ABD, Suriye dosyasındaki müttefikleri ile Ukrayna konulu bir toplantıya hazırlanıyor

Washington yarın Türkiye’nin yanı sıra Avrupa ve Arap ülkelerinin temsilcilerinin katılacağı toplantıya ev sahipliği yapacak

12 Şubat 2020 tarihinde Fırat'ın doğusundaki Kamışlı'da bir araya gelen ABD, Rusya ve Suriye güçleri (AP)
12 Şubat 2020 tarihinde Fırat'ın doğusundaki Kamışlı'da bir araya gelen ABD, Rusya ve Suriye güçleri (AP)
TT

ABD, Suriye dosyasındaki müttefikleri ile Ukrayna konulu bir toplantıya hazırlanıyor

12 Şubat 2020 tarihinde Fırat'ın doğusundaki Kamışlı'da bir araya gelen ABD, Rusya ve Suriye güçleri (AP)
12 Şubat 2020 tarihinde Fırat'ın doğusundaki Kamışlı'da bir araya gelen ABD, Rusya ve Suriye güçleri (AP)

Washington, yarın, Suriye dosyasında müttefiki olan ülkelerin temsilcilerini ağırlamaya hazırlanıyor. Temsilcilerin bir araya geleceği toplantı, Washington’a Ukrayna savaşının ve Rusya ile Batılı ülkeler arasındaki askeri gerginliğin Suriye sahnesindeki yansımaları konusunda müttefiklerini test etme fırsatı sunacak.
ABD Dışişleri Bakanlığı Yakın Doğu İlişkilerinden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Ethan Goldrich’in, yarın Washington'da yapılacak koordinasyon toplantısında, Avrupa, Arap ve Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerden çok sayıda büyükelçiyi ağırlaması planlanıyor. Toplantı Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen’in vereceği brifing ile başlayacak. Daha sonra büyükelçiler arasında Suriye'deki son durumun, Arap ülkelerinin Şam ile normalleşmeye yönelik tutumlarının ve Ukrayna savaşının Suriye üzerindeki yansımalarının ele alınacağı bir istişare toplantısı düzenlenecek.

Türkiye ile flört
Washington’ın, Türkiye temsilcisinin geçtiğimiz Aralık ayı başlarında Brüksel'de gerçekleştirilen bir önceki toplantıya katılmasının ardından ikincisi olarak nitelenebilecek bir adımla Ankara'yı toplantıya davet etme konusundaki istekliliği dikkat çekiciydi. Bu adım, ABD'nin ‘Türkiye’yi Rusya'nın tutumundan uzaklaştırma’ çabaları çerçevesinde atılırken Washington'ın Suriye'nin doğusundaki Kürtlerin ve Arapların oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) verdiği destek ve Ankara'nın Astana Süreci’nde Moskova ve Tahran ile olan ilişkisi nedeniyle gerilimi azaltmayı da amaçlıyor.
Alınan bilgiye göre Pedersen, Suriye'deki son duruma ilişkin siyasi bir brifing verecek. Pedersen, ayrıca Suriye hükümeti ve muhalefetinin müzakere heyetleri ve sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla 21 Mart’ta Cenevre’de başlayacak olan Anayasa Komitesi toplantısını desteklemeye devam etme niyetini teyit edecek.
Pedersen, Anayasa Komitesi'nin toplantı turlarına ilişkin heyet başkanlarına resmi davetiyeler göndermiş, iki taraf arasında görüşlerin yaklaştırılması için hükümet ve muhalefet heyetlerinden Cenevre'ye gitmeden önce anayasal ilkelerin her biri için yazılı bir teklif sunmalarını istemişti. Pedersen, Suriye Anayasa Komitesi'nin Hükümet Heyeti Eş Başkanı Ahmed Kuzbari ve Muhalefet Heyeti Eş Başkanı Hadi el-Bahra’nın katıldığı periyodik olarak düzenlenen üçlü toplantılar gerçekleştirdi.
Pedersen'in ayrıca, BM Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 2254 sayılı kararının uygulanması için tarafların ateşkes, tutuklu takası, insani yardım ve yaptırımlarla ilgili karşılıklı güven artırıcı tedbirler almasını öngören ‘adım adım yaklaşımı’ üzerinde çalışmaya başlama önerisiyle ilgili olarak Şam, muhalefet ve ilgili ülkelerle gerçekleştirdiği temasların bir özetini sunması bekleniyor.
Öneri, temelde ABD ve Rusya arasında bir uzlaşıya varma olasılığından ve iki tarafın sınır ötesi insani yardımlar için yaptığı anlaşmadan başlayarak adım adım yaklaşımına ivme kazandıracak bir zemin elde edilmesine dayanıyordu. Ancak Ukrayna savaşı ve Batılı ülkeler ile Rusya arasındaki gerilimin ardından şimdi ‘adım adım’ ilerlemenin ne kadar gerçekçi olduğu konusunda bir takım soru işaretleri ortaya çıktı.

