Lübnan Yüksek İslam Şeriat Konseyi, Lübnan ve kardeş Arap ülkeleri arasındaki kardeşlik bağının korunması çağrısında bulundu

Konsey, seçimlerin ulusal bir görev ve değişim için bir başlangıç olduğunu söyledi

Dün Yüksek İslam Şeriat Konseyi’nin toplantısına başkanlık eden Baş Müftü Deryan (Lübnan Ulusal Haber Ajansı/NNA)
Dün Yüksek İslam Şeriat Konseyi’nin toplantısına başkanlık eden Baş Müftü Deryan (Lübnan Ulusal Haber Ajansı/NNA)
TT

Lübnan Yüksek İslam Şeriat Konseyi, Lübnan ve kardeş Arap ülkeleri arasındaki kardeşlik bağının korunması çağrısında bulundu

Dün Yüksek İslam Şeriat Konseyi’nin toplantısına başkanlık eden Baş Müftü Deryan (Lübnan Ulusal Haber Ajansı/NNA)
Dün Yüksek İslam Şeriat Konseyi’nin toplantısına başkanlık eden Baş Müftü Deryan (Lübnan Ulusal Haber Ajansı/NNA)

Lübnan Yüksek İslam Şeriat Konseyi, parlamento seçimlerinin ulusal bir görev ve daha iyiye doğru değişimin bir başlangıcı olduğunu söyleyerek, Lübnan'ın kardeş Arap ülkeleri ile kardeşlik bağını koruyacak şekilde dış politikasının kapsamlı ve derin bir şekilde gözden geçirilmesi çağrısında bulundu. Söz konusu çağrı dün Cumhuriyet Baş Müftüsü Şeyh Abdullatif Deryan başkanlığında Daru’l Fetva’da düzenlenen bir toplantıda geldi. Yüksek İslam Şeriat Konseyi toplantının akabinde yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Parlamento seçimleri ulusal bir görev, ahlaki bir gereksinim ve daha iyiye doğru değişimin bir başlangıcıdır. Seçimlerin çeşitli bahanelerle ertelenmesi veya geciktirilmesinin Lübnan ve Lübnanlılar üzerinde ciddi olumsuz etkileri olacaktır. Bu başarının tamamen şeffaf bir şekilde ve İslami ve milli safların birlik olmasını talep eden mantıklı ve ılımlı bir ulusal söylem benimsenerek elde edilmesi çağrısında bulunuyoruz.”
Konsey açıklamasının devamında “Parlamento seçimleri, bu istihkakın özgürce ve demokratik bir şekilde elde edilmesi için güvenilir bir dayanak noktasıdır. Hiçbir vatandaş bu konuyu ağırdan almamalı veya ulusal rolünü oynamada tereddüt etmemeli, oylamaya katılmalı ve egemen, özgür ve bağımsız devletin kalkınması ve Lübnan halkını bağrına basan kurumların inşa edilmesi için en iyi ve en yeterli olanı seçmelidir” ifadelerini kullandı.

Konsey açıklamasına şöyle devam etti:
“Lübnan ile başta Suudi Arabistan Krallığı olmak üzere Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkeleri ve kardeş Arap ülkeleri arasındaki ilişkileri onarma girişimleri başarısız oldu. Lübnan, tüm Arap kardeşlerin sıkıntı ve zor zamanlarında ve daha kötüsünde cömert yardımlarının değerine saygı duyuyor. Lübnan devletini, kurucularından biri olduğu Arap Birliği Şartı’na bağlılığı temel alarak özellikle kardeş Arap ülkeleri ve dost ülkeler ile bu kardeşliği ve dünyanın dört bir yanına dağılmış olan Lübnanlıların çıkarlarını koruyacak şekilde dış politikasını kapsamlı ve derin bir şekilde gözden geçirmesi çağrısında bulunuyoruz. Yüksek İslam Şeriat Konseyi, Lübnan Cumhuriyeti Baş Müftüsü’nün İsra ve Miraç olaylarının yıldönümü vesilesiyle yaptığı konuşmada gösterdiği tutumu, İslami ve milli tutumları içerdiği için desteklemektedir. Bu İslami ve milli tutumlar, Anayasa ve Ulusal Pakta bağlılık ve birlik ilkelerini vurgulamaktadır. Aynı zamanda Lübnan'ı çökme noktasına sürükleyen mali ve siyasi yolsuzluk ve kötü kamu yönetimi girdabından kurtarma umuduyla aday gösterme ve seçim yoluyla oy kullanma hakkının ve görevinin yerine getirilmesi gerekliliğini vurgulamaktadır.”
Lübnan ve İsrail arasındaki deniz müzakereleri konusunda ise konsey "Lübnan'ın sınırlarını çizme konusunda tüm haklarının korunduğu belirleyici bir aşamaya ulaşacaklarını" umduğunu dile getirdi.



