Husilerin Sana’da silah altına alma kampanyası karşılık bulmadı

Sana’da Yemen hükümetine karşı savaşan Husi unsurların cenazesine katılan milisler. (EPA)
Sana’da Yemen hükümetine karşı savaşan Husi unsurların cenazesine katılan milisler. (EPA)
TT

Husilerin Sana’da silah altına alma kampanyası karşılık bulmadı

Sana’da Yemen hükümetine karşı savaşan Husi unsurların cenazesine katılan milisler. (EPA)
Sana’da Yemen hükümetine karşı savaşan Husi unsurların cenazesine katılan milisler. (EPA)

İran destekli Husi milislerin geçtiğimiz günlerde grubun lideri Abdülmelik el Husi liderliğinde başlatılan silah altına alma kampanyası başarısızlığa uğradı. Yemen’in başkenti Sana’dan kaynaklar yaklaşık üç gün önce darbeci hükümetin lideri Abdulaziz bin Hebtur’un Sana’daki liderler ve çok sayıda milisin huzurunda, ‘Yemen Kasırgası’  sloganı ile sivilleri silah altına alma kampanyası başlattığını aktardı.
Kaynaklara göre Husiler, Yemen Kasırgası duyurusunun ardından yetkililer tarafından saha ekipleri kurarak yeni savaşçılar bulmak için başkent sokaklarında kampanyaya başladı. Kaynaklar, Husilerin, Sana’nın es Safiye, es Sabin, el Vahde, es Sevra, Main ve et Tahrir mahallerinde silah altına alma kampanyasına halkın karşı olduğunu vurguladı.
Sana sakinleri Şarku’l Avsat’a, İran destekli Husi milislerin başkentteki hamlelerine hız vererek halktan çocuklarını zorla cephede savaştırmalarını talep ettiği konusunda şikayette bulundular. Bölge sakinlerden bazıları Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, terörist grubun kampanyaların rağmen Yemenlilerin durumun ciddiyetinin farkında olduğunu belirterek kendilerinin, çocuklarının, gençlerin ve yaşlıların Husilerin hedefinde olduğunu bildirdi. Açıklamada, Husilerin Sana sakinlerini cepheye çekmeye çalıştıklarına işaret ederek daha sonra cansız bedenlerin kendilerine gönderildiğini söyledi.
Bu bağlamda Husilerin, Sana’daki yönetime yakın bir kaynak, grubun liderlerinin geçtiğimiz hafta sonunda sivillerin silah altına alınması için başlatılan Yemen Kasırgası kampanyasının seyrini görmek amacıyla Sana’nın bazı mahallerini ziyaret ettiğini aktardı.
Kaynak, bahsi geçen bu mahallerde nüfusun yoğun olmasına rağmen Husilerin büyük bir hayal kırıklığı yaşadığını vurguladı.
Husilerin baskısından çekinmesi nedeniyle kimliğini açıklamak istemeyen kaynak Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, halkın isteksizliği sebebiyle Husilerin hedeflenen bölgelerde yaptığı seferberlik çağrılarının karşılık bulmadığını, yalnızca birkaç kişinin saflarına dahil olduğunu kaydetti.
Kaynak, Sana’daki grup liderlerinin seferberlik  sürecini tekrar başarılı kılmak için takipçilerine tekrar sahaya dönmeleri ve her türlü yıldırma araçlarını kullanmaları talimatını verdiğini aktardı.
Aynı kaynağa göre, talimatlar arasında her okuldan en az 7 öğrencinin silah altına alınması zorunlu kılındı.
Husi liderlerin saha denetçilerini takip ettiğini belirten kaynaklar, silah altına alma ve seferberlik kampanyasının başarı olmaması halinde bu konu için görevlendirilen unsurların çeşitli haklardan mahrum edileceğini aktardı.
Yemen’de meşru hükümeti destekleyen Arap Koalisyonu’nun desteğiyle Yemen güçleri Marib, Taiz, Cevf, Hacca ve diğer cephelerde Husilere büyük insan kayıpları yaşatması sonucu milisler özellikle kontrol ettiği bölgelerde sivilleri hedef almak amacıyla Yemen Kasırgası’na hız verdiler.
Konu hakkında bilgi sahibi kaynaklar daha önce Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada, Husi milislerin Sana ve kontrol ettiği diğer şehirlerde yüksek alarm durumuna geçtiğini belirterek tüm takipçilerini cephelerin desteklenmesi adına silah altına alma kampanyasına davet ettiğini bildirdi.
Husi Yüksek Siyasi Konseyi başkanı Mehdi El Mashat, yaklaşık iki hafta önce Husi savaşçı sayısında ciddi bir azalma olduğunu itiraf ederek çeşitli kurumları, sivil sektörleri ve kontrolleri altındaki bölgelerdeki destekçilerini seferberliğe çağırdı.
SABA haber ajansına göre Mashat, Yahya el Rai, Abdulaziz bin Hebtur, Muhamed el Adirus ve Sana’daki bazı Husi liderleri çağırarak seferberlik ve silah altına alma kampanyasına dair acil bir toplantı düzenledi.
Husi medyasına göre Mashat açıklamasında, seferberlik kampanyasının milislerin kontrolü alanlardaki tüm kurum ve kuruluşları içereceğini bildirdi. Yetkili, kontrolü altındaki kurumların seferberlik kampanyası konusunda aktif rol oynaması gerektiğini vurguladı.