Üç soru
Yarınki toplantının ikinci oturumunda temsilciler, insani, askeri ve ekonomik durum gibi Suriye'deki diğer gelişmeleri de tartışacaklar. Batı ülkelerinden bir yetkiliye göre Ukrayna savaşı, Rusya'nın küresel stratejisinde askeri olarak Hmeymim Hava Üssü’ne ne derece güvendiğini gösterdi. Bu da “Ukrayna savaşı tüketen bir duruma dönüşürse Rusya, Suriye'de aynı müdahaleyi sürdürebilir mi? Suriye'deki Rusya-İsrail askeri koordinasyonunu neler bekliyor? Suriye’nin doğusunda Rusya ve ABD arasında bir uzlaşı anlaşmasına varılabilir mi?” sorularını akıllara getiriyor.
“Bundan sonraki aşamada Rusya'nın Suriye'de bırakabileceği askeri boşluğu İran mı dolduracak? Bir yandan Rusya, Ukrayna ile meşgulken diğer yandan İran ile Batılı ülkeler arasında nükleer anlaşmanın canlandırılması konusunda uzlaşılması durumunda ekonomik kazanımlar elde etmesi olasılığı nedeniyle Tahran, Suriye'ye ek ekonomik yardımlarda bulunabilir mi? Suriye Ulusal Güvenlik Direktörü Tümgeneral Ali Memluk'un Tahran ziyaretinin nedenlerinden biri de bu mu?” gibi daha fazla soruyu gündeme getiren Batılı yetkiliye göre ilk göstergeler, İsrail’in Suriye’deki İran’a ait noktalara hava saldırıları düzenlediği sırasında Moskova ve Tel Aviv'in gerilimi azaltma anlaşmasına bağlı olduklarına ve Batı ile Rusya arasındaki Ukrayna geriliminin henüz Suriye'nin doğusundaki saha gerilimine yansımadığına işaret ediyor.
Suriye'deki yoksulluk seviyesinin yüzde 90'a yaklaştığı ve 12,4 milyon insanın yani nüfusun yüzde 60'ının gıda güvensizliğiyle karşı karşıya olduğu, yerel para birimi liranın son yıllarda sert bir düşüş yaşadığı ve gıda fiyatlarının savaş öncesi döneme kıyasla 33 kat arttığı, ülke içinde tahminen 14 milyon insanın yardıma muhtaç hale geldiği ve Suriye'nin kuzeyinde beş milyondan fazla insanın güvenli veya yeterli temiz suya sahip olmadığı bir dönemde patlak veren Ukrayna savaşı, petrol ve tahıl ithalatının düşmesiyle Suriye’deki ekonomik krizi daha da şiddetlendirdi.

