ABD’den bir heyet, ekonomi ve terörle mücadeledeki durumu görüşmek üzere Yemen’de

ABD heyeti, Yemen güvenlik kurumlarının birleşmesi ve Riyad Anlaşması’nın tamamen uygulanmasının önemini vurguladı.

ABD'nin Yemen Özel Temsilcisi ve ABD'nin Yemen Büyükelçiliği Maslahatgüzarı önceki gün Şebve vilayeti Vali Avad el-Avlaki ile görüştü (SABA)
ABD'nin Yemen Özel Temsilcisi ve ABD'nin Yemen Büyükelçiliği Maslahatgüzarı önceki gün Şebve vilayeti Vali Avad el-Avlaki ile görüştü (SABA)
TT

ABD’den bir heyet, ekonomi ve terörle mücadeledeki durumu görüşmek üzere Yemen’de

ABD'nin Yemen Özel Temsilcisi ve ABD'nin Yemen Büyükelçiliği Maslahatgüzarı önceki gün Şebve vilayeti Vali Avad el-Avlaki ile görüştü (SABA)
ABD'nin Yemen Özel Temsilcisi ve ABD'nin Yemen Büyükelçiliği Maslahatgüzarı önceki gün Şebve vilayeti Vali Avad el-Avlaki ile görüştü (SABA)

ABD’nin Yemen Özel Temsilcisi Tim Lenderking ve ABD'nin Yemen Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Cathy Westley, Yemen’in Hadramut, Şebve ve Mehra vilayetlerine yaptıkları ziyaretler sırasında kalkınma, ekonomi, güvenlik, terörle ve kaçakçılıkla mücadele gibi meseleleri ele aldı.
Lenderking ve Westley, Yemen’in güneydoğusundaki Şebve vilayetini ziyaret etti. ABD’li yetkililer Şebve Valisi Avad el-Avlaki ile kalkınma, ekonomi ve güvenlik konularını görüştü. Arap Koalisyonu yetkilileri de toplantıda hazır bulundu.
Şarku’l Avsat’a konuşan yerel kaynaklar, ABD heyetinin ‘güvenlik ve istikrarın sağlanmasına ve terörle mücadeleye’ odaklandığını bildirdi. İsimlerinin açıklanmasını istemeyen kaynaklar ‘Şebve Valisi Avlaki’nin daha önce Westley ile sanal ortamda yaptığı görüşmenin bir sonucu olarak Avlaki’nin çabalarını destekleme anlamı taşıdığını’ ifade etti.
Ülkenin güneyinde Yemen ordusuna bağlı Amalika Tugayları bu yılın başında Şebve’nin kuzeybatısındaki üç semti Husi milislerin elinden kurtardı ve Hureyb semtini kurtararak Marib’in güneyine doğru ilerledi. Amalika Tugayları şu anda Hureyb noktasında bulunuyor.
Aynı kaynaklara göre ABD heyeti ziyaret sırasında ‘askeri ve güvenlik kurumlarının birleştirilmesi, Riyad Anlaşması’nın tamamen uygulanması, güvenlik ve istikrarı sağlamaya yönelik güvenlik ve askeri güçlere verilen desteğin artırılmasının’ önemine vurgu yaptı.
Kaynaklar, “Fuad en-Nesiy liderliğindeki Ortak Kuvvetler hakkında konuşuldu (...) daha sonraları kontrol edilemeyeceği endişesiyle devlete bağlı olmayan hiçbir askeri yapının bulunmaması arzu ediliyor. Heyet ayrıca Vali ve yerel yetkililerle vilayet için geleceğe dönük yatırımları görüştü” ifadelerini kullandı.
ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, ABD’nin Yemen Özel Temsilcisi Tim Lenderking ve ABD'nin Yemen Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Cathy Westley’in Yemen’in Hadramut, Şebve ve Mehra vilayetlerini ziyaret ettikleri bildirildi.
Bu ziyaretin, söz konusu vilayetlerdeki ihtiyaçların, temel hizmetlerin, ekonomik ve güvenlik imkanlarının görüşülmesine fırsat sağladığı belirtilen açıklamada, görüşmelerin barışın köklerini derinleştirmesini sağladığı ifade edildi. Bu ziyaret, Yemen’de istikrarsızlıktan beslenen terör ve kaçakçılık sorunlarının devam ettiği bir dönemde geldi.
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasında, cephelerden uzak olanlar da dahil olmak üzere ülkenin dört bir yanındaki Yemenlilerin yıllardır siyasi ve ekonomik istikrarsızlık sebebiyle acı çektiği dile getirildi.
ABD heyeti, Birleşmiş Milletler’in (BM) öncülük ettiği ve Hadramut, Mehra ve Şebve’deki topluluklar da dahil olmak üzere Yemen’deki çeşitli gruplar, kadınlar, kanaat önderleri ve ötekileştirilen diğer bileşenlerin de görüşlerinin bir araya getirildiği kapsamlı barış sürecini desteklediğini vurguladı.
Bakanlık açıklamasında, çatışma sebebiyle günümüzde gıda, sağlık hizmeti ve su gibi temel ihtiyaçlarını karşılama noktasında uluslararası yardıma ihtiyaç duyan milyonlarca Yemenlinin yerinden edildiğine işaret edilerek, uluslararası toplumun ekonomi ve istikrarı desteklemeyi ve insani yardım çabalarını sürdürmesinin önemine dikkat çekildi.
ABD Dışişleri Bakanlığı, ABD’nin çatışmanın başlamasından bu yana Yemen’e 4 milyar dolardan fazla insani yardım sunduğunu ve BM'nin İsveç ve İsviçre ile 16 Mart'ta düzenleyeceği Yemen'e yardım konferansında cömert yardımlarda bulunmaları için bağışçıları teşvik edeceğini kaydetti.
Yemen resmi haber ajansı SABA, ziyaret sırasında yerel yetkililerle güvenlik ve kalkınma çabalarının görüşüldüğüne işaret etti.