Gazze ateşkesi: Philadelphia Koridoru 2 ile ilgili anlaşmazlıklar arabulucuların çabalarını zorlaştırıyor

Dün Gazze şehrinde yıkımın ortasında yükselen duman (Reuters)
Dün Gazze şehrinde yıkımın ortasında yükselen duman (Reuters)
TT

Gazze ateşkesi: Philadelphia Koridoru 2 ile ilgili anlaşmazlıklar arabulucuların çabalarını zorlaştırıyor

Dün Gazze şehrinde yıkımın ortasında yükselen duman (Reuters)
Dün Gazze şehrinde yıkımın ortasında yükselen duman (Reuters)

ABD-İsrail görüşmelerinde Hamas ile İsrail arasında anlaşmazlık konusu ‘tek nokta’ olan, İsrail'in Mısır sınırı yakınlarındaki stratejik bir bölgenin kontrolünü ele geçirmesi ve Kahire'nin bunu reddetmesi konuşuluyor.

Mısırlı ve Filistinli kaynaklar, Katar’ın başkenti Doha'da devam eden ateşkes görüşmelerinde ‘taraflar arasında uçurumlar’ ve ‘İsrail'in inatçılığı’ olduğunu vurguladılar.

İsrail basını, müzakere masasında bir ‘kriz’ olduğu yönünde sızıntıları aktarırken özellikle Mısır'ın, arabulucuların anlaşmaya varmak için çabalarını desteklemek üzere uluslararası toplumun ve Avrupa ülkelerinin arabulucu rolü almasını talep etmesi ve Katar heyetinin ABD'de bulunması bu sızıntılara neden oluyor.

Şarku’l Avsat’a konuşan uzmanlar, İsrail'in Mısır sınırı yakınlarındaki bölgelerden, özellikle de ‘Philadelphia Koridoru 1 ve Philadelphia Koridoru 2’ bölgelerinden çekilmemeyi sürdürmesi halinde müzakerelerin çıkmaza girebileceğini düşünüyor.

gthy
Salı günü Gazze'nin güneyindeki Morag Ekseni’nde seyir halindeki İsrail askeri araçları (AP)

Mısır, geçtiğimiz yıl sınırlarına yakın olan Philadelphia (Salahaddin) Koridoru’nun İsrail tarafından yeniden işgal edilmesini reddetmiş ve iki taraf arasında bu konuda gerginlikler yaşanırken derhal geri çekilmesini talep etmişti. Öte yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu geçtiğimiz nisan ayında, ‘Philadelphia Koridoru 2’ olarak nitelendirdiği, Han Yunus’un hemen güneyinde uzanan bir askeri yol olan Morag Ekseni’nin kontrol altına alınması gerektiğini ve bu koridorun işgal edilmesinin Filistin'in Refah bölgesini Gazze Şeridi'nden ayırmaya imkan vereceğini açıklamıştı.

