Ons altın fiyatı zirveyi gördü

Altın külçeler (arşiv - Reuters)
Altın külçeler (arşiv - Reuters)
TT

Ons altın fiyatı zirveyi gördü

Altın külçeler (arşiv - Reuters)
Altın külçeler (arşiv - Reuters)

Altının gram fiyatı, haftaya yükselişle başlamasının ardından 913 lira seviyesinde işlem görüyor.
Geçen haftanın son işlem gününde, ons fiyatı ve dolar kurundaki yükselişe paralel değer kazanan altının gram fiyatı, günü yüzde 2,3 artışla 900,2 liradan tamamladı.
Altının gram fiyatı, yeni haftaya da yükselişle başlamasının ardından saat 10.40 itibarıyla yüzde 1,4 değer kazancıyla 913 liradan işlem görüyor. Aynı dakikalarda çeyrek altın 1.498 lira, Cumhuriyet altını da 6.097 liradan satılıyor.
Ağustos 2020'den bu yana ilk kez 2.000 doları test eden altının ons fiyatı, şu sıralarda önceki kapanışına göre yüzde 1 değer kazancıyla 1.990 dolar seviyesinden işlem görüyor.
Analistler, Rusya-Ukrayna savaşı ve yaptırımların emtia fiyatları üzerinde etkili olmayı sürdürdüğünü kaydederek, konuyla ilgili haber akışının yatırımcıların odağında olduğunu söyledi.
Başta petrol, buğday ve altın olmak üzere yükselen emtia fiyatları, özellikle salgın sonrası merkez bankaları için enflasyon kaynaklı tedirginlikleri artırdı.
Geçen hafta ABD Merkez Bankası (Fed) yetkilileri tarafından yapılan yönlendirmeler sonrası ilk faiz artırımının bu ayki toplantıda yapılacağı kesinleşirken, daha önce faiz konusunda şahinleşen Fed'in, savaşın seyrine göre, gelecek aylara yönelik stratejisini değiştirebileceği görüşlerinin de ağırlık kazanması ile küresel piyasalarda "güvenli liman" olarak nitelendirilen altına olan talebin güçlendiği görülüyor.
Bu hafta Fed yetkililerinin açıklamalarının yanı sıra Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) faiz kararı ile makroekonomik verilerin de takip edileceğini vurgulayan analistler, teknik açıdan altının ons fiyatında 1.960 doların destek, 2.015 doların direnç konumunda olduğunu bildirdi.



Çin yeni bir ticaret savaşı mı başlatıyor?

Çinli BYD ve CATL firmaları, elektrikli otomobil aküsü üretiminde lider konumda (Reuters)
Çinli BYD ve CATL firmaları, elektrikli otomobil aküsü üretiminde lider konumda (Reuters)
TT

Çin yeni bir ticaret savaşı mı başlatıyor?

Çinli BYD ve CATL firmaları, elektrikli otomobil aküsü üretiminde lider konumda (Reuters)
Çinli BYD ve CATL firmaları, elektrikli otomobil aküsü üretiminde lider konumda (Reuters)

Amerikan gazetesi Wall Street Journal (WSJ), üretim ve ihracatı artıran Çin'in yeni bir "ticaret savaşı" başlattığını yazıyor. 

Analizde, Çin'in zayıflayan ekonomisini canlandırmak için "fabrikalara steroid bastığı" ve yabancı ülkelerdeki işletmeleri sıkıştırarak yeni bir küresel ticaret savaşı başlattığı savunuluyor. 

Avrupa Birliği, Çin'de üretilen elektrikli otomobillere sağlanan sübvansiyonlar nedeniyle başlatılan soruşturma kapsamında, ülkeden ithal edilen elektrikli araçlara yüzde 38,1'e varan ilave vergi uygulama kararını temmuzda yürürlüğe koymuştu. 

ABD de Çin'den ithal edilen elektrikli otomobillerin yanı sıra alüminyum ve güneş panellerine ek vergi uygulama kararı almıştı. 

WSJ, Pekin'in stratejisinin yalnızca Batı ülkelerini değil, Türkiye ve Pakistan'ı da tedbir almaya ittiğini hatırlatıyor. Türkiye, Çin'den ithal edilen elektrikli otomobillere uygulanan ek vergileri yüzde 40'a yükseltmişti. 

Analizde, Çin'in "üretime yatırımı artırarak ekonomiyi canlandırıp, uluslararası alanda fazla tepki çekmeden endüstriyel direncini artırmayı hedeflediği" yorumu yapılıyor.

Haberde, Pekin yönetimine danışmanlık yapan bazı kişilerin, ülkenin üretim ve inşaat sektörüne yatırımından ziyade iç tüketimi öncelendirmesi gerektiğini söylediği aktarılıyor. 

Bunun yerinde Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in "Eskiyi yıkmadan önce yeniyi kurun" anlayışıyla hareket ederek sübvansiyonlu üretime yatırımların artırılması talimatını verdiği bildiriliyor.

Şi'nin bu politikayı izlemesinin iki nedeni olduğuna dikkat çekiliyor. Analize göre bunlardan ilki, Çin'in ABD ve diğer Batılı ülkelerin ağır yaptırımları karşısında ülke ekonomisini ayakta tutabilecek endüstriyel tedarik zinciri oluşturulmasıyla ilgili. İkinci sebepse Pekin'in "savurganlık" diye nitelediği ABD tarzı tüketime kökten itiraz etmesi.

Diğer yandan analizde, Şi'nin bu stratejisinin Pekin'in kapasite fazlasını azaltmaya çalıştığı eski politikalarına kıyasla bir değişime işaret ettiğine dikkat çekiliyor. 

2015'te Şi'nin, Çin Komünist Partisi'nin eski Merkezi Mali ve Ekonomik İşler Komisyonu Direktörü Liu He'ye, özel sektördeki birçok küçük çelik fabrikasını ve diğer işletmeleri kapatma talimatı verdiği hatırlatılıyor. 

Ancak Çin'in "ABD ve AB'ye ek vergi hamlelerini gerekçelendirme fırsatı vermek istemediği" için üretim fazlasını düşürmeye yönelik bu tür politikaları etkili şekilde uygulamadığı savunuluyor.

Pekin Üniversitesi'nden finans uzmanı Michael Pettis, Çin'in halihazırda küresel üretimin üçte birine sahip olduğuna dikkat çekerek, böyle bir durumda üretimi tekrar iki katına çıkararak yabancı ülkelerin üretimdeki payını azaltmayı istediğini savunuyor ve ekliyor: 

Dünyanın geri kalanı bunun tam tersini istiyor. Kimse buna uyum sağlayamaz.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, BBC