Hizbullah savaşçılarını Lübnan ordusuna entegre etme fikri gerçeklerle çarpışıyor

21 Mayıs 2023 tarihinde Lübnan'ın Aramta kasabasında bir askeri tatbikata katılan Hizbullah savaşçıları (Reuters)
21 Mayıs 2023 tarihinde Lübnan'ın Aramta kasabasında bir askeri tatbikata katılan Hizbullah savaşçıları (Reuters)
TT

Hizbullah savaşçılarını Lübnan ordusuna entegre etme fikri gerçeklerle çarpışıyor

21 Mayıs 2023 tarihinde Lübnan'ın Aramta kasabasında bir askeri tatbikata katılan Hizbullah savaşçıları (Reuters)
21 Mayıs 2023 tarihinde Lübnan'ın Aramta kasabasında bir askeri tatbikata katılan Hizbullah savaşçıları (Reuters)

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın Hizbullah savaşçılarının, 1990 iç savaşından sonra olduğu gibi Lübnan ordusuna entegre edilmesi önerisi siyasi çevrelerde ve uzmanlar arasında tartışma konusu oldu.

Ordunun çeşitli sebeplerle bu savaşçıları bünyesine katamaması nedeniyle öneri henüz yaygın kabul görmezken, uzmanlar bu meselenin doğuracağı sonuçlar konusunda uyarıda bulundu. Bunun ‘silahlarını devlete teslim etmesi karşılığında Hizbullah için bir teselli ödülü’ olduğunu belirten uzmanlar, ‘dini emir alan ve ideolojik inanca sahip olan unsurların orduda yer alamayacağını’ vurguladı.

Cumhurbaşkanı Avn basına verdiği demeçte, “Ordu içinde Hizbullah savaşçılarından oluşan bağımsız bir birim oluşturmak mümkün değil. Ancak 1990'ların başında Lübnan'daki iç savaşın sonunda çeşitli taraflarla olduğu gibi üyeleri orduya katılabilir ve kurslara tabi tutulabilir” ifadelerini kullandı.

Bu öneriyi yorumlayan Güçlü Cumhuriyet Bloğu Milletvekili Giyas Yazbek, ordunun ‘Hizbullah'ın dış uzantılarla ordusunu oluşturduğunu iddia ettiği 100 bin savaşçıyı absorbe edemeyeceğini’ söyledi. Şarku’l Avsat'a konuşan Yazbek, “Hizbullah'ın 25 bin savaşçısı olsa bile, şu anda subaylarının ve üyelerinin maaşlarını dış yardımlarla güvence altına almaya çalışan askeri kuruma bunları dahil etmek imkânsız” dedi.

Yazbek, ‘ordunun cumhurbaşkanı ve hükümetle birlikte geliştirdiği ulusal güvenlik stratejisinin henüz Lübnan'ın ordu ve güvenlik güçlerinin sayısına olan ihtiyacını belirlemediğini’ vurguladı. Yazbek, “Sınırlarımızı çizdiğimizde, savaşın nedenlerini ortadan kaldırdığımızda ve Lübnan'da siyasi bir çözüme doğru ilerlediğimizde, ordunun mevcut subay ve personel sayısı yeterli olacak ve artacaktır” şeklinde konuştu.

Hizbullah savaşçılarının durumu

Askeri uzman Halid Hamade'ye göre, ‘Taif Anlaşması'ndan sonra silahlı milislerin dağıtılmasında olduğu gibi bugün de Hizbullah savaşçılarının orduya alınması önerisi, Cumhurbaşkanı'nın Hizbullah'ı silahlarını devlete teslim etmeye ikna etme çabaları bağlamında Hizbullah için bir teselli ödülüdür.’