Normalleşme ve yaptırımlar
Tüm bunların yanı sıra toplantıda Arap ülkeleri ile Şam arasında normalleşme olasılığı ve Batı'nın normalleşmeye karşı olan yaptırımları dosyasının ele alınması bekleniyor.
AB, Suriye dosyasını görüşmek üzere geçtiğimiz ay bakanlar düzeyinde bir toplantı gerçekleştirdi. Toplantı, AB politikasının ‘üç hayır’ı olarak adlandırılan ‘rejim, BMGK’nın 2254 sayılı kararı çerçevesinde, ülke içinde siyasi bir geçişe katılana kadar normalleşme, yaptırımların kaldırılması, yeniden yapılanma olmayacak’ şeklindeki temel ilkelerinin geçerli olduğu vurgulanarak sona erdi. Bu da AB’nin, insani yardım projelerinde erken toparlanmayı desteklemek için adım adım ilerleme önerisi ve BMGK kararının içeriği ile kırmızı çizgiler ve ‘üç hayır' ilkeleri çerçevesinde ilgileneceğini gösteriyor.
Washington, diplomatik kanallardan Arap ülkelerini, ABD yönetimi siyasi incelemelerini sonuçlandırmadan ve erken toparlanma odaklı insani yardım sağlamak, Fırat'ın doğusunda DEAŞ’la mücadele için askeri varlığını sürdürmek, ateşkesi desteklemek, işlenen savaş suçları ve kimyasal silah kullanımı dosyalarında hesap verebilirlik sözünü yerine getirmek ve siyasi süreci 2254 sayılı BMGK kararı çerçevesinde canlandırma yeteneklerini test etmek gibi Suriye'deki önceliklerinin belirlenmesinden önce Şam ile ilişkileri normalleştirmemeleri ve Arap Birliği üyeliğini geri vermemeleri gerektiği konusunda bilgilendirdi.
Bir yanda Washington'ın İran'ın nükleer programı ve Suriye'deki askeri varlığıyla ilgili müzakerelerini Doğu Avrupa'daki gerilimden ayırması için dosyaların birbirinden ayrılması ve örtüşmemesi gerektiğini söyleyen diğer yanda dosyaların birlikte ele alınması gerektiği ve savaşın uzaması durumunda dosyaların birbirinden ayrı tutulamayacağı ve Ukrayna yüzünden Suriye'de karşılıklı olarak saldırılar düzenlenebileceği uyarısında bulunan iki farklı görüş söz konusu. Bu görüşler göz önüne alındığında Ukrayna savaşının mevcut tutumları ve bu tutumlarda ne denli kararlı olunduğunun test edilmesi için bir fırsat yarattığı su götürmez bir gerçek.



Hamaney, yetkililere ‘ne savaş ne barış’ durumunu aşmaları çağrısında bulundu

İran Dini Lideri Ali Hamaney, Hükümet Haftası vesilesiyle Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın kabine üyelerine hitap etti. (İran Dini Lideri Ali Hamaney'in internet sitesi)
İran Dini Lideri Ali Hamaney, Hükümet Haftası vesilesiyle Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın kabine üyelerine hitap etti. (İran Dini Lideri Ali Hamaney'in internet sitesi)
TT

Hamaney, yetkililere ‘ne savaş ne barış’ durumunu aşmaları çağrısında bulundu

İran Dini Lideri Ali Hamaney, Hükümet Haftası vesilesiyle Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın kabine üyelerine hitap etti. (İran Dini Lideri Ali Hamaney'in internet sitesi)
İran Dini Lideri Ali Hamaney, Hükümet Haftası vesilesiyle Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın kabine üyelerine hitap etti. (İran Dini Lideri Ali Hamaney'in internet sitesi)

İran Dini Lideri Ali Hamaney, Mesud Pezeşkiyan hükümetine ‘ne savaş ne barış’ durumunu aşması çağrısında bulunarak, yetkilileri iç uzlaşıya odaklanmaya, kamuoyuna hitap ederken ‘güçlü noktaları’ vurgulamaya ve yaşam ve ekonomik koşulları iyileştirmek için çalışmaya çağırdı.

Hamaney'in internet sitesinde, Hükümet Haftası vesilesiyle Pezeşkiyan hükümeti üyelerine, “Yaşam koşullarının iyileştirilmesi, ulusal haysiyetin korunmasının en önemli göstergelerinden biri olarak yürütme gündeminin en üstünde yer almalıdır” dediği aktarıldı.

Hamaney, hükümetin piyasayı kontrol etmek ve kontrolsüz fiyat artışlarını frenlemek için acil önlemler alması gerektiğini vurgulayarak, hükümeti yerli üretimi artırmaya ve somut sonuçlar elde edilene kadar kararları uygulamaya devam etmeye çağırdı.

Hamaney, ‘kış ayları için gerekli gaz rezervlerine’ ve ‘ithalat yoluyla gaz açığını kapatma planlarına’ dikkat edilmesi ve petrol üretiminin artırılması gerektiğini belirtti.

