6 olası senaryo: Putin’in Ukrayna’daki savaşı nasıl bitecek?

New York’ta Ukrayna’daki savaşın sona ermesi çağrısında bulunan dayanışma mitingi (AFP)
New York’ta Ukrayna’daki savaşın sona ermesi çağrısında bulunan dayanışma mitingi (AFP)
TT

6 olası senaryo: Putin’in Ukrayna’daki savaşı nasıl bitecek?

New York’ta Ukrayna’daki savaşın sona ermesi çağrısında bulunan dayanışma mitingi (AFP)
New York’ta Ukrayna’daki savaşın sona ermesi çağrısında bulunan dayanışma mitingi (AFP)

Rusya’nın Ukrayna’ya karşı yürüttüğü işgal girişiminin başlamasından bu yana dünya nefesini tutuyor.
Çatışmanın her iki tarafındaki insani, güvenlik ve ekonomik sonuçlara ek olarak, yolunu kaybeden tek bir füze veya sonuçları hesaplanmadan alınan bir karar, parçaları her yere saçılan bir üçüncü dünya savaşının fitilini ateşleyebilir.
Akan kanın bir an önce son bulması ümidiyle çeşitli tarafların çabaları sürüyor. Ancak henüz kimse bu savaşın nasıl sona ereceğini bilmiyor ve ortalıkta dolaşan senaryoların çoğu hala ‘kötüden daha kötüye’ doğru değişiyor.
Yazar Andreas Kluth, Bloomberg için kaleme aldığı makalesinde söz konusu senaryoları şu şekilde derledi;

1-Ukraynalılar kazanıyor
Rus kuvvetlerini gerçekten püskürten kahramanca bir Ukrayna savunması askeri açıdan pek olası değil, ancak elbette dünyanın çoğu bunu tercih eder.
Yaralı ve muzaffer bir Ukrayna, yeni tutarlı ve kararlı bir Avrupa Birliği (AB) ile bütünleşebilir ve demokratik Batı ile entegrasyonu hızlandırabilir. NATO’nun yeni bir itici gücü olabilir.
Bu durumda Çin, Tayvan’a sorun çıkarmadan önce iki kez düşünecektir.
Ancak böyle bir senaryo Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i köşeye sıkıştırır.
Putin, saldırgan bir Batı’ya karşı Rusya’nın savunucusu ve her yerde etnik Ruslar ve kardeş Slavların kurtarıcısı olduğunu iddia ediyor.
Tabii ki, Ukrayna’nın zaferi, tüm bu propagandayı savunulamaz hale getirecektir. 
Siyasi olarak yenilgiyi kaldıramayacağını bilen Putin, bu senaryonun gerçekleşmesine izin vermeyecek. Geri çekilmek yerine, diğer üç yoldan birini izleyecek.

2-Dışlanan imparatorluk
Putin, taarruzu önemli ölçüde artırabilir, ancak bunu konvansiyonel silahların sürekli kullanımıyla yapabilir.
Esasen bu, teslim olana ve boyun eğene kadar Ukrayna’yı vurmaya devam etmek anlamına geliyor.
Bu senaryoda sivil ve askeri kayıplar korkunç olur, ancak Putin’in bunu umursaması beklenmiyor.
Ya bağımsız bir isme sahip kukla devlet ya da Büyük Rusya’nın bir alt bölümü olarak, sorunlu ve küskün bir Ukrayna’ya sahip olabilir.

Ukrayna'nın Zhytomyr bölgesinde konut binaları bombalandı (Reuters)
Putin, ülkede ve Ukrayna’da muhalefeti bastırmak için Rusya’yı bir polis devletine dönüştürmesini tamamlaması ve ifade özgürlüğünün son kalıntılarını ortadan kaldırması gerekecektir.
Ancak imparatorluğu her zaman uluslararası toplum tarafından dışlanacaktır.

