Arap Koalisyonu Yemen’de Husilerin 17 askeri aracını imha etti

Arap Koalisyonu, Marib ve Hacca’da Husilere ait 17 askeri aracı imha etti

Tuğgeneral Turki el Maliki (Reuters)
Tuğgeneral Turki el Maliki (Reuters)
TT

Arap Koalisyonu Yemen’de Husilerin 17 askeri aracını imha etti

Tuğgeneral Turki el Maliki (Reuters)
Tuğgeneral Turki el Maliki (Reuters)

Yemen hükümetinin, İran destekli Husi milislerin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2624 sayılı kararı uyarınca ‘terörist grup’ olarak sınıflandırmasını, doğru yönde atılmış bir adım olarak gördüğünü bildirdiği bir dönemde dün, Yemen ordusu Arap Koalisyonu’nun hava desteğiyle özellikle Yemen ve Hacca’da darbecilere karşı mücadelesini sürdürdü. Askeri medyada yer alan haberlerde, milislerin maddi ve insani kayıp aldığı kaydedildi.
SPA’nın haberine göre, son 24 saat içerisinde Hacca ve Marib’deki Husi milislere yönelik düzenlenen 23 operasyonda 17 askeri araç imha edilirken, milisler de can kaybı yaşadı.
Yemen ordusunun askeri medyası, halk direnişinin desteklediği güçlerin dün Marib'in güneyinde önleyici bir saldırı başlattığını ve bu sırada terörist Husi milislerine can ve teçhizat olarak ağır kayıplar verdiğini bildirdi.
Yemen Silahlı Kuvvetleri Medya Merkezi askeri bir kaynaktan alıntıladığı haberinde, operasyonlarla Ma’la cephesindeki düşman bölgeleri hedef alırken, Husi terörist grupların askeri bölgelere saldırmaya çalıştığı kaydedildi. Kaynak, operasyonlar sırasında askeri teçhizatın yanı sıra onlarca Husi unsurun etkisiz hale getirildiği aktardı.
Aynı kaynak, Yemen’deki meşru hükümeti destekleyen Arap Koalisyonu’na ait birkaç uçağın, Marib’in güneyindeki terörist Husi milislerin toplanma yerlerini hedef alarak ağır ekipman ve can kaybına uğrattığını bildirdi.
Yemen ordusunun resmi internet sitesine göre, 55. Topçu Tugayı Komutanı Tuğgeneral Eli el-Hamidi, geçtiğimiz günlerde Husi milislerin Marib’in güney cephesine düzenlenen hava harekatı ve ordunun ateşi sonucu ağır darbeler aldığını, ağır insan ve maddi kayıplar verdiğini kaydetti.
Askeri medyaya göre, Husi milisler Hacca valiliğindeki şiddetli saldırılarına devam ederken, Arap Koalisyonu’nun Harad ve Abs cephelerindeki liderleri dahil olmak üzere Husi milislere çok sayıda kayıp verdiği bildirildi.
Askeri bir kaynak, çatışmalar sırasında Husi liderlerinden Muhammed Abdunnasır ez Zarfi ve Saada, Amran, Mahvit ve Hacca vilayetinden onlarca unsurun öldürüldüğünü aktardı.
Yemenli Gözlemciler, geçtiğimiz Şubat ayında aralarında liderlerin de bulunduğu çoğu rütbe sahibi 764 Husi milis etkisiz hale getirildiğini açıkladı. HodHod News’in gözlem ekibine göre, Hacca’nın ardından Sana, Zimar ve Amran valiliklerinden kayıplar verildi.
Yemenli gözlemciler, milislerin geçtiğimiz günlerde düştüğünü kabul ettiği ölülerin çoğunun, milislerin kaybettikleri yerleri geri almak için büyük kalabalıklar gönderdiği Hacca Valiliği ön saflarında yer aldığını düşünüyor. Husiler, özellikle Harad ilçesi ve komşu Abd bölgesinin kuzeyindeki bölgelerde kayıplar yaşandı.
Yaşanan bu gelişmeler, Yemen hükümetinin, BMGK’nın Husi milisleri ‘terörist grup’ olarak sınıflandırması kararını memnuniyetle karşıladığı dönemde yaşandı.
Şarku’l Avsat’ın SABA haber ajansından aktardığı habere göre, Yemen hükümeti, BMGK tarafından alınan bu kararın, terörist grubun askeri yeteneklerini sınırladığını, savaşı uzatan ve insani krizi şiddetlendiren silah kaçakçılığı da dahil olmak üzere İran'ın bu örgüte verdiği desteği durdurmaya çalışacağını bildirdi.
Yemen hükümeti, kararın Husi ihlallerini ve bunların Kızıldeniz ve Aden Körfezi'ndeki uluslararası deniz taşımacılığının güvenliğine yönelik tehditlerini sonlandırmak için çalışacağını, İran'ın desteğini durdurarak Husi milislerine savaş seçeneğinden vazgeçmeleri ve barış yoluna dönmeleri için baskı yapacağını ifade etti.
Hükümet ayrıca, tüm ülkeleri, Husi milisleri terör örgütü olarak sınıflandıran yasalar çıkararak, buna karşı yaptırımları sıkılaştırmaya davet etti.
Aynı resmi kaynaklara göre, Yemen hükümeti Güvenlik Konseyi kararıyla başa çıkmak ve Yemen'deki krize yönelik uluslararası konsensüsün devamını sağlamak için gerekli önlemler için bir dizi fikir ve vizyonu tartıştı.
Kaynaklara göre, Yemen Başbakanı Muin Abdulmelik, bakanlıkların ve ilgili makamların çabalarını iki katına çıkarma, kendisine verilen ve vatandaşların yaşamlarını ve geçim kaynaklarını etkileyen görevleri yerine getirmeye odaklanma gereğini vurguladı.
Son küresel gelişmeler ve bunların başta buğday olmak üzere yerel pazarın temel malzeme ihtiyaçlarını karşılamadaki potansiyel etkisine de değinen Abdulmelik, bakanlık ve ilgili makamların düzenledikleri olağanüstü toplantılarda aldıkları kararlara dikkat etmesini kaydetti.
Yemen Başbakanı, ülkesindeki buğday stokunun önümüzdeki dört ayı kapsadığını ifade ederek Birleşmiş Milletler himayesinde 16 Mart’ta insani yardım konferansı düzenlenmesi için devam eden hazırlıklara değindi. Konferansta, gıda güvenliği düzeyi ve hayati tesislerin işletimi üzerindeki finansman eksikliğinin yansımaları, yardım kullanımının verimliliğini artırma, operasyonel ve diğer ilgili harcamaların hacmini azaltma ve yardımın amacına ulaşmasını sağlamak için sıkı kontroller dayatma konusundaki isteklilik ele alınacak.
Kaynaklar, Başbakan’ın, Yemen bayrağına bağlı tüm güçleri uyumu artırmaya ve hükümetin istikrarı artırma çabalarını desteklemeye çağırarak, vatandaşların yaşam standartları için kurumların görev ve görevlerinin zor koşullarını hafifleterek iyileştirmenin başarının ön koşulu olduğunu söyledi.



