Suriye’nin kuzeyindeki kamplarda sel ve yangınlar mültecileri etkiliyor

Halep'in kuzeydoğu kırsalındaki mülteci kamplarında yağmur sularının pompalanması ve tahliyesi için kanallar açılıyor (Suriye Sivil Savunma kuruluşu Beyaz Baretliler)
Halep'in kuzeydoğu kırsalındaki mülteci kamplarında yağmur sularının pompalanması ve tahliyesi için kanallar açılıyor (Suriye Sivil Savunma kuruluşu Beyaz Baretliler)
TT

Suriye’nin kuzeyindeki kamplarda sel ve yangınlar mültecileri etkiliyor

Halep'in kuzeydoğu kırsalındaki mülteci kamplarında yağmur sularının pompalanması ve tahliyesi için kanallar açılıyor (Suriye Sivil Savunma kuruluşu Beyaz Baretliler)
Halep'in kuzeydoğu kırsalındaki mülteci kamplarında yağmur sularının pompalanması ve tahliyesi için kanallar açılıyor (Suriye Sivil Savunma kuruluşu Beyaz Baretliler)

Suriye’nin kuzey bölgelerinde şiddetli yağışların yaşanması sonucu onlarca çadırı su basarken, yerlerinden edilmiş kişilerin ev eşyaları zarar gördü. Şiddetli yağış kampların büyük bir bölümünü sular altında bırakırken çamur bataklıklar oluştu. Ayrıca yerlerinden edilmiş kişilerin güvenli olmayan ısıtma yöntemleri sonucu biri kadın 3 çocuk da yanarak can verdi.
Aktivistler, önceki gece  Suriye'nin kuzeybatısını şiddetli bir yağmur fırtınasının vurduğunu ve bunların büyük kısmının Suriye-Türkiye sınırına yayılan kamplar da meydana geldiğini söyledi. Yağışların yol açtığı sel felaketi Türkiye sınırının yakınlarındaki ki Atma kampında 40’a yakın çadırın batmasına sebep olurken, Sarmada kasabasındaki 140’ı aşkın çadır ise kısmen sular altında kaldı. Bu durum kamp sakinlerini nispeten daha güvenli olan yakınlardaki kamplara göçmeye itti. Halep’in güney kırsalından Atma bölgesindeki Kerame kampında kalan 4 çocuklu ve dul olan 45 yaşındaki Ümmü Ahmed, yağan şiddeti yağmur sebebiyle çadırlarına su dolduğunu söyledi. Ümmü Ahmed, gece boyunca yağan şiddetli yağmur sebebiyle, yağmurun olmadığı bölgedeki bir akrabasının çadırına geçtiğini söyledi. Sabah çadırına döndüğünde ise her şeyin sular içinde kaldığını gördü. Kadın ve oğulları örtü ve yastıkları çadırın kenarına sermesine rağmen çadır selden etkilendi. Yalnızca basit yiyecekleri kurtarabildiler.
Ümmü Ahmed, “Bunalım, her sağanak yağışta yaşadığımız bir trajedi ve olağanüstü insani koşullar. Bu yılki kış mevsiminde çadırımızı ve aynı kamptaki diğer çadırlarımızı 3 kez su bastı. Yetkili makamlara ve kuruluşlara, bizi korumak için çözümler ve araçlar sağlayarak (kampın etrafını toprak höyüklerle çevreleyerek veya yağmur suyunun kamp dışına geçişini kolaylaştıran kanalizasyon sistemleri kurarak) bize yardımcı olmaları için defalarca çağrıda bulunduk. Ancak taleplerimiz dikkate alınmadı ve kuruşlar her fırtınadan sonra battaniye gibi bazı ihtiyaçları dağıtmakla yetindiler” ifadelerini kullandı.
Ahmed el Hasan isimli aktivist ise son şiddetli yağmur ve fırtına sebebiyle bu durumdan etkilenenlerin sayısının 7 bin 811 olduğunu söyledi.  Hasan 2 bin 883 kişinin ise şiddetli yağmur sonucu çadırsız kaldığını aktardı. Hasan, yaşanan kayıpların İdlib'in kuzeyindeki Şeyh Bahr, Kafr Yahmul, Zerdana, Harbanush, Atma, Darkuş, Barisha, Advan, Kah ve Salva bölgelerinde yerinden edilenler için 58'den fazla kampı ve Halep’in kuzey kırsalındaki Idlib'in kamplarını içerdiğini de dile getirdi.
Beyaz Baretliler açıklamasında, ekiplerin önceki gece geç saatlerde Halep’in kuzeyindeki kamplarda çadırları sular altında kalan aileleri kurtarmak için tahliye yapıldığını açıkladı. Ekipler, çadırları çevreleyen bataklıkları kurutmak için filtreleme çalışmalarına devam ederken, Kabasin bölgesindeki yaklaşık 15 evi de su bastı. Sivil savunma ekipleri ve acil müdahale ekipleri suyu tahliye etmek için kanallar açarken, yaklaşık 50 aile geceyi akrabalarında geçirdi.
Diğer yandan aktivistler, İdlib’in kuzeyi ve Halep’in kuzeyindeki kamplarda kalan kimselerin güvenli olmayan ısıtma yöntemlerini kullanması sonucunda aralarında kadın ve çocuklarında bulunduğu 8 kişinin yandığını söyledi. Samir eş Şabani, Azez’deki direniş kampında biri kadın, biri erkek ve 3 çocuğun bulunduğu bir ailenin (rafine yağ kalıntıları) yakıtla çalışan ısıtıcının tutuşması sonucu yandığını bildirdi. Sağlık ekipleri ve Suriye Sivil Savunma ekipleri, aileyi tedavi edilmek üzere hastaneye götürdü.
İdlib'in kuzeyindeki Deyr Hassan kamplarında yerinden edilenlerin kaldığı çadırlardan birinde meydana gelen yangında 3 çocuğun ağır bir şekilde yaralandığı aktarıldı. Bu, Atma ve Kah sınır kamplarında yangınların olduğu aynı döneme denk geldi. Yaşanan bu yangınlar yerinden edilmiş kişilerin plastik, kömür ve yakıt gibi sağlıksız ve güvenli olmayan ısıtma yöntemlerini kullanmalarından kaynaklanıyor. Çünkü bahsi geçen bu yakıtlar, yakacak odun ve motorin fiyatlarına göre daha ucuz.



