Avrupa Troykası: İran UAEA’nın faaliyetlerine baskı yapıyor

Tahran ve Washington, Viyana müzakerelerinin başarısızlığına dair uyarılarda bulundu. Moskova, anlaşmanın bir alternatifi olduğunu düşünmüyor.

Viyana’daki Coburg Sarayı’nda kapalı kapılar ardında İran ile büyük güçler arasında gerçekleşen zorlu müzakereler, beklentileri artırıyor (AP)
Viyana’daki Coburg Sarayı’nda kapalı kapılar ardında İran ile büyük güçler arasında gerçekleşen zorlu müzakereler, beklentileri artırıyor (AP)
TT

Avrupa Troykası: İran UAEA’nın faaliyetlerine baskı yapıyor

Viyana’daki Coburg Sarayı’nda kapalı kapılar ardında İran ile büyük güçler arasında gerçekleşen zorlu müzakereler, beklentileri artırıyor (AP)
Viyana’daki Coburg Sarayı’nda kapalı kapılar ardında İran ile büyük güçler arasında gerçekleşen zorlu müzakereler, beklentileri artırıyor (AP)

Tahran, ilan edilmemiş gizli faaliyetlere tanık olan alanların kapatılması için Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’na (UAEA) baskı yapıyor. İran, nükleer anlaşmayı canlandırmayı amaçlayan Viyana görüşmelerinde askıda kalmış sorunları çözmek için bir ‘siyasi karar’ konusunda anlaşmaya varmayı şart koşarken, Avrupa Troykası ise Birleşmiş Milletler’e (BM) bağlı ajansın faaliyetlerine müdahaleyi kabul etmediğini açıkladı.
Birleşik Krallık Dışişleri Bakanlığı Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesi Direktörü Stephanie Al-Qaq, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, Fransa, Birleşik Krallık ve Almanya’dan müzakerecilerin 1 Mart’ta İran’ın baş müzakerecisi Ali Bakıri Kani ile Viyana’da uzun bir görüşme yaptıklarını söyledi.
Bakıri Kani, geçen pazartesi günü ‘İran Devrim Muhafızları’na uygulanan kısıtlamaların ve uluslararası terör örgütleri listesinde sınıflandırılmasının’ iptal edilmesi başta olmak üzere yaptırımların kaldırılmasıyla ilgili sert tavırlarla Viyana’ya döndü.
Şarku’l Avsat’ın İran resmi haber ajansı IRNA’dan aktardığı habere göre İran müzakere ekibine yakın bir kaynak, “Fransa’nın olumsuz rolü, İran ile UAEA arasında garantiler konusunda çözüm bekleyen sorunların çözülmesini engelliyor” diyerek, Fransız tarafını ‘siyasi’ bir yaklaşım benimsemekle suçladı. Kaynak, “UAEA ile askıdaki sorunları çözmek, Viyana’da bir anlaşmaya varmanın önemli koşullarından biridir ve bu gerçekleşmezse, anlaşmaya varılmamasının nedeni Fransa olabilir” dedi.
Daha sonra IRNA, İran haber sitelerindeki geniş bir etkileşimin ardından geç bir adımla, açıklamaları kaldırdı.
İngiliz müzakereci ise İran’ın Fransa’yı eleştirme hattına dahil olarak, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, “Avrupa Troykası’ndaki ortaklarımızla, UAEA’nın bağımsızlığını ve Genel Direktörü Rafael Grossi’nin profesyonel çabalarını destekliyoruz” ifadelerine yer verdi. Al-Qaq, “Güvenceler, Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması’nın önemli bir parçasını oluşturmaktadır ve Kapsamlı Ortak Eylem Planı’ndan (Nükleer Anlaşma) ayrıdır” diyerek, bu ülkelerin UAEA’nın bağımsızlığına müdahale etme girişimlerinin reddedildiğini vurguladı. İran Atom Enerjisi Kurumu (İAEK) Sözcüsü Behruz Kemalvendi ise İran baş müzakerecisi Ali Bakıri Kani ve müzakerelerin Avrupa koordinatörü Enrique Mora’nın görüşmelerine katıldı. Görüşme, UAEA’nın uluslararası müfettişlerin uranyum izleri bulduğu gizli alanları kapatmaya yönelik muhalefeti sonrasında gerçekleşti. İranlı bir diplomat, Reuters’a yaptığı açıklamada, görüşmelerde kaydedilen ilerlemeye rağmen asıl anlaşmazlık noktasının, Tahran’ın uranyum izleri meselesinin tamamen kapatılmasını istemesi olduğunu söyledi.
Öte yandan Moskova’da, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Cenevre’deki Silahsızlanma Konferansı’nda yaptığı bir video konuşmasında, “Moskova, müzakerelerin başarıyla sonuçlanacağına güveniyor, çünkü başka bir alternatif yok” dedi. Rus haber ajansı TASS’ın aktardığına göre Lavrov, “Herkes, nükleer anlaşmada yer alan ve Birlemiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 2231 sayılı kararı ile güçlendirilen yükümlülüklere hiçbir çekince olmaksızın kesinlikle bağlı kalmalıdır” dedi.