3- Yeni Afganistan
Putin, daha az dramatik bir şekilde saldırıyı artırmayı seçebilir ve doğrudan yenilgiyi önlemek için Ukrayna’ya yeteri kadar Rus askeri gücü gönderebilir. 
Bu durumda ülke, 1979’dan sonra Sovyet lideri Leonid Brejnev için Afganistan neyse o hale gelebilir veya 2001’den sonra ABD ve müttefikleri için olduğu gibi bir bataklığa dönüşebilir.
Afganistan senaryosunda, insani kaybın boyutu korkunç olabilir. Her şeyden önce Ukraynalılar için, ama aynı zamanda Rus askerleri ve daha ağır baskı ve yaptırımlardan mustarip olacak sıradan Ruslar için de.
Putin, Kremlin’deki yerinin güvende olduğunu düşündüğü sürece buna aldırmayacaktır. 

4-Sınırlı nükleer saldırı
Bu senaryoda Putin, NATO ve AB’nin Ukrayna’yı silahlar ve diğer araçlarla destekleyerek kendisini köşeye sıkıştırdığını iddia ederek, sınırlı nükleer saldırı başlatabilir.
Putin, bu kez Batı’nın Ukrayna adına misilleme yapmayacağına güvenebilir. Çünkü böyle bir adım nükleer ateşin daha büyük stratejik silahlara sıçramasına ve karşılıklı büyük bir yıkıma yol açabilir.

Zaporijya Nükleer Santrali. Geçtiğimiz Cuma günü tesiste yangın çıktı (Reuters)
Bu senaryonun yaşanması halinde, 1945’te Japonya’nın yaptığı gibi Ukrayna’nın da teslim olmaktan başka seçeneği kalmayacaktır.
Askeri uzmanlar bu stratejiye ‘gerilimi azaltmak için tırmandırma’ diyor. Ama bu adımdan sonra dünya eskisi gibi olmaz. Ancak Putin, bu senaryonun kendisini utanç verici bir durumdan kurtaracağını düşünebilir.

5- Başka bir Rus Devrimi
Kluth’a göre, daha iyimser senaryolar da var.
Putin’in propaganda ve dezenformasyon perdesine rağmen, çok sayıda Rus, onun haksız işgalinin koşullarını ve taşıdığı korkunç risklerin farkında.

Rus muhalif Aleksey Navalni Moskova'da (Reuters)
Rus halkı isyan edebilir. Böyle bir devrim, Aleksey Navalni gibi bir muhalefet liderinin etrafında toplanmış geniş tabanlı bir hareket biçimini alabilir ya da bir darbe veya seçkinler içinde bir ayaklanma olabilir.
Kluth, isyanla ilgili bu görüntülerin hiçbirinin şu anda mevcut olmadığının altını çizdi.
Ruslar, komşu Belarusluların Ağustos 2020’den bu yana diktatörlerine kahramanca direndiklerini, ancak başarılı olamadıklarını fark etmiş olabilir. 
Kluth, söz konusu yazısında, “Bununla birlikte, bir Rus devrimi açık ara en iyi sonuç olacaktır. Moskova’daki yeni rejim, saldırıdan tek başına Putin’i sorumlu tutabilir, ki bu doğru. O zaman rejim zayıf görünmeden Ukrayna savaşından çekilebilir ve uluslararası toplum Rusya’yı kollarını açarak karşılayabilir. Bu senaryoda, Rusya dahil dünya daha iyi bir yer olacaktır” ifadelerini kullandı.

6- Çin müdahalesi
Kluth, ikinci en iyi ve en mantıklı senaryonun Çin’i içerdiğini belirtti.
Devlet Başkanı Şi Cinping yönetimindeki Çin, kendisini Rusya’nın bir müttefiki olmasa da, en azından ABD liderliğindeki Batı karşısındaki direnişte bir ortak olarak görüyor.
Rusya azalan bir güç iken, Çin kendisini yükselen bir güç olarak görüyor.
Cinping, Putin’in zaman zaman yararlı olabileceğine inanıyor, ancak onunla ilişkilerin de potansiyel bir yük olduğuna inanıyor.
Çin, başka bir ülkenin ulusal egemenliğini ihlal ettiği için Putin’in saldırısı konusunda derin bir çelişki içinde.

