Kadirov'un ataları Vanlı mı? Tarihçi Prof. Ortaylı: Urartular Çeçen'dir; Dede: Tüm veriler Kafkasya'yı işaret ediyor

Ermenilerin Kürtlerin ve Türklerin paylaşamadığı Urartuların dilinin Çeçence ile olan benzerliği iki halkın aynı kökenden geldiği iddialarına neden olmuştu. Tarihçi Prof. Dr. Ortaylı da bu iddiayı dillendirenlerden

Çeçen lider Kadirov, Rusya Devlet Başkanı Putin ile (Reuters)
Çeçen lider Kadirov, Rusya Devlet Başkanı Putin ile (Reuters)
TT

Kadirov'un ataları Vanlı mı? Tarihçi Prof. Ortaylı: Urartular Çeçen'dir; Dede: Tüm veriler Kafkasya'yı işaret ediyor

Çeçen lider Kadirov, Rusya Devlet Başkanı Putin ile (Reuters)
Çeçen lider Kadirov, Rusya Devlet Başkanı Putin ile (Reuters)

Rusya Federasyonu'na bağlı özerk bir cumhuriyet olan Çeçenistan'ın başkanı Ramazan Kadirov, sık sık kendisinden bahsettirmeyi başaran bir lider.
Son olarak Rusya'nın Ukrayna'ya başlattığı saldırıya askeri güçlerini göndererek destek vermesiyle gündeme geldi.
Kadirov'a bağlı güçlerin tersine bir kısım bağımsızlık yanlısı Çeçen de Ukrayna saflarında yer alıyor.
Bu durum Kafkasya'nın savaşçılığıyla bilinen halkı Çeçenlere dair merakı artırdı.
Çeçenler, 1990'lı yıllarda Rusya'ya karşı verdikleri bağımsızlık savaşıyla dünya genelinde tanınmıştı.
Kuzey Kafkasya halklarından Çeçenler, tarih boyunca birçok istilaya karşı vatanlarını korumaya çalıştı.

Doğu Anadolu'nun güçlü devleti Urartular ile Çeçen bağı keşfedildi
Independent Türkçe'nin özel haberine göre, Çeçenlerin kökenleriyle ilgili en yaygın iddia Kafkasya'nın yerli halklarından biri oldukları yönünde.
Ancak Kafkasya'dan daha güneyde bugünkü Türkiye sınırları içerisinde yer alan Van'da Urartulara ait tarihi kalıntılarda yapılan arkeolojik kazılarda elde edilen bazı veriler, Çeçenleri yakından ilgilendiren iddiaların ortaya atılmasına neden oldu.
Türkiye'de tarih derslerinin vazgeçilmez konularından olan Urartular, M.Ö. 9'uncu yüzyıldan M.Ö. 6. yüzyılın başlarına kadar bugünkü Van merkezli güçlü bir devlet kurmuşlardı.
En geniş zamanlarında Türkiye'nin doğu ve güneydoğu bölgeleri, bugünkü Ermenistan ile İran'ın kuzeybatısı ve Suriye'nin kuzeyini kapsıyorlardı.
İran'dan gelen Medlerin saldırısıyla M.Ö. 590 yılında devletleri yıkılan Urartuların birçoğunun bugünkü Ermenistan sınırları içinde kalan Teişebaini Kalesi yönüne doğru göç ettiği yönünde iddialar var.

Ermeniler, Kürtler ve Türkler, yıllarca Urartuları paylaşamadı
Bunlardan dolayı Doğu Anadolu'da hak iddia eden Ermenilerden kimi tarihçiler kökenlerinin Urartulardan geldiğini iddia etti.
Buna dayanak olarak gösterdikleri en büyük gerekçe de Ermenilerin Urartular devleti yıkıldıktan sonraki yıllarda aynı bölgelerde tarih sahnesine çıkmaları.
Buna karşın Kürtleri Urartulara dayandıran hatta Urartuların Türk olduğunu öne sürenler de oldu.
Ancak Urartuların çivi yazısıyla yazdıkları tabletlerin deşifresi ile günümüzdeki dillerle olan benzerliği incelenmeye başlandıkça en çok Kuzey Kafkasya'da yaşayan Çeçen ve İnguş dilleri ile benzer olduğu iddiaları ortaya atıldı.
Bu nedenle Urartular ile Çeçenlerin aynı kökenden geldikleri iddiaları da bilim çevrelerinde dillendirilmeye başlandı.