İran’ın taslağa ilişkin söylemi
Reuters’in şekillenmeye başlayan bir taslak anlaşmanın ayrıntılarını yayınlamasından yaklaşık bir hafta sonra İran resmi ajansı, 1 Mart’ta Viyana’da olası bir anlaşmanın özelliklerine dair uzun bir raporda Viyana görüşmelerinin ayrıntılarını yayınlayarak yanıt verdi.
Ajans, bir anlaşmaya varma ihtimalinin şu anda eşit olduğunu, çünkü anlaşmadan pratik fayda sağlayan bazı asgari taleplerin hala mevcut olduğunu ve karşılanmadıkları takdirde anlaşmanın olmayacağını vurguladı. Ajans, geriye kalan konuların ‘anlaşmanın kaderini belirleyecek kadar kritik’ olduğunu da kaydetti.
Tahran, Washington’dan ‘İran için ‘kırmızı çizgi’ sayılan yaptırımların ne ölçüde kaldırılacağı, ABD’nin nükleer anlaşmadan bir daha çekilmeyeceğine dair garanti verilmesi ve UAEA’nın dört İran sahasında uranyum izleri bulma soruşturmasının kapatılması’ ile ilgili askıdaki konulara dair taleplerini karşılayacak siyasi kararlar alınmasına ilişkin ‘müzakere başarısına’ dikkati çekti. Tahran, nükleer anlaşmanın imzalanması öncesinde BM kuruluşlarına bu izler hakkında bilgi vermemişti. Bu durum da İran’ın bu müzakerelerdeki şeffaflığı hakkında soru işaretlerine neden oluyor.
IRNA’ya göre üç talep, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi tarafından son görüşmede Fransız mevkidaşı Emmanuel Macron’a iletildi.
Ajans, olası anlaşmanın, nükleer anlaşmaya ilişkin ortak komitenin kararı şeklinde gelebileceğini belirtti. IRNA ayrıca, ‘yaptırımların kaldırılması, nükleer önlemler ve anlaşmanın yeniden uygulanması’ olarak müzakerelerde öne çıkan üç eksene dikkat çekti. Ajans, pratik düzeydeki potansiyel anlaşmanın ‘şarta dayalı’ olduğunu, yani İran’ın nükleer taahhütlerinin uygulanmasının diğer tarafın taahhütlerine bağlı olduğunu kaydetti.
Garantiler konusuyla ilgili olarak ajans, müzakerelerin son turlarında kayda değer bir ilerlemenin kaydedildiğini dile getirdi. “Doğrulama sürecinin, çeşitli aşamaların uygulanmasıyla birlikte pratik ve yasal alanlarda başlaması planlanıyor” diyen IRNA, “ABD, tüm taahhütler yerine getirilmeden ve yaptırımlar kaldırılmadan ortak komite üyeliği almayacak. Ayrıca doğrulama sürecinin aralığı dikkate değer ve anlamlı olacaktır” ifadelerini kullandı.

İlk kim başlar?
Resmi İran ajansı, “Olası anlaşmanın tüm uygulama aşamalarında, diğer tarafların ilk adımı olacak ve her aşamada İran başlatıcı olacaktır” dedi. Garantiler hususunda ise ajans, bunları müzakerelerin en zor kısmı olarak nitelendirerek, Batı tarafının özellikle de ABD’nin, bu durumu reddettiğini açıkladı.
Aynı şekilde ajans, BM yaptırımlarının otomatik olarak yeniden başlamasını sağlayan Snapback mekanizması konusunda ‘önemli bir gelişmeye’ atıfta bulunarak, bu mekanizmanın sömürülmesine karşı bireysel ve toplu bir taahhüt olduğunu belirtti.
Kaldırılacak yaptırımların kapsamına ilişkin olarak ise ajans, Trump döneminde uygulanan tüm nükleer yaptırımların yanı sıra nükleer anlaşmaya ‘uygun olmayan’ yaptırımların da dahil olacağını söyledi. IRNA, “Karşı taraf, yaptırımların kaldırılmasından İran’ın yararlanmasını kolaylaştırmak ve yaptırımların etkin ve kalıcı olarak kaldırılması sürecinde kanunlar ihtilafını önlemek amacıyla nükleer anlaşmada yer almayan yeni gerekli taahhütleri kabul etti” dedi.

