Afrika-Arap Senato ve Parlamentolar Birliği Konferansı’nda sürdürülebilir kalkınmada kadınların ve gençlerin rolü ele alınacak

Afrika-Arap Senato ve Parlamentolar Birliği’nin 11. Konferansı 31 heyetin katılımıyla, Fas’ın başkenti Rabat’ta başladı

Afrika-Arap Senato ve Parlamentolar Birliği’nin 11. Konferansı çalışmalarından bir kare (Şarku’l Avsat)
Afrika-Arap Senato ve Parlamentolar Birliği’nin 11. Konferansı çalışmalarından bir kare (Şarku’l Avsat)
TT

Afrika-Arap Senato ve Parlamentolar Birliği Konferansı’nda sürdürülebilir kalkınmada kadınların ve gençlerin rolü ele alınacak

Afrika-Arap Senato ve Parlamentolar Birliği’nin 11. Konferansı çalışmalarından bir kare (Şarku’l Avsat)
Afrika-Arap Senato ve Parlamentolar Birliği’nin 11. Konferansı çalışmalarından bir kare (Şarku’l Avsat)

Afrika-Arap Senato ve Parlamentolar Birliği’nin 11. Konferansı Fas’ın başkenti Rabat’ta başladı. Konferansa Afrika ve Arap dünyasından, 20’si senato başkanı düzeyinde olmak üzere 31 heyet iştirak etti. Aynı zamanda 3 ve 5 Mart tarihleri arasında düzenlenmesi planlanan, Latin Amerika ve Karayipler’le Arap Parlamentolar arası Diyalog Forumu da Kral 6. Muhammed’in himayesinde Fas Müsteşarlar Meclisi’nde başladı.
Afrika-Arap Senato ve Parlamentolar Birliği’nin 11. Konferansı’nın açılışını yapan Fas Müsteşarlar Meclisi Başkanı Naam Mayara, konferans sürecinde ‘’birliğin iç tüzüğünün yeniden düzenleneceğini, önceki dönemdeki çalışmalarının sonuçlarının gözden geçirileceğini ve bir sonraki dönemin çalışma programının onaylanacağını’’ söyledi. Mayara ayrıca önümüzdeki dönemin bütçesinin de tartışılacağını ve gelecekte yapılması gereken faaliyetlere dair önerilerin değerlendirileceğini kaydetti.
Mayara, ‘’Bu konferans, birliğimizin, halklarımızın özlemleri ve beklentilerini karşılayacak düzeyde bir yol haritası belirlememiz için son derece önemlidir. Dünyada ve bölgemizde başta koronavirüs salgını olmak üzere artan zorluklarla mücadele etmek, sürdürülebilir ekonomik kalkınma, gıda ve sağlık güvenlikleri ve iklim değişikliğinin çok boyutlu etkileriyle yüzleşmek için bir ‘yol haritası’ belirleyeceğiz’’ diye konuştu.
Kral 6. Muhammed’in, Afrika ülkelerinin salgınla mücadelesinde, deneyim ve imkanların paylaşılması hususunda bir girişim başlattığını hatırlatan Mayara, ‘’Bu konferansta, başta üniversite araştırma hastaneleri olmak üzere, Arap dünyasındaki ve Afrika’daki araştırma kurumları ve tıp enstitüleri arasında etkileşim ve dayanışmanın arttırılmasını teşvik edeceğiz. Aşı üretimi dahil olmak üzere tıbbi üretimde, bilgi ve teknoloji aktarımının önemi üzerinde duracağız, sağlık sistemlerimizi güçlendirmek için çaba sarf edeceğiz’’ ifadelerini kullandı.
Afrika Birliği'nin 2022 siyasi sloganının ‘Beslenme Yılı’ olduğunu belirten Mayara, Arap-Afrika dayanışmasını geliştirmek için Afrika’da gıda güvenliğinin tesis edilmesinin, sosyal koruma sistemlerinin geliştirilmesinin ve ekonomik kalkınma projelerine yatırım yapılmasının gerekliliğine işaret etti. Mayara bunların gerçekleşebilmesi için, müşterek bir Arap-Afrika parlamenter eylem planı formüle edilmesi üzerinde duracaklarını belirtti.
Afrika ve Arap Dünyası Senatolar Birliği’nin Genel Sekreteri Abdulvasi Yusuf da konferansın, “Sosyal ve ekonomik konulara odaklanan ortak bir vizyon geliştirmek amacıyla, birliğin bu yılki çalışma programını belirlemek amacıyla düzenlendiğini’’ söyledi.
Koronavirüs salgını nedeniyle son iki yıldır fiili konferans düzenlenemediğini belirten Genel Sekreter, konferansın, ‘’Birliğin Arap dünyasındaki ve Afrika’daki sorunlarla ilgili gelecekteki çalışmalara yönelik ‘yol haritası’ belirlenmesi için önemli bir fırsat sağladığını, aynı zamanda Afrika ve Arap dünyası arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesini amaçladıklarını’’ vurguladı.
5 Mart’ta sona erecek konferansın, “Kalkınma ve ekonomik atılımı gerçekleştirme temelinde Arap-Afrika dayanışma ve işbirliğinin güçlendirilmesi” ve “Sürdürülebilir kalkınma ve yatırım politikalarında gençlerin ve kadınların rolü” başlıklı iki ana gündemi bulunuyor.



Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?
TT

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Colin P. Clarke

Lübnan ve Suriye’nin bazı bölgelerinde salı günü gerçekleştirilen eş zamanlı bir saldırıda, Lübnan’daki Hizbullah Hareketi tarafından kullanılan yüzlerce çağrı cihazı peş peşe patladı. Saldırıda en az 10 kişi öldü, binlerce kişi yaralandı.

Birçok kişi saldırının neden şimdi düzenlendiğini ve saldırının zamanlamasının daha geniş bir anlamı olup olmadığını merak ediyor.

İsrail, ABD'nin daha geniş çaplı bir operasyonun, bölgede topyekûn bir savaşa yol açabileceği yönündeki uyarılarına rağmen, Hizbullah’ın saldırılarını önlemenin savaştaki hedeflerinden biri olduğunu açıkladı. Çağrı cihazı saldırısı İsrail'in Lübnan'da Hizbullah'a karşı yürüteceği uzun vadeli bir askeri harekatın başlangıcı olabileceği gibi, İsrail ile İran'ın vekilleri arasında uzun süredir devam eden gölge savaşının son gizli operasyonu da olabilir. İsrail, saldırıyı fark edilmeden gerçekleştirilebileceği zaman aralığı sınırlı olduğu için de böyle bir saldırı düzenlemiş olabilir.

İsrail'in istihbarat servisi Mossad için bu saldırı, 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas'ın İsrail'e yönelik saldırısında yaşanan başarısızlıklar nedeniyle ciddi şekilde zedelenen itibarını iyileştirme yolunda atılan sağlam bir adım olabilir. Saldırı aynı zamanda bir casus romanından fırlamış gibi görünüyor. Mossad'ın böylesine büyük ve dramatik bir operasyonu nasıl gerçekleştirebildiğine dair çok sayıda hipotez ortaya atıldı. Patlayıcıların çağrı cihazlarına üretim aşamasında mı yoksa tedarik süreci sırasında mı yerleştirilmiş olabileceğini henüz bilmiyoruz.

Hizbullah, İsrail'in siber saldırılarına karşı önlem amacıyla çağrı cihazları gibi eski iletişim araçlarını kullanıyordu. Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın alternatif iletişim araçları kullanmaya çağırdığı Hizbullah üyeleri 7 Ekim saldırısının ardından cep telefonu kullanmaktan büyük ölçüde kaçındılar.

Bazı kişiler cihazlara sızan kötü amaçlı yazılımın pillerin aşırı ısınmasına ve sonunda patlamasına neden olduğunu düşünüyor. Oysa saldırı titiz bir planlama ve ayrıntılara gösterilen özenle dikkatlice organize edildi. Saldırının anlık etkisi ne olursa olsun, ortaya çıkan tablo Hizbullah'ın paranoyasını arttıracak ve Mossad'ın gelecekte yapabileceklerine karşı daha fazla temkinli olmasına yol açacak. Hizbullah'ın bu saldırının ardından iç güvenlik aygıtında bir revizyona gidebilir, operasyonel güvenliğindeki boşlukları gözden geçirebilir ve üyelerinin yeteneklerini arttırmaya çalışabilir. Tüm bunlar aynı zamanda Hizbullah içinde kan dökülmesine yol açabilir ve içeride bir casus avı başlayabilir. Bu da İsrail istihbaratı için bir başka kazanç olacaktır.

Saldırı, titiz bir planlama ve ayrıntılara gösterilen özenle dikkatlice organize edildi.

Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye’ye geçtiğimiz temmuz ayı sonlarında Tahran'da düzenlenen suikastta olduğu gibi çağrı cihazı saldırısının arkasındaki nedenlerden biri de Mossad'ın prestijini yeniden kazanma konusundaki kararlılığıydı. İsrail istihbaratı 7 Ekim 2023 saldırısından önce her şeye gücünün yetebileceği yönünde güçlü bir imaja sahipti. Mossad efsaneleri, Steven Spielberg yönettiği Münih ve Netflix yapımı Kaos gibi popüler casusluk filmleriyle ekranlara taşınmıştı.

İsrail'in hedef odaklı suikastlarında, geçtiğimiz ocak ayında Beyrut'ta Hamas'ın Siyasi Büro Başkan Yardımcı Salih el-Aruri, temmuz ayı sonlarında yine Beyrut'ta Hizbullah’ın üst düzey komutanlarından Fuad Şükür ve Şükür’den kısa bir süre sonra da İsmail Heniyye öldürüldü.

dfv fdev
Patlayan çağrı cihazlarından birinden geri kalanlar Beyrut'ta sergilendi, 18 Eylül (AFP)

İsrail'in gizli operasyonlarının Mossad'ın imajını iyileştirmenin yanı sıra daha pratik bir etkisi de var. Saldırı büyük olasılıkla Hizbullah'ın komuta ve kontrol merkezini yok etti. Bu da öngörülebilir gelecekte Hizbullah için büyük iletişim sorunlarına yol açacak. Dahası, salı günü gerçekleşen saldırıda yüzlerce Hizbullah üyesi yaralandı. Bazılarının parmaklarının ya da ellerinin koptuğu ya da geçici de olsa sahadan uzaklaşmalarına neden olan başka yaralanmalar gibi fiziksel bozukluklara sebep olduğu şüphesiz.

Yemen'deki Husiler, Irak ve Suriye'deki milisler ve İran'ın diğer vekilleri daha fazla önlem almaya başlayacaktır. Bu durum söz konusu grupların birbirleriyle iletişim kurma şekillerinde değişikliklere yol açarak koordinasyon düzeylerini doğrudan etkileyebilir ve saldırı düzenleme kabiliyetlerini engelleyebilir.