Suriyeliler Rus işgaline karşı Ukrayna’yı destekliyor: Çilemiz de, kaderimiz de bir

Halep’te motosikletli bir vatandaş Ukrayna ve Suriye muhalefeti bayrakları çizilmiş beton blokların arasından geçiyor (AFP)
Halep’te motosikletli bir vatandaş Ukrayna ve Suriye muhalefeti bayrakları çizilmiş beton blokların arasından geçiyor (AFP)
TT

Suriyeliler Rus işgaline karşı Ukrayna’yı destekliyor: Çilemiz de, kaderimiz de bir

Halep’te motosikletli bir vatandaş Ukrayna ve Suriye muhalefeti bayrakları çizilmiş beton blokların arasından geçiyor (AFP)
Halep’te motosikletli bir vatandaş Ukrayna ve Suriye muhalefeti bayrakları çizilmiş beton blokların arasından geçiyor (AFP)

Suriye’de halkın bir kesimi Rusya’nın işgali nedeniyle Ukrayna halkına güçlü desteklerini dile getirerek, ‘çilemiz de, kaderimiz de bir’ mesajı gönderdi.
The Guardian gazetesinin haberine göre, Suriye’de yıllardır Rus saldırılarına maruz kalan İdlib sakinleri, Suriye’de yaygın olan dezenformasyon, ayrım gözetmeyen bombalama, siber savaş ve yıkıcı ağır silahların şimdi Ukrayna’da kullanıldığına dikkat çekti.
Ukrayna’yı işgali nedeniyle Rusya’ya yaptırım uygulamak için sıraya giren ülkelerin kendilerini hayrete düşürdüğünü söyleyen Suriyeliler, bu ülkelerin Suriye’nin çektiği acıyı her zaman hafife aldığının altını çizdi.


İdlib ve Suriye’nin başka bölgelerinde, son olayların nihayet kendilerini Rus baskısından kurtarabileceğine ve dünyanın çektikleri çileye yeni bir perspektiften bakmasına vesile olacağına dair umutlar artıyor.
Almanya Ukrayna’ya silah vermesi, Türkiye’nin Rus savaş gemilerinin İstanbul Boğazı ve Çanakkale Boğazı’ndan Karadeniz’e geçmesini engellemesi halinde, Suriye ihtilafına daha fazla sempatiyle bakılacağı yönünde ümitler var.

“Çilemiz bir”
Türkiye’de yaşayan Suriyeli İlham Şahin The Guardian’a şunları söyledi;
“Bizim ve onların çilesi bir. Ukrayna’nın neler yaşadığını dünyadaki herkesten daha iyi biliyoruz. Onlar kazanırsa biz de kazanırız.”
Şu anda İdlib’de bulunan Humuslu Mervan İsa ise, “6 yıl boyunca Rus bombaları ve yalanları altında yaşadık. Bizim ve Ukraynalıların kaderi artık birdir” dedi.

Rusya Suriye’de oynadığı rolden hiçbir zaman sorumlu tutulmadı
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 2015 yılında Beşşar Esed rejimini kurtarmak için Suriye’ye müdahale etmesinden bu yana, Rusya okullar, fırınlar ve hastaneler gibi sivil alanlara yönelik sayısız saldırı gerçekleştirdi ve bunların hepsi küresel liderlerden cılız tepkiler aldı.
Putin için Suriye, yeni silahları test edebileceği, Doğu Akdeniz’de bir yer edinebileceği ve Batı’nın yolunu kaybettiği bir arenada gücünü test edebileceği bir yer haline geldi.
Rus lider, çok geçmeden birçok kişiyi, parçalanmış bir ülkeyi tek başına yeniden kurabileceğine ve Rusya’nın çatışmaya müdahalesinin ‘meşru ve hatta belki de gerekli’ olduğuna ikna etti.
Bunun bir cezasının olmaması nedeniyle, rejim kontrolünün dışında kalan ve Rusya’nın istediği gibi saldırmakta özgür olduğunu düşündüğü İdlib vilayetinde düzenli olarak sivil hedefleri vurması, binlerce insanı öldürmesi, köy ve kasabaları yıkması sıradan hale geldi.

Ara sıra uçuşa yasak bölge ilan edilmesi yönündeki çağrılar karşılık bulmadı ve bölgedeki üç milyondan fazla insanın derin acısı sürdü.
Rusya Suriye’de oynadığı rolden hiçbir zaman sorumlu tutulmadı.
Ancak, son krizde birçok Batılı ülke Ukrayna’ya desteklerini göstererek, Rus finans sektörüne yönelik geniş kapsamlı yaptırımlar uyguladı.
Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırıları nedeniyle birçok Avrupa ülkesi Rus uçaklarına hava sahasını kapatma kararı aldı.



Mikati: Lübnan'ın kara, deniz ve hava sahası üzerindeki egemenliğine bağlıyız

TT

Mikati: Lübnan'ın kara, deniz ve hava sahası üzerindeki egemenliğine bağlıyız

Mikati: Lübnan'ın kara, deniz ve hava sahası üzerindeki egemenliğine bağlıyız

Lübnan Başbakanı Necib Mikati bugün yaptığı açıklamada, Lübnan'ın kara, deniz ve hava sahası üzerindeki egemenliğine bağlılığını bir kez daha yineleyerek, ‘ordunun güneydeki güvenlik otoritesinin düşmanın dayandığı argümanları boşa çıkardığını’ vurguladı.

Bakanlar Kurulu toplantısının ardından konuşan Mikati şunları söyledi: “Bugün yıkıma uğrayan bölgeleri yeniden inşa etme sürecine başlıyoruz. Ordumuzun güney kentlerine güvenliği geri getireceğine inanıyoruz. Hükümetin Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin 1701 sayılı kararını tüm hükümleriyle uygulama konusundaki kararlılığını vurguluyoruz.”

Mikati sözlerini şöyle sürdürdü: “Olağanüstü bir dönemden geçiyoruz. Kazanımları koruyan bir devlet inşa etmek ve birleşmek için büyük ve kolektif bir sorumluluğumuz var. Dünyanın bize olan güvenini ve Lübnan halkının devlete olan güvenini yeniden tesis edeceğiz. Ordunun güneydeki güvenlik otoritesini yeniden sağlayacağız.”

sdcfergt
Ateşkesin yürürlüğe girmesinin ardından yerinden edilen insanlar evlerine dönerken, güneydeki Sayda kentinde bir adam Lübnan bayrağı sallıyor. (AFP)

İsrail'i ateşkese uymaya ve işgal ettiği topraklardan çekilmeye çağıran Mikati, “Farklılıklarımızı bir kenara bıraktığımız takdirde yarının Lübnan için daha iyi olacağına inancımız tamdır” dedi.

“Herkes fitne üzerine bahis oynuyordu, ancak zor sosyal koşullara rağmen vatandaşların birbirini kucakladığını gördük” diyen Mikati, ‘bugünün acılara rağmen Lübnan'a güvenlik ve istikrar getirmesini’ diledi.

İsrail ile Hizbullah arasındaki ateşkes, her iki tarafın da ABD ve Fransa'nın aracılık ettiği bir anlaşmayı kabul etmesinin ardından bu sabah erken saatlerde yürürlüğe girdi.