Şiddet, yerinden edilme, ekonomik kriz… Sudan’ın karşı karşıya kaldığı krizler

Protestocular geçtiğimiz Şubat ayında Hartum'daki darbeden sonra askeri yönetime karşı yürürken (Reuters)
Protestocular geçtiğimiz Şubat ayında Hartum'daki darbeden sonra askeri yönetime karşı yürürken (Reuters)
TT

Şiddet, yerinden edilme, ekonomik kriz… Sudan’ın karşı karşıya kaldığı krizler

Protestocular geçtiğimiz Şubat ayında Hartum'daki darbeden sonra askeri yönetime karşı yürürken (Reuters)
Protestocular geçtiğimiz Şubat ayında Hartum'daki darbeden sonra askeri yönetime karşı yürürken (Reuters)

Geçtiğimiz yıl yaşanan askeri darbenin ardından ihracatın düşmesi ve yerel para biriminin değer kaybetmesine bağlı olarak Sudan ekonomisi yeniden çöküşe doğru ilerliyor.
Askeri darbe öncesi iyileşme belirtileri gösteren ekonomi, siyasi çıkmaz, artan şiddet ve açlığın hızla yayılmasıyla ülkede ekonomik kriz insani bir tehdit haline geldi.

Fakirlik ve açlık
Ömer el-Beşir dönemi ve 2011 yılında petrol zengini Güney Sudan’ın bağımsızlığının onaylanmasıyla büyüme dönemi durgunluk gösterdi. Ülke büyük bir ticaret krizi görülmeye başlandı, para değeri düştü ve temel emtia fiyatları yükselmeye başladı. Sübvansiyonlu ekmek fiyatlarındaki artış, sonunda Beşir'in devrilmesine yol açan protestoları ateşledi.

Beşir’in devrilmesi
Beşir'in devrilmesinden sonra gelen geçiş hükümeti, Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) denetiminde hızlı reformlara girişti. Ülkede devalüasyon yaşanırken, ekmek ve elektrik üzerindeki sübvansiyonlar azaltıldı ve benzin üzerindeki sübvansiyonlar tamamen ortadan kalktı. Uluslararası borç verenler ve Batılı ülkeler, yardım ve borç indirimi teklif ettiler, ancak bu önlemler 25 Ekim 2021 darbesinden sonra askıya alındı.

Şiddet ve yerinden edilme
Sudan, özellikle 2000'li yılların ortalarında isyancı gruplar, hükümet güçleri ve milisler arasında yaklaşık 300 bin kişinin ölümüyle sonuçlanan bir çatışmadan mustarip olan Darfur bölgesinde, batıda ve güneyde yıllardır şiddetli çatışmalara tanıklık etti.
Birleşmiş Milletler (BM) tahminlerine göre, yaklaşık 2,5 milyonu Darfur'da olmak üzere ülke genelinde üç milyondan fazla insan yerinden edildi.
Yardım kuruluşları, Darfur'da genellikle milis saldırıları veya aşiret çatışmaları şeklinde meydana gelen şiddet olaylarının yıllardır görülmemiş seviyelere yükseldiği konusunda uyarıda bulundu. Bu şiddet, geçtiğimiz yıl bazıları halihazırda yerinden edilmiş kişiler için kamplarda bulunan 400 binden fazla insanın evlerini terk etmesine neden oldu.
Sudan, 2020'de Etiyopya'nın Tigray bölgesindeki çatışmanın patlak vermesinden sonra kaçan 500 bini aşkın kişiye ek olarak, çoğu Güney Sudan ve Eritre'den olmak üzere 1,1 milyon mülteciye ev sahipliği yapıyor.



Lübnan'ın Birleşmiş Milletler misyonu: Patlayıcılar ülkeye gelmeden önce iletişim cihazlarına yerleştirildi

İsrail'in Hizbullah telsizlerine yönelik saldırılarının ardından Lübnan güçlerinin imha etmeye hazırlandığı bir iletişim cihazı görülüyor (AFP)
İsrail'in Hizbullah telsizlerine yönelik saldırılarının ardından Lübnan güçlerinin imha etmeye hazırlandığı bir iletişim cihazı görülüyor (AFP)
TT

Lübnan'ın Birleşmiş Milletler misyonu: Patlayıcılar ülkeye gelmeden önce iletişim cihazlarına yerleştirildi

İsrail'in Hizbullah telsizlerine yönelik saldırılarının ardından Lübnan güçlerinin imha etmeye hazırlandığı bir iletişim cihazı görülüyor (AFP)
İsrail'in Hizbullah telsizlerine yönelik saldırılarının ardından Lübnan güçlerinin imha etmeye hazırlandığı bir iletişim cihazı görülüyor (AFP)

Lübnan'ın BM Daimî Temsilciliği, dün (Perşembe) Güvenlik Güvenlik Konseyi'ne yazdığı bir mektupta, Lübnanlı yetkililer tarafından yapılan ön incelemelerin, bu hafta patlayan iletişim cihazlarının “Lübnan'a gelmeden önce düzenlenmiş olduğunu” gösterdiğini belirtti.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre konuyla ilgili bir toplantı öncesinde konseye gönderilen mektupta, “Ön incelemeler, hedef alınan cihazların Lübnan'a varmadan önce profesyonelce düzenlendiğini ve bu cihazlara elektronik mesajlar gönderilerek patlatıldığını göstermiştir” denildi. Misyon, saldırıların planlanması ve gerçekleştirilmesinden İsrail'in sorumlu olduğunu ifade etti.

15 ülkeden oluşan BM Güvenlik Konseyi, bombalamaları görüşmek üzere bugün toplanacak. Hizbullah'ın iletişim araçlarına yönelik saldırılar 37 kişinin ölümüne ve yaklaşık 3,000 kişinin yaralanmasına yol açtı. Bu durum Lübnan hastanelerinin üzerindeki yükü artırdı ve grubun yeteneklerinin tükenmesine yol açtı.

İsrail saldırılarla ilgili doğrudan yorum yapmadı, ancak bazı güvenlik kaynakları saldırıları İsrail istihbarat servisinin (Mossad) gerçekleştirmiş olabileceğini söyledi. Mossad'ın yabancı topraklara karmaşık saldırılar düzenleme konusunda uzun bir geçmişi var.