Petrol üretimindeki düşüşü eski yöntem ve ekipmanlara bağlayan Hamaney, “Sorunları çözmek ve petrol üretimi ve çıkarılmasında bir dönüşüm gerçekleştirmek için genç mezunların bilgilerini kullanmalıyız. Petrol ihracatında daha fazla faaliyet gösterilmesi, petrol müşterilerinin çeşitlendirilmesi ve çoğaltılması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Hamaney, Avrupa güçlerinin Tahran'ın nükleer konuda eylül ayı sonuna kadar iş birliği yapmaması halinde snapback mekanizmasını devreye sokma kararı almasının ardından, Birleşmiş Milletler'in (BM) Tahran'a yaptırımları yeniden başlatma olasılığı hakkında yorum yapmadı.

Dış politika

Haziran ayında İsrail ile 12 gün süren savaş sırasında hükümetin performansından duyduğu memnuniyeti dile getiren Hamaney, “Bu sınavda iyi bir performans sergilediler; etkili ve önemli bir rol oynadılar” dedi.

Hamaney ayrıca, muhafazakâr muhaliflerinin eleştirilerine maruz kalan Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'a desteğini yineledi. Hamaney, Pezeşkiyan'a hitaben şu ifadeyi kullandı: “Coşku, titizlik ve sorumluluk duygusuna dayanan bu çalışma tarzı, ülkemizin şu aşamada tam da ihtiyacı olan şeydir.”

dfrgty
İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Ali Laricani, Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ile tokalaşırken (İran Dini Lideri Ali Hamaney'in internet sitesi)

Toplantı, Pezeşkiyan'ın Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) zirvesine katıldığı, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmelerde bulunduğu Çin ziyaretinden dönüşünden birkaç gün sonra gerçekleşti. Görüşmeler, stratejik ilişkiler ve Avrupa'nın BM yaptırımlarını yeniden uygulamaya koymak için snapback mekanizmasını harekete geçirme konusundaki tutumuna odaklandı.

Hamaney, Pezeşkiyan'ın Pekin'e yaptığı son ziyaretin ‘en önemli ve başarılı adımlardan biri olduğunu ve büyük stratejik değeri olduğunu’ söyledi. Hamaney, “Sonuçları henüz ortaya çıkmamış olabilir, ancak ülkenin hem ekonomik hem de siyasi açıdan bazı temel ihtiyaçlarını karşılayabilecek potansiyel yollar açmıştır. Bu ziyaret bazı somut sonuçlar vermiştir ve bu sonuçlar dikkatli ve ciddi bir şekilde takip edilmelidir” şeklinde konuştu.

Ne savaş ne barış

Konuşmasının bir bölümünde Hamaney, yetkililere kamuoyunu etkilemek için medyadaki varlıklarını artırmaları çağrısında bulunarak, ‘İslam Cumhuriyeti'nin gücü, yetenekleri ve potansiyelini yansıtan bir imaj’ vermelerini istedi. Hamaney, “Sadece zayıflıklardan bahsetmek yeterli değil” dedi.

“Medya, basın, radyo, televizyon ve hatta hükümet yetkilileri büyük bir sorumluluk taşıyor” diyen Hamaney, yetkililere, ‘kamuoyu önüne çıktıklarında veya medya platformları aracılığıyla konuştuklarında, söylemlerinin çaresizlik, umutsuzluk ve hayal kırıklığı ruhunu yansıtmaması gerektiğini’ ifade etti.

Hamaney sözlerini şöyle sürdürdü: “Medyadaki yazarlar, aktivistler, radyo ve televizyonda platformları olanlar bilinçli olmalı ve ülkeye zarar veren mesajlar vermemelidir. Sadece olumsuzluklara odaklanmamalı, ulusal ruhu teşvik etmek ve halkın güvenini korumak için gerçek güçleri ve potansiyeli vurgulamalıdırlar.”

rgty
İran Dini Lideri Ali Hamaney'in Danışmanı Ali Şemhani de toplantıya katıldı. (İran Dini Lideri Ali Hamaney'in internet sitesi)

Hamaney, düşmanların dayattığı ‘ne savaş ne barış’ durumunun üstesinden gelmek için çalışkanlık ve gayret ruhunun teşvik edilmesi gerektiğini belirterek, bu durumun ‘ilerlemeyi engellediğini ve toplumda tereddüt ve kafa karışıklığı yarattığını’ söyledi. “Bu durumun üstesinden gelmek için çalışkanlık ve somut sonuçlar yoluyla umut ve yenilikçilik ruhunu teşvik etmek gerekir” inancını dile getiren Hamaney, “Mevcut zorlukların üstesinden gelmenin yolu, ulusal irade ve kararlılıktır” dedi.

