Libya’daki yabancı savaşçıların geleceği, seçimlere ve istikrara bağlı

Gribel: Siyasi bölünme ‘yabancı savaşçıların ihracı’ planlarını erteletti

Tuğgeneral Fituri Gribel. (Şarku’l Avsat)
Tuğgeneral Fituri Gribel. (Şarku’l Avsat)
TT

Libya’daki yabancı savaşçıların geleceği, seçimlere ve istikrara bağlı

Tuğgeneral Fituri Gribel. (Şarku’l Avsat)
Tuğgeneral Fituri Gribel. (Şarku’l Avsat)

Libya'da iki farklı hükümet arasındaki gerginlik, ülkedeki yaşam koşullarının tümünü etkiledi.  
Libyalı vatandaşlar ve siyasiler, binlerce yabancı ülke askeri ile paralı askerlerin varlığı gölgesinde ülkenin geleceğinin nasıl şekilleneceğini sorgulamaya başladı. Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe ve İstikrar Hükümeti Başbakanı Fethi Başağa arasındaki gerginlik, ‘yabancı asker’ dosyasının tartışılmasını erteletecek mi? Yabancı askerler Libya’da kalmaya devam mı edecek?
BM öncülüğünde Libyalı tarafları temsilen oluşturulan 5+5 Ortak Askeri Komitesi'nin Ulusal Birlik Hükümeti’ni temsil eden üyesi Tuğgeneral Fituri Gribel; ortak askeri komitenin yabancı paralı askerlerin ihracı için belirlediği ’yol haritasının’ belirsiz bir süreliğine ertelendiğini, bunun sebebinin ise ülkedeki siyasi bölünme olduğunu söyledi.
Şarku’l Avsat’a açıklamalarda bulunan Gribel, askeri komite olarak, Birleşmiş Milletler, bölgedeki etkin güçler ve Libya’da asker bulunduran ülkelerle koordine bir biçimde tüm teknik çalışmaları tamamladıklarını ancak seçimlerin yapılamaması nedeniyle çalışmalarının sonuçsuz kaldığını söyledi.
Tunus ve Kahire toplantılarında iletişim heyetleri oluşturduklarını ve Libya’daki çatışmalara müdahil olan taraflarla görüştüklerini belirten Gribel, “Rusya ve Türkiye’yi ziyaret ederek toplantı sonuçlarımız hakkında bilgi verdik. Seçimlerin düzenlenmesini ve birleşik bir siyasi yapı ile bir devlet başkanı seçilmesini bekliyorduk. Böylelikle, planlarımızı uygulamaya koyabilecektik. Ancak maalesef mevcut siyasi taraflar seçimin yapılmasını engelledi. Durum böyle devam ederse komitenin çalışmalarını uygulamaya koyması mümkün olmayacaktır” diye konuştu.
Tüm dünyanın Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik savaşıyla meşgul olduğunu ve Ortak Askeri Komite ile özellikle Rus tarafı arasındaki müzakerelerin devam etme şansının olmayabileceğini kabul eden Gribel; “Seçimler yapılır da yeni bir meclis ve hükümet seçilirse, yabancı paralı askerleri gerekirse zor kullanarak ülkeden ihraç edebiliriz. Rusya Ukrayna savaşıyla meşgul olduğu için buradaki Wagner savaşçılarına orada ihtiyaç duyabilir. Biz de bu durumdan faydalanmış oluruz” dedi.
“5+5” ortak askeri komitesinin üyeleri, 2021 Aralık ayı başında sırasıyla Ankara ve Moskova'yı ziyaret ederek, oradaki yetkililerle komitenin “paralı askerler ve yabancı kuvvetlerin’’ ülkeden çıkarılmasıyla ilgili hazırladığı planlar hakkında görüşmelerde bulunmuştu.
Güvenlik stratejileri uzmanı Libyalı araştırmacı Ferec Zeydan, ülkedeki mevcut kutuplaşmanın, Libya devletinin, paralı askerler ve yabancı güçlerin ülkeden çıkarılması yönündeki iradesini olumsuz etkilediğini söyledi. Şarku’l Avsat’a açıklamada bulunan Zeydan: "Asıl engel Rus tarafı değil Türk tarafıdır. Nitekim Türk askerinin Libya’daki varlığı uluslararası meşruiyeti olan hükümetin talebi doğrultusunda oluşmuştur. Ruslar ise ülkeden ayrılmak için Türk askerlerinin de ülkeden çıkmasını şart koşmaktadır” diye konuştu.
Mısır Stratejik Araştırmalar Merkezi araştırmacılarından Ahmed Uleybe, Ekim 2020'de ateşkesin imzalanmasından bu yana, ‘yabancı güçlerin sınır dışı edilmesi’ dahil olmak üzere Ortak Askeri Komite tarafından üstlenilen güvenlik çabalarının kırılgan bir hale geldiğini belirtti. Bunun sebebinin ise ülkedeki keskin kutuplaşma olduğunu kaydeden Uleybe; “Doğuda Libya Ulusal Ordusuna yakın pozisyonda olan siyasiler, ülkenin geçiş döneminde, Başağa liderliğindeki istikrar hükümeti tarafından üstlenmesini istiyor. Batı tarafındakiler ise doğrudan bir seçim yapılmasını talep ediyor. Bu keskin bölünmenin ortak askeri komiteye de yansıması beklenir, bu durum ise çalışmalarını aksatacaktır” ifadelerini kullandı.
Rusya’nın Ukrayna savaşı nedeniyle, özellikle doğudaki bazı paralı askerlerin çekilebileceğini öngören Uleybe, “Kimse savaşın nereye evrilebileceğini bilemiyor. Türkiye’nin Ukrayna savaşındaki tutumu ne olacak savaşa dolaylı olarak müdahil mi olacak onu da bilemiyoruz” dedi.
Türkiye, Libya’daki askeri varlığının, Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti ile Türkiye arasında 27 Kasım 2019'da İstanbul'da imzalanan "güvenlik ve askeri işbirliği mutabakat muhtırası" dolayısıyla meşru olduğunu belirtiyor. Bu anlaşmaya istinaden ülkeden ayrılması yönündeki talepleri reddediyor. Rusya devleti ise paralı asker grubu Wagner ile resmi bir bağı olmadığını savunuyor.



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.