Ortaylı: Urartular Çeçen'dir
Bu görüşü dile getirenlerden biri de tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı.
2020 yılı içerisinde YouTube yüklenen bir seminerinde Ortaylı, Urartuların Çeçen olduğunu iddia etti. 
Ortaylı burada şunları söylüyor: 
"Van bölgesinde Urartuların kazısı yapılıyor. Ermeniler 'bizim atamız' diyordu. Sorun çözüldü. Kazının yakınlarında bir Çeçen köyü var. Burada bir Çeçen bekçi var. Çeçen çivi yazısı okununca adam ısrarla 'bu bizim dilimiz' diyor. Urartu çivi yazısı öğrendikten sonra okunan metinlerde bugün hakikat ortadadır. Urartular, Çeçen'dir. Çeçenler, Kafkasya'nın kuzeyinde yaşayan bir millet. Ya güneye sızmıştır ya da devletleri yıkılınca orada tutunamayıp kuzeye mi dönmüştür. Çeçenistan'a dönmüştür. Bu çok açıktır. Bu gibi göçler hep vardır. Bu gibi toplu milli göçler içinde Türkler en sonucu ve en tazelerden biridir."

"Dil çok az değişmiş"
Konuyla ilgili aradığımız Ortaylı, seminerdeki iddialarını tekrar ederek Urartuca ve Çeçen dili arasındaki benzerliğin anlaşıldığını söyledi.
"Çünkü dil çok az değişmiş" diyen Ortaylı, "Çeçenlerin ahfadı Urartular. Ancak Çeçenler mi Kafkasya'dan gelmiş yoksa Urartular mı gitmiş o net değil. Günümüzde Türkiye'de yaşayan Çeçenler ise 19'uncu yüzyılda Kafkasya'dan göç ederek gelenlerdir" diye konuştu. 

"500 ortak kelime var"
Çeçenya (Çeçenistan) ile Kafkasya üzerine araştırmalar yapan ve kendisi de Çeçen olan Taylan Han'a da Prof. Dr. İlber Ortaylı'nın iddiasını sorduk.
Bu konuyla alakalı araştırmalar yapıldığını ve hali hazırda yapılmış araştırmaların da olduğunu söyleyen Han, Urartuca – Çeçence ortak kelimelerin yer aldığı 500 kelimelik bir sözlüğün olduğunu da kaydetti.
Çeçenya tarafında da Ortaylı'nın iddialarına benzer görüşleri dile getiren tarihçiler olduğunu aktaran Han, "Çeçenler ile Urartuların aynı kavim olduğunu ancak Çeçenlerin bugünkü Çeçenya'da otururken, Urartuların bu coğrafyada yaşadıkları ifade ediliyor. Ancak atalık konusunda net bir şey yok. Yani kim kimin atası noktasında net bilgi yok. Tabii bunlar teori. Kesin bir şey yok" ifadelerini kullandı. 

"İddianın Ermeni tezlerini çürütmek için Türklerce dillendirildiğine inanan Çeçenler de var"
Han, bunun yanında Çeçenler arasında Urartular ile aynı halk oldukları iddiasına inanmayarak, bunun Ermenilerin Urartuların soyundan geldikleri iddiasını çürütmek için Türklerce ortaya atıldığını öne sürenlerin de olduğunu belirtti.