Gazze ateşkesi, anlaşma şartlarının yarattığı engeller ve ilerleme umutları arasında sıkışıp kaldı

İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de bulunan Halime es-Sadiye Okulu'na düzenlediği saldırının meydana getirdiği hasarı inceleyen Filistinliler (AFP)
İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de bulunan Halime es-Sadiye Okulu'na düzenlediği saldırının meydana getirdiği hasarı inceleyen Filistinliler (AFP)
TT

Gazze ateşkesi, anlaşma şartlarının yarattığı engeller ve ilerleme umutları arasında sıkışıp kaldı

İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de bulunan Halime es-Sadiye Okulu'na düzenlediği saldırının meydana getirdiği hasarı inceleyen Filistinliler (AFP)
İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de bulunan Halime es-Sadiye Okulu'na düzenlediği saldırının meydana getirdiği hasarı inceleyen Filistinliler (AFP)

Gazze ateşkes müzakereleri, Hamas'ın İsrail'i engellemekle suçladığı ve ABD ile İsrail'in görüşmelerde bir ilerleme kaydedileceği ve birkaç gün içinde anlaşmaya varılacağı yönündeki iyimser söylemleri arasında Katar'ın başkenti Doha'da altıncı gününe girdi.

Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlar, karmaşık müzakere sahnesini deşifre etti. Uzmanlara göre, görüşmelerin geleceğine dair süren belirsizliğe rağmen, Amerikan tarafının açık ve doğrudan baskıları sayesinde bir ‘çözülme’ ihtimali ağır basıyor. Bu süreçte, engelleyici şartların aşılması ve Hamas’a bazı güvencelerin verilmesi öngörülüyor. Ayrıca, ABD ile İsrail arasında Gazze cephesinde bir sakinlik sağlanması konusunda mutabakat bulunuyor. Zira, Washington ile Tahran arasındaki mevcut görüşme hattı başarısız olursa, İran’a ikinci bir saldırı düzenlenmesi ihtimali değerlendiriliyor.