Gazze ateşkesi, anlaşma şartlarının yarattığı engeller ve ilerleme umutları arasında sıkışıp kaldı

İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de bulunan Halime es-Sadiye Okulu'na düzenlediği saldırının meydana getirdiği hasarı inceleyen Filistinliler (AFP)
İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de bulunan Halime es-Sadiye Okulu'na düzenlediği saldırının meydana getirdiği hasarı inceleyen Filistinliler (AFP)
TT

Gazze ateşkesi, anlaşma şartlarının yarattığı engeller ve ilerleme umutları arasında sıkışıp kaldı

İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de bulunan Halime es-Sadiye Okulu'na düzenlediği saldırının meydana getirdiği hasarı inceleyen Filistinliler (AFP)
İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de bulunan Halime es-Sadiye Okulu'na düzenlediği saldırının meydana getirdiği hasarı inceleyen Filistinliler (AFP)

Gazze ateşkes müzakereleri, Hamas'ın İsrail'i engellemekle suçladığı ve ABD ile İsrail'in görüşmelerde bir ilerleme kaydedileceği ve birkaç gün içinde anlaşmaya varılacağı yönündeki iyimser söylemleri arasında Katar'ın başkenti Doha'da altıncı gününe girdi.

Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlar, karmaşık müzakere sahnesini deşifre etti. Uzmanlara göre, görüşmelerin geleceğine dair süren belirsizliğe rağmen, Amerikan tarafının açık ve doğrudan baskıları sayesinde bir ‘çözülme’ ihtimali ağır basıyor. Bu süreçte, engelleyici şartların aşılması ve Hamas’a bazı güvencelerin verilmesi öngörülüyor. Ayrıca, ABD ile İsrail arasında Gazze cephesinde bir sakinlik sağlanması konusunda mutabakat bulunuyor. Zira, Washington ile Tahran arasındaki mevcut görüşme hattı başarısız olursa, İran’a ikinci bir saldırı düzenlenmesi ihtimali değerlendiriliyor.