Çin Devlet Başkanı ve Rusya Devlet Başkanı Putin (Kremlin) 
Pekin, nükleer silahların kullanımını ve bunun sonucunda ortaya çıkacak küresel kaosu kesinlikle tasvip etmeyecektir.
Kluth, Çin’in Putin’in elini kolunu bağlamaya karar vermesi durumunda şüphesiz bundan fayda sağlayacağını düşünüyor.
Pekin, Moskova’nın ihtiyaç duyduğu ekonomik ve diplomatik can damarlarını kesebilir.
Aynı zamanda koridorların sonunda Putin’e gizli kapılar sunabilir.
Sonuçta, köşeye sıkışmış bir fareyle baş etmenin en iyi yolu, daha fazla zarar vermeden kaçmasına izin vermektir.



Anlaşmazlık ayrıntılarda değil, özde

Gazze Şeridi'nin merkezindeki Bureyc Mülteci Kampında havadan insani yardımların atılacağı noktaya yönelen yerinden edilmiş Filistinliler, 17 Ağustos 2025 (AFP)
Gazze Şeridi'nin merkezindeki Bureyc Mülteci Kampında havadan insani yardımların atılacağı noktaya yönelen yerinden edilmiş Filistinliler, 17 Ağustos 2025 (AFP)
TT

Anlaşmazlık ayrıntılarda değil, özde

Gazze Şeridi'nin merkezindeki Bureyc Mülteci Kampında havadan insani yardımların atılacağı noktaya yönelen yerinden edilmiş Filistinliler, 17 Ağustos 2025 (AFP)
Gazze Şeridi'nin merkezindeki Bureyc Mülteci Kampında havadan insani yardımların atılacağı noktaya yönelen yerinden edilmiş Filistinliler, 17 Ağustos 2025 (AFP)

Nebil Fehmi

BBC kanalında yakın zamanda katıldığım bir programda, sunucu Gazze ile ilgili devam eden müzakereleri ve bazı ayrıntılar sebebiyle tekrar tekrar çıkmaza girmelerinin nedenlerini sormuştu. Cevabım açık ve netti; anlaşmazlık ayrıntılarda değil, çatışmanın özü konusunda.

Birkaç gün sonra, İsrail ve Amerika Birleşik Devletleri'nin kapsamlı ve eksiksiz bir çözüm lehine kısmi ve geçici çözümler fikrini yeniden değerlendirdiklerine dair haberleri takip ettim. İlk bakışta bunu olumlu bir işaret olarak gördüm. Bu haberler, bir dizi Batılı ülkenin Filistin Devleti'ni sonbaharda tanıma niyetini açıklaması ve Suudi Arabistan ile Fransa’nın himayesinde BM’de düzenlenen “iki devletli çözüm” konferansının sona ermesiyle birlikte geldi.

Ancak, uzun müzakere deneyimim beni temkinli olmaya ve haberleri yakından takip etmeye yöneltti. Nitekim “kapsamlı” teriminin, bazı Filistinli tutuklular karşılığında tüm rehinelerin iadesini, Gazze'deki savaşın sona erdirilmesini içeren bir anlaşma anlamına geldiği ortaya çıktı. Dahası İsrail hemen Hamas liderlerinin, Gazze Şeridi dışında da her yerde hedef alınacaklarını vurguladı. Savaşın durmasının Gazze’den çekilmesi anlamına geldiği düşüncesine bağlı kalmaktan veya daha önceki önemli bir talebinden, yani İsrail'in Gazze'de güvenliği kontrol etmeye devam etmesi talebinden geri adım atmaktan kaçındı. Filistin-İsrail çatışmasının çözümünden, Batı Şeria ile Gazze Şeridi'ndeki işgalin sona erdirilmesinden ise kesinlikle bahsetmedi. Tam aksine, Knesset Batı Şeria'yı ilhak eden bir yasa çıkardı ve Başbakan tüm Gazze'yi işgal etme niyetini açıkladı.

