Putin'in savaş gerekçesi olarak kullandığı 4 söylem

"Batılılarla dalga geçiyor"

Devlet Başkanı Putin'in Ukrayna'ya karşı hamlelerinin ardından Batılı devlet ve örgütler Rusya'ya sert yaptırımlar uyguluyor (Reuters)
Devlet Başkanı Putin'in Ukrayna'ya karşı hamlelerinin ardından Batılı devlet ve örgütler Rusya'ya sert yaptırımlar uyguluyor (Reuters)
TT

Putin'in savaş gerekçesi olarak kullandığı 4 söylem

Devlet Başkanı Putin'in Ukrayna'ya karşı hamlelerinin ardından Batılı devlet ve örgütler Rusya'ya sert yaptırımlar uyguluyor (Reuters)
Devlet Başkanı Putin'in Ukrayna'ya karşı hamlelerinin ardından Batılı devlet ve örgütler Rusya'ya sert yaptırımlar uyguluyor (Reuters)

İspanya'nın önde gelen gazetelerinden El Pais, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Ukrayna'ya karşı açtığı savaşı meşru göstermek için kullandığı 4 argümanı masaya yatırdı.
Bilbao'daki Deusto Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünden Rusya uzmanı Eric Pardo, Putin'in savaşı gerekçelendirirken öne sürdüğü söylemleri inceledi.

1 - "Ukrayna, Rusya için bir tehdit"
Putin'in 24 Şubat'ta açıkladığı askeri operasyonun başlamasından birkaç hafta önce Kremlin-Kiev arasında karşılıklı saldırı iddiaları gündeme gelmişti.
Moskova yönetimine bağlı RIA Novosti haber ajansı, 17 Şubat'ta  Ukrayna'nın Luhansk Halk Cumhuriyeti'nin kontrolündeki bölgelere havan saldırısı düzenlediğini öne sürmüştü. Ukrayna ise iddiaları yalanlayarak Rus birliklerin kendilerine ateş açtığını fakat misilleme yapılmadığını savunmuştu.
Birlikte Donbas diye adlandırılan Donetsk Halk Cumhuriyeti ve Luhansk Halk Cumhuriyeti'ndeki Rusya destekli ayrılıkçılar, 2014'te Ukrayna'dan tek taraflı olarak bağımsızlıklarını ilan etmişti. 21 Şubat'ta Putin'in Donbas yönetimlerini tanıması 24 Şubat'taki operasyondan önce gerginliği hızla tırmandıran hamlelerden biri olmuştu.
Yine 21 Şubat'ta Rus devletine bağlı haber ajansı TASS, Ukraynalı birliklerin iki ülke arasındaki sınırda yer alan Rostov kentine saldırdığını öne sürmüştü. Öte yandan Avrupa Birliği'ne bağlı dezenformasyon denetim sitesi EUvsDisinfo, iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirtmişti.
Pardo, Putin'in bu tür iddiaların bazılarının 'absürt' olduğunu bilmesine rağmen bunları kullanarak 'Batılılarla dalga geçtiğini' söyledi.
Akademisyen, Rus liderin böylece Batılı devletlerin Kosova ve Irak savaşlarındaki ikiyüzlülüğünü karikatürleştirdiği değerlendirmesinde bulundu.
Pardo, Putin'in amaçlarından birinin güç gösterisi yaparak 'kendisinin de istediğini söyleyip yapabileceğini ortaya koymak' olduğunu söyledi.

2 - "Ukrayna, Donbas'ta soykırım yapıyor"
Putin, 23 Şubat'taki açıklamasında Ukrayna'nın Donbas'taki Rus topluluklara karşı soykırım yaptığını savunarak, bunun için bölgeye ertesi gün askeri operasyon başlatılacağını duyurmuştu.
Ukrayna ise bu iddiaları reddetmiş ve Rusya'nın devam eden savaşı böyle meşru göstermesinin gerçeği yansıtmadığını savunarak Birleşmiş Milletler'e bağlı Uluslararası Adalet Divanı'na pazar günü şikayette bulunmuştu. Kiev yönetimi, Divan'dan Moskova'nın askeri operasyonlarını durdurması için 'tedbir kararı' çıkarmasını talep etmişti.
Uluslararası Af Örgütü ve İnsan Hakları İzleme örgütünün 2016'da yayımladığı raporda, 2014'te Ukrayna'da gerçekleşen 'Onur Devrimi' sırasında hem Kremlin hem de Kiev'in yasadışı gözaltı ve işkence yaptığı belirtilmişti. Suçların insan hakkı ihlali olduğu fakat belirli bir topluluğun sistematik şekilde yok edilmesi amaçlanmadığından soykırım şeklinde nitelenemeyeceği ifade edilmişti.

