Gerhard Schröder, Almanya’nın ‘yüz karası’ oldu

Schröder’in Putin ile başbakanlık yaptığı döneme dayanan özel bir dostluğu var.

Eski Almanya Başbakanı Gerhard Schröder’in Kremlin'deki dostu gibi ‘yalnızlaşma’ yoluna doğru ilerlediği görülüyor. (AFP)
Eski Almanya Başbakanı Gerhard Schröder’in Kremlin'deki dostu gibi ‘yalnızlaşma’ yoluna doğru ilerlediği görülüyor. (AFP)
TT

Gerhard Schröder, Almanya’nın ‘yüz karası’ oldu

Eski Almanya Başbakanı Gerhard Schröder’in Kremlin'deki dostu gibi ‘yalnızlaşma’ yoluna doğru ilerlediği görülüyor. (AFP)
Eski Almanya Başbakanı Gerhard Schröder’in Kremlin'deki dostu gibi ‘yalnızlaşma’ yoluna doğru ilerlediği görülüyor. (AFP)

Berlin'in yeni Brandenburg Havalimanı'ndan ayrılıp Almanya'nın başkentine girerken görülen son şey, eski Almanya Başbakanı Gerhard Schröder'in Berlin'in tarihi fotoğraflarının yanında asılı duran büyük, siyah-beyaz portresidir. Ancak işin ironik tarafı, bu tablonun sahibi son birkaç gün içinde Almanya’nın ‘yüz karası’ oldu. Geçmişte gazeteler daha çok Schröder'in evlilik sayısıyla (5 kez) ilgilenirken artık hakkında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e yakınlığını, ondan uzaklaşmayı ve Rus şirketlerinden istifa etmeyi reddetmesini eleştiren yazılar yazılıyor.
Almanya, Rusya'nın Ukrayna'ya açtığı savaşın başlangıcından bu yana savunma politikalarında ve Rusya ile jeopolitik ilişkilerinde tarihi bir değişime tanık olurken Schröder bu değişimin yankıları henüz kendisine ulaşmamış tek Alman lider gibi görünüyor. 78 yaşındaki Schröder’in Putin ile 1998-2005 yılları arasında, Almanya Başbakanı olarak görev yaptığı döneme dayanan özel bir dostluğu var. Schröder Angela Merkel'in zaferi ile sonuçlanan seçimleri kaybettikten sonra başbakanlık görevinden ayrıldı. Görevinden ayrılıp siyasi hayatı bırakmasının üzerinden bir aydan kısa bir süre geçtikten sonra başbakanlık yaptığı dönemde Putin ile üzerinde çalıştığı Kuzey Akım 1 projesinin yürütücü şirketi Nord Stream AG’nin başkanlığını devraldı. Schröder o zamandan beri  Rosneft Oil de dahil olmak üzere başka Rus şirketlerinin yönetim kurullarında yer alıyor. Eski Başbakan bu dönem içerisinde, Rusya ile daha güçlü ekonomik bağların geliştiricisi haline geldi. Baltık Denizi'nin altından geçen boru hatlarıyla Rus gazını doğrudan Almanya'ya ulaştıran ilk proje olan Kuzey Akım 1 projesini Rusya ile imzalayarak, görevinden ayrılmadan günler önce bunun temellerini atmıştı. Projenin işletilmesi altı yılı buldu. Merkel 2011'de dönemin Rusya Devlet Başkanı Dmitry Medvedev ile Rus boru hatlarının ulaştığı Lubmin kasabasında düzenlenen bir törenle projenin açılışını yaptı.
Schröder bunu takip eden yıllarda, inşaatı 2018'de başlayan ve 2021'in sonunda sona eren Kuzey Akım 2 projesinde ilerleme kaydedilmesi konusunda Merkel hükümetini ikna etmeyi başardı. Schröder, Merkel ile de yakın bir ilişkiye sahip olan Sosyalist Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ile arasının iyi olması sayesinde Almanya'daki karar alma mekanizmasını etkilemeye devam etti.
Kuzey Akım 1 projesi, Rusya'nın gaz ithalatını ikiye katlaması dışında Kuzey Akım 2 projesinden farklı olmasa da iki projenin koşulları ve zamanlaması tamamen farklıydı. Bu, ABD’lilerin ve hatta Avrupalıların projeyi genişletmeyi ve Kuzey Akım 2’nin devam ettirilmesini reddetmesine neden olmuştu. Bu yüzden proje 2011 yılında, ikili ilişkilerin daha olumlu olduğu bir dönemde Rusya-Avrupa projesi olarak görüldü. Ancak 2011 ve 2021 yılları arasında; Kırım Savaşı yaşandı, Rusya G8 Grubu'ndan çıkarıldı, İngiltere’de eski Rus çifte ajan Sergey Skripal ve kızını öldürmeye çalışmakla suçlandı ve Rus muhalif Aleksey Navalni'yi zehirlemeye çalıştı. Ancak bütün bunlar, Almanya'nın projeyi durdurması için yeterli olmadı. Ta ki kısa bir süre önce Ukrayna savaşı patlak verene kadar. Almanya hükümeti bu son gelişmeyle tartışmalı projeyi durdurmaya ikna oldu. Ancak savaş, Schröder'i yönetim kurulundan ayrılmaya ya da arkadaşı Putin'i kınamaya ikna etmek için yeterli olmadı.
Schröder'in Rusya ile ilişkisi, şirketlerinin yönetim kurullarında yer almasıyla sınırlı değil. Nitekim Schröder'in Putin ile saklamadığı özel bir ilişkisi de var. 2004 yılında Schröder 60’ıncı doğum gününü Hamburg'daki evinde Putin'in de katılımıyla kutladı. Aynı yıl Schröder ve dördüncü eski eşi, St. Petersburg'dan Victoria adında bir Rus kızı evlat edindi. İki yıl sonra çift, bir yaşından küçük başka bir Rus çocuğu daha evlat edindi. Daha sonraki yıllarda Schröder, doğum gününü genellikle Rusya'da düzenlenen büyük partilerde Putin ile birlikte kutlamayı adet edindi. Rusya 2014 yılında Kırım'ı Ukrayna'dan koparıp kendi topraklarına ilhak ettiği ve Batı yaptırımları ile karşı karşıya olduğu sırada 70’inci yaş gününü kutlamak için St. Petersburg'a gelen Schröder, Putin’e sarılıyordu. Her ne kadar bir araya geldiklerinde siyaset tartışmadıkları söylense de Schröder ‘Kremlin'in efendisiyle’ bir ‘dostluk’ ilişkisi olduğunu gizlemiyor. Schröder geçmişte Alman basınından gelen eleştirilere  “Bu benim hayatım ve hayatımda ne yapacağıma Alman basını değil, ben karar veririm" diyerek yanıt veriyordu.
Schröder, Rusya Ukrayna’ya savaş açtığında sessiz kaldı. Kendi partisi, örneğin çatışma bölgelerine silah göndermeyi ve askeri harcamaları artırmayı reddetme gibi on yıllardır sürdürdüğü tutumlardan vazgeçip dramatik değişikliklere giderken Schröder LinkedIn sayfasında savaşa son verilmesi çağrısında bulunan bir cümle yazmakla ve ‘her iki tarafın da yaptığı hataların’ olduğunu söylemekle yetindi. Üstelik Rusya ile tüm ilişkilerin kesilmesine karşı dikkatli olunması ve diyalog kanallarının açık tutulması çağrısında bulundu. Schröder bunları, Ukrayna savaşının başlamasından iki gün sonra söyledi.
Schröder’den söz konusu dönemden bu yana başka bir açıklama gelmedi. Ne istifa ediyor, ne kınıyor, ne de partisinden uzaklaşıyor. Bu yüzden, eski Almanya Başbakanı’nın Kremlin'deki dostu gibi ‘yalnızlaşma’ yoluna gittiği görülüyor. Zira 20 yıldır kendisi ile birlikte çalışan ofis müdürü ve eski bir başbakan olarak Almanya hükümetinin kendisine sağladığı personelin geri kalanı istifa etti. Borussia Dortmund, Schröder’in fahri kulüp üyeliğini geri aldı. Sosyal Demokrat Partisi’nin (SDP) iki lideri kendisine mektup yazarak ya Rus şirketlerinden ayrılması ya da partiden istifa etmesini istedi. Schröder’in neyi seçeceği önümüzdeki günlerde belli olacak.