Basitçe ve tüm samimiyetimle ifade etmem gerekirse, Gazze ve Batı Şeria'daki Filistin-İsrail sorunu hem günümüzde hem de geçmişte, her iki alandaki siyasi merkezler ile barışçıl müzakere sürecini destekleyenler arasında tartışmalar yaşansa bile, ayrıntılar üzerindeki anlaşmazlıklar nedeniyle sekteye uğramadı. Sorun daha ziyade çatışmanın özü, yani işgalin sona erdirilmesi konusundaki anlaşmazlıkta yatıyor. Bir diğer neden de iki bağımsız devletin kuruluşuna dayalı barışçıl bir çözümle bağdaşmayan ideolojik pozisyonlar benimseyen sağın siyasi yönelimlerine karşı, siyasi merkez içinde daha ağır basması gereken siyasi ağırlık ve güvenilirliğin eksikliğidir. Bunun en açık kanıtı, İsrail'in kuruluşundan bu yana en radikal hükümet tarafından yönetiliyor olması ve Hamas ile diğer örgütlerin Filistin'deki Gazze müzakerelerine hakim olmasıdır. Burada işgalci devletin sorumluluğunu asla işgal altındaki bir halkın sorumluluğuyla eş tutmadığım bilinmeli.

Çözüm sürecinin sekteye uğramasının ardındaki temel engel, İsrail'deki büyük çoğunluğun bir Filistin devletinin kuruluşunu desteklememesi ve zorla göç ettirme, soykırım ve aç bırakma uygulamalarının benimsenmesi ile siyasi dümenin sağa çevrilmesidir. Buna karşılık daha ılımlı siyasi hareketler tereddüt etmiş ve İsrail arenasını “iki devletli çözüme” doğru taşımada başarısız olmuştur. Dahası devletin kuruluşundan bu yana hiçbir İsrail başbakanının Filistin devletinin kurulmasına destek veren tek bir açıklaması bile olmamıştır. Başka bir deyişle, İsrail'in tutumu, en iyi haliyle bile, meselenin özüne ilişkin yetersiz kalmış ve siyasi merkez, İsrail arenasını bir çözüme çekmeyi başaramamıştır. Dahası, radikal akımların uygulamaları Büyük İsrail'i kurmayı amaçlamıştır.

İsrail, bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını desteklemiyor ve şu anda hem halk hem de toprak olarak Filistin davasını tutkuyla ve şiddetle ortadan kaldırmak için çalışıyor. İşte temel ikilem budur.

Buna karşılık hem İsrail solunu hem de sağını birleştiren temel talep, Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nde İsrail’in çekileceği topraklardan kendisine yönelik tehditleri önleyecek düzenlemeler üzerinde anlaşmaya varılması gerekliliğidir. Bu talep ek olarak, komşu Arap devletlerinden gelebilecek tehditleri önlemek için Ürdün Nehri üzerinde İsrail güvenlik gücünün varlığını da içeriyor. Buna ilaveten, Filistin Otoritesi’nin savunma ile ilgilendiğini vurgulamasına, taraflara ani saldırılara karşı teminat olarak güvenlik düzenlemeleri üzerinde anlaşmaya varma fikrini reddetmemesine rağmen, İsrail şu anda Gazze içindeki askeri varlığını sürdürme konusunda da ısrarcı. Ne var ki, Filistin Otoritesi’nin bu tutumuna karşılık, haritanın sağındaki Filistinli direniş örgütleri, “iki devletli çözüm” konusunda bir anlaşmaya varılmadığı sürece, somut düzenlemeler veya silahsızlanma konusunda herhangi bir taahhütte bulunmadılar.