Hamaney, “Hükümetlerin temel görevi, ulusal gücün temellerini güçlendirmektir” ifadesini kullandı.

İç uzlaşı

‘Mevcut fırsatlardan birinin ülkede uzlaşı oluşturma olasılığı’ olduğunu düşünen Hamaney sözlerine şöyle devam etti: “Koşullar, hükümetin üç kolunun başkanlarının birbirleriyle anlaşma, uyum ve iş birliği içinde olmaları için elverişli. Birçok karar alma ve politika belirleme departmanı da uyum içinde ve aynı yönde çalışıyor. Bence bugün uzlaşma sağlamak geçmişte olduğundan daha kolay. Bu fırsat en iyi şekilde değerlendirilmeli; uzlaşma sağlanan çalışmalarla ilerlemeli ve harekete geçmeliyiz. Farklılıklar ve yol boyunca engeller var, ancak bu engeller aşılmalı ve fırsatlar kaçırılmamalıdır.”

Hamaney, İbrahim Reisi liderliğindeki önceki hükümetin, hükümetin üç kolunun muhafazakâr hareketin elinde yoğunlaşmasını ifade eden ‘yönelim birliği’ sloganını benimsemesinin ardından Pezeşkiyan'ın ortaya attığı ‘iç uzlaşı’ sloganına atıfta bulundu.

Hamaney, bakanlıktaki kurum ve çalışan sayısını azaltma planına destek verdiğini belirterek, “Varlıkları veya işlevleri çakışan bazı kurumları azaltmak veya belirli bir bakanlık veya kurumdaki çalışan sayısını azaltmak büyük bir görev… Bu kolay değil” dedi.


Trump’tan Hamas'a rehine anlaşmasını kabul etmesi için “son uyarı”

ABD Başkanı Donald Trump, New York'ta düzenlenen bir tenis maçı sırasında Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile yan yana (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump, New York'ta düzenlenen bir tenis maçı sırasında Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile yan yana (Reuters)
TT

Trump’tan Hamas'a rehine anlaşmasını kabul etmesi için “son uyarı”

ABD Başkanı Donald Trump, New York'ta düzenlenen bir tenis maçı sırasında Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile yan yana (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump, New York'ta düzenlenen bir tenis maçı sırasında Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile yan yana (Reuters)

Reuters ABD Başkanı Donald Trump’ın dün, Hamas'a ‘son uyarı’ olarak nitelendirdiği bir açıklama yaptığını ve ona Gazze Şeridi’nde tutulan İsrailli rehinelerin serbest bırakılmasına yönelik anlaşmayı kabul etmesi için çağrıda bulunduğunu bildirdi.

Trump, sosyal medya platformu Truth Social’dan yaptığı bir paylaşımda şunları söyledi:

“İsrailliler benim şartlarımı kabul etti. Şimdi Hamas'ın da bunları kabul etme zamanı geldi. Hamas'ı bunları kabul etmemenin sonuçları konusunda uyardım. Bu son uyarımdır, başka uyarı olmayacak!”

Öte yandan Hamas Hareketi tarafından dün yapılan açıklamada, Gazze'de ‘ateşkes anlaşmasına varmak için ABD tarafından bazı önerilerin kendisine iletildiğini’ doğruladı.

Hamas’ın açıklamasında, “Aracılar aracılığıyla Amerikan tarafından ateşkes anlaşmasına varmak için bazı öneriler aldık ve bu nedenle Hamas, saldırıyı durdurma çabalarına yardımcı olacak her türlü adımı memnuniyetle karşılar” ifadeleri yer aldı.

