Libya'da ‘istikrarı tehdit edenleri’ cezalandırmaya yönelik uluslararası yaptırım tehdidi

Misrata Devrimcileri, Başağa'yı ‘Trablus'a girmeye çalışması halinde olacaklara karşı’ uyardı

Osman Abdulcelil dün Tobruk'ta Temsilciler Meclisi Başkanı Salih'in huzurunda yasal yeminini etti (TM)
Osman Abdulcelil dün Tobruk'ta Temsilciler Meclisi Başkanı Salih'in huzurunda yasal yeminini etti (TM)
TT

Libya'da ‘istikrarı tehdit edenleri’ cezalandırmaya yönelik uluslararası yaptırım tehdidi

Osman Abdulcelil dün Tobruk'ta Temsilciler Meclisi Başkanı Salih'in huzurunda yasal yeminini etti (TM)
Osman Abdulcelil dün Tobruk'ta Temsilciler Meclisi Başkanı Salih'in huzurunda yasal yeminini etti (TM)

Uluslararası toplum, dün, Libya'da Fethi Başağa liderliğindeki yeni ‘istikrar hükümeti’ ile Abdulhamid ed-Dibeybe liderliğinde Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) arasındaki gerilimin yanı sıra siyasi ve askeri çatışmanın devam etmesini önleme girişimleri çerçevesinde ülkedeki siyasi süreci engelleyenlere yaptırım uygulama tehdidini bir kez daha yineledi.
İngiltere, ABD, Fransa, Almanya ve İtalya, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres'in tüm taraflara yaptığı; ‘Libya'da istikrarı tehdit edebilecek eylemlerden kaçınma çağrısını’ yinelediler.
Cuma günü ortak bir açıklama yapan beş ülke, Libya’daki son şiddet olayları ve güvenlik tehditleri, yıldırma ve adam kaçırma olaylarına ilişkin endişelerini dile getirerek siyasi sürecin geleceğiyle ilgili herhangi bir anlaşmazlığın şiddete başvurmadan çözülmesi gerektiğini vurguladılar.
Açıklamada, “Şiddet yoluyla istikrarı tehdit edenler yahut kışkırtanlardan hesap sormaya hazırız” denilerek bunu yapanlar açıkça tehdit edildi. İster Libya içinde ister dışında ister bir kişi ister bir kuruluş olsun tüm taraflara yaptırım uygulanabileceği belirtilen açıklamada,  BM Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) ilgili kararları uyarınca Libya'daki siyasi geçiş sürecinin başarıyla tamamlanmasını engelleyen veya baltalayanların BM Libya Yaptırımlar Komitesi tarafından cezalandırılabilecekleri kaydedildi.
Ortak açıklamada beş ülke ayrıca BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Libya Özel Danışmanı Stephanie Williams'ın, ülkenin geçiş sürecini barışçıl bir şekilde sürdürmesi, siyasi, güvenlik ve ekonomik aktörler arasında diyalog kurulmasının kolaylaştırılması ve Libya halkının demokratik özlemlerini gerçekleştirmek için cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin mümkün olan en kısa sürede güvenilir, şeffaf ve kapsamlı bir şekilde düzenlemeye yönelik çalışmalarını sürdürmeleri için üstlendiği arabuluculuk çabalarına verdikleri desteği bir kez daha yinelediler.
Beş ülke, Libya Temsilciler Meclisi (TM) ve Devlet Yüksek Konseyi (DYK) başta olmak üzere ilgili tüm tarafları, işbirliği yapmaya ve cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin en kısa sürede yapılması için anlaşmaya dayalı anayasal bir temel oluşturmak üzere BM tarafından barışçıl geçiş süreci için önerilen sonraki adımları atmaya teşvik ettiler. Beş ülke aynı zamanda Libya ve halkı için daha barışçıl ve istikrarlı bir gelecek inşa etmek ve Libya'nın istikrarını, bağımsızlığını, toprak bütünlüğünü ve ulusal birliğini desteklemek için Libya ve tüm uluslararası ortaklarla birlikte çalışmaya hazır olduklarını yinelediler.