3 -  "Ukrayna'da Neo-Nazi rejimi var"
23 Şubat'taki konuşmasında Putin, Ukrayna yönetiminde Neo-Nazi unsurlar bulunduğunu öne sürerek askeri operasyonla bunların ortadan kaldırılacağını belirtmişti.
Kremlin'in bu söylemi, 2014'te Ukrayna'daki devrim sırasında radikal sağcıların çıkardığı şiddet olaylarından da güç alıyor.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski'nin Yahudi bir aileden geldiğini hatırlatan Pardo, Moskova'nın iddialarının gerçeği yansıtmadığını ve popülist bir söylem olduğunu belirtti.
Pardo, II. Dünya Savaşı'nda Nazilerin Rusya'nın kolektif hafızasında edindiği yer göz önüne alındığında, Putin bakımından böyle bir söylemin 'Rus yurttaşları kendi tarafına çekmek için kullanışlı' olduğunu söyledi.
Akademisyen, "Rusya'yı zorba olarak görmek çok kolay. Fakat onların bakış açısından düşünüldüğünde, bir Nazi rejimine karşı mücadele vermenin, eski Sovyetler Birliği'ndekilerin Nazi Almanyası karşısında çektiği ve 22 ila 29 milyon Rus yurttaşın hayatını kaybettiği acılara dokunan bir tarafı var" dedi.

4 - "Ukraynalılar akrabamız"
Putin, 21 Şubat'taki konuşmasında "Ukrayna Rusya için sadece komşu bir ülke değil, aynı zamanda tarihin bir parçasıdır, Ukraynalılar yoldaşlarımız ve akrabalarımızdır" demişti. Rus lider, Ukrayna'nın bağımsız bir ulus olduğunu da reddederek "Modern Ukrayna, Rusya tarafından ya da daha doğrusu Bolşevikler, yani komünist Rusya tarafından kurulmuştur" ifadelerini de kullanmıştı.
Pardo, bu söylemiyle Putin'in hem 'Ukrayna'daki Rusları korumaya' çalıştığını hem de Ukrayna'nın 'bir kardeş ulus' olduğunu vurgulamaya çalıştığı değerlendirmesinde bulundu.
Akademisyen, Rusya'nın Ukrayna'nın bağımsızlığına Kiev'in 'Batı'ya, AB'ye ya da daha kötüsü NATO'ya doğru çok fazla yönelmemesi' şartıyla müsamaha gösterdiğini belirtti.  
Pardo, "Bir ulus, belirli bir anlatı paylaşıldığı andan itibaren gerçek hale gelir. Ukrayna'da da durum açık şekilde böyle" yorumunu yaptı.
Rusya-Ukrayna savaşının 6. gününe girildi. Belarus'ta Kremlin-Kiev arasında dün yapılan ateşkes görüşmelerinden henüz net bir sonuç alınamazken, Ukrayna'nın farklı noktalarında çatışmalar sürüyor.
Independent Türkçe, El Pais, RIA Novosti, Reuters
 



Trump yönetimi, eyaletlere sağlanan finansmanı İsrail'e yönelik boykot tutumuyla ilişkilendirmekten vazgeçti

ABD Başkanı Donald Trump (AP)
ABD Başkanı Donald Trump (AP)
TT

Trump yönetimi, eyaletlere sağlanan finansmanı İsrail'e yönelik boykot tutumuyla ilişkilendirmekten vazgeçti

ABD Başkanı Donald Trump (AP)
ABD Başkanı Donald Trump (AP)

Dün yapılan bir açıklamada, Trump yönetiminin ABD şehir ve eyaletlerinin afet hazırlık fonundan yararlanabilmek için İsrail şirketlerini boykot etmemesini talep eden tutumunu değiştirdiği ve önceki politikanın internet sitesinden kaldırıldığı belirtildi.

İç Güvenlik Bakanlığı, eyaletlerin finansman almaya hak kazanabilmeleri için “özellikle İsrail şirketleriyle ticari ilişkilerini kesmeyeceklerini” kabul etmeleri gerektiğini belirten açıklamasını kaldırdı.

Reuters dün, bu şartın, Reuters tarafından incelenen 11 hibe duyurusuna göre eyaletlerin arama ve kurtarma ekipmanları, acil durum yöneticilerinin maaşları, yedek güç sistemleri ve diğer giderleri karşılamak için ihtiyaç duydukları en az 1,9 milyar doları kapsadığını bildirmişti.

Bu gelişme, daha önce İsrail veya antisemitizm konusundaki görüşlerini paylaşmayan kuruluşları cezalandırmaya çalışan Trump yönetimi için bir dönüm noktası anlamına geliyor.

Bu şart, İsrail'i boykot etme, yatırımları geri çekme ve yaptırım uygulama hareketini hedefliyordu. Bu hareketin amacı, İsrail'in Filistin topraklarını işgaline son vermesi için ekonomik baskı uygulamaktı.

2023 yılında, İsrail'in Filistinli Hamas hareketinin saldırısına Gazze Şeridi'ne savaş açarak yanıt vermesinin ardından, bu harekete destek verenlerin sesi yükseldi.

İç Güvenlik Bakanlığı sözcüsü Trisha McCloughlin yaptığı açıklamada, “Federal Acil Durum Yönetimi Ajansı'nın yardımları, mevcut yasa ve politikalarla düzenlenmeye devam edecek, siyasi testlere tabi tutulmayacak” dedi.

İç Güvenlik Bakanlığı'na bağlı Federal Acil Durum Yönetimi Ajansı, dün yayınlanan hibe duyurularında, eyaletlerin afet hazırlık fonlarından yararlanabilmeleri için “şart ve koşullarına” uymaları gerektiğini belirtmişti.

Bu şartlar, ajansın “yasaklanmış ayrımcı boykot” olarak tanımladığı, “İsrail'de faaliyet gösteren veya İsrail ile iş yapan şirketlerle iş yapmayı reddetme”yi gerektiriyordu.

Dün yayınlanan yeni şartlarda bu ifade yer almamaktadır.