"Stratejik riskler"

Dün Şarku’l Avsat’a konuşan Mısırlı bir kaynak, Kahire'nin İsrail'in Philadelphia Koridoru veya Morag Ekseni gibi bölgelerden çekilmesinin önemine ilişkin tutumunun sarsılmaz olduğunu ve ‘Filistinlileri Refah'ta toplama gibi, bölgedeki istikrarı bozacak ve onların zorla yerlerinden edilmesine yol açacak başka planlar dayatılmasının kesinlikle kabul edilemez’ olduğunu belirtti.

Doha’daki mevcut müzakerelerin ‘gizli’ olduğunu ve ABD ve İsrail çevrelerinde yayılan söylentilerin aksine, müzakerelerin sona ermiş ve çıkmaza girmiş olabileceğini düşünen kaynak, buna karşın ABD’nin baskısıyla İsrail'in tutumunun değişmesi halinde bu durumun değişebileceğini belirtiyor.

fvbfrg
Dün Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki Gazze şehrinde İsrail'in saldırısının ardından dumanların yükseldiği görüntü (AFP)

Filistinli bir kaynak, Morag Ekseni’nin müzakere belgesinde kalan veya temel sorun olmadığını, işgalci İsrail’in geri çekileceği bölgeler konusunda bir anlaşmaya varılması ve uluslararası toplum ile Birleşmiş Milletler (BM) kurumlarının insani yardımları ulaştırma rolünün yeniden aktif hale getirilmesi gerektiğini, bunun da Washington'ın işgalci İsrail’e karşı ciddi bir tutum sergilemesi ve anlaşmayı engellememesi veya başarısızlığa uğratmaması için baskı yapması halinde gerçekleşebileceğini’ belirtti.

Dün Şarku’l Avsat’a konuşan kaynak, Mısır’ın İsrail’in önerisini reddettiği ve bu konuda net bir tavır sergilediğini belirterek, Kahire’nin İsrail’in Refah bölgesindeki işgalinin Mısır'ın ulusal güvenliği için doğrudan bir tehdit oluşturduğunun ve Morag Ekseni gibi sınır şeridine yakın bölgelere düzensiz bir şekilde çekilmenin gelecekte ciddi gerginliklere yol açabilecek stratejik riskler barındırdığının farkında olduğunu da sözlerine ekledi.

Öte yandan İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth, başlıca anlaşmazlık noktasının İsrail'in Morag Eksenini kontrol altında tutma planıyla ilgili olduğunu aktardı. Gazete  bu konuyla ilgili olarak İsrail’de, rehinelerin serbest bırakılmasını geciktirebileceğini düşünenler ile İsrail'in, yerinden edilmiş kişileri Hamas üyelerinden ayırmak için bir şehir inşa etme girişimleri çerçevesinde bunun hayati önem taşıdığını düşünenler arasında görüş ayrılığı olduğunu bildirdi.

bgy
Dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Nasır Hastanesi önünde cenaze töreni düzenleyen Filistinliler (AFP)

Öte yandan İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz pazartesi günü yaptığı açıklamada, bakanlığın Refah bölgesinde en az 600 bin Filistinliyi kabul etmek üzere yeni bir insani bölge kuracağını ve bu bölgenin Hamas’tan arındırılmış olacağını söyledi.

‘ABD baskısı’ kartı

Eski Mısır Dışişleri Bakanı ve Mısır Dışişleri Konseyi Başkanı Büyükelçi Muhammed Urabi, İsrail'in Mısır için kabul edilemez olan sınırlarda kalma gibi tutumunu değiştirmediği sürece ateşkes için bir fırsat olduğunu düşünmüyor. Masada birtakım zorluklar olduğunu ve anlaşma için son şansın giderek azaldığını belirten Büyükelçi Urabi, İsrail'in anlaşmayı kabul etmek için henüz ciddi bir adım atmadığını vurguladı.

