Mücevher markası Leviev, "Tinder Avcısı"na dava açtı

Markanın sahipleri, ailelerinin adını kullanarak kazanç sağlayan Şimon Hayut'a bedel ödeteceklerini söyledi

Chagit Leviev (solda), her ne kadar büyük bir mücevher şirketi olsalar da Şimon Hayut'un (sağda) kurbanı olduklarını söyledi (Fotoğraflar: Instagram/@chagit_leviev, Instagram/@simon_leviev_official)
Chagit Leviev (solda), her ne kadar büyük bir mücevher şirketi olsalar da Şimon Hayut'un (sağda) kurbanı olduklarını söyledi (Fotoğraflar: Instagram/@chagit_leviev, Instagram/@simon_leviev_official)
TT

Mücevher markası Leviev, "Tinder Avcısı"na dava açtı

Chagit Leviev (solda), her ne kadar büyük bir mücevher şirketi olsalar da Şimon Hayut'un (sağda) kurbanı olduklarını söyledi (Fotoğraflar: Instagram/@chagit_leviev, Instagram/@simon_leviev_official)
Chagit Leviev (solda), her ne kadar büyük bir mücevher şirketi olsalar da Şimon Hayut'un (sağda) kurbanı olduklarını söyledi (Fotoğraflar: Instagram/@chagit_leviev, Instagram/@simon_leviev_official)

Ünlü mücevher markası Leviev'in sahibi olan aile, 'Tinder Avcısı' olarak anılan Simon Leviev'e kendileriyle akrabaymış gibi davrandığı gerekçesiyle milyon dolarlık dava açtı.
Page Six'in haberine göre İsrailli elmas kralı Lev Leviev ve ailesi, gerçek adı Şimon Hayut olan ve Simon Leviev ismini kullanan "Tinder Avcısı"na kendilerini taklit ettiği gerekçesiyle dava açtı. 
Dijital yayın platformu Netflix'te yayımlanan belgesel film Tinder Avcısı'nda (The Tinder Swindler) Şimon Hayut'un meşhur flört uygulaması üstünden tanıştığı kadınları nasıl dolandırdığı anlatılıyor. Sahte kimliğiyle kadınları cezbeden Hayut'un 10 milyon dolar civarında dolandırıcılık yaptığı tahmin ediliyor. 
Mahkeme belgelerinde Hayut'un Lev Leviev'in oğlu gibi davrandığı, Leviev ailesinin bir ferdi olduğuna yönelik yanlış beyanlarda bulunduğu ve bu sayede elde ettiği gelirlerin bedelini ödeyeceği belirtiliyor. 
Hayut'un ayrıca Leviev adını kullanarak kendisini mücevher şirketinin parçası gibi gösterdiği iddia ediliyor. 
Hayut üç kadını dolandırmaktan suçlu bulunduktan sonra Finlandiya'da iki buçuk yıl, İsrail'de de benzer bir suçla 15 ay hapis yatmıştı. 
'Tinder Avcısı' şu an model sevgilisi Kate Konlin'le birlikte İsrail'de lüks bir apartman dairesinde yaşıyor. 
Leviev Group USA'in CEO'su ve Lev Leviev'i kızı Chagit Leviev şu ifadeleri kullandı:
"Simon Leviev'le ilgili haberleri 2017'de duymaya başladık. 5'i erkek 4'ü kız olmak üzere 9 kardeşiz ve hiçbirimizin adı Simon değil. Kısa süre sonra elmas satıcılarından bizim adımıza 350 bin dolarlık çekler düzenlendiğini duymaya başladım ancak bunlar bize ait değildi. Sonra başka bir şirket bizi aradı ve onlara özel jetler için 600 bin dolar borcumuz olduğunu söyledi. Bana pasaportunun resmini gönderdiler, Şimon Hayut'tu."
Chagit Leviev, İsrail'de polise başvurduklarını ancak Hayut'un çok sık ülke değiştirmesi nedeniyle onu takip etmenin zor olduğunu söyledi. Netflix filminde dile getirilen iddilara dair Leviev, "Film buzdağının sadece görünen yüzü" dedi. 
Leviev ailesinin avukatı Guy Ophir de söz konusu yasal işlemin henüz başlangıç olduğunu ve devamının geleceğini söyledi. 
Hayut davaya henüz cevap vermedi ve avukat tutup tutmadığıysa bilinmiyor. 
Independent Türkçe, Page Six, People