"Urartular hakkında tüm veriler Kafkasya'yı işaret ediyor"
Turkish DNA Project Grubu, DNA araştırmalarını yakından takip ediyor.
Yapılan araştırmalarda hangi halkın, hangi toplulukla yakın akraba olduğu gibi çıkan sonuçları sitelerinde de paylaşıyorlar. 
Projenin iletişim sorumlusu Türkolog Denizcan Dede'ye "Yapılan DNA araştırmalarında Çeçen-Urartu bağlantısına dair verilere ulaşıldı mı" sorusunu yönelttik.
Dede, Çeçenlere dair bir DNA araştırmasının olmadığını kaydederek şöyle konuştu:
"Erzurum, Kars ve Urartuların merkezi Van tarihte Kafkasya'nın etkisi altında, bir nevi devamı. Urartuların olduğu bölge hep Kafkas kültürünün devamı. Urartular hakkında elimizde genetik veri yok. Ancak Urartular hakkında tüm görünen veriler dil dahil olmak üzere Kafkasya'yı işaret ediyor. Çünkü bulundukları alanlara göçler Paleolitik Çağ'dan beri hep Kafkasya yönünden geliyor."

"Urartular, Kafkas haklarından birinin atası"
Urartuların Çeçenlerin atası olduğu konusunun hala tartışmalı olduğunu hatırlatan Dede, "Bugünkü Kafkas halklarından birinin atası ama hangisi olduğunu bilmiyoruz. Ancak oradan geldikleri kesin. İlk Çağ'da Urartuların yaşadığı alan Trans Kafkasya'nın devamı. Halen de kültür olarak öyle aslında" diyerek sözlerini tamamladı.

"Urartucayı çözmek için Çeçence sözlüklerden faydalandı"
Ortaylı'nın seminerdeki konuşmasında Çeçen bekçi diye bahsettiği kişi Van-Hakkari arasındaki Çavuştepe'deki Urartulara ait Çavuştepe Kalesi'nde 58 yıl boyunca bekçilik yapan Mehmet Kuşman.
İşi sırasında Urartuca öğrenmeye merak salan Kuşman, ciddi çabalar sonucu bu dili çözüyor ve dünya genelinde konuşabilen 38 kişiden biri oluyor.
Ortaylı, konuşmasında "Çeçen bekçi" dese de Kuşman aslında bir Kürt.
Ancak Urartucayı çözmek için bu dil ile çok yakın olduğu Çeçence ve İnguş dillerinden faydalandığını hatta bunun için bir sözlük aldığını verdiği röportajlarda açıklamıştı.



İran nasıl Mossad'ın oyun sahasına dönüştü?

  Mossad'ın yayımladığı videoda, İsrailli ajanların İran'a silah kaçırdığı görüntülerin yer aldığı bildirilmişti (Mossad)
Mossad'ın yayımladığı videoda, İsrailli ajanların İran'a silah kaçırdığı görüntülerin yer aldığı bildirilmişti (Mossad)
TT

İran nasıl Mossad'ın oyun sahasına dönüştü?

  Mossad'ın yayımladığı videoda, İsrailli ajanların İran'a silah kaçırdığı görüntülerin yer aldığı bildirilmişti (Mossad)
Mossad'ın yayımladığı videoda, İsrailli ajanların İran'a silah kaçırdığı görüntülerin yer aldığı bildirilmişti (Mossad)

İsrail'in İran'a düzenlediği "Yükselen Aslan" operasyonunda Mossad büyük rol oynadı.

CNN'in analizinde, İsrail'in ulusal istihbarat teşkilatı Mossad'ın operasyondan aylar önce İran'a gizlice silah soktuğu belirtiliyor.

Kimliklerinin paylaşılmaması şartıyla konuşan kaynaklar, Mossad'ın İran içine patlayıcı taşıyan drone'lar yerleştirdiğini, operasyon sırasında bunların Tahran yakınlarındaki füze rampalarını vurmak için kullanıldığını söylüyor.

Böylelikle İsrail Hava Kuvvetleri'nin, dün 200'den fazla uçakla 100'ü aşkın saldırı gerçekleştirmesinin önünün açıldığı ifade ediliyor.

İsrail ordusu, tüm savaş jetlerinin ilk saldırı dalgasının ardından kayıp vermeden geri döndüğünü bildirmişti.

İran devlet medyasının aktardığına göre saldırılarda Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Muhammed Bakıri, Devrim Muhafızları Genel Komutanı Tümgeneral Hüseyin Selami ve İsrail'e yönelik saldırıları komuta eden isimlerden General Gulam Ali Reşid öldürüldü. Ayrıca operasyonda 6 nükleer bilim insanı da yaşamını yitirdi.