Geçtiğimiz pazar gününden bu yana Doha'da devam eden müzakerelerin ortasında Netanyahu perşembe günü yayınladığı bir videoda Hamas'ın silahsızlandırılmasını, askeri kabiliyetlerinin olmamasını ve bölgeyi yönetmemesini şart koşarak bunlar olmadan Gazze Şeridi'nde anlaşma ihtimalini dışladı ve savaşa geri dönme tehdidinde bulundu. Netanyahu, “Bu müzakereler yoluyla elde edilebilirse iyi olur, aksi takdirde kahraman ordumuzun gücüyle başka yollarla elde edeceğiz” dedi.

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar perşembe günü Avusturya gazetesi Die Presse'ye verdiği röportajda, müzakerelerin geleceği için bir başka koşul öne sürerek Hamas liderlerinin sürgüne gönderilmesinin ‘savaşı sona erdirecek çözümün bir parçası olabileceğini’ belirtti.

Diğer yandan Hamas yaptığı açıklamada, İsrail'in ‘kötü niyetli’ tutumunu eleştirerek daha önce ‘saldırganlığın kalıcı olarak durdurulmasını, işgal ordusunun kapsamlı bir şekilde geri çekilmesini ve yardımların serbest akışını sağlayacak bir anlaşma karşılığında tüm esirlerin bir kerede serbest bırakılacağı kapsamlı bir takas anlaşmasına varmayı teklif ettiğini, ancak Netanyahu'nun o zaman bu teklifi reddederek kaçmaya ve daha fazla engel koymaya devam ettiğini’ vurguladı.

Bununla birlikte Hamas, hem Filistin hem de İsrail tarafındaki esirlerin serbest bırakılması karşılığında savaşı sona erdirecek bir anlaşmaya yönelik müzakerelere ‘olumlu ve sorumlu’ yaklaşımını sürdürdüğünü ifade etti. Bu açıklama, Hamas'ın ‘devam eden ateşkes görüşmelerinde yardım akışının sağlanması, İsrail güçlerinin Gazze Şeridi'nden çekilmesi ve kalıcı bir ateşkes için gerçek garantiler verilmesi de dâhil olmak üzere birçok önemli noktanın müzakere edildiğini’ belirtmesinden bir gün sonra geldi.

Han Yunus'ta yerinden edilmiş insanlar için kurulan derme çatma bir kampta yıkılmış çadırları inceleyen Filistinlilere bakan bir kadın (AFP)Han Yunus'ta yerinden edilmiş insanlar için kurulan derme çatma bir kampta yıkılmış çadırları inceleyen Filistinlilere bakan bir kadın (AFP)

Bu, Hamas liderlerinden Basim Naim'in ‘Netanyahu'nun 22 aylık savaş ve kıtlıkta başaramadığını müzakere masasında da başaramayacağını’ vurguladığı basın açıklamalarıyla aynı zamana denk geldi.

Netanyahu'nun Gazze Şeridi ve İran dosyalarına değindiği Washington ziyaretinin ardından İsrail yeniden İran'ı vurma tehdidinden söz etmeye başladı. Savunma Bakanı Yisrael Katz perşembe günü yaptığı açıklamada, İsrail'in İran tarafından tehdit edilmesi halinde bu ülkeyi ‘daha büyük bir güçle’ vuracağını söyledi.

İsrail'in haziran ayında İran'a karşı 12 gün süren bir hava savaşı başlatması bölgede daha geniş çaplı bir çatışma korkusu yarattı. İki taraf, 23 Haziran'da ABD Başkanı Donald Trump tarafından ilan edilen, ABD arabuluculuğunda bir ateşkes üzerinde anlaştı.

İsrail ve Filistin konularında uzman Mısırlı siyaset bilimi profesörü Dr. Tarık Fehmi, ateşkes müzakerelerinin engellerden ve ayrıntılara getirilen karartmadan, ABD'nin baskısı altında bir atılımın her iki tarafça da kabul edilmesine doğru ilerleyeceğini düşünüyor. Fehmi, Netanyahu'nun Washington ziyaretinde Gazze ve İran meselelerinin farklı görüşlere yol açacak şekilde ele alındığını, ancak Trump'ın Gazze'de anlaşmanın tamamlanması ve İsrail'in gerekirse İran'ı vurmasına izin verilmesi konusunda ısrarcı olduğunu belirtti.