Azteklerin geniş ticaret ağı ortaya çıktı

Silah olarak ya da inşaatlarda kullanılan obsidyenin Aztek İmparatorluğu'na farklı bölgelerden geldiği tahmin ediliyor (INAH)
Silah olarak ya da inşaatlarda kullanılan obsidyenin Aztek İmparatorluğu'na farklı bölgelerden geldiği tahmin ediliyor (INAH)
TT

Azteklerin geniş ticaret ağı ortaya çıktı

Silah olarak ya da inşaatlarda kullanılan obsidyenin Aztek İmparatorluğu'na farklı bölgelerden geldiği tahmin ediliyor (INAH)
Silah olarak ya da inşaatlarda kullanılan obsidyenin Aztek İmparatorluğu'na farklı bölgelerden geldiği tahmin ediliyor (INAH)

Orta Amerika'daki obsidyen eşyaların kökenini araştıran arkeologlar, Aztek İmparatorluğu'nun geniş ticaret ağını ortaya çıkardı. 

Aztek İmparatorluğu'nun obsidyeni geniş çapta kullandığı biliniyor. Sıradan çelikten daha sert olan bu volkanik cam, jiletten daha keskin kenarlara ve aynaları andıran yansıtma özelliğine sahip olabiliyor. Ayrıca farklı renklerde oluşması, bu mineralin silahlardan takılara kadar çeşitli alanlarda kullanılmasına olanak tanıyor.

Bugüne kadar Azteklere ait arkeolojik kazı alanlarında yapılan çalışmalarda çok fazla obsidyen eşya bulunsa da bunların nereden geldiği detaylıca incelenmemişti. 

Bulguları hakemli dergi PNAS'te dün (12 Mayıs) yayımlanan çalışmada, Aztek İmparatorluğu'nun başkenti Tenoçtitlan'ın ana tapınağı Templo Mayor'dan çıkarılan 788 obsidyen obje analiz edildi. Araştırma bugüne kadar bölgede yapılan en kapsamlı obsidyen çalışması olma özelliği taşıyor.

Örneklerin yaklaşık yüzde 90'ının başkentin 94 kilometre kadar kuzeydoğusundaki Sierra de Pachuca'dan çıkarıldığı tespit edildi. Bu bölge, yeşil ve altın rengi volkanik camlarıyla biliniyor.

Ancak nesnelerin geri kalanındaki mineral, 7 farklı bölgeden geliyordu. Araştırmacılar Ucareo gibi bazı bölgelerin, imparatorluğun sınırlarının dışında yer aldığını belirtiyor.

Aztek İttifakı kurulmadan önce Tenoçtitlan'ın obsidyeni çoğunlukla yakındaki Pachuca'dan temin ettiği görülüyor. Ancak MS 1430 civarında imparatorluğun güçlenmesinden sonra başkente rakip devletlerden daha çok obsidyen girdiği anlaşılıyor.

Araştırmacılar ayrıca bu dönemde dini amaçlarla kullanılan obsidyenin neredeyse tamamının Pachuca'dan geldiğini saptadı. Bu durum merkezi kontrolün artarak dini alanı tek tipleştirdiği anlamına gelebilir.

Tulane Üniversitesi'nden makalenin başyazarı Diego Matadamas-Gomora "Meksikalılar yeşil obsidyeni tercih etse de çoğunlukla ritüel dışı amaçlarla kullanılan obsidyen eserlerdeki yüksek çeşitlilik, birden fazla kaynaktan gelen obsidyen aletlerin, imparatorluğun başkentine doğrudan madenler yerine pazar yoluyla ulaştığını düşündürüyor" diyor.

Tarihi belgeler de Orta Amerika'nın çeşitli bölgelerinden gelen tüccarların, Tenoçtitlan pazarında mallarını sattığını gösteriyor.

Araştırmacılar makalede şu ifadeleri kullanıyor:

En az 7 obsidyen kaynağının varlığı, Meksikalıların bu dönemde ticari etkileşimlerini genişlettiğine işaret ediyor.

Araştırmacılar, Aztek obsidyeninin kökenlerini inceleyerek Orta Amerika'daki ticari ağların daha net bir haritasını çıkarmayı umuyor.

Matadamas-Gomora yeni çalışma hakkında "Bu tür bir analiz imparatorluk topraklarının, siyasi ittifakların ve ticari ağların zaman içinde nasıl geliştiğinin izini sürmemizi sağlıyor" diyor.

Independent Türkçe, Science Alert, Phys.org, PNAS