İran Devrim Muhafızları Ordusu üst düzey askerlerinden General Gulamrıza Mehrabi ve General Mehdi Rabbani'nin de İsrail saldırılarında öldürüldüğü bugün duyuruldu. İran'ın yarı resmi Mehr Haber Ajansı'na göre Mehrabi Genelkurmay Başkanlığı İstihbarat Dairesi başkan yardımcısı, Rabbani de Genelkurmay Başkanlığı Operasyon Dairesi başkan yardımcısıydı.

Ayrıca Axios'un aktardığına göre İsrail'in saldırı düzenleyeceği belli olduğunda Devrim Ordusu'ndan komutanlar strateji belirlemek için güçlendirilmiş bir yeraltı sahasında toplandı. Ancak acil durum protokolünden ve komutanların toplandığı yerden haberdar olan İsrail'in burayı imha ettiği aktarılıyor.

Kimliğinin paylaşılmamasını isteyen İsrailli bir yetkili, "İran'ın anında misilleme yapması için emir verebilecek kimse yoktu, bu da onların yanıtını geciktirdi" diyor.

CNN'e konuşan İsrailli kaynaklar, İranlı üst düzey askeri yetkililerin Mossad'ın topladığı istihbaratlar sayesinde nokta atışıyla vurulabildiğini belirtiliyor.

ABD'li düşünce kuruluşu Washington Enstitüsü'nden Holly Dagres, "Mossad yıllardır İran'ı oyun alanına çevirdi" diyor.

İsrailli bir güvenlik yetkilisi, son operasyonda Mossad komandolarının Tahran'ın derinliklerine kadar girdiğini, savaş jetleri havalanınca İran'ın hava savunma füzelerini, balistik füzelerini ve füze rampalarını hedef aldıklarını söylüyor.

Teşkilatın ayrıca İran'a ait hava savunma sistemlerinin yakınına "hassas güdümlü silah sistemleri" konuşlandırdığı belirtiliyor. İran diğer savunma sistemlerini hedef almak üzere bazı araçlara monte edilmiş ileri teknoloji silahlar da kullanmış.

Adlarının paylaşılmaması şartıyla Washington Post'a konuşan İsrailli yetkililer de Mossad'ın faaliyetlerini sürdürdüğünü ifade ediyor. İsrail ajanlarının, öldürülen İranlı askeri yetkililer yerine atanması muhtemel komutan ve rejim yetkililerine tehdit mesajları ilettiğini belirtiliyor.

Kaynaklar, Mossad'ın İsrail Savunma Kuvvetleri'yle (IDF) yıllarca birlikte çalışarak İran'da önde gelen yetkililere ait konut ve sığınaklar hakkında dosyalarca bilgi hazırladığını söylüyor.

"Yükselen Aslan" operasyonu

İsrail dün sabaha karşı başlattığı "Yükselen Aslan" operasyonuyla Tahran başta olmak üzere İran'daki birçok şehre saldırı düzenlemişti. 20'si üst düzey komutan, 6'sı nükleer bilimci en az 78 kişi ölmüştü.

İran misilleme olarak İsrail'e 100 kadar drone göndermiş, Tel Aviv ise bunların hava sahasına ulaşmadan imha edildiğini bildirmişti.

Ancak İran'ın balistik füzelerle başlattığı saldırıda roketler Tel Aviv'in güneyindeki bazı binalara isabet etti. İsrail'in kamu yayımcısı KAN'ın aktardığına göre saldırılarda üç kişi öldü, 172 kişi yaralandı.

İran'ın yarı resmi Mehr Haber Ajansı'na göre İsrail, bugün Tebriz rafinerisi yakınlarına saldırı başlattı. Ayrıca önemli savunma ve askeri üslerin bulunduğu Loristan, Hamedan, Kirmanşah şehirleri de hedef alındı. Henüz ölü ve yaralı sayısı bilinmiyor.

Diğer yandan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) İsrail'in hedef aldığı İran'ın Natanz nükleer tesisinde sızıntı olduğunu bildirdi. İsrail ordusu İsfahan'daki nükleer tesisi de vurmuştu.

Independent Türkçe, CNN, Washington Post