İsrail: El-Basta saldırısında Hizbullah komuta merkezini hedef aldık

İsrail'in Beyrut'un el-Basta semtini hedef alan hava saldırısının yol açtığı yıkımdan (AFP)
İsrail'in Beyrut'un el-Basta semtini hedef alan hava saldırısının yol açtığı yıkımdan (AFP)
TT

İsrail: El-Basta saldırısında Hizbullah komuta merkezini hedef aldık

İsrail'in Beyrut'un el-Basta semtini hedef alan hava saldırısının yol açtığı yıkımdan (AFP)
İsrail'in Beyrut'un el-Basta semtini hedef alan hava saldırısının yol açtığı yıkımdan (AFP)

İsrail ordusu bugün yaptığı açıklamada, uçaklarının önceki gün şafak vakti Beyrut'un merkezindeki el-Basta semtine gerçekleştirdiği saldırının Hizbullah'a ait bir komuta merkezini hedef aldığını bildirdi.

Ordu AFP'nin sorularına kısa bir açıklamayla yanıt verdi: “İsrail ordusu bir Hizbullah komuta merkezini bombaladı.”

AFP'ye konuşan Lübnanlı bir güvenlik kaynağı, saldırıda İran destekli Hizbullah'ın ‘üst düzey bir liderinin’ hedef alındığını söyledi. “İsrail'in el-Basta'daki saldırısı Hizbullah'ın önde gelen isimlerinden birini hedef alıyordu” diyen kaynak, bu kişinin öldürülüp öldürülmediğini doğrulamadı.

Saldırıda hedef alınan Hizbullah liderinin kimliği konusunda çelişkili haberler geldi. Şarku’l Avsat’ın ulaştığı kaynaklara göre olasılıklar Hizbullah’ın en önde gelen iki askeri komutanı etrafında dönüyordu: Talal Hamiye ve Muhammed Haydar.

Lübnan Sağlık Bakanlığı'nın açıkladığı son verilere göre, söz konusu saldırıda en az 29 kişi öldü, 67 kişi de yaralandı.