BM Genel Sekreteri Guterres, Libya'daki tüm siyasi aktörleri, Ekim 2020'de ateşkesin imzalanmasından bu yana neredeyse hiç elde edilemeyen istikrarı baltalayacak ve bölünmeleri derinleştirecek eylemlerde bulunmaktan kaçınmaya çağırmıştı. Avrupa Birliği (AB), Guterres’in çağrısını katılmış ve desteğini açıklamıştı. AB’den Cuma akşamı yapılan bir başka açıklamada, Libya’da UNSMIL ve Williams tarafından temsil edilen BM’nin girişimlerine desteğin tam olduğu vurgulandı.
Öte yandan Dibeybe ve Başağa, beş ülkenin ortak açıklamasını, kendi lehlerine yorumlamaya ve birbirlerinin aleyhine kullanmaya çalıştılar. Dibeybe, açıklamanın hükümetinin önümüzdeki Haziran ayında seçimleri düzenleme planına uygun, BM ve Williams'ın açıklamalarıyla tutarlı olduğu değerlendirmesinde bulundu.
Dibeybe hükümetinin Dışişleri Bakanı Necla el-Menguş da ortak açıklamadan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, açıklamanın ‘anlaşmaya dayalı anayasal bir temel oluşturulması ve adil ve şeffaf seçimlerin yapılması yoluyla Libya'da istikrar ve barışı desteklemeyi hedeflediğini’ söyledi. Menguş, UNSMIL’in bu yöndeki çabalarına da övgüde bulundu.
Diğer taraftan UBH, Başbakan Dibeybe’nin istifa ettiği iddialarını reddetti. UBH’den yapılan açıklamada, bu iddiaların ‘Dibeybe’ye karşı sistematik ve yanıltıcı kampanya’ olarak nitelendirilen bir karalama kampanyası çerçevesinde Cuma günü dağıtılan sahte açıklamada yer aldığı belirtildi.
Bu arada Dibeybe, Cuma günü iktidarda olduğunu vurgulamak istercesine BM Genel Sekreteri Gutterres ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Görüşmede, Libya'daki siyasi durum, BM’nin çabalarını desteklemenin yolları ve Williams'ın seçim sürecini mümkün olan en kısa sürede tamamlamaya yönelik kaydettiği ilerleme ele alındı.
Başağa ise, beş ülkenin, Libya’da cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin yapılmasının önünü açacak olan anlaşmaya dayalı bir anayasal temel oluşturmak için Libya'nın egemenliğine tam saygı gösterilmesi gerektiğini vurgulayan ortak açıklamalarına övgüde bulundu. Başağa, hükümetinin görevinin 2,8 milyon seçmenin arzusunu gerçekleştirmek için hiç gecikmeden cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin şeffaf bir şekilde gerçekleşmesini sağlamak olduğunu vurguladı.
Başağa hükümetinin Sağlık Bakanı Osman Abdulcelil, dün ülkenin doğusundaki Tobruk kentinde TM Başkanı Akile Salih’in huzurunda göreve başlamak için yasal yeminini etti.
Bir başka gelişmede ise Libya’nın yerel basını, Libya Sivil Havacılık Otoritesi’nden resmi bir kaynağın, Dibeybe’nin ofisi tarafından, ülkenin doğusu ile batısı arasında iç hatlardaki uçuşların durdurulması için doğrudan emir verildiğini doğruladığını aktarırken Mitiga Uluslararası Havalimanı’nın basın ofisi, Cuma akşamından bu yana ülkenin doğusuna yönelik iç hat uçuşların yapılmadığını teyit etti.
Dibeybe’yi destekleyen Misrata Devrimcileri grubu ve halkın bazı kesimleri, ‘güç tutkunu’ olarak niteledikleri Başağa'yı başkent Trablus'a gitmeye kalkışması halinde sert bir yanıtla karşılaşmakla tehdit ettiler. Söz konusu taraflar dün yaptıkları açıklamada, “Tepkimiz sert ve yerinde olacak. Ta ki söylediklerimizi kabul etmeyenlere emsal oluncaya kadar sana merhamet etmeyiz ve acımayız” ifadelerini kullandılar.



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.