Ardından 7 Ekim 2023 hadisesine ve onu takip eden Gazze Şeridi'nde masum insanların ölümüne tanık olduk. Durum her iki tarafta da giderek gergin ve karmaşık bir hale geldi. Bu noktada önümüzdeki ikilemi bir dizi sonuçla özetlemek istiyorum:

- İsrailliler, bir Filistin devleti kurulup çatışma sona ermedikçe güven ve emniyete kavuşamayacaklardır.

- Filistinliler, sınırlı toprak takası ile birlikte 1967 sınırlarına dayanan, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir ulusal devlet hayalini, İsrail kendini güvende ve emniyette hissetmediği sürece gerçekleştiremeyeceklerdir.

- Ne İsrail ne de Filistin siyasi çevreleri, dengeyi düzeltip çatışmayı çözecek tarihi kararlar için siyasi ivme yaratamazlar. Bunun için hem İsrail hem de Filistin çevrelerine baskı yapacak ve onları canlandıracak geniş kapsamlı uluslararası siyasi aktivizm gerekmektedir.

Gazze'nin istikrara kavuşturulması ve yeniden inşası meselesi, uzun yıllar alacak ve muazzam kaynaklar gerektirecektir. Ayrıca, Mısır-Arap Girişimi'nde önerildiği gibi, Gazze'yi geçici olarak yönetmek ve güvence altına almak için Filistinlilerin onayıyla bir idari organ, bölgesel ve uluslararası güvenlik mekanizmaları oluşturulmalıdır. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre bu meseleler ancak çatışmaya kapsamlı ve kalıcı bir çözüm çerçevesinde başarılabilir, çünkü ülkeler çatışmanın sona erdirilmesi bağlamı dışında Gazze Şeridi'ndeki mali veya idari ve güvenlik düzenlemelerine katkıda bulunmakta isteksiz olacaklardır.

Uluslararası toplum, özellikle de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ve Güvenlik Konseyi daha etkili bir rol oynamalıdır. Genel Kurul, “İki Devletli Çözüm” konferansı hakkında takip kararları yayınlamalı ve kararlarının belirli bir süre içinde yürürlüğe girmesini sağlamalıdır. Ayrıca, sona eren konferansın ardından, özellikle Batı Şeria'nın ilhakı ve Gazze'de yayılma konusunda İsrail'in uzlaşmaz tutumu nedeniyle, önlemler alınmalıdır.

Güvenlik Konseyi, gerekli siyasi ağırlığı sağlamak ve Batı-Rusya hassasiyetlerinden kaçınmak için tüm üye devletler tarafından kabul edilebilecek bir karar almalıdır. Karar şunları içermelidir:

A- Gazze'nin yeniden inşası ve Gazze Şeridi'nin yönetimi ve güvenliği için ayrıntılı bir plan hazırlamak.

B- Filistinlilerin 1967 sınırlarına dayalı, başkenti Doğu Kudüs olan egemen bir devlet kurma yönündeki ulusal taleplerini karşılamak için çatışmayı uluslararası meşruiyet temelinde çözmek üzere kapsamlı ve bütünleşik bir plan hazırlamak, ibadethanelerin yönetimi ve güvenliği için özel düzenlemeler ve Filistinli mültecilerin geri dönmesi veya zararlarının tazminatı için özel bir teklif hazırlamak.

C- Ani güvenlik tehditlerinden kaçınmak için İsrail ve Filistin’in güvenlik ihtiyaçlarına yanıt verecek kurallar ve düzenlemeler belirlemek.

D- İsrail ve Filistinli taraflar arasında güven tesis edilene kadar uzayabilecek bu çeşitli unsurların ilk uygulama dönemini izlemek ve takip etmek için uluslararası bir mekanizma kurmak.

Çözüm, sonsuz ayrıntı ve talep tuzağından kaçınmak, çatışmanın özüne kararlı bir şekilde odaklanmak ve tüm tarafların eşit haklara sahip olmasını sağlamakta gizlidir.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.