Hamas konusunda uzman Filistinli siyasi analist İbrahim el-Medhun, İsrail'in çekilmeyi engellemeye ve uluslararası kuruluşların çalışmalarını aksatmaya çalıştığını belirterek, “İsrail'in Gazze'nin güneyinden ve doğusundan çekilmeme konusundaki ısrarı, zorla yerinden etme planının hâlâ geçerli olduğu yönündeki endişeleri güçlendiriyor ve bu da gerçek bir sükunet veya kapsamlı bir siyasi çözüm için gösterilen çabaları baltalıyor” dedi.

dfrgt
Dün Gazze şehrinin batısındaki Şati Mülteci Kampı’nda İsrail'in saldırısının yol açtığı yıkıma derin düşüncelerle bakan Filistinli bir genç (AFP)

Filistinli siyasi analist Nizar Nazzal ise İsrail'in Morag Ekseni’nde kalma ısrarının arabulucuların çabalarını zorlaştırdığını ve İsrail'in yerinden etme planını sürdürme niyetini ortaya koyduğunu belirtti. Mısır'ın ‘ulusal güvenliğine tehdit oluşturduğu için bunu kabul etmeyeceğini’ ifade eden Nazzal, “Ancak genel olarak, ABD’nin Netanyahu üzerindeki baskısı, onun bu eksende güçlerini azaltmasına ve geçici bir anlaşmaya varmaya yöneltebilir” şeklinde konuştu.

Avrupa Birliği'nin rolü

İsrail’in ateşkes ve esir takası anlaşmasını tehdit eden bu hamleleri devam ederken Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati, Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot ve ve Hollanda Dışişleri Bakanı Kasper Veldkamp ile dün Gazze'de ateşkese ilişkin müzakerelere dair son gelişmeleri, uluslararası toplumun sorumluluklarını yerine getirmesi ihtiyacını ve ateşkes çabalarını destekleme konusunda Avrupa Birliği'nin (AB) rolünün önemini görüştü.

Yedioth Ahronoth gazetesi, Katar heyetinin bu hafta Washington'a giderek ABD yönetiminin üst düzey yetkilileriyle görüşmelerde bulunduğunu, Başkan Donald Trump'ın ise salı günü İsrail Başbakanı Netanyahu ile Beyaz Saray'da ikinci kez bir araya gelerek ‘Gazze konusunda azami baskı uygulamak’ için görüşmelerde bulunduğunu bildirdi.

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar dün düzenlediği basın toplantısında,İsrail'in ‘Gazze'de ateşkes sağlanması konusunda ciddi olduğunu ve bunun gerçekleştirilebilir bir hedef olduğunu’ vurguladı. Sa’ar, “Geçici bir ateşkes sağlanırsa, kalıcı bir ateşkes için müzakerelere başlayacağız” dedi.

İsrail ve ABD'nin anlaşmayı desteklemesinin ‘gerçekte hiçbir karşılığı olmadığını’ düşünen Urubi, “Washington İsrail’e baskı yapmadığı sürece, ateşkes anlaşması olmayacak ve bu da İsrail’in bölgede barışı engellemeden veya geciktirmeden gerçek bir yol izlemesini sağlayacak. Mısır’ın şu anki girişimleri akıllıca ve sorumluluk sahibidir ve arabulucuların çabalarına uluslararası ve Avrupa desteği sağlamak ve bölgede istikrarı sağlamak amacıyla yapılıyor” değerlendirmesinde bulundu.

Öte yandan Medhun’a göre İsrail'in bu yaklaşımını sürdürmesi, daha fazla tırmanışa ve 60 günlük sınırlı bir ateşkes fikrinin önünü açacak, ancak nihai bir çözüm getirmeyecek. Medhun, böyle bir durumun ise Filistinliler tarafından kabul edilmeyeceğinin altını çizdi.

Nazzal ise, anlaşmanın açıklanmasının ardından ABD'nin baskısıyla ‘İsrail'in, Hamas’ın çok sayıda rehineyi serbest bırakmasının ardından bölgeyi yeniden savaşa sürükleyecek mayınlar döşeyeceğini’ öngörüyor.