Kahire’den uluslararası alana Afrika’nın su sorunlarına ilgi gösterilmesi çağrısı

Nahda (Rönesans) Barajı’na yönelik anlaşmazlık devam ediyor.

Nahda Barajı sorununa çözüm bulma çabaları sürüyor. (Reuters)
Nahda Barajı sorununa çözüm bulma çabaları sürüyor. (Reuters)
TT

Kahire’den uluslararası alana Afrika’nın su sorunlarına ilgi gösterilmesi çağrısı

Nahda Barajı sorununa çözüm bulma çabaları sürüyor. (Reuters)
Nahda Barajı sorununa çözüm bulma çabaları sürüyor. (Reuters)

Mısır, Etiyopya’nın Nil Nehri’nin ana kolu üzerinde inşa ettiği ve Nil Nehri kıyılarındaki Mısır ve Sudan’ın kullandıkları su payı üzerinde olumsuz etkileri olacağından endişelendiği Nahda (Rönesans) Barajı’na yönelik anlaşmazlığa ilişkin adımlar atmaya devam ediyor. Kahire yönetimi uluslararası alana yaptığı çağrıda, Afrika ülkelerinin su ile iligli sorunlarına ilgi gösterilmesini istedi.
Mısır Su Kaynakları ve Sulama Bakanı Muhammed Abdulati dün, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Mısır’daki yeni Mukim Temsilcisi Alessandro Fracassetti ile bir araya geldi. Bakan görüşme sırasında, UNDP ve Yeşil İklim Fonu tarafından 31,4 milyon dolarlık hibe ile finanse edilen Kuzey Sahili ve Nil Nehri Havzası’nda İklim Değişikliğine Uyumun Teşvik Edilmesi Projesi’nin uygulaması kapsamında, Bakanlık ile UNDP arasında yürütülen mevcut iş birliği ilişkilerine dikkat çekti.
Bakanlık tarafından yapılan açıklamaya göre Bakan Abdulati, Mısır’ın Afrika Kıtası’nı temsilen 2022 yılında ev sahipliği yapacağı 27. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraflar Konferansı’na (COP27) büyük bir önem verdiğini, su konusunun COP27’nin gündeminin öncelikleri arasında yer alacağını belirtti. Aynı zamanda Mısır devletinin Beşinci Kahire Su Haftası’na, iklim değişikliğine ve su konusunun verdiği önem nedeniyle “Küresel İklim Gündemi’nin Zirvesindeki Su” başlığını verdiğine dikkat çekti. Özellikle Afrika ülkelerinde su alanına yeterli uluslararası ilginin gösterilmesinin önemini vurguladı.
Bakan toplantı sırasında, kritik durumdaki aşağı kıyı bölgelerini ve Port Said, Dimyat, Dekahliye, Kafrü’ş-Şeyh, Buhayre olmak üzere Mısır’ın 5 kıyı şehrinin nüfusunu etkileyen, yükselen deniz seviyeleri ve şiddetli hava olayları ile mücadele için UNDP ve Yeşil İklim Fonu arasında yürütülen iş birliğinin altını çizdi. 31,4 milyon dolarlık hibe ile finanse edilen Kuzey Sahili ve Nil Nehri Havzasındaki İklim Değişikliklerine Uyumu Artırma Projesi’ni görüştü.
Abdulati aynı zamanda, dalgaları ve ani doğa olayları ile ilgili verilerin toplanması için Akdeniz’de farklı derinliklerde gözlem istasyonları kurulması ve Mısır'ın kuzey kıyıları boyunca yatırımları ve doğal kaynakları korumak için entegre bir yönetim planı geliştirilmesi için çalışılmasının önemini vurguladı.  



İsrail Şam'ı bombaladıktan sonra Ahmed Eş-Şara'yı mı hedef alıyor?

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Arşiv)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Arşiv)
TT

İsrail Şam'ı bombaladıktan sonra Ahmed Eş-Şara'yı mı hedef alıyor?

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Arşiv)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Arşiv)

İsrail, çarşamba günü Suriye'ye yönelik saldırılarını artırarak başkent Şam'ı hedef aldı. Newsweek, olayı, İsrail'in Süveyda'da artan mezhepsel şiddet ortamında operasyonlarını yoğunlaştırdığı bir dönemde, Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'nın yedi aylık görev süresi boyunca karşı karşıya kaldığı en ciddi kriz olarak nitelendirdi.

Suriye Devlet Başkanı ABD Başkanı Donald Trump'ın beğenisini kazanmış olabilir ama yakında İsrail'in hedef listesine girebilir.

İsrail'in operasyonları, devrik Cumhurbaşkanı Beşşar Esed rejiminin yıkılmasının hemen ardından İsrail ordusunun askeri hedeflere yönelik geniş çaplı bir saldırı kampanyası başlatarak daha güneydeki toprakları ele geçirmesinden sonra Suriye'deki en yoğun operasyonlar oldu.

Görsel kaldırıldı.İsrail hava saldırılarının hedef aldığı Şam'daki Savunma Bakanlığı binası (AFP)

"İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun söylemleri, Şara'nın gerilimi azaltma çağrılarına rağmen tırmanırken, yeni Suriye cumhurbaşkanı, Tel Aviv'in Şara’nın da karşı olduğu İran yanlısı "direniş ekseni" ile son 21 aydır süren çatışmasında İsrail'in birçok önemli düşmanının başına geldiği gibi, hedef haline gelebilir.  