Filistin’i tanıma kararları: Avrupa, ABD’nin diplomatik çizgisinden ayrılıyor

İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten beri öldürdüğü Filistinli sayısı 60 bini geçti (AFP)
İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten beri öldürdüğü Filistinli sayısı 60 bini geçti (AFP)
TT

Filistin’i tanıma kararları: Avrupa, ABD’nin diplomatik çizgisinden ayrılıyor

İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten beri öldürdüğü Filistinli sayısı 60 bini geçti (AFP)
İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten beri öldürdüğü Filistinli sayısı 60 bini geçti (AFP)

Fransa ve Britanya'nın ardından Kanada da eylülde Filistin devletini tanıyacağını duyurdu.

BBC'nin analizinde, ABD'nin müttefiklerinin Gazze meselesinde "diplomatik bir değişiklik" yaratmak için Başkan Donald Trump'ın çizgisinden uzaklaştığı yazılıyor. 

Analizde, Trump yönetiminin Gazze'nin geleceğine dair istikrarlı bir vizyonu olmadığı, bunun da stratejik bir boşluk yarattığı belirtiliyor. Avrupa ve Körfez ülkelerinin bu boşluğu doldurmak için devreye girdiği ifade ediliyor. 

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu başından beri iki devletli çözüme karşı çıkıyor. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Birleşik Krallık (BK) Başbakanı Keir Starmer'ın Filistin devletini tanıma kararını eleştiren Trump, Kanada'yı da benzer bir hamle yaptığı için tehdit etti.

Kanada Başbakanı Mark Carney, İsrail'in işgal ettiği Gazze'deki uygulamalarını kınamış ve eylülde yapılacak Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda (BMGK) Filistin'i devlet olarak tanıyacaklarını duyurmuştu.

Trump, gümrük vergisiyle ilgili müzakerelerin sürdüğünü hatırlatarak Kanada'nın Filistin'i tanıma kararının "ticaret anlaşmasına varmalarını çok zorlaştıracağını" söylemişti. 

Kanada'ya ek olarak Malta da eylüldeki BMGK toplantısında Filistin devletini tanıyacaklarını duyurmuştu. 

Avrupa ülkelerinin, Filistin devletini tanıma hamlesiyle ABD'yle diplomatik çizgilerini ayırdığına dikkat çekilen analizde, İsrail ablukası yüzünden Gazze'de patlak veren kıtlığın bir "kırılma noktası" yarattığı belirtiliyor. 

2012'de BMGK, Filistin'e "gözlemci devlet" statüsü tanıdığında, 138 ülke Filistin devletini tanıyordu. 2024 ve 2025'te gelen yeni tanımalarla bu sayı en az 143'e çıktı.

BK ve Fransa'nın BMGK daimi üyesi olarak veto yetkisini elinde bulundurması önemli. Londra ve Paris yönetimlerinin adım atması durumunda ABD, BMGK'de Filistin'in tanınmasına karşı çıkan veto hakkına sahip tek ülke durumuna düşecek. BMGK daimi üyeleri Çin ve Rusya da halihazırda Filistin devletini tanıyor.

Independent Türkçe, BBC, Times of Israel