Geçtiğimiz pazar gününden bu yana Doha'da devam eden müzakerelerin ortasında Netanyahu perşembe günü yayınladığı bir videoda Hamas'ın silahsızlandırılmasını, askeri kabiliyetlerinin olmamasını ve bölgeyi yönetmemesini şart koşarak bunlar olmadan Gazze Şeridi'nde anlaşma ihtimalini dışladı ve savaşa geri dönme tehdidinde bulundu. Netanyahu, “Bu müzakereler yoluyla elde edilebilirse iyi olur, aksi takdirde kahraman ordumuzun gücüyle başka yollarla elde edeceğiz” dedi.

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar perşembe günü Avusturya gazetesi Die Presse'ye verdiği röportajda, müzakerelerin geleceği için bir başka koşul öne sürerek Hamas liderlerinin sürgüne gönderilmesinin ‘savaşı sona erdirecek çözümün bir parçası olabileceğini’ belirtti.

Diğer yandan Hamas yaptığı açıklamada, İsrail'in ‘kötü niyetli’ tutumunu eleştirerek daha önce ‘saldırganlığın kalıcı olarak durdurulmasını, işgal ordusunun kapsamlı bir şekilde geri çekilmesini ve yardımların serbest akışını sağlayacak bir anlaşma karşılığında tüm esirlerin bir kerede serbest bırakılacağı kapsamlı bir takas anlaşmasına varmayı teklif ettiğini, ancak Netanyahu'nun o zaman bu teklifi reddederek kaçmaya ve daha fazla engel koymaya devam ettiğini’ vurguladı.

Bununla birlikte Hamas, hem Filistin hem de İsrail tarafındaki esirlerin serbest bırakılması karşılığında savaşı sona erdirecek bir anlaşmaya yönelik müzakerelere ‘olumlu ve sorumlu’ yaklaşımını sürdürdüğünü ifade etti. Bu açıklama, Hamas'ın ‘devam eden ateşkes görüşmelerinde yardım akışının sağlanması, İsrail güçlerinin Gazze Şeridi'nden çekilmesi ve kalıcı bir ateşkes için gerçek garantiler verilmesi de dâhil olmak üzere birçok önemli noktanın müzakere edildiğini’ belirtmesinden bir gün sonra geldi.

Han Yunus'ta yerinden edilmiş insanlar için kurulan derme çatma bir kampta yıkılmış çadırları inceleyen Filistinlilere bakan bir kadın (AFP)Han Yunus'ta yerinden edilmiş insanlar için kurulan derme çatma bir kampta yıkılmış çadırları inceleyen Filistinlilere bakan bir kadın (AFP)

Bu, Hamas liderlerinden Basim Naim'in ‘Netanyahu'nun 22 aylık savaş ve kıtlıkta başaramadığını müzakere masasında da başaramayacağını’ vurguladığı basın açıklamalarıyla aynı zamana denk geldi.

Netanyahu'nun Gazze Şeridi ve İran dosyalarına değindiği Washington ziyaretinin ardından İsrail yeniden İran'ı vurma tehdidinden söz etmeye başladı. Savunma Bakanı Yisrael Katz perşembe günü yaptığı açıklamada, İsrail'in İran tarafından tehdit edilmesi halinde bu ülkeyi ‘daha büyük bir güçle’ vuracağını söyledi.

İsrail'in haziran ayında İran'a karşı 12 gün süren bir hava savaşı başlatması bölgede daha geniş çaplı bir çatışma korkusu yarattı. İki taraf, 23 Haziran'da ABD Başkanı Donald Trump tarafından ilan edilen, ABD arabuluculuğunda bir ateşkes üzerinde anlaştı.

İsrail ve Filistin konularında uzman Mısırlı siyaset bilimi profesörü Dr. Tarık Fehmi, ateşkes müzakerelerinin engellerden ve ayrıntılara getirilen karartmadan, ABD'nin baskısı altında bir atılımın her iki tarafça da kabul edilmesine doğru ilerleyeceğini düşünüyor. Fehmi, Netanyahu'nun Washington ziyaretinde Gazze ve İran meselelerinin farklı görüşlere yol açacak şekilde ele alındığını, ancak Trump'ın Gazze'de anlaşmanın tamamlanması ve İsrail'in gerekirse İran'ı vurmasına izin verilmesi konusunda ısrarcı olduğunu belirtti.