Hamade, ‘Hizbullah savaşçılarının orduya entegre edilmesinin, özellikle ateşkes anlaşmasının imzalanmasının ardından yaşanan gelişmelerden sonra, birçok engelle karşı karşıya olduğunu’ savundu.

fvdgh
Hizbullah Genel Sekreteri Haşim Safiyuddin'in 24 Şubat 2025 tarihinde Lübnan'ın güneyindeki Deyr Kanun en-Nahr kasabasında düzenlenen cenaze töreni sırasında Hizbullah üyeleri (Reuters)

“İç savaşın sona ermesinin ardından Lübnan devletinin yüzlerce milisi orduya ve güvenlik güçlerine katmayı başardığı doğrudur, ancak Hizbullah'ın durumuyla karşılaştırma yapmak artık mümkün değildir” diyen Hamade, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Ulusal Mutabakat Belgesi imzalandığında milis liderleri belgeyi tanıdı, milislerin feshedildiğini duyurdu, silahlarını gönüllü olarak devlete teslim etti ve siyasi sürecin bir parçası oldu. Hizbullah ise ateşkes anlaşmasını tanımıyor ve silahlarını teslim etmeyi kabul etmiyor. Dolayısıyla siyasi sürecin bir parçası haline geldiğini ve artık askeri bir kanadı olmadığını kabul etmeden milislerini orduya dahil etmekten bahsetmek bağlamdan kopuktur.”

Hizbullah'ın ideolojisi

Yazbek'e göre Hizbullah'ın ideolojisi, savaşçılarının orduya entegrasyonunun önündeki en büyük engel. Yazbek, “Hizbullah, Lübnan'ı İran'ın uzantısı olan coğrafi bir nokta olarak görüyor. Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım'ın silahları teslim etmeyeceğini ve silahların devletin elinde olmasıyla ilgili konuşmalarla ilgilenmediğini açıklamasının da gösterdiği gibi bu doktrin halen varlığını sürdürüyor” ifadelerini kullandı.

ukıo
24 Şubat 2025 tarihinde düzenlenen cenaze töreninde eski Hizbullah Genel Sekreteri Haşim Safiyuddin'in tabutunu taşıyan Hizbullah savaşçıları (AP)

‘Lübnan iç savaşı sırasında milisleri olan ve devlet şemsiyesi altına giren liderlerin Lübnanlı liderler olduğunu, kararlarının Lübnanlıların kararı olduğunu’ hatırlatan Hamade, “Hizbullah ise organik olarak bölgesel bir otoriteye bağlıdır ve hem Lübnan içinde hem de dışında tehlikeli askeri ve güvenlik rolleri oynamıştır” dedi. Hizbullah'ın ‘Tahran'dan ayrıldığını, yerel bir siyasi bileşen olmayı kabul ettiğini ve askeri kolunu feshettiğini açıklamadığına, böylece savaşçılarının ordu içinde absorbe edilmesi konusunun tartışılabileceğine’ dikkat çeken Hamade sözlerini şöyle sürdürdü: “Veliyyül Fakih tarafından verilen ve uygulanması gereken meşru yetki çerçevesinde faaliyet gösteren askeri bir grup ile anayasal makamlar tarafından demokratik mekanizmalar çerçevesinde alınan siyasi bir karar çerçevesinde faaliyet gösteren başka bir grubu uzlaştırmak nasıl mümkün olabilir? İster sivil idarelerde ister güvenlik kurumlarında milislerin devlete entegre edilmesi deneyimi tekrarlanabilecek kadar başarılı oldu mu?”

Ordu disiplini

Bazılarının iddia ettiği gibi iç savaş sürecindeki milislerin orduya alınmadığını belirten Yazbek, ‘güvenlik ve askeri kurumlara alınanların Lübnan'ı yöneten Suriye rejimine yakın olduğunu, ülkenin egemenliği için savaşan ve Suriye işgaline karşı çıkanların ise kovalandığını, hapsedildiğini ve birçoğunun Lübnan'ı terk etmek zorunda kaldığını’ vurguladı. Yazbek ayrıca, ‘ordu personeli tarafından uygulanan disiplinin Hizbullah savaşçıları için geçerli olmadığını, çünkü milislerin orduyla, ordunun da onlarla uyumlu olmadığını’ belirtti.

Hamade, “Hizbullah savaşçılarının Lübnan ordusuna ve diğer devlet kurumlarına dahil edilmesinin artıları ve eksileri ne olursa olsun, doğru yol Hizbullah'ın silahlarını devlete teslim etmesiyle başlamalı. Hizbullah üyeleri Lübnan toplumundan izole edilmiş bir grup değildir ve topluma entegre edilmelidir. Ancak Hizbullah’ın silahlarını teslim etmesi için bir tür ayartma olarak özümsenmeleri konusunu gündeme getirmekte acele etmek hedefe ulaşılmasını sağlamayacaktır. Gerekli olan, Hizbullah’ın öncelikle devleti, silahların yalnızca devletin elinde olmasını, savaş ve barış kararının devletin elinde olduğunu ve bu konuda meydana gelebilecek herhangi bir düzenlemenin başlangıcı olarak uluslararası kararları uygulama ihtiyacını tanımasıdır” dedi.