Hamas, savaşın sona erdirilmesi ve Gazze Şeridi'nden tamamen çekilme konusunda net bir açıklama yapılması ve Gazze Şeridi'ni yönetmek üzere bağımsız Filistinlilerden oluşan ve derhal çalışmalarına başlayacak bir komite kurulması karşılığında tüm rehinelerin serbest bırakılması konusunu görüşmek üzere derhal müzakere masasına oturmaya hazır olduğunu vurguladı.

Açıklama şöyle devam etti:

“Düşmanın üzerinde anlaşmaya varılacak konulara açık ve net bir şekilde bağlı kalmasıyla, daha önce varılan anlaşmaların reddedilmesi veya ihlal edilmesi gibi durumların tekrarlanmaması sağlanacaktır. Bunların en sonuncusu, arabulucuların ABD’nin önerisine dayalı olarak bize sunduğu ve bizim 18 Ağustos 2025'te Kahire'de onayladığımız anlaşmaydı. İşgalciler bugüne kadar bu anlaşmaya yanıt vermediler, ancak katliamlarına ve etnik temizliklerine devam ettiler.”

Açıklamanın sonunda şu ifadeler yer aldı:

“Bu yüzden Hamas bu fikirleri halkımızın gereksinimlerini karşılayan kapsamlı bir anlaşmaya dönüştürmek için arabulucularla sürekli temas halindedir.”

ABD merkezli haber sitesi Axios dün ABD Başkanı Donald Trump’ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un geçtiğimiz hafta Hamas Hareketi’ne Gazze'de ateşkes için yeni bir öneri gönderdiğini bildirdi.

Axios, Witkoff'un yeni önerisinin Gazze'deki savaşın sona erdirilmesi karşılığında geriye kalan tüm rehinelerin serbest bırakılmasına yönelik bir anlaşma yapılmasını içerdiğini bir raporda açıkladı.

Axios, Witkoff'un yeni önerisinin, İsrail'in Gazze şehrini işgal etmek için planladığı büyük çaplı saldırıdan önce diplomatik bir çözüm bulmayı amaçladığını da kaydetti.

Witkoff'un bir aracı aracılığıyla Hamas'a, tüm rehinelerin serbest bırakması halinde Trump'ın savaşın sona ermesini garanti edeceğini bildirdiğini aktaran Axios, aracının da Witkoff'a Hamas'ın kapsamlı bir anlaşmaya varmaya hazır olduğunu ilettiğini bildirdi.


İran'ın nükleer programı UAEA toplantılarını domine ediyor

Arakçi, 27 Ağustos'ta Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komitesi toplantısına katıldı (İran Dışişleri Bakanlığı)
Arakçi, 27 Ağustos'ta Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komitesi toplantısına katıldı (İran Dışişleri Bakanlığı)
TT

İran'ın nükleer programı UAEA toplantılarını domine ediyor

Arakçi, 27 Ağustos'ta Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komitesi toplantısına katıldı (İran Dışişleri Bakanlığı)
Arakçi, 27 Ağustos'ta Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komitesi toplantısına katıldı (İran Dışişleri Bakanlığı)

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) bugün Viyana'da üç ay sürecek toplantılarına başlıyor. Tahran'ın nükleer tesislere yönelik denetimleri yeniden başlatmayı ve yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyum stoklarının akıbetini açıklamayı reddetmesi nedeniyle, İran'ın nükleer programı toplantıların başlıca gündem maddesi olacak.

Toplantı, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurul toplantılarından birkaç hafta önce, İran'a uluslararası yaptırımların yeniden uygulanmasını önlemek için verilen Avrupa'nın son tarihinin bitmesiyle aynı zamana denk geliyor. Batılı güçlerin, haziran ayında ABD ve İsrail tarafından saldırıya uğrayan tesislere müfettişlerin geri dönmesi için baskı yapması bekleniyor.

Toplantı öncesinde İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, İngiliz gazetesi The Guardian'da yayınlanan bir makalede, Avrupa Troykasına, BM tarafından İran'a uygulanan yaptırımları için snapback mekanizmasını devreye sokmasını ‘ciddi bir hata’ olarak nitelendirerek bundan geri adım atmaya çağırdı.

İran Şura Meclisi, hükümetin Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması'ndan (NPT) çekilmesini gerektiren bir tasarıyı tartışmaya devam ediyor. Bu adım, Batı ile diplomatik ilişkileri karmaşık hale getirebilir.