Fehmi'ye göre bir atılım şansı, İsrail'in özellikle Mısır sınırına yakın Morag Koridoru’ndan kademeli olarak çekilmeyi kabul etmesiyle mümkün. Hamas, ABD yönetimiyle doğrudan iletişim kanalının devam etmesiyle bunu kabul edebilir. Bu da müzakerelerdeki pozisyonunu güçlendirecek, Netanyahu'nun Trump ile çatışmasını önleyecek ve İran'ı tekrar hedef alma isteklerini kabul etmesi karşılığında Gazze anlaşmasını uygulamasına olanak tanıyacaktır.

Filistinli siyasi analist Dr. Suheyl Diyab'a göre Hamas mümkün olduğunca çok şey teklif etti; ancak müzakereler Netanyahu'nun, ABD yönetiminin ve özellikle de İsrail içişlerinin krizleri nedeniyle tıkanmış durumda. Netanyahu, özellikle de kişisel çıkarları için herkesi manipüle etme girişimleri sona erdiğinden, kendisine sunulan senaryoları seçme konusunda halen büyük tereddütler yaşıyor.

Diyab, Netanyahu-Trump görüşmelerinin ayrıntıları henüz açıklanmadığı için Gazze ateşkes dosyasının İran dosyasının ayrıntılarıyla bağlantılı olduğunu göz ardı etmedi. Dünyanın ABD ve İran arasındaki anlaşma ya da anlaşmazlığın seyrini izlediği bu dönemde, bir atılım ve anlaşmanın teşvik edilmesi, İsrail ve Washington'un dikkat çekici bir şekilde yeniden zorladığı bir seçenek gibi görünüyor.

İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyine düzenlediği saldırılarda hayatını kaybeden Filistinliler (AFP)İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyine düzenlediği saldırılarda hayatını kaybeden Filistinliler (AFP)

Geçtiğimiz perşembe günü televizyonda yayınlanan bir röportajda Netanyahu birkaç gün içinde bir anlaşmaya varılacağı umudunu dile getirerek şunları söyledi: “50 esir halen Hamas tarafından tutuluyor ve bunlardan sadece 20'sinin hayatta olduğuna inanılıyor. Şu anda yaşayanların yarısının ve ölülerin yarısının çıkarılmasını öngören bir anlaşmamız var, yani 10 yaşayan insanımız ve yaklaşık 12 ölen rehinemiz kalacak, ancak onları da çıkaracağım. Umarım birkaç gün içinde bunu sonuçlandırabiliriz.”

Geçen hafta Netanyahu ile Beyaz Saray'da iki kez görüşen Trump, ateşkesin yakın olduğu söylemini yineleyerek bu haftayı olası bir tarih olarak belirledi. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio perşembe günü yaptığı açıklamada bir anlaşma için ‘büyük umutları’ olduğunu ifade etti.

Öte yandan Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, Alman mevkidaşı Johann Fadivoll ile yaptığı telefon görüşmesinde, Gazze Şeridi'ndeki son gelişmeler ile ateşkesin yeniden başlatılması ve bazı esir ve mahkûmların serbest bırakılmasına yönelik müzakerelerdeki gelişmeler hakkında bilgi verdi. Mısır Dışişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamaya göre Abdulati, ‘Filistin halkının kanının akıtılması ve trajik insani durum ışığında Gazze Şeridi'ne insani yardım akışının sağlanması gerektiğini’ vurguladı.

Fehmi'ye göre Gazze anlaşması yaklaşıyor. “Birkaç gün içinde anlaşma nihai aşamasına girecek. Pazar ya da pazartesi günü ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un son rötuşları yapmak üzere bölgeye bir ziyaret gerçekleştireceğini görebiliriz” diyen Fehmi, ‘Washington'un bölgedeki çıkarlarını düşünerek ve Trump'ı izleyicileri önünde mahcup etmemek için anlaşmanın başarısız olmasına izin vermeyeceğini’ vurguladı.

Diyab, Netanyahu'nun Washington ziyaretinden sonra bir anlaşma istediğine ve Trump'a hayır diyemeyeceğine inanıyor. Dolayısıyla siyasi çıkarları çerçevesinde kendisine daha fazla zaman kazandırabilecek bir atılımla ya da özellikle farklılıklar ve ABD'nin baskıcı tutumu nedeniyle kendisini devirecek bir tökezleme ve patlamayla karşı karşıya.