerçek tevhidi uygulamış kabul edileceği yedi esası pekiştirmektedir.

Aynı şekilde, Hicri yeni yılı ihya ederler ve herkes gücü yettiğince zekat öder.

Şeyhleri iman kardeşlerini koruma ve iletişimi koruma ilkesini yerine getirmek için perşembe-cuma gecesi ritüelleri ve ibadetleri eda etmek, dini okumalar yapmak amacıyla toplanırlar.

Mezhebin öğretileri mensupları arasında gizli kalır ve bazı karma evliliklerin varlığına rağmen, genellikle Dürzilerin kendilerine mezhep mensuplarının dışında hayat arkadaşı seçmeleri hoş karşılanmaz.

Yayıldıkları bölgeler

Dindar erkeklerinin siyah kıyafetler giyinip başlarına beyaz sarık sardıkları, kadınlarının ise yine siyah kıyafetler giyip, başlarını ve yüzlerinin bir kısmını örten beyaz bir başörtü taktıkları Dürzilerin sayısının 1 milyondan fazla olduğu tahmin ediliyor.  

Dürzi mezhebi mensupları çoğunlukla Lübnan, Suriye, Filistin toprakları ve Ürdün'deki dağlık bölgelerde yoğun bir şekilde yaşıyorlar.

Suriye'deki nüfuslarının 700 bin olduğu tahmin ediliyor ve çoğu kaleleri sayılan Suveyda şehrinin bulunduğu ülkenin güneyinde yaşıyor. Ayrıca Şam kırsalındaki Ceramana ve Sahnaya ilçeleri ile ülkenin kuzeybatısındaki Idlib'de sınırlı sayıda bulunuyorlar.

Lübnan'da sayılarının yaklaşık 200 bin olduğu tahmin ediliyor ve yoğun olarak ülkenin merkezindeki dağlarda, özellikle de Şuf, Aliya ve el-Metn el-Ala bölgelerinde, ayrıca Cebel el-Şeyh’in batı eteklerindeki Hasbaya ve Raşiya gibi bölgelerde yaşıyorlar.

İsrail'de ise Celile, Karmel Dağı ve işgal altındaki Golan Tepeleri'nde 20'den fazla köyde dağınık bir şekilde yaşıyorlar. Merkezi İstatistik Bölümü'ne göre, İsrail vatandaşlığına sahip olanların sayısı 153 bin. Ek olarak, Golan'da yaşayan yaklaşık 23 bin Dürzi’nin büyük çoğunluğu kalıcı İsrail ikametgah belgesine sahip.

İsrail'deki Dürzi Mirası Merkezi'ne göre, İsrail mezhebi “kendi mahkemeleri ve bağımsız manevi liderliği ile tek başına bir oluşum olarak” tanıyor.

Tarihçi Sami Nesib Makarem, “Dürzi İnancı” adlı kitabında, özellikle Lübnan ve Kuzey Suriye'deki bazı Dürzilerin “16. yüzyıldan itibaren Cebel-i Havran'a göç ettiğini” ve bölgenin “Cebel-i Dürzi” olarak anılmaya başladığını belirtiyor.

Buradan bazıları, özellikle kuzeyde yaklaşık 15 bin ila 20 bin Dürzi'nin yaşadığı Ürdün'e göç etti.

Az sayıda Dürzi de Latin Amerika, Güneydoğu Asya ve Avustralya gibi dünyanın çeşitli bölgelerine ve ayrıca Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ve Meksika'ya göç etti.

Sosyal ve politik rol

Dürziler, farklı ülkelere yayılmalarına rağmen yakın bağlarını sürdürmeye çalıştılar.

Beyrut Amerikan Üniversitesi'nden tarihçi Profesör Makram Rabah, Dürziler, Maruniler ve Lübnan Dağı'ndaki çatışmalar üzerine yazdığı bir diğer kitapta şu açıklamayı yapıyor: “Karma evlilikler ve Dürziler arasında ilişkiler var ve din adamları bu ilişkinin sürdürülmesinde önemli bir rol oynuyorlar. Sınırlar çizilmiş olsa da, Dürziler onları gerçekte tanımadılar.”

Makram'a göre, bir azınlık olmalarına rağmen, Ortadoğu'da Dürziler “bölgenin siyasi ve sosyal yaşamında, ekonomik ve sosyal meselelerinde önemli ve bazen öncü bir rol” oynadılar.

Bu durum genellikle, azınlığın rolünü, büyüklüğünün ötesinde şekillendirmede önemli bir etkiye sahip olan feodal liderlerden veya aile liderlerinden kaynaklanıyordu.

Örneğin Lübnan'da lider Kemal Canbolat, 1950'lerden iç savaşın başlangıcı (1975-1990) ve 1977'deki suikastına kadar önemli bir siyasi rol oynadı.

Suriye'de Fransız manda yönetimi, 1921'de Cebel el-Dürzi bölgesine idari bağımsızlık verdi ve bu statü 1937'ye kadar devam etti. Ancak bu dönemde, en önde gelen Dürzi liderlerinden biri olan Sultan Paşa el-Atraş, 1925'te Fransızlara karşı patlak veren büyük bir ayaklanmaya liderlik etti.

İsrail'e gelince, Makram Rabah, Dürzilerin “devlete tamamen entegre olduklarını ve orduda görev yaptıklarını, bunun da onlara devlet nezdinde daha fazla nüfuz sağladığını” açıklıyor.

Suriye'de çatışmanın patlak vermesinin ardından Dürziler, kendilerini çatışmadan ve sonuçlarından uzak tuttular. Birkaç istisna dışında, genellikle rejime karşı silahlanmadılar veya muhalefete katılmadılar. Bulundukları bölgelerde çeşitli silahlı grupların parçası olan Dürziler, Beşşar Esed'in devrilmesinden sonra iktidara gelen yeni yetkililerle henüz bir anlaşmaya varamadılar.

Nisan ayı sonlarında Şam kırsalındaki iki bölgede patlak veren ve Suveyda'ya uzanan çatışmalar, Dürzi milisler ile güvenlik güçlerinin de aralarında olduğu en az 119 kişinin ölümüne yol açtı. Bu kanlı çatışmaya İsrail hava saldırılarıyla müdahale etti ve Şam’ı, Dürzilere zarar verilmemesi konusunda uyardı.

Nadir görülen bir siyasi ayrışmayla, Dürziler arasında son olaylara ilişkin tutumlar farklılaştı. Kemal Canbolat’ın oğlu Lübnanlı lider Velid Canbolat, Dürzileri Müslümanlar ile “sonsuz bir savaşa” sürüklemek konusunda uyarıda bulunurken, dini otoriteler ve Suriyeli Dürzi askeri gruplar, Dürzilerin ülkenin “ayrılmaz bir parçası” olduğunu vurguladılar. Buna karşılık, Suriyeli din adamları ve İsrail’deki Dürzilerin dini lideri Şeyh Muvaffak Tarif, İsrail'e Suriye Dürzilerini koruma çağrısında bulundular.

Rabah, bu tarafların “farklı ajandalara sahip olduğunu ve daha da önemlisi, üç ülkeye uzanan bir nüfuz mücadelesi olduğunu” belirtti.