Nükleer kapasite
Ajans tarafından taslak anlaşmadan elde edilen ayrıntılar, Batılı tarafların İran nükleer programıyla ilgili uyguladığı baskının diğer göstergelerini içeriyordu. IRNA, “İran’ın nükleer programının geri dönüşünü önemli ölçüde yavaşlatmak ve İran’ın özgüvenini zayıflatmak için olası anlaşmada İran’ın nükleer yeteneklerini azaltmaya çalışıyorlar. Bu nedenle İranlı yetkililer, birkaç kez Batı cephesinin ‘nükleer anlaşmanın ötesine geçen İran taahhütleri elde etmeye’ çalıştığını ve bunun karşılığında anlaşmadan daha az taviz sağladıklarını söylediler” dedi.
IRNA, “Viyana’daki yoğun müzakerelerin ardından İran, ABD’nin nükleer anlaşmadan çekilmesine kıyasla nükleer kapasitesini artırmayı başardı” ifadelerini kullandı.
IRNA, anlaşmanın İran’ın Viyana’daki Batılı müzakerecilerin endişelerinden biri olan gelişmiş santrifüj üretme ve geliştirme yeteneğini sınırlamadığını iddia etti. İran nükleer müzakere ekibinin, Batı’yı ‘gelişmiş santrifüjler alanındaki büyük adımlardan geri dönülemez olduğu’ konusunda bilgilendirdiğini söyleyen IRNA, “İran, bir on yıl sonra bile nükleer anlaşma kapsamında ulaşılamayacak bir konumda olacak” dedi.
Ajans, İran’a yönelik anlaşmanın ve nükleer kısıtlamaların uzatılması konusunda, şu anki ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in taahhütlerinin kesintiye uğraması konusunda üstü kapalı şekilde övünürken, olası anlaşmanın ‘gün batımı maddesi’ olarak bilinen nükleer kısıtlamaları hafifletmek için zaman çizelgelerini koruduğunu söyledi.

Karşılıklı uyarılar
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, Viyana’da yapılan dolaylı görüşmeler hakkında gazetecilere yaptığı açıklamada, “İran ilerleme sağlama konusunda uzlaşmaz ise geri çekilmeye hazırız” dedi.
İran’ın iyi niyetle katılmaya isteksiz olması durumunda ABD, müttefikleri ve ortaklarının alternatifler arayacağını da söyleyen Price, ayrıntıya ise yer vermedi.
Öte yandan Donald Trump’ın anlaşmadan çekilmesine atıfta bulunan Said Hatipzade, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, “ABD, fiili olarak nükleer anlaşmadan çekildi. Bunun bir daha olmayacağından emin olmalıyız” değerlendirmesinde bulundu. Hatipzade, topu Beyaz Saray’ın oyun sahasına atarak, “ABD, kararını verirse anlaşma yakındır. İran hazır, ama sonsuza kadar beklemeyecek” dedi.
Nükleer anlaşmayı destekleyen Batılı çevreler, bölgede yeni bir savaşın patlak vermesi karşısında müzakerelerin başarısızlığının yansımaları konusunda uyarıda bulundu. ABD ve İran, eski Başkan Donald Trump’ın Tahran’ın bölgesel ve füze alanlarındaki davranışını değiştirmek amacıyla ‘maksimum baskı’ stratejisini benimsemesinin ardından askeri bir çatışmanın eşiğine geldi. İki taraf, Devrim Muhafızları’nın dış kolu Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin ölümüyle sonuçlanan bir askeri saldırı emri vermesi sonrasında iki taraf, savaşa daha da yaklaştı. Müzakerelerin başarısız olması, İran meselesini BMGK’ya sevk edecek ve (Ocak 2016 ortasında yürürlüğe giren) 2231 sayılı kararın Temmuz 2015’te yayınlanmasından sonra dondurulan altı karar kapsamında uluslararası yaptırımları geri getirecek.



Hırsızlar bir buçuk dakikada 2 milyon dolar değerinde mücevher çaldı

Seattle'daki soygundan (AP)
Seattle'daki soygundan (AP)
TT

Hırsızlar bir buçuk dakikada 2 milyon dolar değerinde mücevher çaldı

Seattle'daki soygundan (AP)
Seattle'daki soygundan (AP)

Polis yaptığı açıklamada, Seattle'da hırsızların dün öğle saatlerinde bir mücevher mağazasını sadece 90 saniye süren cüretkar bir soygunla yaklaşık 2 milyon dolar değerinde elmas, lüks saat, altın ve diğer eşyaları çaldığını belirtti.

Batı Seattle'daki bir mağazanın güvenlik kameralarına yakalanan görüntülerde, 4 maskeli kişi ön cam kapıyı çekiçlerle kırarak içeri giriyor ve 6 vitrini yağmalıyor.

Polis açıklamasında, vitrinlerden birinde yaklaşık 750 bin dolar değerinde Rolex saatler, diğerinde ise 125 bin dolar değerinde bir zümrüt kolye bulunduğunu belirtti.

Polis, maskeli bir kişinin işçileri biber gazı ve şok tabancasıyla tehdit ettiğini, ancak kimsenin yaralanmadığını açıkladı.

Aile işletmesinin başkan yardımcısı Josh Minashi dün telefonla yaptığı açıklamada, “Çalışanlar şokta. Mağazayı bir süre kapatacağız” dedi.

Minashi, işçilerin kırılan camları temizlemeyi bitirdiklerini ve kayıpların tam listesini çıkarmaya çalıştıklarını ifade etti. Polis, hırsızlık ihbarına yanıt verdiğini ancak şüphelilerin bir araçla kaçtığını ve bölge aranmasından kurtulduklarını belirtti.