İsrail'in eski büyükelçilerinden ve şu anda Yahudi Dürzi örgütünün CEO'su olan Rida Mansur Newsweek'e şunları söyledi: “İsrail son zamanlarda, eski Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, İranlı askeri komutanlar ya da Hamas lideri gibi belirli bir liderin, ulusal güvenliğine açık bir tehdit oluşturduğunu hissettiğinde harekete geçeceğini gösterdi.”

Mansur şöyle devam etti: "Bu bir gerçek. Son iki yıl içinde yaşandı. Bu, İsrail'in ilk tercihi olmayacaktır. İsrail Suriye'de kaosu tetikleyebileceğinin farkına varabilir ama bu, kaosu en başta onun başlatıp başlatmadığına bağlı, o zaman başka liderlere de şans verilmeli."

Mansur, son günlerde aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu yüzlerce Suriyeli Dürzi'nin, Suriye güvenlik güçleri tarafından desteklendiği iddia edilen ve aralarında yabancı ve yerel milislerin de bulunduğu Bedevi aşiretleri tarafından öldürüldüğüne dair haberler üzerine İsrail askeri müdahalesi çağrısında bulunan İsrail Dürzi toplumunun önde gelen isimleri arasında yer alıyor.

Şam'ın Dürzilerin çoğunlukta olduğu güney banliyölerinde şubat ayında Suriye güçleri ve milisler arasında yaşanan kanlı çatışmalar, Netanyahu'nun bu azınlığın kaderiyle ilgili ilk büyük tehditlerini savurmasına yol açtı. Nisan ayında yeniden su yüzüne çıkan şiddet, İsrail'in daha sert uyarılarına neden oldu ve mayıs ayında bir süreliğine yatışmış gibi görünse de son günlerde yeniden su yüzüne çıktı. İsrailli yetkililer böylece, ülkelerini bölgedeki azınlık haklarının koruyucusu olarak gösterme fırsatını yakaladı.

İsrail'in ABD Büyükelçiliği'nde diplomat olarak görev yapan Sevsen Natur Hassun, dün Newsweek'te yayınlanan yazısında, “Suriye sınırının tamamen silahsızlandırılmasını sağlayarak, ortak değerlerimiz ve azınlık gruplarının korunması için hareket ederek, rejimin Dürzilere zarar vermesini engellemeye kararlıyız. Herkes bilmelidir ki, Suriye Dürzileri, Arap çoğunluklu bölgede, çoğulculuğun ve azınlık çeşitliliğinin son sembolüdür” ifadelerini kullandı.

Eş Şara, Dürzileri korumanın hükümeti için bir “öncelik” olduğunu açıkladı ve İsrail'i “Suriye'yi savaşa ve bölünmeye sürüklemeye çalışmakla” suçladı.

Mansur şöyle devam etti: "İsrail, Suriye'nin güneyinin Lübnan ya da Gazze'ye dönüşmesine izin veremez. Harekete geçmek için çok uzun süre tereddüt ettiğimiz o yerlerden çok acı bir ders aldık. Çok uzun süre bekledik ve çok yüksek bir bedel ödedik. Dolayısıyla İsrail'in şu anki ruh hali, 7 Ekim 2023'teki Hamas saldırısı senaryosunun tekrarlanmasını önlemek için elimizden gelen her şeyi yapmaktır."

Bu strateji, Netanyahu'nun dünkü konuşmasında da vurguladığı gibi, Şam'dan Golan Tepelerine kadar Suriye'nin güneyinde, Suveyda'yı da içine alan bir “tampon bölge” kurulmasını içeriyor.

Mansur, “Şara güneydeki Dürzilerin haklarını savunmayı taahhüt etmezse, iç savaşın ilk yıllarında kuzeydoğuda kurulan ABD destekli Kürt güçlerine benzer fiili bir özerk bölgenin oluşturulmasıyla karşı karşıya kalabilir” değerlendirmesinde bulundu.

Mansur, “Dürzilere özerklik verilmesi İsrail'in Suriye'nin güneyinde istikrarı sağlamasına yardımcı olacaktır ki, bence bu herkes için faydalı olacaktır. Bu İsrail için de iyi, Dürziler için de iyi. Şam hükümeti ülkeyi birleştirmenin önemini anlamazsa, izlediği politikanın bedeli bu olacaktır" şeklinde görüşünü dile getirdi.

Görsel kaldırıldı.ABD Başkanı Donald Trump ile Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara arasında Riyad'da görüşme (Arşiv-AP)

ABD, İsrail'in son saldırılarına desteğini çekmenin yanı sıra, Suriye'nin birliğini ve toprak bütünlüğünü de savundu ki bu mesaj, Beyaz Saray'ın Kürt müttefiki Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) merkezi hükümete entegre olmasını öngören ve şu anda durmuş olan anlaşmanın müzakere edilmesindeki rolüyle pekiştirildi.

Şarku'l Avsat'ın edindiği bilgiye göre Trump Netanyahu'ya yakın dururken, ABD lideri aynı zamanda mayıs ayında kendisini Suriye'ye yönelik yaptırımları kaldırmaya ikna ettiği belirtilen Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile de yakın ilişkiler kurdu.

Erdoğan dün yapılan kabine toplantısında, Suriye'nin bölünmesine yönelik iddiaları sert bir dille eleştirerek şunları söyledi: "Suriye'nin bölünmesine dün de razı olmadık, bugün de yarın da asla razı olmayacağız. Ülkenin toprak bütünlüğü pahasına Suriye'nin güneyi ile kuzeyi arasında bir koridor oluşturmayı hayal edenler asla amaçlarına ulaşamayacaklar."

"Suriyeli kardeşlerimizle dayanışma içinde bunlara engel olacağız ama İsrail ile soruna bulaşanlar er ya da geç büyük bir hesap hatası yaptıklarını anlayacaklardır."