Fehmi'ye göre bir atılım şansı, İsrail'in özellikle Mısır sınırına yakın Morag Koridoru’ndan kademeli olarak çekilmeyi kabul etmesiyle mümkün. Hamas, ABD yönetimiyle doğrudan iletişim kanalının devam etmesiyle bunu kabul edebilir. Bu da müzakerelerdeki pozisyonunu güçlendirecek, Netanyahu'nun Trump ile çatışmasını önleyecek ve İran'ı tekrar hedef alma isteklerini kabul etmesi karşılığında Gazze anlaşmasını uygulamasına olanak tanıyacaktır.

Filistinli siyasi analist Dr. Suheyl Diyab'a göre Hamas mümkün olduğunca çok şey teklif etti; ancak müzakereler Netanyahu'nun, ABD yönetiminin ve özellikle de İsrail içişlerinin krizleri nedeniyle tıkanmış durumda. Netanyahu, özellikle de kişisel çıkarları için herkesi manipüle etme girişimleri sona erdiğinden, kendisine sunulan senaryoları seçme konusunda halen büyük tereddütler yaşıyor.

Diyab, Netanyahu-Trump görüşmelerinin ayrıntıları henüz açıklanmadığı için Gazze ateşkes dosyasının İran dosyasının ayrıntılarıyla bağlantılı olduğunu göz ardı etmedi. Dünyanın ABD ve İran arasındaki anlaşma ya da anlaşmazlığın seyrini izlediği bu dönemde, bir atılım ve anlaşmanın teşvik edilmesi, İsrail ve Washington'un dikkat çekici bir şekilde yeniden zorladığı bir seçenek gibi görünüyor.

İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyine düzenlediği saldırılarda hayatını kaybeden Filistinliler (AFP)İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyine düzenlediği saldırılarda hayatını kaybeden Filistinliler (AFP)

Geçtiğimiz perşembe günü televizyonda yayınlanan bir röportajda Netanyahu birkaç gün içinde bir anlaşmaya varılacağı umudunu dile getirerek şunları söyledi: “50 esir halen Hamas tarafından tutuluyor ve bunlardan sadece 20'sinin hayatta olduğuna inanılıyor. Şu anda yaşayanların yarısının ve ölülerin yarısının çıkarılmasını öngören bir anlaşmamız var, yani 10 yaşayan insanımız ve yaklaşık 12 ölen rehinemiz kalacak, ancak onları da çıkaracağım. Umarım birkaç gün içinde bunu sonuçlandırabiliriz.”

Geçen hafta Netanyahu ile Beyaz Saray'da iki kez görüşen Trump, ateşkesin yakın olduğu söylemini yineleyerek bu haftayı olası bir tarih olarak belirledi. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio perşembe günü yaptığı açıklamada bir anlaşma için ‘büyük umutları’ olduğunu ifade etti.

Öte yandan Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, Alman mevkidaşı Johann Fadivoll ile yaptığı telefon görüşmesinde, Gazze Şeridi'ndeki son gelişmeler ile ateşkesin yeniden başlatılması ve bazı esir ve mahkûmların serbest bırakılmasına yönelik müzakerelerdeki gelişmeler hakkında bilgi verdi. Mısır Dışişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamaya göre Abdulati, ‘Filistin halkının kanının akıtılması ve trajik insani durum ışığında Gazze Şeridi'ne insani yardım akışının sağlanması gerektiğini’ vurguladı.

Fehmi'ye göre Gazze anlaşması yaklaşıyor. “Birkaç gün içinde anlaşma nihai aşamasına girecek. Pazar ya da pazartesi günü ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un son rötuşları yapmak üzere bölgeye bir ziyaret gerçekleştireceğini görebiliriz” diyen Fehmi, ‘Washington'un bölgedeki çıkarlarını düşünerek ve Trump'ı izleyicileri önünde mahcup etmemek için anlaşmanın başarısız olmasına izin vermeyeceğini’ vurguladı.

Diyab, Netanyahu'nun Washington ziyaretinden sonra bir anlaşma istediğine ve Trump'a hayır diyemeyeceğine inanıyor. Dolayısıyla siyasi çıkarları çerçevesinde kendisine daha fazla zaman kazandırabilecek bir atılımla ya da özellikle farklılıklar ve ABD'nin baskıcı tutumu nedeniyle kendisini devirecek bir tökezleme ve patlamayla karşı karşıya.